Cape Town, Güney Afrika‘nın en güzel, en yaşanılır ve en sevdiğim şehri. Görür görmez bayılmıştım ve gezip gördüğüm her yeri fazlasıyla çekici geldi. Şehrin en güzel görülesi yerlerinden biri de Kirstenbosch Botanik Bahçesi. Çimenlerine serilip şarabını yudumlayan insanlar, etrafta koşuşturan, oynayan neşeli çocuklar, ağaçların sarmaladığı patikalar, kuş sesleri, yaz gün batımı konserleri ve dahası.
Birkaç saat patikalarında rastgele dolaşmıştım ama ayrılasım gelmemişti. Kirstenbosch Ulusal Botanik Bahçesi’nde bir kere dolaşınca dünyadaki her bahçenin aynı olmadığının farkına varmanız çok kısa sürüyor. Dünyadaki en güzel botanik bahçelerinden biri olarak kabul edilen Kirstenbosch, İngiliz asıllı Güney Afrikalı siyasetçi ve iş adamı Cecil John Rhodes’un hükümete miras olarak bıraktığı bir yer.
O dönemde üzerinde domuzların gezdiği sıradan bir çiftlikken 1913’de Harold Pearson isimli bir botanikçi burayı inanılmaz bir bahçeye dönüştürdü. Günümüzde Güney Afrika’da yetişen 7000’den fazla bitkiyi burada görebiliyorsunuz. 528 hektar büyüklüğündeki bahçe UNESCO Dünya Mirasları Listesine girmeyi de başardı.
Cape Town Kirstenbosch Botanik Bahçesi
Cape Town şehir merkezine sadece 13 km uzaklıkta yer alan Kirstenbosch Parkı’na The City Sightseeing Hop On Hop Off Bus ile gittim. Cape Town Turu için bu otobüsler ideal. Yaz aylarında günde 15 kez (Eylül – Nisan ortası) ve kış aylarında günde 12 kez (Mayıs’tan eylül ortasına kadar) haftada 7 gün bu tur oteobüsleri parka uğruyor.
Park giriş ücreti 55 Rand (ZAR). Ayrıca Kirstenbosch’a giden Golden Arrow otobüs servisi, Mowbray İstasyonu’ndan hareket ediyor. Hafta içi sadece Golden Acre Terminus’tan (Cape Town İstasyonu’nun yakınındaki) otobüse binilebilir.
Table Dağı eteklerinde, şehir merkezine çok da uzak olmayan Kirstenbosch bahçesi, Cape Yarımadasında bulunan 2500 tür bitkinin olduğu bir bahçe. Baharda mutlaka görülmesi gereken Protea bahçesi ve bir de amfi tiyatroya sahip. Ayrıca tamamen camdan yapılan bir botanik toplum konservatuarı da ülkenin kurak bölgelerinden gelen bitkilere de ev sahipliği yapıyor.
Eğer çocuklarınız ile seyahat ediyorsanız onları mutlaka heykel bölümüne götürün çünkü nesli tükenmiş olan dinozorları gördüklerine fazlasıyla memnun olacaklarına eminim. Tüm dinozorlar gerçek boyutlarına sadık kalınarak yapılmış olduğundan oldukça ilgi çekici
Kirstenbosch aynı zamanda bir heykel bahçesine de sahip ve burada Dylan Lewis tarafından yapılan taş ve bronzdan hayvan heykellerini görebilirsiniz.
Çocukların hoşlarına gidebilecek bir başka yer de Centenary Tree Canopy Yolu ya da diğer bilinen adı ile Boomslang. 130 metre yüksekliğindeki çelik ve ahşaptan yapılan köprü ağaçların arasında yılan gibi kıvrılarak ilerliyor ve muhteşem bir manzara sunuyor.
Tüm bu yürüme esnasında acıkacağınız kesin ve eğer yanınızda yiyecek bir şeyler yoksa keyfinizi yerine getirip açlığınızı giderebilecek birkaç seçenek bulunuyor. Afrika temalı Moyo Restoranı oldukça başarılı ve doyurucu. Kirstenbosch Tea Room ise kekleri ve sandviçleriyle meşhur.
Yılın her dönemi görülmeye değer olsa da buraya gelmek için en iyi zaman Ağustos ile Kasım arasındaki dönem. Yazları her pazar gün batımı konserleri ve her çarşamba akşamları da Galileo Sinemasında açık hava gösterileri yapılıyor.
Kirstenbosch Botanik Bahçesi, her gün 08.00-19.00 saatleri arasında, yaz aylarında (Eylül-Mar), 08-00-18: 00 (Kışın-ağustos aylarında) açık. Ücretsiz rehberli turlar, pazartesiden cumartesiye kadar 10:00 ve 14:00 arasında düzenleniyor. Ziyaretçi Merkezindeki Bilgi Masasından (1. Kapı) ayrılıyor. Pazar günleri turları yok. Turlar 90 dakika ila 2 saat arasında sürüyor. Kapasite 15 kişi ile sınırlı. Cape Town gezilecek yerler listenizde olsun.
Mükemmel bir blog olmuş.Emeğinize sağlık.