Bu blog yazısı 2009 ile 2012 arasında süren 685 günlük Okyanusya ve Güney Doğu Asya seyahatim sırasında en çok sorulan sorulardan biri için hazırlamıştım. O zaman evden ayrılalı 650 gün olmuştu ve hiç eve dönmeden yoldaydım. 2012’de gezimi sonlandırıp yurda dönsem de yolda olmak fikrinden hiç vaz geçmedim. 3 Ağustos 2010’dan bu yana tam zamanlı seyahat ediyor ve deneyimlerimi buradan ve instagram @yoldaolmak hesabımdan paylaşıyorum.

Sahi 650+ gündür mü yollardayım? Bunun cevabı aslında çok karışık. Cevabı hem evet hem de hayır. Bu nasıl oluyor diye soranlar için açıklayayım. 3 Ağustos 2010’u, yani memleketten ayrılış tarihimi halen sürmekte olan gezimin başlangıcı tarihi olarak aldım. Her ne kadar bu tarihi gezimin başlangıcı kabul etsem de aslında gezime çok daha öncesinde başlamıştım.

Kemal Kaya
Val di Funes, İtalya

Ne Kadar Süredir Yoldayım

Hayalimde hep gerçekleştirmek istediğim iki hedefim vardı. Birisi İngilizce öğrenmek, diğer ise dünya seyahatiydi. 2009 yılındaki ekonomik krizle birlikte çalıştığım firmanın küçülmeye gitmesiyle bir anda kendimi işsiz/özgür buluverdim.

Bu süreç hayallerimi gerçekleştirmek için gerekli fırsatı sunmuştu bana. İşime son verilmesinden sonraki 6 aylık süreçte, marka yönetimi üzerine yapıyor olduğum MBA Master programından mezun olduktan sonra artık özgürdüm.

Malta

Serbia

Artık kim tutabilirdi ki beni! Kedim Oscar’ı arkadaşıma, evimi eşyalarıyla birlikte kiraya verip Kaş, Olimpos, Antalya, Fethiye, İstanbul, Kocaeli, Devrek, Amasra, Safranbolu olmak üzere yaklaşık neredeyse 5 ay kadar Türkiye’de bir orada bir buradaydım. Evimden ayrıldıktan sonra artık yolcuydum ben.

Bu açıdan bakarsak aslında çok daha uzun süredir yollardayım. Diğer yandan Türkiye’den ayrıldıktan sonra 1 ay Tayland’da vakit geçirdikten sonra Türkiye’ye en uzak ülkelerden birine Yeni Zelanda’ya gitmiştim. Orada tam olmasa da yerleşik bir hayatım vardı. Auckland’da 2,5 ay homestay olarak kaldıktan sonra, şehir merkezinde kiraladığım daireye yerleşip orada 3 ay kalmıştım.

Sonrasında ise 1,5 ay arkadaşlarımın kiraladığı eve yerleşmiştim. Yeni Zelanda’da geçirdim 207 günün 30 gününden fazlasını ülkenin Kuzey ve Güney Adalarında kesintisiz sırt çantalı olarak gezerek geçirmiştim.

Birçok insanın yaşamak hayalini süsleyen, Türkiye’ye en uzak bu hayal ülkesine erişmek aslında hayalimin de sonunu getirmişti. Gezmek için inanılmaz güzel olan bu cennette kalmayı istemedim. Doğrusu geriye dönüp bakınca Yeni Zelanda’da gezdiğim süre dışında geçirdiğim zaman da aslında da ben yolcuydum.

Bir sporcunun müsabaka öncesi ısınması gibiydi benim için orası. Bunu tekrar yola çıktığımda anladım. Bu nedenlerle ne Türkiye’de gezmeye başladığım zamanı gezimin başlangıcı olarak baz almak istiyorum ne de Yeni Zelanda’dan ayrıldığım süreyi. Türkiye’den ayrıldığımda artık yoldaydım, uzak ülkelere doğru.

Ne Zaman Döneceğim

Diğer bir gezginle yazışmamda aramızda geçen sohbette olduğu gibi şunu diyebilirim: “Benim için dönüş yok sadece ara var.” Yolda olduğumdan bu yana ailem ne zaman geri döneceğimi sorsa cevabım hep aynı: seneye diyorum. Aradan neredeyse 2 yıl geçti ama cevabım yine değişmedi: seneye.

Yarın dönebileceğim gibi birkaç yıl daha dönmeyebilir de. Güzel olan bu kararı vermek tamamen benim özgürlüğümde ve biraz da bencilliğimde olması. Bencilliğime kalsa bir daha dönmeyeceğim ama şu anda 1,5 yaşında olup da öpemediğim bir kız yeğenim var. Yolumu bekleyen sevgili ailem, yetmişli yaşların sonunda annem ve babam, düğününe gidemediğim abim var…

Bu şekilde devam edersem kafadaki değişken plana göre bu gezi daha 1,5-2 yıl daha süreceğe benziyor. Bu da toplamda neredeyse 3-4 yıllık kesintisiz bir gezi demek. Uzun, çok uzun bir süre. Doğrusu bunu yapmaya kesin niyetliydim ama aileyi düşününce bunu yapacağımı sanmıyorum artık. Aklımda yazacak o kadar çok şey birikmiş ve bunları yazacak zamanı bulamazken bir mola iyi gelecek sanırım.

Benim için artık geri dönüş yok, sadece mola vermek var.

Dönmek, mümkün mü artık
Dönmek, onca yollardan sonra
Yeniden yollara düşmek

Neresi sıla bize, neresi gurbet
Yollar bize memleket

Day 627: Kamboçya:21 Kep, 20 Nisan 2012

Serbia

39 Yorumlar

  1. Bu yazıları okurken, yaşıyorum gezdiğiniz yerleri.
    Şu an gidesim var, bir trene binesim var. Eksik olan şey arkada kalanlar ve cesaret.
    Bu tür yazıları okurken cesaret geliyor, eve gidice çoluk çocuk…

    • Güney Amerika’ya gitmeyi düşünüyorum. Aslında her kıtayı görmek istiyorum. Güney Amerika için en az 1 yıllık planlarım var. Yalnız bunu zaman hayata geçireceğimi ben de bilmiyorum. Aklımda öncelikle Nepal ve Hindistan’dan başlayarak kalan rotama devam etmek planım var, ancak zaman neyi getirir ne desem bilmiyorum.

      Yol arkadaşlarına her zaman sıcak bakıyorum. Yalnız ben zaman ve rota baskısı olmadan daha özgür tarzda, gittiği yerde uzun süre kalan biri olduğumdan birilerinin bana ayak uydurması zor gibi görünüyor. Yine zaman zaman beğendiğim bir yerde 1 hafta kalıp, yazmak ve blog çalışmalarımla ilgileniyorum, fotoğraf ve videolar üzerinde çalışıyorum.

    • Tüm gezginler bir gün büyük bir buluşma ayarlasak ne güzel olur. Aslında aklımda çok proje var ama finansmanı gerekiyor.

      Ne güzel olur her yıl düzenlenen bir gezi festivali düzenlesek! Gezginleri, gezi meraklılarını, sırtçantalıları bir araya getirip fikirlerini paylaşabileceği, birbiriyle tanışıp kaynaşabileceği, sürekli bir etkinlik…

      Yapılamayacak bir şey değil, üzerinde çalışıyorum bakalım.

      • Kemalim bence ilk etapta gezginlerin buluştuğu bir site kursanız nasıl olur? Belki vardır bilmem ama hayallerin için bir başlangıç olurdu 🙂

    • Üzerimde gerçek anlamda bir baskı yok, ailem de sağ olsun bana dönmem konusunda baskı yapmıyorlar. Uzun süre Asya’da geçirince oluşan aidiyet aslında bir bakıma mola vermem sebep faktörlerden bir tanesi. Şehirler ve insanlar birbirine benzedikçe artık mola vermenin zamanı geldi sinyalleri de kendiliğinden geldi.

      Evet, “hayatın getirdiği özlemleri” de unutmamak gerek. Özellikle yemekleri! 🙂

  2. Biraz düşününce; yolculuğunun ısınma turlarına Türkiye’de başladığını hatırlamak zor değil. Bu bi bakıma 2 seneyi aşmış bi zaman.. Nisan 2010 itibariyle yollara düşmüştün çoktan. İlk zamanlar kısa süreceğini düşündüğüm yolculuk 2 seneyi aşmış durumda… Rutin iş ev hayatından sonra içindeki özgürlük hissini doyasıya yaşadğını biliyorum yollarda ve farklı coğrafyalarda… Belki uzun bi süre daha yollar ve sen birlikte olacaksınız…Kimbilir?

  3. Abi gezmek, özgürlük, yeni yerler keşfetmek yaptıklarının hepsi çok güzel. Benim hayal edemediklerimdi bunlar, ama bende siz gezginler sayesinde artık hayal edebiliyorum. Gerçekleştiremesemde planlar yapabiliyorum. Bana şuraya gitmek istiyorum diyenlere artık ben: “Dünyayı gezmek, gitmediğim ülke, gezmediğim şehir kalmasın istiyorum” diyebiliyorum.

    Bunların hepsi güzel ama birde geride bıraktıklarınız var, yeri geliyor eliniz ayağınız kitleniyor. Anne ve baba onların haklarını nasıl öderiz. Onları da unutmama lazım, ufak bir mola verirseniz aileniz de mutlu olur diye düşünüyorum…

    Yolun açık ve düz olsun…

    • İmkanı ve fırsatı olan hayallerinin peşinde gitmelidir. Senin de fırsatı bir gün yaratacağına eminim. Şöyle Filipin Adalarından biri enden olmasın 😉

      Aile olmasa zaten geri dönmem için bir sebeb de olmayacak. Evet, sanırım yakında mola verebilirim.

      • Evet hayallerimin peşinden gitme gayretindeyim 🙂

        Yardım ve tavsiyeler doğrultusunda artık hayal ettiklerimi planlamaya başladım. Umarım gerçekleşir ve özellikle gittiğim yerde Türk gezginleri misafir ederim. Bakarsın bende bir blog yazarım “Yolda olanlarla olmak” 🙂

  4. Kemal bey merhaba, Sitenizi takipteyim ve yazınızı dün okudum. Aannenizi üzmeyin, bi mola verinnn 🙂 Benim de oğlum var ve düşününce kötü oldum. Mola herkese iyi gelir.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz