Trabzon… Adını duyduğumda zihnimde ilk canlanan şey; hırçın Karadeniz’in köpük köpük dalgaları, sislerin içinde kaybolmuş dağ köyleri ve maviyle yeşilin birbirine âşık olduğu bir coğrafya oluyor. Bir tarafınızda denizin sonsuz maviliği, diğer tarafınızda göğe doğru yükselen yemyeşil dağlar… Trabzon sadece gezilecek bir şehir değil; ruhunuza işleyecek, size hikâyeler fısıldayacak bir yer.
Bu şehir, yüzyıllardır tüccarların, seyyahların, gezginlerin uğrak noktası olmuş. İpek Yolu’nun Karadeniz’e açılan kapısı olarak tarih boyunca ticaretin, kültürün ve medeniyetlerin kesişme noktası. Bugün ise bir gezginin ihtiyacı olan her şeyi sunuyor: doğa, tarih, kültür, lezzet ve en önemlisi içten, samimi insanlar. Trabzon’a geldiğinizde sadece bir şehir gezmiyorsunuz, aynı zamanda Karadeniz insanının o sıcak, yer yer hırçın ama bir o kadar da samimi ruhunu da yaşıyorsunuz.
Trabzon, Karadeniz sahiliyle Zigana Dağları arasında uzanan her daim parlayan yemyeşil bir mücevher gibi. Harika doğası, göz alıcı yaylaları, nefes kesen şelaleleri, tarihi yerleri ve nefis yöresel yemekleri ile Türkiye’nin en çok ziyaret edilen şehirlerinden.
Trabzon aynı zamanda kültürün de merkezi. Horonun coşkusu, kemençenin hüzünlü sesi, Karadeniz insanının hızlı zekâsı ve espirili dili… Burada sadece doğayı değil, insanı da tanımak gerekiyor. Çünkü Karadeniz’de manzaralar kadar insan hikâyeleri de sizi içine çekiyor.
Trabzon hakkında kısa bilgiler 🇹🇷
Trabzon, Karadeniz’in doğu kıyısında, denizle dağların arasında sıkışmış ama bu sıkışmışlıktan dev bir karakter çıkarmış bir şehir. Şehir merkezinde dolaşırken bir bakıyorsunuz deniz kıyısındasınız, birkaç kilometre ilerleyince ormanın içine giriyor, biraz daha tırmandığınızda sislerin arasında yaylalara ulaşıyorsunuz. İşte Trabzon’u özel kılan da bu çok katmanlı coğrafyası.
Tarihine baktığımızda, Trabzon’un kökleri Antik Çağ’a kadar gidiyor. MÖ 756’da Miletli kolonistler tarafından kurulan bu şehir, Bizans döneminde önemini arttırmış, 1204’te kurulan Trabzon Komnenos İmparatorluğu ile Karadeniz’in en güçlü merkezlerinden biri olmuş. Yavuz Sultan Selim’in şehzadelik yaptığı şehir olmasıyla Osmanlı tarihine de damga vurmuş. Bugün sokaklarda dolaşırken Roma’dan Bizans’a, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan izleri aynı anda görüyorsunuz.
Trabzon, Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in valilik yaptığı, Kanuni Sultan Süleyman’ın da doğduğu şehir. Aynı zamanda Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 3 defa ziyaret ettiği bir şehir. Bölgenin en kalabalık nüfusa sahip olan şehirlerden Trabzon’un nüfusu 1 milyon 520 bin, yüzölçümü ise 4 bin 685 km². Trafik plaka kodu 61 olan kentin telefon kodu ise 462.
Coğrafi olarak bakarsak, Trabzon tam bir doğa harikası. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde ise Kaçkar ve Soğanlı Dağları. Yağmurlarıyla meşhur; kimi zaman bu yağmur size eşlik eden bir dost gibi oluyor, kimi zaman da inatçı bir şekilde yolunuzu kesiyor. Ama unutmayın, Trabzon’un yağmuru olmadan bu yeşilin cümbüşü olmazdı. Burada gökyüzü ile toprak arasındaki aşk, yağmurla yazılmış bir hikâye gibi.
ⓘ Trabzon Gezilecek Yerler blog yazılarımda şehirde gezilip görülecek yerler ile ilgili detaylı bilgiler paylaştım. Gitmeden okumanızı tavsiye ederim. Daha uygun bir Trabzon tatili yapmak için Seyahat Rehberi kategorisindeki uygun otel nasıl bulunur blog yazım size yol gösterebilir.
Trabzon nerede📍
Türkiye’nin Karadeniz Bölgesinde, Doğu Karadeniz Bölümü’nde konumlanan Trabzon, stratejik olarak Kafkasların Karadeniz ile buluştuğu bir güzergahta yer alıyor. Anadolu’nun en eski ticaret limanlarından biri olan Trabzon’un batıda Giresun, güneybatıda Gümüşhane, güneydoğuda Bayburt ve doğuda Rize ile sınırı var.
Trabzon’a nasıl gidilir ✈️
Trabzon’a hava yoluyla ulaşım: Trabzon Havalimanı, Karadeniz kıyısında, şehir merkezine 6 km uzaklıkta bulunuyor. Türkiye’nin birçok şehrinden ve Avrupa ve Orta Doğu kentlerinden direkt uçak seferleri olan Trabzon’a hava yoluyla kolaylıkla ulaşılabiliyor.
Havalimanından Trabzon şehir merkezine ulaşım: Trabzon Havalimanından şehir merkezine ulaşım HAVAŞ servisleri, belediye otobüsü, dolmuş, taksi, araç kiralama ve transfer araçlarıyla sağlanıyor.
Havalimanından hareket eden HAVAŞ servisleri ile hem Trabzon’un ilçelerine hem de Giresun ve Rize’ye gidebilirsiniz. Dolmuş ve otobüsler ise havalimanı çıkışındaki ana caddeden geçiyor. Bu araçlar ile sahil kesimindeki tüm ilçelere ulaşım sağlanıyor.
✈️ Ucuz Uçak Bileti Nasıl Alınır
✈️ Uçak Bileti Kampanyaları Nasıl Bulunur
✈️ Türkiye’nin En İyi Online Uçak Bileti Satış Siteleri
✈️ En Ucuz Uçak Bileti Ne Zaman Alınır
Trabzon’a kara yoluyla ulaşım: Trabzon, Karadeniz Sahil Yolu üzerinde yer alıyor. Trabzon, İstanbul’a 1063 km, İzmir’e 1330 km, Ankara’ya 735 km, Ordu’ya 184 km, Rize’ye 80 km, Giresun’a ise 125 km uzaklıkta. İstanbul ile Trabzon arasında 1060 kilometre mesafe bulunuyor. Özel aracınızla İstanbul’dan Trabzon’a doğru yola çıktığınızda Sakarya, Bolu, Samsun ve Giresun’dan geçiyorsunuz. İstanbul – Trabzon seyahati özel araç ile 13 saatti buluyor.
İzmir’den Trabzon’a özel aracınızla gidecekseniz Bursa, İzmit, Düzce, Bolu, Tosya, Merzifon, Samsun yolunu takip etmeniz gerekiyor. İzmir – Trabzon araba yolculuğu ortalama 16 saat sürüyor. İzmir’den Trabzon’a otobüs bileti fiyatlarına bakmak ve uygun fiyatlara satın almak için İzmir Trabzon otobüs bileti sayfasına bakabilirsiniz.
Trabzon’da gezilecek yerler tavsiyeleri 📌
Trabzon’u gezmek için onlarca sebep var. Ama ben size genel hatlarıyla kendi deneyimlerimden süzdüğüm en özel yerleri sıralayayım.
- Sümela Manastırı – Karadağ’ın yamacına kurulmuş, bulutların içinde gizlenmiş gibi duran bu manastır, Trabzon’un simgesi. 4. yüzyıldan beri ayakta. Buraya çıktığınızda hem tarihi hissediyor hem de nefes kesen bir doğa manzarasıyla büyüleniyorsunuz.
- Uzungöl – Hani fotoğraflarda görüp “gerçekten böyle mi?” dediğimiz o kartpostal manzarası. Dağların arasında masmavi bir göl, çevresinde yemyeşil ormanlar. Sabah sisini yakalarsanız kendinizi bir masalın içinde bulursunuz.
- Ayasofya Camii (Müzesi) – İstanbul’daki Ayasofya kadar büyük olmasa da tarih açısından çok kıymetli. Bizans döneminden kalma bu yapı, taş işçiliği ve freskleriyle göz kamaştırıyor.
- Boztepe – Şehir merkezinden birkaç dakikada ulaşılan bu tepe, Trabzon’u panoramik görmek için en güzel yer. Bir çay söyleyin, Karadeniz’in üstünde gün batımını izleyin.
- Atatürk Köşkü – 19. yüzyıl Avrupai mimarisiyle dikkat çeken köşk, Atatürk’ün Trabzon ziyaretlerinde konakladığı yer. Bahçesinde yürüyüş yapmak bile başlı başına bir keyif.
- Çal Mağarası – Dünyanın en uzun ikinci mağarası olduğu söyleniyor. İçinde küçük şelaleler, göletler var. Yürürken kendinizi bir yeraltı masalında gibi hissediyorsunuz.
- Hamsiköy Yaylası – Sütlacın ana vatanı. Doğası, yayla havası ve sütlaçlarıyla ünlü. Gittiğinizde sadece tatlıyı değil, yaylanın o tertemiz havasını da içinize çekin.
- Sera Gölü – Uzungöl kadar popüler olmasa da Trabzon’a çok yakın ve sakin. Göl kenarında yürüyüş yapabilir, kayıkla tur atabilirsiniz.
- Trabzon Kalesi – Şehir merkezinde, Roma döneminden kalma surlarıyla tarihe açılan bir kapı. Yürürken taşların arasında yüzyılların hikâyesini duyuyorsunuz.
- Peristera Manastırı (Kızlar Manastırı) – Sümela kadar bilinmiyor ama şehir merkezine yakın. Manastır kalıntıları ve şehir manzarasıyla mutlaka uğranmalı.
- Şalpazarı ve Sis Dağı Yaylası – Temmuz ayında Sis Dağı Şenlikleri’ne denk gelirseniz, horonun en coşkulu hâlini burada görürsünüz.
- Trabzon Meydanı ve Kunduracılar Caddesi – Şehrin kalbi. Alışveriş, kafe, sokak lezzetleri için güzel bir nokta. Ayrıca Trabzon insanını tanımanın en kolay yolu burada zaman geçirmek.
Trabzon’a gelince sadece gözünüz değil, damağınız da bayram ediyor. Karadeniz mutfağı, denizden çıkan balığıyla, yaylaların süt ürünleriyle ve mısırla harmanlanmış özgün yemekleriyle sizi büyülüyor.
İlk akla gelen elbette hamsi. Kış aylarında Trabzon’a gelirseniz hamsinin 40 çeşit yemeğini tadabilirsiniz. Hamsili pilav, hamsi kuşu, hamsili ekmek… Şehrin merkezinde balık restoranlarında ya da sahil kasabalarında taptaze bulursunuz. Özellikle Akçaabat sahilinde balık keyfi yapmak başka bir deneyim.
Trabzon’un bir diğer simgesi Akçaabat köftesi. Yanında piyaz ve ayranla geldi mi tadına doyum olmaz. Akçaabat’ta köfte restoranlarının hemen hepsi iddialıdır ama köfteyi burada yemek ayrı bir keyif.
Tatlı deyince akla ilk gelen Hamsiköy sütlacı. İncecik serilmiş tarçınıyla, kıvamıyla, süt tadıyla dillere destan. Yıllardır Hamsiköy’deki küçük aile işletmelerinde aynı lezzeti koruyorlar.
Bir de kuymak (ya da mıhlama). Mısır unu, tereyağı ve Trabzon peyniriyle yapılan bu kahvaltılık, uzadıkça uzayan peyniriyle sosyal medyada fenomen olmuş durumda. Ama en güzeli, yaylada sobanın yanında oturup taptaze tereyağıyla yapılan kuymaktır.
Trabzon ayrıca ekmeğiyle de meşhur: Vakfıkebir ekmeği. Kocaman yuvarlak somun ekmekleri günlerce bayatlamaz. Yanına köy tereyağı ve minik bir çay koyun, en büyük ziyafetlerden birini yaşamış olursunuz.
Mekân önerilerine gelince:
- Hamsiköy’de “Osman Usta”nın sütlacı,
- Akçaabat’ta “Nihat Usta”nın köftesi,
- Şehir merkezinde Kahramanmaraş Caddesi üzerindeki küçük balık lokantaları,
- Kahvaltı için ise yayla evlerinde yapılan kuymak mutlaka denenmeli.
Trabzon’u gezerken fark ettiğim şey şu oldu: Bu şehir sadece gezilecek yerleriyle değil, ruhuyla da size dokunuyor. Bir gün Uzungöl’de sislerin içinde yürüyorsunuz, ertesi gün bir köy kahvesinde çay içip yaşlı amcaların sohbetine kulak veriyorsunuz. Bir bakıyorsunuz kemençe sesiyle horona karışmışsınız. Trabzon, size sadece bir seyahat değil, hayatın kendisini sunuyor.
O yüzden diyorum ki Trabzon’a yolunuzu mutlaka düşürün. Yağmurdan şikâyet etmeyin, çünkü bu şehir yağmurla güzelleşiyor. Horonun coşkusuna katılın, kemençenin hüzünlü tınısını dinleyin. Hamsinin, köftenin, sütlacın tadına varın. Ve en önemlisi, Trabzon’un o sıcacık insanlarını tanıyın. Çünkü inanın bana, döndüğünüzde aklınızda sadece manzaralar değil, yüzlerdeki o samimi gülümseme kalacak.