Hallstatt, nefes kesen manzarasıyla Avrupa’nın en güzel köyü olsa gerek! Bazı yerler anlatılmaz, yaşanması gerekir derler. Hani bir manzarayla göz göze gelirsin ve bunun gerçek olduğuna inanamazsın. İşte Hallstatt tam da öylesi bir coğrafya benim için. Yüzümü ne tarafa çevirsem karşılaştığım manzara beni benden aldı bu minik kasabada.
Avusturya Salzkammergut Göller Bölgesinde yer alan UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Hallstatt, Alp Dağlarının eteğinde, zarafeti ve masalsı atmosferiyle yüz yıl önce nasıldıysa bugün de aynen öyle duruyor karşınızda. Adı Mozart ile anılan Avusturya şehri Salzburg’dan arabayla Hallstatt’a gittim. Amacım birçok yerde karşıma çıkan, daha görmeden kendisine aşık olduğum Hallstatt’ı keşfetmek.

Hallstatt, adını aldığı Hallstatt Gölü’nün kıyısında, Alp dağları manzarasına sahip. Bir yanda devasa ağaçlarla kaplı bir yamaç, diğer yanda pırıl pırıl bir göl uzanıyor. Hallstatt tam da bu ikisinin arasına, göl kenarından yamaca doğru yükselen tepeye kurulmuş, manzara enfes. Ahşap görünümlü evlerin her bir yeşillikler arasında inci tanesi gibi duruyor.
İsmini tarih öncesi çağlardan kalma tuz madeninden alıyor. Tuz, yıllardır buranın en değerli varlığı, ‘Beyaz Altın’ deniyor burada. 7,000 yıla varan geçmişe sahip, Avrupa’nın en eski köylerinden biri. Nüfusu ise 1000 kişiden daha az. Kasabayı bir uçtan bir uca yürümek yarım saat dahi sürmez, ancak sokaklar çok kalabalık. Şehrin ünü dünyanın öteki ucuna yayılmış. Kalabalığın büyük bölümü Uzak Doğululardan oluşuyor. Çinliler kasabayı o kadar sevmiş ki Çin’in Huizhou şehrinde 960 milyon dolara Hallstatt Kasabasının bir kopyası yapılmışlar.
Hallstatt Gezilecek Yerler 📌
Görülecek yerler planı yapmadan, sokaklarından rastgele yürümeniz bile yeterli. Ben öyle yaptım. Kasabayı bir uçtan bir uca yürüyün, ara sokaklara karışın. Aceleye getirmeden hem de. Meydanından yukarı doğru çıkan merdivenleri çıkınca inanılmaz diyeceğiniz Hallstatt manzarası önünüzde duruyor. Ne kadar övsem az.
Hallstatt Gölü kıyısında yer alan ve tarihi 15. yüzyıla uzanan Roma Katolik Kilisesi, Romanesk kulesi, Gotik freskleri ve mimarlık harikası tasarımı ile kasabanın en görkemli yapısı. Kilise mezarlığında yer olmadığı için kafataslarının sergilendiği Bone House, Hallstatt’ın en ilginç noktası. Kasabada görülmesi gereken bir başka önemli dini yapı da 18. yüzyıl Evanjelist Hallstatt Kilisesi.
Köyün en güzel göl manzaralarını yakalayabileceğiniz fotoğraf noktası Hallstatt Römische bölgesinde. Buradan tarihi pazar meydanına kısa bir yürüyüşle ulaşılabiliyor. Kasabanın en hareketli yeri olan Hallstatt Tarihi Pazar Meydanı küçük mağazalardan kafe ve restoranlara keyifle zaman geçirebileceğiniz çok sayıda mekana sahip.
Köyü gezerken Salzkammergut Card alırsanız Salzburg Kalesi, Tuz Madeni gibi yerlere indirimli girersiniz. UNESCO World Heritage Bileti (41€) alırsanız da gidiş dönüş Dachstein Krippenstein Cable Car, Dachstein Buz Mağarası, Obertraun’dan Hallstatt’a bot yolculuğu yapabiliyor. Bu bilet 1 Haziran ile 30 Eylül arası geçerli.
Aracınızı bırakabileceğiniz ücretsiz park yeri yok. Rastgele bırakırsanız döndüğünüzde arabanızın camında 21€’luk cezayı bulursunuz. Automatlardan ödeme yapıp aldığınız otopark fişini, arabanın ön camına koymanız şart.
1. Hallstatt Gölü


Hallstatt Gölü, Dachstein sıra dağlarının kuzey eteklerinde bulunuyor. 8,5 km uzunluğunda, 1 ile 2 km genişliğindeki gölün en derin noktasında derinlik 125 metreye ulaşıyor. Dik eğimli ormanlık yamaçlara sahip Obertraun ve Hallstatt dağları arasında yer alan Hallstatt Gölü, Buzul çağının klasik bir kalıntısı. Alp bölgesinin en çok bilinen yerlerinden olan göl Hallstätter See, Hallstatt See veya Hallstättersee isimleriyle de anılıyor.
Gölün 24 derecelik ılık suyu, sıcak yaz günleri insanları rahatlamaya ve serinlemeye davet ediyor. Dünya Mirası Bölgesinin ortasındaki bu dağ manzarasında yüzmek gerçekten ayrıcalıklı bir zevk olsa gerek. Gölde yapılacak bir gezi kesinlikle gölün güzelliğini keşfetmenin en güzel yollarından biri.
Denizcilik şirketi Hemetsberger yaz aylarında gölün çevresinde iki farklı rota sunuyor. Hallstatt Gezi Teknesi turu Hallstatt Lahn’da başlayıp Obertraun üzerinden romantik Grub kalesini geçip Hallstatt’ın merkezine kadar devam ediyor. Goisern Gezi teknesi ise Hallstatt Gölü’nün kuzey ucundaki Untersee ve Steeg’e (Bad Goisern) gidiyor. Dilerseniz kürekli veya pedallı bot ile de gölde gezinti yapabilirsiniz.
Hallstatt Gölü’nün kıyı şeridinde birbirinden etkileyici, sevimli köyler bulunuyor. Bu köylerden en popülerleri eski kilisesi ve pazar meydanı ile Obertraun, Steeg ve Hallstatt. Balıkçılık, dalış ve yüzme gibi aktivitelerin gerçekleştirildiği gölün çevresi bisiklet ve yürüyüş parkurlarları ile çevrili.
2. Hallstatt Pazar Meydanı


Hallstatt Market Square, köyün hem coğrafi hem de gerçek kalbi konumunda. Hallstatt Marktplatz’ı çevreleyen renkli binaları görüp de hayran kalmamak mümkün değil. Dünyanın en güzel meydanlarından biri olsa gerek. Tarihi 14. yüzyıla kadar uzanan meydanın etrafına sıra sıra dizili evlerin her biri sanki bir ressamın elinden çıkmışçasına muntazam ve ahenkli.
Dokuyu bozan, manzarayı keyifsiz hale getiren hiçbir şey yok. Saatlerce otursanız sıkılmayacağınız bir yer. Cafelerden birine oturun ve Viyana usulü şnitzel söyleyin. Saatlerce otursanız sıkılmayacağınız bir yer. Bir zamanlar dağdan, dünyanın en eski tuz madeninden çıkarılan tuz ve gölden çıkarılan balıklar burada ve diğer malların ticareti bu meydanda yapılırdı.
1750’deki yangında Pazar Meydanı’nın büyük bir kısmı yandı ve binaların yeniden inşa edildi. Meydanın ortasında Kutsal Üçlü Çeşme’si var. Bir bankta oturup seyrine dalmak inanılmaz keyifli. Kış aylarında Noel pazarı burada kuruluyor. Yine geleneksel açık hava yaz konserleri burada düzenleniyor.
3. Evanjelist Hallstatt Kilisesi

Evanjelist Hallstatt Kilisesi (Evangelische Pfarrkirche Hallstatt), Hallstatter Gölü kıyısında yükselen harika küçük bir kilise. Köyün her yerinden görülen saat kulesini muhakkak görürsünüz. Kilise eski ve iyi korunmuş durumda. 30 Ekim 1785’te bir dua evi olarak inşa edilmiş. Martin Luther’in reform öğretilerinin Hallstattlı madenciler tarafından hızla benimsenmesi ve onların Katoliklerle mücadelesinin sembolü bir yapı.
İmparator Franz Joseph I’in Protestan inancını Katolik ile eşit bir temele oturtmasından sonra; eski yapı üzerine 1859-1863 yılları arasında yapılmış. Roma Katolik kiliselerinin gösterişli Barok-Rococo dekoru yok; içerisi çok sade ama hızlı bir ziyareti hakediyor.
Tarihi pazar meydanına birkaç adım mesafedeki Evanjelik Kilisesi de düzenli olarak kültürel konserler düzenleniyor. Özellikle yaz aylarında dünyanın dört bir yanından sayısız müzisyen, kilisede eser icra etmek için Dünya Mirası kenti Hallstatt’a geliyor.
4. Hallstatt Tuz Madeni – Skywalk

Geçmişte gelirinin önemli bir bölümünü tuz madenciliği ile elde eden Hallstatt’ta Hallstatt Salt World olarak da anılan tuz madeni günümüzde turistik bir gezi noktasına dönüşmüş durumda. 250 milyon yıl önce oluşmuş, 7000 yıldan fazla tarihiyle dünyanın en eski tuz madeni burası.
Her 30 dakikada bir 70 kişilik turla maden gezilebiliyor. Madende görebilecekleriniz arasında yeraltı tuz gölü, madencilik tekniklerini anlatan müze yer alıyor. 1,030 metre yüksekliğindeki tuz madenine fünikülerle veya yürüyerek ulaşılabiliyor. Füniküler ile birkaç dakikada çıkılabiliyor (16€).
Füniküler 26 Mart-30 Eylül arası 09.30–16.30 arası çalışıyor. Fünikülere para vermek istemiyorsanız yaklaşık 1 saat süren yürüyüşle çıkmanız gerekiyor. Fünikülere çıkılan noktada, savunma amacıyla inşa edilen tarihi Rudolf Kulesi’nin muhteşem göl manzarası var. Madenin 350 metre aşağısındaki Hallstatt gözlem platformu Skywalk, yükseklik korkusunu yenmek ve soluksuz manzaranın tadını çıkarmak için ideal.
5. Dachstein Dağı – Dachstein Mağaraları
Dachstein Salzkammergut ve Dachstein Mağaraları, en yüksek noktası 2,995 metre olan Hoher Dachstein Dağının üzerinde yer alıyor. 2,000 ile 3,000 metre arasında değişen yükseltiye sahip olan dağda kışın kayak sporu, yazın ise dağ yürüyüşü yapılıyor.
Doğu Alpler’in en etkileyici mağaralarından olan Dachstein Mağaraları (Dachstein Giant Ice Cave), 1,774 metre derinliği ile tam anlamıyla bir doğa harikası. Dağın üzerinde dev buz mağarası Rieseneishöhle, dev boru şeklindeki galerilerden oluşan Mamut Mağarası (Mammuthöhle) görmeye değer. 250 milyon yıl önce oluşan ve 7000 yıldan fazla aktif tarihi olan dünyanın en eski
6. Hallstatt Dünya Mirası Müzesi

Hallstatt Dünya Mirası Müzesi (World Heritage Museum), kasabanın tuz madenciliği günlerinden UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildiği yakın tarihe kadar hem kasabanın hem de yakın çevresinin zengin tarihi ve kültürü ile ilgili birikimi yansıtan bir koleksiyona sahip.
İçerisinde Dünya Mirası Müzesini de (Welterbemuseum Hallstatt) barındıran müzede Keltler’den itibaren bölgede yerleşen birçok toplumun yaşamından kesitler, kasabanın tarihine ait araç ve el sanatlarının uygulamaları sergileniyor. Kasabanın bir diğer müzesi de antik bir mezarlığın üstünde yer alan Prehistorik Nekropol. Giriş ücreti 10€.
7. Kemik Evi

Kemik Evi (Hallstatt Charnel House), Avrupa’nın en güzel köylerinden Hallstatt’a gelen turistlerin görmeden dönmediği yerlerden biri. Kemik depolama, 18. yüzyılda ortaya çıkan bir anlayışın sonucu. Artan nüfusla birlikte mezar yeri sıkıntısı çekilince, yeni mezar alanı açmak yerine kemik evi yapmayı akıl etmişler. Geçici olarak mezara gömülenlerin 15 yıl sonra mezarlarından kemikleri çıkarılıp bu kiliseye götürülüyor.
Başları beyazlasın diye ay ışığında birkaç hafta bekletilip sonra kiliseye alınıyorlar. 600’den fazla kafatasıyla dolu evdeki her kafatasının anlatacak sembolik hikayesi boyalı motiflerle kafataslarına işlenmiş. Harflerle işaretlenen kemikler, sonrasında farklı desenlerle boyanıyor ve yazılar yazılıyor. Kafataslarının boyanmasındaki esas amaç herkesin yakınını bilmesi ve sahip çıkması.
Zamanla yüzlerce rengarenk kafatası birikince, bu çözüm turizm malzemesi olmuş. Charnel House’a son ekleme 1995’te yapıldı. Şimdilerde aşırı kalabalık sorununu azaltmak için kremasyon kullanılıyor. Kemik evinin olduğu St. Michael’s Chapel’i görmek için 1,5€ ödemeniz gerekiyor.
Hallstatt’a günübirlik gidenler çoğunlukta olsa da siz en az 1 gece kalın. Göl kenarındaki Seehotel Grüner Baum veya Heritage Hotel Hallstatt benim tavsiyem. Hallstatt aceleye getirilecek bir yer değil. Tarihi tuz madenine gidin, trekking rotalarında yürüyün, nehirde elektrikli teknelerle tur atıp kasabayı karşıdan görün, akşam ışıkları altında sokakları tekrar gezin. Buna değer.
Salzburg’dan 2 buçuk saat, Graz’dan ise 3 saat tren yolculuğuyla Hallstatt’a ulaşılabilir. Hallstatt bu şehirlerden günübirlik ziyaret için ideal. Viyana ise Hallstatt’a günübirlik ziyaret için biraz uzak alıyor.
Türk Hava Yolları, haftanın her günü İstanbul’dan tarifeli 2,5 saat süren direkt uçuşlarla Salzburg’a seferler düzenliyor. Salzburg W. A. Mozart Havalimanı şehir merkezinin 12 km dışında yer alıyor. Havalimanından kalkan 2 numaralı otobüs 20 dakikada Salzburg Hauptbahnhof’a ulaştırıyor. Hallstatt’a Nasıl Gidilir blog yazımda çok detaylı ulaşım bilgileri paylaştım 👍
Salzburg’dan Hallstatt’a uzayan yol Alp Dağlarına nazır, nefis göllerin, ormanlık alanların ve köylerin olduğu muhteşem bir yoldan geçiyor. Araç kiralayıp gitmek en güzeli.
Büyüleyeci bir yer
Masal gibi bir yer