Akdamar Adası, Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’ndeki 4 adadan biri. Üzerinde kilisesi ile Akdamar Adası, Van şehir merkezine 47 km uzaklıkta, kıyıdan 4 km içeride yer alıyor. Asıl adı Ahtamara olan Akdamar Adası, üzerinde Ermeniler tarafından yapılan 1100 yılık tarihi Kutsal Haç Kilisesi ile biliniyor.
Temmuz 2006’da restore edilerek yılda bir kez ibadete açılan tarihi Akdamar Kilisesinin bulunduğu Akdamar Adası, özellikle bahar mevsiminde badem ağaçlarının çiçek açması, adanın yeşil örtüsü, Van Gölünün maviliği ve zirvesi beyaz kar örtüsüyle kaplı Süphan Dağı’nın manzarası olağanüstü görünüyor. Bir zamanlar turist kafileri ile dolup taşan Van, eski parlak günlerini yakalamak için büyük bir çaba içerisinde.
Van’da 1996-97 arasında yaşamama rağmen, başucumdaki Akdamar Adası’na nasılsa giderim diye düşünüp bir türlü gidememiştim. Kısmet 15 yıl sonrasınaymış. Neredeyse 2 yıl süren Okyanusya ve Güney Asya gezisi devamında, son rota olarak gittiğim Ortadoğu ülkelerinden İran sonrası, sınır kapısını geçerek Van’a ulaşmıştım (Haziran 2012). Bir nostalji tadınki kısa süreli Van gezisi rotalarından birisi de Akdamar Adası oldu.
Keşiş Manuel tarafından Kral I. Gagik’ın denetiminde inşa edilen kilise, 1113 yılında manastıra çevrilmiş ve 1895’e kadar da yöredeki Ermeni Patrikliğinin merkezi olmuş. Kilisenin kuzey doğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde, batısındaki jamadun (cemaat evi) 1793’te, güneyindeki çan kulesi ise 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiş.
Kuzeyindeki şapelin ise tarihi bilinmiyor. Kutsal Haç’a ithaf edilen kilisenin merkezindeki kubbe, 20 metre yüksekliğinde. Akdamar Adasının güney doğusunda yer alan Kilisenin duvarlarındaki kutsal konuları anlatan taş kabartmalar dikkat edilmeye değer. Taş kabartmalarda İncil ve Tevrat’dan alınan dini hikayelerin yanı sıra, dünyevi konular, saray hayatı, av sahneleri, insan ve hayvan figürleri tasvir edilmiş. Ne yazık ki bu freskler büyük ölçüde bozulmuş.
Yunus Peygamber’in denize atılması, Hz. Meryem ile kucağındaki İsa, Adem ve Havva’nın cennetten kovulması, Hz. Davut ile Kral Goliat’ın savaşı, Samson Filistinli ikilisi, ateşte üç ibrani genci, Aslan ininde Daniel sahneleri işlenen konulardan bazıları. Batı cephede Kral Gagik’i kilise maketini sunarken gösteren bir sahne ayrıca yer alıyor. Dört yöndeki alınlıklarda ise İncil yazarları boydan tasvir edilmiş.
Uzun yıllar bakımsız kalan kilise 2005-2007 döneminde Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Türkiye Ermenileri ve komşu Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bir adım olarak, 1.5 milyon dolar harcanarak restore edilmiş.
Kilise, Mart 2007’deKültür Bakanı Ertuğrul Günay ve Ermenistan Kültür Bakan Yardımcısının katılımıyla müze olarak tekrar açılmış. Restorasyon çalışması sonrası, kilisede 19 Eylül 2010 tarihinde Türkiye Ermenileri Patrikliği Ruhani Meclisi Patrik Genel Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan yönetiminde bir ayin düzenlenmiş. Bu ayin 95 yıl aradan sonra burada düzenlenen ilk ayin olarak kayıtlara geçmiş. (Vikipedia)
Akdamar efsanesi
Vakti zamanında Akdamar Adası’nda yaşayan Ermeni baş keşişin, güzelliği dillere destan Tamar adında bir kızı varmış. Adanın yakınındaki bir köyde çobanlık yapan bir genç delikanlı keşişin güzel kızına aşık olur. Genç çoban Tamar ile buluşmak için her gece yüzerek adaya gelirmiş. Tamar ise gecenin karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle kıyıda beklermiş.
Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede, elinde feneriyle adanın kıyısına inerek, kıyı boyunca oradan oraya, sürekli yer değiştirmiş. Genç delikanlı feneri takip ederken boşuna yüzüp, gücünü yitirmiş.
Yorulan genç çoban oracıkta boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle “Ah Tamar!” diye haykırır. Yankılanan bu acı sesi duyan kız da hemen ardından kendini Van Gölü’nün sularına bırakmış. O günden sonra ada Ah Tamar ismi ile anılmaya başlanmış.
Akdamar Adası’na nasıl gidilir
Adaya ulaşmak için Van otobüs terminalinden Gevaş-Akdamar minibüslerine binmek gerekiyor. Yaklaşık 30 dakikada Gevaş Akdamar iskelesine ulaşılıyor. Burada bekleyen tekneler ile gün boyunca adaya ulaşım sağlanıyor. Tekne doldukça hareket ediyor.
Koyu mavi göl suyunda 20 dakika süren bir tekne yolculuğu sonrası adaya ulaşılıyor. Akdamar Adası Tekne ücreti gidiş dönüş dahil 7 TL. Müze kartı olanlar için adaya çıkış ücretsiz; kartı olmayanlar ise 5 TL karşılığında adaya giriş yapabiliyor. Ada 1,5 km uzunluğa ve 0,5 km genişliğe sahip, gezmek için en az 1 saat ayırmak gerekiyor. Ben neredeyse yarım gün geçirdim.
Adada yer alan kafeteryada sıcak soğuk içecekler ve bisküvi tarzı yiyecekler servis ediliyor. Dileyenler için Van merkezden kalkan rehberli, yemekli turlar da var.
Van gezilecek yerler listesinde ilk sırada olan adanın bahar aylarında ziyaret edilmesi tavsiye ediliyor. Badem ve kayısı çiçekleri arasında yemyeşil çayırların kapladığı ada ve deniz kombinasyonu harika olmalı. Adanın kuzey kıyılarındaki kayalıklardan denize atlayıp yüzmeyi kesinlikle tavsiye ederim. Van Gölü’nün yağ kıvamında sodalı tertemiz suyunda yüzmek ilginç bir deneyim olabilir.
Van’a üç defa gittim ama gezmeyip doğru Hakkari’ye gidip döndüm. İyi gezmeler.
Kemal Bey Iğdır’a gelecek misiniz?
Sanırım 20 yıl önce gelmiştim. Yakın zamanda yok planımda, ama gelirim elbet bir gün.
Geçen hafta ordaydım, harika bi yer Akdamar Kilisesi ama merkezi çok düzensiz. Ancak harika insanları var. Gitmeyen varsa orya gitsin. Gerçekten de süper bir yerdir Van.
Memleketim harika bir şehir ^_^ Hoşgelmişsiniz..
Ah Tamara’dan Akdamar’a… Aşk için ölmeli o zaman aşk bu hikayelerden yazılmış…
Akdamar’a nisan sonu bademler çiçek açtığında gittim ve ayrılamadım…. İnanılmaz huzur veren bir yer… Adaya yolculuk da ayrı keyif. Dağların göle düşen yansımaları muhteşem. 13 Eylül 2015’de Ermeni Patriğinin de katılacağı bir ayin olacak Akdamar’da…
Oya senin Van gezindeki fotoğraflara bayıldım. Arkada karlı dağlar ve badem çiçekli olan fotoğraflardan 2 tane gönderirsen bu yazıya ekleyebilirim.
Çok uzun zaman önce gitmiştim. Çok bakımsız ve pisti. Umarım bi güzellik yapmışlardır?
Tertemiz bir doğası vardı gittiğimde.
İyi ya sevindim o zaman. Üzülmüştük kıymetini bilmemişler diye 🙂
Gayet iyi durumda.
Harika!
Van’ımız hem doğal hemde tarihi güzellikler bakımından çok zengin. Bir Vanlı olarak herkesi bu güzellikleri görmeye davet ediyoruz.
Ben de hep istemişimdir gitmeyi, inşallah kısmet olur. Sadece kahvaltısı için bile gitmeye değer.
Ben de gittim, çok güzel bir il.
Yine mükemmel bir paylaşım, yine mükemmel bir rota… Ankara’da yaşıyorum ama aslen Van’liyim.
Doğu Anadolu Bölgesi gezilerinde ( özellikle Van ) , herhangi bir rotada, herhangi bir konuda yardıma ihtiyacı olan dostlarımız varsa, lütfen ulaşsınlar…Herhangi bir beklenti olmadan, misafirperverliğimizi göstermek adına, buralarda yaşayan herkesin o aptal televizyon kanallarından izlediğiniz gibi insanlar olmadığını göstermek adına…
Vakti zamanında Van’da 1 yıl yaşamıştım ve Van ile duygusal bağlarım var. 🙂
Aman dikkat. Bir seyyah için, bir şehirle duygusal bağ kurmak pek iyi değil…
Daha gidecek çok yolumuz var 🙂
Ah Tamara!
Yillar once gitmistim, o zaman bakimsiz haldeydi. Gordugum kadariyla simdi daha iyi durumda.
Baharda gidin, en güzel o zaman görürsünüz Akdamar Adasını. Badem ağaçları çiçek açıyor, güneşli bir güne denk gelirseniz çok beğeneceksiniz. Öğleden önce gidin o yüzden.