Mescid-i Cuma, İsfahan’daki Selçuklu mimarisininin izlerini taşıyan çok önemli bir cami. Ulu Cami olarak da biliniyor. İran islam mimarisinin vazgeçilmez plan şeması olan mihrap önü kubbeli, dört eyvanlı avlulu mimari özellikleri taşıyan caminin geçmişi 8. yüzyıla kadar gidiyor.
İsfahan Mescid-i Cuması’nın inşa edildiği yerde, hicri 2. yüzyılda, Arap Tayran (Tîrûn) kabilesi tarafından yaptırılan büyük bir cami yer alıyordu. 840 yılında Abbasi halifesi Mu’tasım zamanında (833-842) cami yeniden inşa edilmiş.
Mescid-i Cuma Camii, İsfahan
Büyük Selçuklu tarihi, sadece kendi bölge ve dönemini şekillendirmekle kalmamış, coğrafi yönden İran topraklarının dışında, Anadolu ve Arap yarımadasını tarihsel olarak da kendinden sonraki Türk ve İslam tarihini etkilemiş bir dönem.
Mimaride de Büyük Selçuklu dönemi, tarihi mirastan payına düşeni almış, ona yeni bir şekil ve ruh vermiş ve de kendinden sonra İslam coğrafyasındaki tüm mimari faaliyetlere ilham kaynağı olmuş.
Yaklaşık iki asır süren devlet hayatında Büyük Selçuklu’ya Nişabur, Rey ve İsfahan başkentlik yaptı. Ancak bunlar şehirler arasında gerek siyasal hayat, gerek mimari ve kültürel boyutuyla en belirleyici olanı İsfahan olmuş.
İsfahan, bir bakıma Büyük Selçuklu’nun özetidir. İran coğrafyasındaki diğer eserlerin hiç biri olmasa bile, sadece İsfahan’da meydana getirdikleri mimari güzellikler bu devletin sanatını anlamaya yeterli ölçüde.
Mescid-i Cuma, Halife Muktedir’in zamanında genişletilmiş, Büveyhîler zamanında (937-995) yenilenmiş. Sonrasında Selçuklular döneminde, bu güne kadar gelen caminin esas ögeleri inşa edilmiş.
İlhanlı dönemi de dahil olmak üzere günümüze kadar İsfahan’a hakim olan tüm yönetimler, Mescid-i Cuma’ya bir takım eklemeler yapmış ve onarmışlar.
Alt ve üst yapı arasındaki birlik daha önce hiçbir İslam eserinde böylesine etkili bir görünüm kazanmamıştır. Sonraki yıllarda küçük değişikliklerle aynı örnekler tekrarlanırken, eyvanlı büyük açık avlu tarzı İran’a özgü bir mimari olarak kalacaktır.
Avrupa, gotik mimarlık dönemine geçmeden önce, kubbeyi taşınan tromplar ve kilit noktasındaki düşey silmelerle gotik mimarlık prensiplerinin uygulandığı Mescid-i Cuma Cami, 2012 yılından bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunuyor.
Bu Cami, Cuma camileri içerisinde çok meşhur bir cami. Benim gibi araştırmacıların da merak ettiği bir yer.