Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan Tokyo’yu keşfetmek sanılanın aksine hiç zor değil. Her yerde İngilizce bilgilere ulaşmak mümkün olmasa da, Japonların yardımseverliği ve yakınlığı sayesinde günlük hayata kolayca alışılıyor.
Asya kıtasının en uzak ada ülkesi olan Japonya’nın başkenti Tokyo dünyanın en büyük kentlerinden ve bizler için son derece büyük ve kalabalık olan İstanbul’la karşılaştırınca nüfusu İstanbul’un iki katından fazla, nüfus yoğunluğu ise altı katı. Bu rakamlarla bakılırsa Tokyo’nun kaos içinde, dağınık ve karmaşık olduğu, düşünülürken, tam aksine bu şehir düzenin, temizliğin, kibar ve saygılı insanların şehri.
Tokyo’da Gezilecek Yerler
İlginç gelenekleri ve günlük yaşamda karşılaşılan detaylarıyla Japonya şu ana kadar gördüğüm hiçbir ülkeye benzemiyor. Japonya’nın dünyada görülmesi gereken yerler listesinde üst sıralarda olduğuna inanıyorum. Bahar aylarında uzun süredir hayalini kurduğum Japonya’daydım. Seyahatimin büyük bölümünü Tokyo’da geçirmeme rağmen bu ilginç şehre doyamadım.
Gökdelenlerle ve teknolojiyle dolu Tokyo’ya vardığım andan itibaren kendimi bir anime sahnesinde figüran gibi hissettim. Olağanüstü büyük bir şehir olmasına rağmen inanılmaz bir düzene sahip olan Tokyo’da bu güne kadar gördüğüm en saygılı en kibar insanlarla tanıştım. Tokyo’yu gezmeye günlerin yetmeyeceği bir gerçek olsa da kısa süreli gezilerde dahi her şeyi önceden planlayarak, en çok ilgi çeken şeyleri listeleyerek bu şehrin hakkını vermek mümkün.
1. Kitanomaru Park
Tokyo haritasının tam ortada dikkat çeken bu park Tokyo’daki en büyük parklardan biri. 1590 yılında inşa edilen, Edo zamanında dünyanın en büyük kalesi olan Imperial Palace‘a ev sahipliği yapıyor. Şu an yalnızca iç duvarları kalan kalede imparatorluk ailesi hala ikamet ediyor. Yaşadıkları bölüme girişe sadece yeni yılda ve imparatorun doğum gününde izin veriliyor.
Ben kalenin içini göremedim, fakat onu çevreleyen parkta uzunca vakit geçirdim. Japonya’da gezdiğim ilk park olan Kitanomaru Park büyüklüğüyle, temizliğiyle ve sakinliğiyle beni ilk anda büyüledi. Şehrin tüm kalabalık caddelerinin, gökdelenlerinin verdiği hareketliliğin aksine, sanki o dünyadan apayrı dinginliğiyle bu park Tokyo’nun en popüler piknik alanlarından birine sahip olmasının yanı sıra, bahar aylarında kiraz çiçeklerinin en güzel göründüğü yerlerden biri.
Tokyo’da dikkatimi çeken ilginç nokta müzelerin büyük parkların içinde olması. Tokyo Modern Sanat Müzesi, Bilim ve Teknoloji Müzesi ve El Sanatları Galerisi Kitanomaru Park’ta bulunuyor. Bu fikiri çok tutuyorum; çünkü uzun ve kaliteli zaman ayrılması gereken müze gezme aktivitesi Tokyolular için parkta piknik yapma ve açık havada zaman geçirmeyle birleştirilip, tüm günlük güzel bir aktiviteye dönüşüyor.
2. Ueno Park
Merkez Tokyo’nun biraz kuzeyindeki bu park, Kitanomaru Park’a göre daha küçük, fakat daha hareketli. Bunun sebepleri parkın içinde çok ziyaret edilen tapınaklar olması ve küçük bir gölet olan Shinobazu’nun etrafının sokak yiyecekleri satan arabalarla dolu olması.
Bu park 1873 yılında kurulmuş. Kitanomaru Park’taki gibi bu parkın da içinde Tokyo National Museum, National Museum for Western Art, Tokyo Metropolitan Art Museum ve National Science Museum başta olmak üzere önemli müzeler bulunuyor. Buraya da insanlar hem piknik yapmak için, hem gölette deniz bisikletiyle dolaşmak için, hem de müzeleri gezmek için geliyorlar.
3. Tokyo National Museum
Tokyo National Museum. 1872 yılında kurulan bu müze Japonya’nın en eski ulusal müzesi olma özelliğine sahip. Müze, aynı avludaki beş farklı mimarideki binadan oluşuyor; Honkan (Japanese Gallery), Tōyōkan (Asian Gallery), Hyōkeikan, Heiseikan, Hōryū-ji Hōmotsukan (The Gallery of Hōryū-ji Treasures).
Ana bina olan Honkan’daki kolleksiyon özellikle görülmeye değer. Bu binaların hepsinde alışık olduğumuz tarz eserlerin dışında çok ilginç kolleksiyonlar var. Japon filmlerinde gördüğümüz uzun kılıçlar ve geleneksel kıyafetler onların gerçekte var olduğuna birer kanıt gibi.
4. Yoyogi Park
Tokyo’nun en büyük şehir parklarından biri olan Yoyogi yaklaşık 550.000 metrekarelik alanı kaplıyor ve ünlü Meiji Tapınağı‘nı içinde barındırıyor. Bu tapınakla beraber bir de Meiji Tapınağı Hazineleri Müzesi de bu parkta bulunuyor. Uzun, eski çam ağaçlarıyla dolu olan park yeşil düzlüklerin yanında orman hissi de veriyor.
5. Shinjuku Tokyo
Bu bölgeTokyo’nun en önemli ticaret merkezlerinden biri. Metro durağından çıkar çıkmaz ilk karşılaşılan şey sıra sıra gökdelenler. Gündüz vakti 250.000 insanın çalıştığı, gökdelenlerle dolu batı Shinjuku’nun aksine, doğu Shinjuku Edo zamanının alışkanlıklarından kalan barlar ve eğlence mekanlarıyla dolu.
Tokyo’nun Red Light District’ine ev sahipliği yapan bu bölgenin en ünlü kısmı, üç kişinin ancak sığacağı küçük barlarla dolu Golden Gai. Özellikle doğu Shinjuku’nun ara sokaklarında yürüyüş yapıp hem gece hem de gündüz bu sokakların gizemini keşfetmelisiniz.
6. Harajuku
Kalabalık olmasına rağmen çok eğlenceli ve şık bulduğum bölgelerden biri. Bu bölge butikleri, mağazaları ve galerileri kadar özellikle pazar günleri burayı mesken edinen, cosplay ve gotik tarzda giyinen gençleriyle ünlü. Çılgın kostüm mağazaları ve ilginç giyimli insanlarla dolu olan Takeshita Caddesini yürürken hangi gezegende olduğunuzla ilgili şüpheye düşebilirsiniz! Pratik olması açısından bir pazar gününüzü, birbirlerine yürüme mesafesinde oldukları için Harajuku ile Yoyogi Parkı’na ayırabilirsiniz.
7. Shibuya
“Tokyo” denilince akla ilk gelen ışıklı ve kalabalık kavşakların fotoğraflarının çekildiği yerin Shibuya olduğu oradaki ana meydana varınca hemen anlaşılıyor. Gerçekten de bu bölgeyi görene kadar Tokyo’nun kalabalığını gördüğünüzü düşünmeyin. Kırmızı ışıkta bekleyen ve yeşil yandığında her bir yandan diğer tarafa geçen insanların düzen içindeki kaosları inanılmaz.
Shibuya‘nın bu meşhur ana kavşağını Lost in Translation gibi Tokyo’da geçen ünlü filmlerde mutlaka görürsünüz. Günün yoğun saatlerinde binlerce kişinin aynı anda karşıdan karşıya geçtiği bu kavşağın düzenine sebep Japonların sakin ve saygılı kişilikleri olsa gerek.
8. Odaiba
Haritada ve turist kitaplarında çok ilgi çekmeyen bu bölge görülmeden Tokyo hakkındaki fikirler eksik kalır. Burası Tokyo Körfezinde 1850′lerde savunma amaçlı inşa edilmiş, daha sonraları yerleşim yerleri ve eğlence alanlarıyla dolmuş yapay bir ada. Trenden inip deniz kenarına doğru yürüdükten sonra, parkların ve ağaçların ardından bir anda karşınıza bir kumsal çıkıyor.
Tokyo gibi kalabalık bir şehirde bulunan bu güzel ve huzurlu sahilde denize girmek yasak, fakat oyun oynamak, piknik yapmak ve güneşlenmek serbest. Bu sebeple, karşı kıyıdaki şehrin manzarasının tadını çıkarabileceğiniz bu bölgede tüm gün geçirilebilir. O kadar zamanınız olmasa bile şehirden trene atlayıp burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Tokyo’dan 24 saate gezilebilecek yerler
Kamakura: 1185 ve 1333 yılları arasında Japonya’nın başkenti olan bu küçük şehir Tokyo’nun güneybatısında yer alıyor. Nüfusu 174.000 kadar ama bahar ve yaz aylarında turistlerin ziyaretleriyle daha kalabalıklaşıyor. Bu şehrin en büyük özelliği çok sayıda tapınağı ve küçük bir sahili olması. Bu sayede yabancı ve Japon turistlerin ilgisini çeken bir yer haline gelmiş. Tapınaklarla ve ormanlarla dolu, klasik bir Japon şehri görmek isteyenler burayı kaçırmamalı.
Fuji: Hokusai’nin ünlü resimlerinden tanıdığımız Fuji Dağı, Japonya’nın doğasındaki en güzel figürlerden biri. Etrafındaki pek çok göl kenarı ziyaret edilebilen, popüler trekking rotalarına ev sahipliği yapan bu dağı görme planını Fuji-Q Highland eğlence parkıyla birleştirebilirsiniz. Bu dağın meraklılarına, özel bir trekking aktivitesi planlayıp, günün tamamını dağın eteklerinde geçirmelerini öneririm.
Hakone: Doğal parkları ve sıcak su kaynaklarıyla Tokyo’nun hareketliliğinden uzaklaşıp tatil havasına girmek için bire bir olan bu şehir en ünlü özelliği Japon banyolarıyla dolu olması. Kaplıca ve doğal kaynak sularıyla rahatlayıp dinlenmeyi Japon gelenekleriyle birleştiren Hakone günü birlik de olsa ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.
Japonya’yı gezerken aldığım ilginç notlar için buraya göz atabilirsiniz.
Yazı: Gizem Akkan | www.gizemakkan.com
Japonya’ya gitmek istiyorum ama annem ve babam büyüyünce gidersin diyorlar. Dayanamıyorummmm!
Ben japnyaya tatil amaçlı gitmek istiyorum ama adıyamanlı olduğum için pasaport konturolünde sıkıntı olur diyorlar bu nekadar doğru biriniz yardımcı olabilirmi lütfen…
Bende adıyamanlıyım. Ve şuanda japonyadayım dün geldim. Hiç bi sorun olmadı. Pasaport kontrolü 1 dakikadan az sürdü. Tebessümlü nezaketli ve modern görünümlü olman yeterde artar.
Bu yalan zaten hawalanında pasaport kontrol oluyor şansa bağlı. Bir de formu doğru dolduracaksınız uçakta verilen formu ben 16 yıldır burdayım.
Toktodan kyoto ve hiroşimaya en uygun fiyatlı ulaşım için ne tercih edilmeli. Ucuz tren veya otobüslerin fiyatlarını öğrenebileceğim site mevcut mu ?
Selam narin hanim ben de Japonya’ya gelmek isteyenlerden biriyim okulu bitireli 5 ay falan oldu bana yardımcı olabilirmisin cevap bekliyor olucam
Selam Narin hanım, gittiniz mi Japonya’ya? eğer daha değilse ben de düşünüyorum öğrenci arkadaşlarımla beraber gidebiliriz grup.
Sevgiler
Merhaba acemice çıktık ama 1 günde çözdük tokyo bölgesini öji bolgesi metro yakini otel ayarladik tam gunluk kart aldik deli gibi geziyoruz 750 yen kisi basi bu bolgede cok guzel ueno shinjuku derken eski plak satan yerler 100 yenci amcalar bitiyor uzgunuz
1 senemi Japonca öğrenmek adına Japonya’da geçirdim. Şimdi tercüme işleri ile uğraşıyorum. Yazınızı okuyunca o günlerden, o mücadele günlerimden, tek başıma attığım adımlardan küçük küçük anılar geldi aklıma. Bana bu hatırayı yaşattığınız için çok teşekkür ediyorum size.
Merhabalar;
Turistik gezi için Tokyo’ya gidicez ancak hangi bölgede otel tercihinde bulunsak bilemedik. Bizim için asıl önemli olan merkezi noktalara ulaşım kolaylığı. Turist olarak gittiğimiz için haliyle turistik noktalara yakınlık yada merkezi konum önemli. Özetle biz nerede kalalım dersiniz?