Coron Adası (Coron Island), Filipinler‘in Calamian Group Adalarından birisi. Palawan Adasının en doğu ucu ile Mindoro Adası arasında yer alıyor. 65 bin nüfuslu Coron Kasabası, bu grubun en büyük yerleşim yeri. Coron Adası, muhteşem göl ve lagünleri, enfes plajları ile Filipinler gezisinde yer alması gereken adalardan birisi.

Forbes Traveler Magazine top 10 scuba diving listesinde yer alıyor. II. Dünya Savaşında buradaki koylara saklanan 12 kadar Japon gemisi Amerikan bombardıman uçaklarınca batırılmış. Bu günlerde mercan resifleri ile kaplı bu gemilerin kalıntıları, çok sayıda dalış meraklısının akınına uğruyor.

Coron Adası

🧭 Manila’da bir süre kaldıktan sonra Cebu Airways ile Coron Kasabası’nın olduğu Busuanga Adası’na uçtum (1993 Peso, 84 TL/2011). Filipinler’de iç hat uçuşlarında 200P, yurtdışı uçuşlarında ise 700P harç alınıyor. Kaldığım otelin olduğu Malate’den havalimanına taksi ile geçtim (160P). Havalimanı girişinde uzun bir kuyruk beni bekliyordu. İyi ki erken gelmişim, yoksa uçağı kaçırabilirdim.

Daha önce Borneo’da birkaç defa kullandığım ATR 72-500 yine burada karşıma çıktı. Bu uçaklarda jet motoru yerine 2 adet pervaneli motor var. Kompakt tasarlandıklarından daha az yakıt tüketiyorlar. Büyük pistlere ihtiyaç duymadan kolayca kalkış ve inişi yapabiliyorlar. Borneo Sarawak’da ilk bindiğimde biraz beni tedirgin etse de sonrasında diğer uçaklardan farkı yok.

Malta

Manila’dan 1 saatlik uçuş ile Busuanga Havalimanına indim. Bu küçük havalimanının çıkışında otel ve resortlara ait kontuarlarda otel fiyatlarını araştırdım. Kokosnus Resort adında bir oteli seçtim. Havalimanı çıkışında bir minibüsle sizi Coron kasabasına transfer ediyorlar (130P). Kokosnus Resort, Coron kasabasının hemen girişinde yer alıyor. Büyükçe bir bahçesi, bahçesinde küçük bir yüzme havuzu, kokonat ağaçları ile beğendiğim bir yer oldu. İçerisinde cibinlikli iki yatağı olan kulübeme yerleştim (450P). Ücretsiz kablosuz internet de var.

Bilgisayarımı alıp restoran kısmına geçtim. Orada, önünde kocaman ekranlı laptopuna dalmış olan Alman bir çiftle konuşmaya başladık. Kendileri ile çokça vakit geçirip, samimi olacaktım, El Nido’da tekrar karşılaşıp birlikte akşam yemeklerine, bara, bot turuna gidecektik, ama birbirimizin ismini hiç bilmeyecektik. Bu sevimli Alman çift web dizayn işiyle uğraşıyorlar ve işlerini internet üzerinden hallettikleri için de rahatlıkla gezebiliyorlardı.

Coron Adası Gezi Rehberi

Coron Adası, Kuzey Palawan’daki Calamian Takımadalarının bir parçası. Calamian Takımadaları da ana Palawan adasından ayrı bir ada grubu. Takımadaların tümü, Busuanga Adası ile Coron Adasını da kapsayan yaklaşık 50 diğer adadan oluşuyor. Bu adalar UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde bulunan Doğal Biyotik Alanına da ev sahipliği yapıyor.

Coron, Calamian Takımadalarını oluşturan dört belediyeden sadece biri. Busuanga Adası grubun en büyüğü ve siyasi olarak iki belediyeye bölünmüş: Busuanga ve Coron. Bölgenin ana turizm merkezi Coron olduğundan çevredeki destinasyonlara doğal olarak atlama noktası olmuş.

Bu yüzden takımadalardaki birçok cazibe merkezi, teknik olarak diğer adaların bir parçası olsalar bile genellikle Coron ile ilişkilendiriliyor. Hatta küçük ve sessiz olan Coron’un kasabası dahi Coron Adası’nda değil, Busuanga Adasında yer alıyor. Ada olarak vurgulanan Coron Adası, Coron Kasabası kıyılarında ayrı bir küçük ada.

Neyse kafanız çok karışmasın. Siz hepsine Coron Adası diyip geçin. Muhtemeen konaklayacağınız yer Coron Town olacak. Bu kasaba beklentileri karşılamayan, herhangi bir cazibesi olmayan bir yer. Çevresindeki adalar bu kadar güzel ve popülerken kasabanın böyle çirkin olması hayal kırıklığı.

Asya’da ‘water village’ denilen deniz üzerine inşa edilmiş ahşap gariban evleri, kasabanın doğu yönüne uzayıp giden sahil üzerine kurulu. Çevrede yapılacak çok şahane şeyler olsa da gece hayatı ve mekanlar açısından çok çok zayıf. Adanın kasaba bölümünün herhangi bir plajı da yok.

Buna karşılık tekne turları ile gideceğiniz diğer el değmemiş koylar ve plajlar için, yakın zamanda turistlerce keşfedilip gittikçe popülerleşen bu kasabaya gitmeniz neredeyse şart. Muhtemelen geçen zaman içerisinde açılan yeni mekan ve artan turist sayısıyla güzelleşmiştir.

Kasabada kredi kartı kullanımı zayıf. Cebinizde yeteri kadar Filipinler parası peso olsun. Benim izyaret ettiğim dönemde ATM yoktu, şimdilerde kasabada3 ATM var. Şehir içi üç tekerlekli bisiklet olan trycycle ile pek çok yere 10 PHP ödeyip gidebiliyorsunuz. Gerekirse motor da kiralayabilirsiniz.

Coron Adası, Palawan’ın popüler noktası El Nido ile birleştirilerek güzel bir rota oluyor. El Nido, balayı tatili ve plaj severler çiftler arasında popüler olsa da Coron daha çok aile tatilleri ve dalış maceraları için uygun. İki rotayı birleştirirseniz plajlara, koylara, turkuaz denize, lagünlere ve dalışa doymuş olursunuz.

CORON ADASINA NASIL GİDİLİR
✈️ Coron Adasına Busuanga Havalimanı (USU) üzerinden ulaşabilirsiniz. Buradan artık Coron Kasabası, Coron Adası ve Busuanga’yı ziyaret edebilirsiniz. Filipin Havayolları, Cebu Pacific ve Skyjet gibi büyük yerel havayolları, Manila, Cebu ve Filipinler’in diğer bölgeleri üzerinden Coron’a günlük seferler düzenleniyor.

⛴ Coron Adasına tekne ile gitmek de mümkün. Manila‘dan her cuma ve salı günü 2Go Travel’ın toplam 28 saat süren haftalık seferleri var. Ayrıca Atienza Shipping Lines firması da her cumartesi ve pazar günü Manila’ya sefer düzenliyor.

Puerto Princesa şehrinden, 2Go Travel’ın her cumartesi ve çarşamba Coron’a giden feribotuna binin. Toplam seyahat süresi yaklaşık 16 saat sürüyor. Feribotta en iyi yatakları alabilmek için önceden web sitelerinden rezervasyon yaptırın.

El Nido‘dan Montenegro Lines, toplam seyahat süresi 3 ila 4 saat arasında değişen feribot seferleri sunuyor. Atienza Shipping Lines, El Nido’dan her çarşamba kalkış ve perşembe günü Coron’a varış seferi var.

CORON ADASI NE ZAMAN GİDİLİR
🌤 Coron Adasına gitmek için en iyi zaman kasım ayından mayıs ayının başlarına kadar olan dönem. Coron ve Calamian Adaları tüm yıl boyunca ziyaret edilse de en uygunu bu aylar. Noel, Yeni Yıl ve Paskalya dönemi Coron biraz kalabalık olur. Yüksek sezonda seyahat ediyorsanız mutlaka önceden rezervasyon yaptırın.

🌧 Yağışlı sezon ise Haziran’dan Eylül’e kadar sürüyor. Haziran ve Ekim ayları arasında seyahat ediyorsanız, bazı kısa süreli şiddetli yağışlar ve kuvvetli rüzgarlarla karşılaşabilirsiniz. Kötü hava koşulları birkaç gün veya sadece birkaç saat sürebilir. Adadan adaya tekneyle gitme planınız varsa mahsur kalma durumunuz dahi olabilir.

CORON ADASI NEREDE KALINIR
🏨 Adalar üzerinde çok geniş ücret aralıklarında resortlar var. Fiyatları 450P’den başlayı 5000 PHPye kadar çıkıyor. Dalış ve tekne turu gibi aktiviteler planlıyorsanız Coron kasabasındaki otellerden birinde kalmanız iyi olur.

Corto del Mar Hotel ve Two Seasons Coron Bayside Hotel kasabanın kalbinde ideal konuma sahip orta seviye bir oteller. Coron Ecolodge, Coron Visitors Hotel ve Cocovana Beach Resort uygun fiyatlı nefis yerler. Kaldığım Kokosnuss Garden Resort da beğeneceğiniz bir otel.

Bütün gün kumsalda uzanmayı düşünüyorsanız adalardaki resortlarında kalın. Club Paradise Resort Palawan, 700 metre uzunluğundaki el değmemiş geniş bir plajda hizmet veriyor. Two Seasons Coron Island Resort, Bulalacao Adasındaki güzel Malaroyroy Yarımadasında yer alan nefis bir resort ✔︎

Coron’daki ikinci günümde kasabaya indim. Balık ve sebze, meyve pazarına uğradım. Dayanamadım biraz sebze ve meyve alıp Kokosnus Resort’uma geri dönüp kendimi resortun mutfağına attım. Resort çalışanlarının meraklı gözleri altında kendime menemen hazırladım. Enfes akşam yemeğim hazırdı artık.

Day 475: Filipinler:22, Coron, Busuanga Island, 21 Kasım 2011

Coron Adası Gezilecek Yerler 📌

Coron Adası enfes bir ada. Son yıllarda instagrama düşen Kayangan Gölü fotoğrafları milyonları adaya çekti. Benim ziyaret ettiğim dönemde drone ve instagram olmadığından çok az gezgin tarafından biliniyordu. Adanın fiyatları da makuldu bu dönemde, almış yürümüş şimdi. Coron tatilinizi 3 gece konaklama şekilde olacak şekilde planlayın.

CORON ADASI TATİL PLANI
1. Gün
: Coron/Busuanga Adasına varış – Mount Tapyas ve Maquinit Hot Spring turu
2. Gün : Coron Island Ultimate Tour (TOUR A)
3. Gün : Malcapuya Adası ve Coron Körfezindeki diğer adalar (TOUR B)
4. Gün : Coron/Busuanga Adasından ayrılış

CORON ADASI TEKNE TURLARI ⛵️
TOUR A : Kayangan Lake, Coral Garden Snorkel, Cyc Beach ve öğle yemeği dahil (20 USD)
TOUR B : Barracuda Lake, Banol Beach, Snorkel at Skeleton Wreck, Twin Lagoon (20 USD)
TOUR C : Malcapuya Island, Bulog Dos Island, Snorkeling, Private, Banana Island Lunch (20 USD)
TOUR D : Snorkeling Lusong Gun Boat, Coral Garden Snorkel, Snorkeling, Visit Pass Island (20 USD)

1. Mount Tapyas

Tapyas Dağı, Coron’daki en yüksek ikinci dağ. 210 metre yükseklikteki dağa 15-20 dakikalık bir yürüyüşle beton merdivenle çıkabilirsiniz. Tüm kasabaya ve sahile bakan bir manzaraya sahip. Şehre varışınızdan sonraki ilk öğleden sonranızı buraya ayırın. Yukarı çıkmak için en iyi zaman gün batımı civarı.

Tapyas Dağı’nın zirvesine ulaşmak için 742 basamak çıkmanız gerekecek. Herhangi bir giriş ücreti yok. Dev bir haçın altındaki tepede Hollywood tarzı bir ‘CORON’ işareti var. Zirveden kasabanın, sonsuz gibi uzayan okyanusun ve çevredeki adaların harika manzarasının tadını çıkarın.

Aslında sadece 10 USD karşılığında katılabileceğiniz gerçekten ilginç bir yarım günlük şehir turu var. Bu turda sizi hem Tapyas Dağına hem de Maquinit Kaplıcaları’na ve şehirdeki diğer birkaç turistik yere götürüyorlar. Kaplıcalara gitmek istiyorsanız bu tura kesin katılın.

2. Maquinit Hot Spring

Maquinit Hot Spring

Maquinit Kaplıcaları, Filipinler ve Asya’da bilinen tek tuzlu su kaplıcası. Kaplıca Coron’un merkezine yaklaşık 25 dakika uzaklıkta, bir tepe ile safir kadar mavi deniz arasında yer alıyor. Kıyıları mangrovlarla ve yüzen bambu kulübelerle sıralı. Coron kasabasından üç tekerlekli bisikletle yaklaşık 30 dakika uzaklıkta yer alıyor.

Deniz kenarında bir mangrov ormanında bulunan Maquinit Kaplıcalarının, dünyadaki çok az doğal tuzlu su kaynağından biri olduğu söyleniyor. En az 100 kişinin girebildiği ana havuz ve iki küçük havuz olmak üzere üç havuzdan oluşuyor.

Ayrıca ormanın bir bölümünde gezip manzaranın keyfini çıkarabileceğiniz ahşap köprülü yürüyüş yolları da var. Havanın ve suyun sıcaklığının daha ferahlatıcı olduğu ikindiden akşama kadar olan bir zaman aralığında buraya gidin. Maquinit Hot Spring’i görmek için günlük motosiklet kiralayabilirsiniz (500P).

3. Kayangan Lake Turu

Kayangan Gölü, Coron’da en çok ziyaret alan yer, Filipinlerin en temiz gölü olarak biliniyor. Turkuaz renkli okyanus, ormanla kaplı birbirinden ilginç limestone kayaları, kristal berraklığında, 10 metreye kadar zemini görülebilen suyuyla ziyaretçilerle dolup taşıyor. Blue Lagoon olarak da bilinen Kayangan Gölü’ne girmek için 200P giriş ücreti ödeniyor. Bizim altığımız tekne turuna dahil edilmişti bu fiyat.

Kayangan Gölü, yerli Tagabanua halkının atalarının topraklarının bir parçası. Giriş ücretleri, Coron Island Association Inc.’in (TICIA) Tagbanua Kabilesine gidiyor. Ziyaretçiler bu muhteşem gölde yüzmeye gidebilir ve su altında bazı gerçeküstü ve heyecan verici kaya oluşumlarını görebilirler.



Halk arasında The Blue Lagoon olarak bilinen Kayangan Gölü, heybetli kireçtaşı kayalıkların ardına gizlenmiş, zümrüt yeşili rengi ile büyüleyici.

Dünkü dalış sonrasında uğradığım bir acenteden bir bot turu satın almıştım (600 Peso). Sabah 8.30 gibi 10 kişi kadar bir turist grubu olarak bota doluştuk. İlk durağımız Kayangan Lake.

Coron Adasının dalış için güzel bir yer olduğunu okumuştum ama böylesine güzel yerlere sahip olduğunu bilmiyordum. Coron kasabasından ayrılıp, gökyüzüne doğru zikzaklar çizerek yükselmiş, üzeri ormanla kaplı dağlara doğru gidiyorduk. Ancak dağa yaklaşınca kayaların arasında geçitler olduğunu görünce bir çoğumuz hemen kameralarına davrandı.

Manzara karşısında herkes heyecanlıydı. Sarp kayalıkların arasındaki boğazlardan geçip, kıyıya yanaşmış onlarca teknelerin arkasında bir yerde teknemiz demir attı. Diğer teknelerin içerisinden geçerek karaya çıktık. İlk aklıma gelen neden çadırımı alıp getirip burada kalıyorum ki oldu.

Tepeye doğru çıkan basamakları tırmanmaya başladık, fotoğraf çekmeden duramıyoruz. Kalabalık turist grupları var. Çevrede çok sayıda lüks resort var. Onlar müşterilerini alıp getirmişler. Çoğunluk Çinli, Koreli ve Japonlardan oluşuyor. Gördüğüm kadarıyla Korelilerin Filipinlere fazlaca bir ilgisi var.

Tepeye ulaşınca ağaç dallarının arasından görünen yeşilimsi göl manzarası karşısında ağzımız açık kaldı. Geriye dönüp baktığımda Blue Lagoon’un maviliği ve çevresinde gri kayalıkları görürken önümde ise yeşil-mavi ışıltısıyla Kayangan Gölü duruyordu.

Kiraladığımız şnorkelleri taktığımız gibi kendimizi gölün serin sularına bıraktık. Gölün suyu berrak, balıkları rahatlıkla görebiliyorsunuz. 1 saat kadar Kayangan Gölü’nde keyifli zaman geçirdikten sonra teknemize döndük. Ayrılması zor oldu.

Vivien Beach adında sarp kireçtaşı kayalarının hemen beyaz kumlara sahip küçük bir plajda öğlen yemeği molası verdik. Pirinç, balık, tavuk yanında ıstakoz bile vardı. Mango, papaya, muz ikram edildi. Vivien Beach’te biraz yüzüp dinlendikten sonra Twin Peaks olarak adlandırılan yerde şnorkelle dalış için mola verdik. Etrafımızda yüzlerce balık var.

Twin Lagoon olarak adlandırılan yerde yine mola verip snorkeling yaptık. Buradaki mercan resifleri daha iyi durumda. Teknemizin çevresini belki binlerce rengarenk balıklar sardı.

Son olarak geçtiğimiz Banol Beach için diyebilirim ki şu ana kadar gezimde gördüğüm en güzel plajlar listesinde kesinlikle yer alacaktır. Küçük bir plaj. Neredeyse un gibi bembeyaz kumları var. Plajı çevreleyen gri, siyahımtırak kayalar ve ormanla iç içe. Bir ara plajda uyurken duyduğum sese dikkate kesildim. Kurumuş yaprakların arasında bir şeyler dolaşıyordu.



Fotoğraf makinemi kapıp yavaşça sese yaklaştığımda fark ettim. İri bir monitör lizard avlanacak bir şeyler arıyordu. İlkinde yanına yaklaşmamla uzaklaşması bir oldu. Yarım saat sonra aynısı veya bir başka monitör lizard görünce bu defa daha temkinli davranıp fotoğraflayabildim.

Bu sürüngen böcek, kuş, yumurta, meyve veya turistlerden arta kalan ne varsa yiyebildiğinden ormanın çöpçüsü, temizlikçisi olarak adlandırılıyor. Keskin pençeleri, sivri dişlere ve güçlü çeneye sahipler. Kendilerini rahatsız hissettiklerinde saldırgan olabilirler. Bilinen en büyük monitör 2 metrelik boyuyla lizard Filipinler’de görülmüş.

Banol Plajında iki saat kadar kaldıktan sonra Coron’a geri döndük.

4. Barracuda Gölü Turu

Barracuda Lake

Barracuda Gölü, Coron Adası’nın kuzey ucunda bulunan kireçtaşı kayalıklarla çevrili doğal bir göl. Filipinler’deki en iyi dalış noktalarından biri. Barracuda Gölü gibi gizli gölleri, lagünleri ve yüzme noktalarını görmenizi sağlayacak Barracuda Gölü tekne turuna katılın.

Turda Barracuda Gölü’nü ziyaret ediyorsunuz. Sahildeki kır evlerinden birinde deniz kenarında öğle yemeği alıp sonra da Atwayan Plajı’nda mola veeiyorsunuz. Daha sonra, çeşitli deniz hayvanlarına ev sahipliği yapan batık bir balıkçı teknesi Skeleton Wreck dalış alanına geçiliyor.

Burada muhtemelen papağan balığı, aslan balığı ve deniz yumuşakçalarından nudibranch görürsünüz. Mangrov ormanına yakın bir kum şeridi şeklindeki CYC Plajı yine rotada var. Son olarak capcanlı mercanlar ve rengarenk balıkların çokça olduğu Coral Garden’da son bir durak yapılıyor.

5. Coron Calauit Safari Turu

Coron Calauit Safari

Coron Calauit Safari, deniz keyfinden biraz uzaklaşıp kara keşfine çıkmayı düşünürseniz tam gün süren tura yazılın. Otelinizden alınıp Coron Kasabası’na yaklaşık 70 km uzaklıkta yer alan Calauit Game Refuge and Wildlife Sanctuary’e gidiyorsunuz. Busuanga Adası’nın ucundaki küçük bir adada yer alıyor.

Afrika zürafaları, ceylanlar, zebralar, kahverengi geyikler ve daha fazlasının serbestçe dolaştığı Coron savanasına bu günlük turla adanın vahşi tarafının tadına bakın. Zürafa gibi bazı hayvanların beslenmesinde park bekçilerine bile yardımcı olabilirsiniz.

Oradan Malbato Kilisesi’ne geçiyorsunuz. Taş ve deniz kabukları ile inşa edilen bu mütevazı yapı, uçsuz bucaksız deniz manzarasına bakıyor. Turu son durağı ise tenha, masmavi plajı ve iyi kumlara sahip Ocam Ocam plajı. Tura yemekler ve içecekler dahil değil.

6. Coron Adası Dalış Turu

Coron Adası ve çevresi hem mercan resifleride hem de batık Japon gemilerine ev sahipliği yapıyor. Coral Bay Dive Center ile yarın dalışa gitmek için anlaştım (1650P, 70TL).



Filipinler’in Coron Adasında dalış için sabah 9’da yola çıktık. Bir Ukraynalı çift ve Brezilyalı Eduardo ile tanıştım. Eduardo ‘Around The World’ biletiyle 6 aydır yollarda. Samimi hoş sohbet birisi. Dalış boyunca onla sohbet edip güzel vakit geçirdim. Bot ile 1 saat kadar uzaklıktaki Tangat Adası koyuna geldik.

Olympia Maru Gemisi, 18 ila 22 metre derinlikte, denizin üstündeki şekliyle duran geminin uzunluğu 110 metre. Geniş çeşitlilikte deniz canlısına ev sahipliği yapan batık kargo gemisi yumuşak ve sert mercanlarla kaplı. Büyük kargo odası ve motor bölümleri arasında kolayca dalış yaptık. Gemideki torpido deliklerinden sızan ışık nedeniyle ekstra bir aydınlatmaya ihtiyaç duyulmuyor.

Avanced PADI dalgıç olanlar bu derinliğe dalabiliyor. İlk defa bu kadar derine dalıyordum ve basınç inanılmazdı. Tanklarımızdaki havayı erken tükettiğimizden geminin yarısını ancak gezebildik. 37 dakika dalmışız. Çok sayıda lionfish ve scorpionfish gördük.

Öğlen yemeğimizi teknede aldık, balık, tavuk, pirinç ve salata. Yemek sonrası hepimiz bir köşeye çekilip uyuduk. İkinci dalışımızı ise Morozan Maru batık gemisinin olduğu dalış noktasına geçtik.

Morozan Maru Gemisi, 14 ila 18 metre derinlikte denizin dibinde sancak tarafında yatan 120 uzunluğunda bir kargo gemisi. Yan yatar durumdaki geminin yüzeyindeki mercanlar görülmeye değer. Kargo bölümüne el fenerleri ile daldık. Bölmeler arası geçişlerin bazıları çok dardı. Tüm gemiyi dolaştıktan sonra yana yatan yüzeyindeki mercanları ve canlı hayatını inceledik. 41 dakika dalmışız.

Twin Peaks Island, son dalış noktamız oldu. Coron Kasabasının yakınındaki bu mercan resifinde 57 dakika daldık. Görüş alanı çok iyi olmasa da beklentilerimi karşıladı. Coron, ellili yıllarda patlayıcılarla balık avlayan balıkçıların akınına uğradığından mercanlar büyük ölçüde zarar görmüş.

Memnun kaldığım bir dalış sonrası tekrar Coron kasabasına döndüğümde pazara uğradım, bu defa türlü yapacak malzemeler ve sarı karpuzdan alıp resortuma dönüp kendimi yine mutfağa attım. Bu akşamki menümde türlü ve karpuz vardı. Enfesti tabi ki!

Day 476: Filipinler:23, Coron, Busuanga Island, 22 Kasım 2011


Bot turunu satın aldığım şirket aynı zamanda bir sonraki durağım olan El Nido’ya giden tekneler için de bilet satıyor. 2200P olan fiyatı sıkı pazarlıkla 1900’e düşürdüm.

Manila’dan Coron’a gelirken havalimanında para çekmeyi unutmuştum. El Nido’ya gidecek teknenin parasını ödedikten sonra cebimde çok az para kaldı. Neyse ki kaldığım Kokosnus Resort’da kredi kartı geçiyor. Çoğu yerde kredi kartı bulmak imkansız, kasabada visa, master veya maestro kartınızla para çekebileceğiniz bir ATM yok (artık var). Yüzde 7 oranın komisyon da konaklama ve yemek masraflarına eklendi.

Ertesi sabah resort çalışanları beni kapıya kadar uğurladılar. Hepsi de çok arkadaş canlısı ve samimi kişilerdi. Resortun sahibi Filipinli eşi olan bir Alman. Coron’un ilk resortuymuş. Oldukça keyif alarak kaldığım yerlerden biriydi.

Joe adlı teknemin sahibi Alan Amerikalı. Uzun sakallarıyla Robinson Cruso gibi. Gelin görün ki tekne yıpranmış, eskimiş biraz büyükçe bir balıkçı teknesiydi. 8.30 diye bize söylenen tekne 10.45’te hareket etti. 4 turisttik sadece. Dalgalar tekneyi sarsarken ben de Tablet PC’den film izleyerek vakit geçiriyordum.

Midemin bulanmaya başlaması uzun sürmedi. Alan’dan tablet istedim. Yarım saat sonra daha iyiydim. Tekne çalışanlarıyla sohbet ettim. Kaptanın maaşı 10.000 Pesoymuş (420 TL). Filipinler şartlarında maaşların 3000-5000 civarı olduğunu düşünürseniz fena değil.

Akşam 18:30’da, gün batımı sonrası koyu parliament mavisi renginde gizemli büyük dağların eteğine kurulmuş küçük kasaba El Nido’ya vardığımızda tüm bu sarsıntılı yolculuğa değeceğini görecektim.

Day 478: Filipinler:25, El Nido, Palawan, 24 Kasım 2011

13 Yorumlar

  1. Filipinler’i seviyorum. Palawan Adası, Coron çok güzel yerler. Beyaz kumlar ve yeşil renkli deniz. Ben büyülendim, herkese görmesini tavsiye ediyorum.

  2. Şu an Coron’dayım. Artık blog yazmaya üşendiğimden son gelişmeleri bildireyim. Uçak biletini 4227P’ye aldım. Ama birazda geç kaldığımdan oldu. Ama erkende alsam artık o 87 liraya bilet yok. Internet problem çıkarmasa 150 liraya alacaktım.

    Havaalanında o meşhur 200P’yi ödemedim. Sanırım artık bilete dahil edilmiş (bizde olduğu gibi).

    Kokonus’un fiyatları uçmuş, en ucuz oda 1500P. 450p’ye hala yer bulunabiliyor. Ben 600P’ye klimalı Coron Reef ya da Serenita diye bir yerde kalıyorum.

    Dalış, Sea View’de üç dalış 3200p, iki dalış 2800p. Alet edevat yeni diye bunu seçtim. Başka bir yer 2800p/3 dalış fiyat verdi. Coral diye bir yer vardı ama sadece 3000’e oda alan müşterilerine satıyor.

    Ada turları ise 650/750 var. El Nido üç yere sordum standart 1800 istediler.

    Şimdilik gördüğüm durum bu.

  3. Resimlerde bir sıkıntı var, birçoğu yüklenmiyor; filipinler deki bir kaç sayfada bu şekilde….

    Bu arada çok hoş yazılar, ben de bi süre sonra filipinlere geçeçeğim çok faydalanıyorum yazınızda, siz hep böyle gezmeye ve yazmaya devam etsenize.. 🙂

    • Web sitemi yeni hostinge taşıyınca biraz database sorunu yaşamıştım. Bu yazıdaki sorunları düzelttim, ancak düzeltmem gereken hala bazı yazılarım var, zamanla onları da düzelteceğim.Filipinler’den çok keyif alacağınıza eminim. Çok güzel yerler. Ben çok keyif aldım.

  4. Gece dalışını ben de henüz denemedim ama denemek istediğimden pek de emin değilim. Gündüz dalışında kendimi daha güvende hissediyorum, aynı güveni vermiyor karanlık denize dalış sanki.

    Umarım en kısa sürede pasaportunuzu yenilersiniz.

    Kenya’dan selamlar…

    • Bu defaki benim için de ilginçti. Morozan Maru’da tamamen karanlıkta ilk defa dalmak benim için de yeni bir deneyim oldu. Gece dakışı denesem iyi olacak.

      Bana kalsa daha 2 yıl yollarda olacağım ama, pasaportumu yenileyemezsem yılbaşından önce memlekete dönmek zorunda kalacağım gibi görünüyor. Kenya’ya selamlar 🙂

    • Çok teşekkürler, Afrika’da olmanıza ben de imrenmiyor değilim hani. İmkan ve fırsat olsa ömür boyu yollarda olacağım. Doğrusu ne kadar yolda olacağımı bilmiyorum.

      Memleketten ayrılırken anneme “Lütfen hasta olma, öleyim deme! Dünyanın öte ucuna gidiyorum ve ne zaman döneceğim bilmiyorum” demiştim. Spontane söylemiştim, ama annemin gözlerindeki o bakışı görünce söylediğime üzülmüştüm. Annemle her görüşmemede “seneye” döneceğim diyorum 🙂
      Kenya’ya, Afrika’nın o yağmalanmış, talan edilmiş, aç açıkta bırakılmış insanlarına ve eşsiz doğasına selamlar.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz