Wat Pho (Yatan Buda Tapınağı) veya diğer adıyla Wat Phra Chetuphon Tapınağı, Bangkok’un en eski ve en çok ilgi gören tapınaklarından birisi. Tarih ve tıp bilimini bir araya getirerek önemli bir meditasyon ve geleneksel masaj eğitim merkezi olan Wat Pho (The Temple of the Reclining Buddha), bazı kaynaklarda Tayland’ın ilk üniversitesi olarak geçiyor.
Wat Pho, 16. yüzyıl başlarında inşa edilmiş; 1781’de Bangkok’un başkent olmasıyla yeniden yapılandırılmış. Altın varak kaplı 46 metre uzunluğunda 15 metre yüksekliğindeki dev Budha heykeli tapınağın en ilgi çeken figürü. Heykel, 1800’lü yılların ortasında tapınağa yerleştirilmiş ve tapınak Tayland’ın ilk üniversitesi olarak işlemeye başlamış.
BANGKOK’TA NEREDE KALINIR
Riva Surya Bangkok, Khao San Yolu’na 5 dakikalık mesafede 4 yıldızlı bir otel. Khaosan Art Hotel, çok uygun fiyatlı, makul güzellikte bir seçenek. Dewan Bangkok, süslü, renkli ve uygun fiyatlı beğenebileceğiniz bir otel. Nappark Hostel @Khao San ve OYO 612 Hansa Hostel, Kha Son Road’ın popüler merkezi hostelleri.
Baan Noppawong, Grand Palace’a oldukça yakın, Bangkok’un hala ayakta duran nadir kolonyal evlerinden birinde. Baan Chart da bir butik otel, tereddütsüz kalabilirsiniz. Sala Arun, Bangkok Eski Şehir’de Şafak Tapınağı veya Wat Po’nun doğrudan manzarasına sahip.
Boxpackers Hostel Phranakorn, Grand Palace yakınlarında kalabileceğiniz yüksek puanlı bir hostel. Shanghai Mansion Bangkok, aslen 1892’de inşa edilmiş yenilenmiş bir binada, otantik China Town bölgesinde yer alıyor.
Anantara Siam Bangkok Hotel, Bangkok’un seçkin modern bölgesi Siam’da yer alan lüks bir otel. Hotel Indigo Bangkok Wireless Road, Sukhumvit Yolu, Siam ve Pathumwan’ın popüler bölgelere yürüyerek gidecek kadar yakın yüksek puanlı bir otel
Yatan Budha Tapınağı Wat Pho, Bangkok
Wat Pho, her turistin ziyaret etmesi gereken bir yer. Chao Phraya Nehri’nin kıyısında yer alan Yatan Buda Tapınağı olarak bilinen Wat Pho, Zümrüt Buda Tapınağı’nın hemen arkasında yer alıyor. Wat Pho’nun şimdiye kadar toplam 3 farklı isimle anılmış. Wat Pho, Wat Phra Chetun ve Yatan Buda Tapınağı.
Yatan Buda Tapınağı, Bangkok’un Ko Rattanakosin bölgesinde kurulmasından sonra Kral I. Rama’nın emriyle resmi olarak 1782 yılında inşa edilmiş. Başlangıçta bina, Watt Photharam adlı daha eski bir Ayutthaya dönemi tapınağının yerine inşa edilmiş. Kral III. Rama’nın saltanatı sırasında 16 yıldan fazla bir süre boyunca yenilenmiş ve genişletilmiş.
Tayland’daki ilk devlet üniversitelerinden biri olduğu için yerel halk, geleneksel tıp ve geleneksel Tay masajı okumak ve uygulamak için buraya gelmiş. Gezdiğinizde oldukça karmaşık bulacağınız kompleksin en dikkat çekici özelliği, 1848 yerleştirilen inşa edilen Yatan Buda Tapınağı. Tayland’daki en büyük Budha, bu tapınağın içerisinde yer alıyor.
Buda’nın ayak tabanında bulunan sedef desenlere mutlaka göz atın. Budha’nın nirvanaya ulaşmasının betimlendiği Yatan Budha Heykelinin sadece ayakları 3 metre yüksekliği ve 5 metre uzunluğunda. Uğurlu kabul edilen 108 sayısına atıfta bulunarak, ayak tabanlarına sedef taşlarla, 108 olumlu eylem ve sembol işlenmiş.
Altın yapıların, Buda resimlerinin ve mermer iç mekanların yanı sıra tapınak, Buddha’nın aydınlandığı orijinal Boddhi ağacının soyundan geldiğine inanılan bir Bodhi ağacına da ev sahipliği yapıyor. Duvarlar, Ramakien destanından sahneleri gösteren mermer kesme taşlardan yapılmış.
Duvarın dibinde sıralanmış 108 bronz kaseye para atılarak şans dilenebilir. Atılan her para ile çıkan sesler tapınağın duvarında yankılanıyor. Bu para hem Wat Po’nun korunması hem de rahiplerin ihtiyaçları için kullanılıyor.
Görülmesi gereken yerlerden biri de Phra Ubosot Salonu. Viharas adı verilen 4 küçük toplantı salonunun kapsadığı büyük bir toplantı salonu. Viharalar sade bir şekilde tasarlanmış ve dekore edilmiş. Ancak Phra Ubosot dekorasyonu oldukça güzel. Özellikle duvar resimleri akılda kalıcı.
Phra Ubosot’un dışındaki avlu, 150’den fazla Buda resmiyle kaplı manastırla çevrili. Phra Ubosot bahçesine yerleştirilmiş küçük chedi dizilerini de görün. Bu çediler dekoratif, renkli ve oldukça fotojenik.
Phra Ubosot ile Yatan Buda odası arasında bulunan dört dev chedinin her biri 42 metre boyunda. Ziyaretiniz esansında güzel ışık varsa güneş ışığını güzel bir şekilde yansıtan sırlı çinileriyle hoş görünüyor. Çoğu kişi 15 dakikada gezip çıksa da Wat Pho’daki tüm harika şeyleri görmek için yaklaşık 2 saatinizi ayırın.
YATAN BUDHA TAPINAĞI GİRİŞ ÜCRETİ
Wat Pho kompleksi her gün 08.00 – 18.30 saatleri arasında açık. Yatan Budha Tapınağına girmek için güney veya kuzey girişlerinin hemen içindeki kabinlerde 100 Baht (yaklaşık 2.60 USD) giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. 120 cm altındaki çocuklara ücretsiz.
Tapınağın biri Th Chetuphon caddesinde, diğeri Th Thai Wang’ta olmak üzere iki adet girişi bulunuyor. Turist turlarının tercih ettiği ve kalabalık olan kapı Th Thai Wang yerine, daha sakin olan Th Chetuphon kapısından girin. Burası dolandırıcılardan ve rahatsız edici satıcılar yönünden de sakin.
Tayland’da Budist tapınaklarını ziyaret ederken, omuzlarınızın ve dizlerinizin kapalı olması gerektiğini unutmamalı. Ayrıca tapınak ziyaretlerinde ayakkabılar mutlaka çıkarılmalıdır. Sessiz olmaya, tapınağa ve içerisinde ibadet edenlere saygı göstermeyi de unutmamalı.
Wat Pho, geleneksel Thai masajını deneyimlemek için en uygun yerlerden birisi. Tapınakta masaj hizmetinin fiyatları 30 dakikası 250 Baht (yaklaşık 6.49 USD), bir saatlik masaj ise 400 Baht (10.39 USD).
Bangkok, belki görülmesi gereken en güzel şehirlerden biri değil, ama şehrin benzersiz Budist tapınakları görmeye değer. Wat Pho gezisi sonrası mutlaka görülmesi gereken önemli yerler arasında Wat Arun ve Tayland Kraliyet Sarayı Grand Palace geliyor. Grand Palace, yolun diğer tarafında Yatan Budha’ya 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde yer alıyor.
Bangkok birkaç gün kalınarak ruhunu size gösterecek ve anlaşılacak bir şehir değil. Kendisine önyargısız yaklaşılıp, vakit ayrılınca size kendini açıyor. vaktiniz yoksa şehri seveceğinizi sanmıyorum.
Ülkemden yaklaşık 9000 kilometre uzaktaydım artık ve yeni bir sayfa açılıyordu. İşimden istifa edip tek yön uçak bileti alarak çıktığım ve 685 gün süren seyahatimin başlangıç noktası Bangkok olmuştu. Evim, ailem, kedim, ödemeler, faturalar ve bildik sesler, renkler ve tatları geride bıraktığım maceram başlıyordu.
Yeni renklerin, kokuların ve tatların içerisinde geçmişe yabancılaşıp gelecekte kaybolmaya gelmiştim. Bu kayboluş için ilk durağım, 1970’lerden bu yana sırt çantalı gezginlerin Uzakdoğu ziyaretlerinin başlangıç noktası olan Tayland oldu. Asya’da en çok ziyaret ettiğim ve en uzun kaldığım başkent yine burasıydı.
Geçmişteki kısa gezilerimde en çok arzuladığım şey yabancılaşmaktı. Dile, insanlara, alışkanlıklara, yemeklere… yabancılaşmak. Bir çeşit rutin iş ve ev hayatını geride bırakıp, yeni deneyimlere kapıyı açmaktı.
Turist olarak kalıp da yerelleşmediğinizde şehirlerin, ülkenin ruhu size varamıyor. Bu maceramda ben turist değilim, bu farklı bir adım benim için. Aidiyet duygusunun özgürlüğün önünde kendi yarattığımız bir engel olarak düşünen biri olarak ben, şimdilerde bir yabancıydım geride bıraktığım hayata, alışkanlıklara, aidiyet hissettiğim şeylere…
Trafikten, bir yere yetişmenin yaşattığı telaştan uzak, plansız, saate, takvime bakmadan, sekiz-beş mesaisinden uzak, haftanın hangi günü olduğunu bile bilmeden işsiz, güçsüz ama özgür olarak yoldaydım artık. Yolda olmak için de önce yoldan çıkmak gerek, kendi belirlediğiniz bir yolda olmak.
Güzel bir şey yolda olmak…
Day 2: Tayland:1, Bangkok. 4 Ağustos 2010
Bu sene nihayet görebildim, çok mistik bir yer.
Ben de Tayland’a gitmek istiyorum ama tek başıma gitmekten korkuyorum biraz. Giden varsa yanına katılmak isterim.
Meşhur yatan Buda, her taraf Budha 🙂
Cezbedici ifadelerinizden ve verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ederiz.
Arkadaşlar Batum hakkında birçok şey söyleniyor polis problemi var, alem problemi var vs vs bunlara aldanmayın bu heryerde aynı insan kalkıp bilmediği biryere cahil insanmışçasına giderse tabiri cayizse sömürülmeye mahkumdur. Eğer Batuma gidiyorsanız otelleri tercih etmeyin polis problemi oluyor. Disco açısındanda her discoya gitmeyin ve bilen biri yanınızda her zaman olsun bunların yanında kendi arabanızla gelmeyin en azından rahat olursunuz.
Ben fazla zamanım kalmadığı için buraya ayırdığım gün Ayutthaya’yadaki daha büyük eski tapınakları öğrenince oraya gitmiştim, ama tekrar gittiğim zaman burayada zaman ayırmak istiyorum. Mutlaka ziyaret edin!
Bu blog sayesinde degisen hayatlara en buyuk ornegiz.Kimbilir belki yakin bir zamanda Tayland’da uzun sure yasamak adli bir yorum paylasiriz.
Bangkok’a gidenlerin mutlaka uğraması gereken bir tapınak. Sadece Yatan Buda’yı değil bahçesini ve tapınağın diğer bölümlerini de gezin.
Bu yaz görmek kısmet oldu. Çok mistik yerler. Kaselere atılan para nın sesi duvarlarda yankılanıyor. Monklar da güler yüzlüydü. Kraliyet Sarayı ile burayı çok beğendim.