Üsküp, Kuzey Makedonya‘nın başkenti ve en büyük şehri. Balkanların ortası sayılabilecek bir konumda yer alıyor. Beş asır Osmanlı hakimiyeti altında kalan şehir, eski çarşısı, kalesi, camileri, Vardar Nehrini süsleyen Taş Köprüsüyle sanki bir Anadolu yerleşimi biri. Eski Çarşının Türkçe konuşan esnafıyla karşılaştığınızda, kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz bir şehir.
Şehrin Arnavutlar ve Müslümanların yaşadığı ve size Anadolu’yu anımsatacak eski çarşı bölümünden Taş Köprü ile Ortodoks Hıristiyanların yaşadığı öte tarafta vardığınızda şehrin eski dokusuyla örtüşmeyen devasa heykeller, dev binalar, süslü köprüler ve çeşmeler karşınıza çıkıyor. Devletin yürüttüğü Skopje 2014 adlı proje ile şehir turistik açıdan geliştiriliyor, diğer bir deyişle yeniden yaratılıyor.
🧭 Üsküp’ü ilk olarak 2013 yılında yaptığım 1 ay süren Balkan turumda ziyaret ettim. Soğuk kış günü, sisler altında gördüğüm gösterişli heykelleriyle bana pek de çekici gelmemişti. Ancak yıllar sonra bir bahar sonu yaptığım ikinci ziyaretimle şehrin canlı ve renkli yönünü tekrar görme fırsatım oldu.
Balkan turuna çıkmayı düşünüyorsanız en iyi başlangıç rotalarından birisi hem de. Üsküp’ün yeni neo-klasik görkemli yapısı insanın damağında şüpheli bir tat bırakıyor, ne olduğu biraz belirsiz gibi. Yine de Üsküp beğendiğim bir şehir oldu. Bunda tanıştığım insanlarının büyük etkisi olduğu hiç kuşku götürmez bir sebep.
Üsküp Gezi Rehberi
Üsküp, Makedon dilinde Skopje olarak adlandırılıyor. Vardar Nehrinin iki kıyısına kurulu şehir, tarihi ve kültürel özellikleri ile yabancılık hissetmediğimiz bir yer. Pek çok medeniyete yuva olmuş Makedonya, 500 yıl boyunca Osmanlı egemenliğinde kalmış. 1392’de Osmanlı topraklarına katılmış Üsküp’te Osmanlı Döneminin izleri hala çok taze.
Osmanlı İmparatorluğundan Balkan Savaşı ile ayrılan Makedonya, 1944’te sosyalist Yugoslavya’ya katılınca beş benzemez millet, üç farklı inanç ve sekiz etnik grup bir arada yaşamış. Yugoslavya’nın parçalanması ardından 1991’de Makedonya bağımsızlığını ilan etmiş. 2011’de bağımsızlığının yirminci yıl dönümünü kutlayan başkent o zamandan bu yana tam bir dönüşüm içerisinde.
Ülkenin kültürel, ekonomik, siyasi ve akademik merkezi Üsküp, devletin yürüttüğü Skopje 2014 adlı projeyle geliştiriliyor, diğer bir deyişle yeniden yaratılıyor. Üsküp kimlik krizi yaşayan bir şehir gibi görünüyor. Doğu ile Batı arasındaki çizgilerin ortadan kalkmaya başladığı bir şehir haline gelen Üsküp, kimliğini Makedon Hükümetinin ellerine kaptırmış gibi görünüyor.
Hummalı bir inşaat ve yeniden yapılanma kapsamında öyle şatafatlı heykeller yapılmış ki eskinin o sade mimarisi yanında bayıyor insanı. Bugün şehir merkezinde tahmin edebileceğinizden çok daha fazla anıt var. Üsküp’e dünyanın anıt Başkenti demek belki de abartı olmaz. 1963’teki depremde kaybedilen tarihi mirasların yeniden canlandırıldığı söylense de görünen tablo bunu pek kanıtlamıyor.
Bu anıtların çoğu Makedon tarihi veya mimarisiyle ilgili bile değil. Bu değişimin gözlemleneceği en iyi yer ise Makedonya Meydanı. Şehrin bu en geniş meydanında yükselen 22 metrelik sütünün başına kondurulmuş dev heykel aslında Büyük İskender’i temsil ediyor. Ancak Makedonya hükümeti resmi olarak bu heykele Atlı Savaşçı demek zorunda.
Makedonya’nın hala Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri. Bu kadar şatafat insanları çıldırtmaya yetti. Yunanistan ile aralarında süren Büyük İskender’i sahiplenme problemi nedeniyle ‘Büyük İskender Anıtı’ olarak adlandıramadıkları heykele yaptıkları masraf göz önüne alınınca tam bir ironi.
Yine de Avrupa’nın en ucuz şehirlerinden biri olan Üsküp, insanı sıradanlığın dışındaki duruşuyla şaşırtmayı becerebiliyor. Makedonca en yaygın dil olup Arnavutça en çok konuşulan ikinci dil. Ülkenin nüfusu iki milyondan biraz fazla. Üsküp nüfusu 546 bin. Şehirde hatırı sayılır bir Türk nüfus var. Türkiye’den 1 saat geride. Kuzey Makedonya para birimi Makedonya Dinarı (MKD).
ÜSKÜP NEREDE
📍 Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp, ülkenin en büyük ve en gelişmiş kenti. Vardar Nehri tarafından ikiye ayrılan Üsküp, Makedonya’nın kuzey bölgesinde, Vardar Ovasında yer alıyor. Makedonya’nın Bulgaristan, Arnavutluk, Kosova, Sırbistan ve Yunanistan ile sınırı bulunuyor. Üsküp ülkenin kuzeyinde Kosova ve Sırbistan sınırına yakın bir konumda yer alıyor. Balkan coğrafyasının tam merkezinde bulunan şehir, Balkan ülkelerini keşfetmek için iyi bir başlangıç noktası.
ÜSKÜP’E GİTMEK İÇİN NE GEREKLİ
ⓘ Üsküp’e gitmek için vize gerekmiyor. Türkiye’den araçla gitmeyi düşünüyorsanız Yunanistan üzerinden gideceğinizden Yeşil Pasaport sahibi olmanız ya da Schengen vizesi almanız gerekiyor. Schengen Vizesi Nasıl Alınır, Vize Nasıl Alınır ve Vize Ücretleri Ne Kadar blog yazılarıma göz atın.
ⓘ Pasaportunuz yoksa Pasaport Çeşitleri ve Pasaport Başvurusu Nasıl Yapılır yazılarımı okuyun. Yurt dışına çıkarken yurtdışı çıkış harcı ödemeniz gerekiyor. Vizesiz Balkan Turu ve Vizesiz Gidilecek Balkan Ülkeleri yazıları ile rotanızı hazırlayabilirsiniz. Detaylı hazırladığım Vizesiz Ülkeler Listesi blog yazıma göz atın.
ⓘ Daha uygun ve verimli bir Üsküp tatili yapmanız için Seyahat Rehberi kategorisindeki uygun otel nasıl bulunur, vize/pasaport, hayat kurtaran akıllı telefon uygulamaları blog yazılarına göz atın.
ÜSKÜP’E NASIL GİDİLİR
✈️ Üsküp Büyük İskender Havalimanına İstanbul Havalimanından Türk Hava Yolları, Sabiha Gökçen Havalimanından ise Pegasus Hava Yolları ile direkt uçak seferleri var. İstanbul-Üsküp uçuş süresi 1,5 saat. Üsküp Havalimanı, Üsküp şehir merkezine 20 km uzaklıkta. Havalimanı TAV Havalimanları şirketi tarafından işletiliyor.
🚍 Üsküp Havalimanından Şehir Merkezine Nasıl Gidilir: Vardar Express şirketi Üsküp Havalimanından şehre otobüs işletiyor. Ücret 175 dinar. Otobüsler, uçaklar indiğinde hareket edecek şekilde zamanlanmış. Biletleri havalimanındaki firma gişesinden alabilirsiniz. Otobüs şehir merkezindeki belli başlı noktalara uğradıktan sonra Üsküp otobüs terminaline gidiyor.
🚕 Üsküp Havalimanından şehir merkezine yolcu taşıyan taksiler sabit ücret tarifesi ile çalışıyor. 30 Euro ödeyerek taksi ile havalimanından şehir merkezine gidebilirsiniz. Taksiler farklı şehirlere ve komşu Balkan ülkelerine de yolcu taşıyor. Uzun yolculuklarda pazarlık yapılabiliyor.
🚌 Üsküp’e Otobüsle Nasıl Gidilir: İstanbul ve Bursa’dan düzenli, İzmir’den ise bazen otobüs ile Üsküp’e ulaşabilirsiniz. Jadran, Karaçi, Ekspress Tur, İstanbul Turizm, Alpar Turizm ve Vardar Turizm İstanbul ya da Bursa çıkışlı olarak düzenli seferlere sahip. Üsküp’e giden otobüsler Yunanistan ya da Bulgaristan rotasını kullanıyor. Otobüsle gidecekseniz Schengen ya da Bulgaristan vizesi şart.
🚐 Üsküp Şehiriçi Ulaşım: Üsküp’te otobüse binmek için (şehir içi otobüsler, şehirlerarası otobüsler ve Matka Kanyonu’na giden otobüsler için geçerli), Skopska Kart (Üsküp kartı) adı verilen yeniden yüklenebilir bir geçiş kartı satın almanız gerekiyor.
Üsküp’e otobüsle geliyorsanız ana otobüs terminalinden ayrılmadan önce mutlaka bir tane alın. Kart ücreti 50 dinar (yaklaşık 1 USD), tek bir şehir içi otobüs ücreti 40 dinar. Otobüse kaç defa binmeyi planlıyorsanız ona göre karta para yükleyin.
ÜSKÜP’TE NEREDE KALINIR
🏨 Konaklama önerim Park Hotel, dizayn ve benzersiz tasarımıyla tek kelimeyle şahane! Daha önce konakladığım Hi Skopje Hostel ve Hotel London B&B ucuz konaklama isteyenler için uygun. Osten Art Hotel ve Ibis Skopje City Center de gayet iyi seçenekler ✔︎
➜ Debar Maalo, Üsküp’ün ağaçlarla çevrili geniş bir bulvarlar. Sokak sanatı, açık hava barları ve kafeleri ile karakterize bohem bir semt. Bu bölgede çok sayıda apartman var. Üsküp’ün en havalı banliyösünde güne başlamak istiyorsanız, burada bir Airbnb tutabilirsiniz.
ÜSKÜP ESKİ ÇARŞIDA NEREDE KALINIR
Üsküp Eski Çarşıda ilk akla gelen seçenek Hotel Arka, tartışmasız eski çarşının en iyi manzarasına sahip. Otelde ayrıca çatı katı barı ve restoranı, kapalı havuzu ve saunası var. Diğer iyi otel seçenekleri ise BH Hotel Hamburg, Üsküp Eski Çarşının kalbinde yer alan AEN Hotel ve Göce Delcev Bulvarı ile Eski Çarşı’ya giden caddenin kesiştiği noktada bulunan Hotel De Koka.
ÜSKÜP’TE NE KADAR HARCARIM
💳 Her zaman fiyatlar yükselme eğilimi gösterse de Üsküp, Avrupa standartlarına göre çok uygun. Airbnb’de bir gecelik konaklama ortalama 4000 dinar. Pansiyonda bir gece konaklama 500-700 dinar. Yerel sim kart + data paketi: 500 dinar. Shopska kartı 150 dinar ve tek otobüs ücreti: 30 dinar.
Yeme içme fiyatları da gayet makul. Popüler bir kafede kahve 120 dinar, müze giriş ücretleri 25-50 dinar tutuyor. Destan gibi yerel bir restoranda iki kişilik yemek 500 dinar, Pivnica An gibi lüks bir restoranda iki kişilik yemek 800 dinar civarında.
Üsküp Gezilecek Yerler 📌
Üsküp’teki Osmanlı döneminden kalan anıtların sayısı oldukça kabarık. Üsküp gezilecek yerler listesine bunların hepsini almadım, vakti olanlar eminim daha çok şey keşfedeceklerini göreceklerdir zaten. Listedekilerden Matka Kanyonu ve Stobi hariç, hepsini 1 günde görebilmeniz mümkün.
1. Makedonya Meydanı
Makedonya Meydanı, tam anlamıyla şehrin kalbi. Meydan çevresinde yirmiden fazla heykel var. Hükümetin yürürlüğe koyduğu Skopje 2014 adlı proje ile Üsküp yeniden yaratılmaya çalışılıyor. Proje kapsamında Makedonya Meydanı ve Vardar Nehri boyunca eklenen heykeller öyle şatafatlı yapılmış ki eskinin o sade mimarisi yanında bayıyor insanı.
Meydanında yükselen 33 metrelik devasa Atlı Savaşçı heykeli ise Makedonya’nın bağımsızlığının 20. yılına özel olarak Floransa’da yaptırılmış. Heykelde Büyük İskender atının üzerinde elinde kılıçla, Taş Köprünün diğer yakasındaki babası Philip’in heykelini selamlıyor. O kadar abartıya kaçmışlar ki heykellerin bir çoğu şehrin dokusunda eğreti duruyor.
Şehrin her yanına dokusuyla ‘örtüşüyormuş gibi’ görünen köprüler, havuzlar ve heykeller meydanda her yana serpiştirilmiş. Ülkenin tanıştığım yerlilerine proje hakkında ne düşündüklerini sordum. Şehrin hızla değişen bu turistik gibi görünen çehresini kimileri beğeniyor, kimileri ise zaten olmayan paranın çarçur edildiği düşüncesiyle tam isyanda.
Makedonya’nın Yugoslavya’dan ayrıldığının ilanı bu meydanda Makedonya’nın ilk cumhurbaşkanı Kiro Gligorov tarafından ilan edilmiş Neyse, siz meydanı gezin, keyfinize bakın. Oraya ait değilmiş gibi görünen dev ve bunaltıcı stillerin karışımı diğer heykelleri tek tek inceleyin.
Milli Mücadele Müzesi ve bir de zafer takı yükseliyor burada. Bunun yanında yeni dışişleri bakanlığı binası, yeni anayasa mahkemesi, yeni bir arkeoloji müzesi, yeni ulusal tiyatro ve diğer yeni binalar bu meydan çevresinde yükseliyor. Her biri ‘yeni’ kelimesiyle başlıyor.
Yenilenmiş alandan dışarı adım attığınızda, 60’lardan 80’lere kadar hala büyüleyici yerler var. Merkez Postanesi, Makedonya Merkez Bankası, Merkez Tren Garı, Üniversite binaları ve öğrenci yurtları bunlardan birkaçı. Bazıları yıpranmış ve eski görünse de eskinin parlak dönemlerinin mirası.
Meydan çevresinde çok sayıda kaliteli kafe ve restoran var. Üsküp Marriott Hotel’in şirin restoranı Distrikt Bar & Kitchen ile yine meydana bakan tarihi Pelister Restaurant tavsiyem.
2. Taş Köprü
Taş Köprü, şehri ortadan ikiye ayıran Vardar Nehrinin üzerine kurulu olan ve Osmanlı’dan günümüze kadar sapasağlam gelmiş bir köprü. 12 yarım daire kemerli masif taş bloklardan oluşan 214 metre uzunluğundaki bu köprü, Fatih Sultan Mehmet tarafından 15. yüzyılın ortalarında yaptırılmış.
Roma temelli bir köprü üzerine yaptırılmış yapı, yüzyıllar boyunca yeniden inşa edilmiş. Zamanla şehrin önemli simgelerinden birine dönüşmüş. Köprü aynı zamanda şehrin yeni bölümünde yer alan Makedonya Meydanını, şehrin tarihi bölgesi Türk Çarşısına bağlıyor.
3. Türk Çarşısı
Üsküp Türk Çarşısı, Osmanlı döneminden kalan tarihi dokusuyla turistlerin en çok ziyaret ettiği bölgelerden biri. Parlak günlerinde İstanbul’daki Kapalıçarşı’nın arkasında dünyanın en büyük ikinci çarşısıydı. 12. yüzyıldan beri Üsküp’ün ticaret ve ekonomisinin merkezi olmuş. Detaylıca hazırladığım blog yazısına göz atın.
Hala Osmanlı mimarisini korunduğu ve özelliğini kaybetmediği çarşı da yine de çok sayıda eser yıllardır harabe halde ve onaracak elleri bekliyor. Osmanlı mimarisinin en güzel eserlerinden Mustafa Paşa Cami, Kurşunlu Han, Davut Paşa Hamamı, İsa Bey Cami ve Kapan Han kendinizi Anadolu kentlerinden birindeymişsiniz gibi hissettirebilir.
Mustafa Paşa Cami, hemen Eski Pazarın yukarısında bulunan bir Osmanlı mirası. 1492 yılında Sultan’ın veziri tarafından yaptırılan cami ülkedeki en güzel Osmanlı eserlerinden biri. Kısa zaman önce restore edilmiş olmasına rağmen sadeliği ve güzelliği aynı 15. yüzyılda olduğu gibi kalmış.
Antikacılar, eski çarşının öne çıkan gezilmesi gereken dükkanları. Çifte Hamamdan çıktığınızda hemen karşısında iki sevimli hediyelik eşya dükkânı ve caminin arkasında (hamamın yanında) tamamen antikacılara ayrılmış küçücük bir sokak göreceksiniz. Burada tablolar, otantik kumaşlar, antikalar, hatıralar, geleneksel kıyafetler, enstrümanlar, hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.
Çarşı köftecileri ve kiremitte kuru fasülyesi ile ünlü. En ünlüsü ise Divan lokantası. Kurşunlu Han girişindeki lokantadan da kiremitte kuru fasülye yiyin. Çarşıyı gezmek için 3 saatinizi ayırmanız yeterli. Sokak aralarında dolaşmayı ve ünlü hanlarda mola vermeyi unutmayın.
Destan‘ın kebaplarından bazılarının tadına bakmadan Üsküp gezisi tamamlanmış sayılmaz. 1913’te açılan restoran, Üsküp’te halen faaliyette olan en eski restoran. Menüde tipik Balkan yemekleri var ama benim kişisel tavsiyem kaymaklı kebapcinja (kebap), doğranmış soğan, acı biber, shopka salatası ve sıcacık ev yapımı ekmek deneyin.
Tarihi Kapan Han’ın alt katında yer alan Pivnica Star Grad, akşam yemeği için harika bir seçim. Taş hanın içerisindeki atmosfer, özellikle geceleri avlu aydınlatıldığında müthiş. Yemek yenilen yer eskiden tüccarların hayvanlarını ahıra koyduğu yerdi. Menü harika, ancak Destan’dan biraz daha pahalı.
4. Üsküp Kalesi
Üsküp Kalesi, Bizanslılar tarafından 6. yüzyılda yapılmış olsa da halen şehrin en kudretli yapılarından biri. 1963 yılındaki depremde kısmen hasar görmüş olmasına rağmen kısa sürede restorasyonu yapılarak koruma altına alınmış. Şehir merkezine yürüme mesafesinde olan Kale her zaman açık olmayabiliyor o yüzden gitmeden çevredekilere sormanızda fayda var.
Türk Çarşısında yer alan Balkanların en önemli Camilerinden Mustafa Paşa Camisinin devamında kaleye ulaşabiliyorsunuz. Şehrin en yüksek noktasına konumlanmış Üsküp Kalesine giriş ücretsiz. Vaktiniz varsa Üsküp’e kuş bakışı bakmak ve kaleyi gezmek için listeye alınabilir.
Brewery Old Town, kalenin hemen altında yer alan Eski Çarşı’ya geri dönmeden önce bir şeyler içmek için mükemmel bir yer. Üsküp’ün en sevilen açık hava barlarından biri. El yapımı bira ve pizza tercih edilebilir.
Kutsal Mesih Kilisesi (The Church of the Holy Saviour), Üsküp Kalesinin doğusunda, 17. ya da 18. Yüzyılda bir yangın esnasında yok olan kilisenin yerine yapıldığı tahmin ediliyor (120 denar). Bu dönemde Makedonya halen Osmanlı himayesi altında bulunduğundan, şehrin silüetinde belirgin bir şekilde öne çıkmalarına izin verilmemiş.
Bu yüzden kilisenin büyük bir kısmı yer altına doğru yapılmış. Dışarıdan sade bir görüntüsü olsa da içeriye girdiğinizde tam bir başyapıt ve kusursuzluk göze çarpıyor. Çok iyi şekilde korunmuş fresklerin 16. yüzyıla ait olduğu düşünülüyor. Kilise aynı zamanda devrimci kahraman Goce Delchev gibi çok önemli Makedonyalıların da ebedi istirahat yeri.
5. Makedonya Arkeoloji Müzesi
Makedonya Arkeoloji Müzesi, Makedonya Meydanının hemen yakınında Vardar nehrine bakıyor. Türk Çarşısından Vardar Nehrine doğru geldiğinizde hemen solunuzda kalıyor. Mimari olarak sanki eski gibi görünüyor olsa da oldukça yeni.
Üsküp 2014 Projesi kapsamında açılan yerlerden biri burası. İçerisinde çok sayıda antik, Orta çağ ve Osmanlı dönemlerine ait tarihi eser sergileniyor. Orijinali İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenen İskender Lahdinin bir kopyası dahi var.
6. The Art Bridge
The Art Bridge (Sanat Köprüsü), Üsküp 2014 kapsamında inşa edilen iki yeni yaya köprüsünden biri. Vardar Nehri üzerinde uzanan köprü, Makedonya Meydanı ile Kadın Savaşçı Parkı’nı karşı yakadaki Rahibe Teresa Meydanı’na bağlıyor. Burası Üsküp’ün en ikonik cazibe merkezlerinden biri ve benim gözümde ‘yeni’ şehrin en güzel kısmı.
83 metre uzunluğundaki köprüde, aralarında Krusevo kasabasında doğan ve anı müzesi bulunan son dönem pop idolü Tose Proeski’nin de bulunduğu, dikkate değer Kuzey Makedonyalı sanatçı ve müzisyenlerin 29 adet olağanüstü heykeli sırlanmış. Köprünün hafif kemerli ortasından her iki uca bakıldığında, taş korkuluklar ve ortadaki lamba direkleri sırası mükemmel bir simetrik görünüyor.
Arka planda, Makedonya Meydanı tarafından rotunda şeklinde görünen Cumhuriyet Başsavcılığının bulunduğu binanın görünüşü hoş. Köprünün üzerinde dururken, batıdaki modern Eye Bridge’i ve karşı tarafa demirlemiş tuhaf Happiness Boat yüzer restoranını görebilirsiniz.
7. Rahibe Teresa Evi ve Üsküp Şehir Müzesi
Rahibe Teresa Evi, Üsküp’te doğmuş, insanlığa örnek olmuş Makedonya’nın en önemli şahsiyetlerinden Anne Theresa adına yapılmış bir anıt ev. 1975’te Nobel Barış Ödülü verilen rahibenin anısına, bir zamanlar Katolik Kilisesi ‘İsa’nın Kutsal Yüreği’ olan yerde 30 Ocak 2009’da açılmış.
Yeri rastgele seçilmemiş tabi. Rahibe Teresa doğumunun ertesi günü olan 27 Ağustos 1910’da bu kilisede vaftiz edilmiş. Rahibe Teresa’nın memleketi Üsküp’te geçen çocukluğundan, Hayır Kurumu Misyoneri olarak geçirdiği yıllardan ölümüne ve aziz kılınmasına kadar olan yaşamının ortaya konduğu çok sayıda fotoğraf sergilenmiş.
Sergi, Makedonya’nın hâlâ Osmanlı’Nın bir parçası olduğu 20. yüzyılın başlarından kalma eski Üsküp’ün fotoğraflarıyla başlıyor. Amaç, Doğu ile Hıristiyan Batı arasında bir kavşak olarak Balkanlar’ın bu bölümünün ruhunu yeniden yakalamak. Bodrum katta ise Rahibe Teresa’nın hayatı ve insani yardım çalışmalarına ilişkin çeşitli projelerine ev sahipliği yapan bir multimedya merkezi olarak tasarlanmış.
Üsküp Şehir Müzesi, çok uzakta değil. Makedonya Caddesi’nin sonunda Kısa bir yürüyüş mesafesindeki müzede, MÖ 2. yüzyılda kaydedilen ilk yerleşim yerlerinden günümüze kadar şehrin tarihi ile ilgili bir fotoğraf, eser ve koleksiyonlar sergiliyor. Özellikle eski Yugoslav posterleri sergisine bayıldım.
Ancak serginin açık ara en ilgi çekici kısmı, 1.000’den fazla cana mal olan ve Üsküp’ün %80’ini yerle bir eden 6.1 büyüklüğündeki yıkıcı deprem olan 1963 depremini kapsayan bölüm. Ters çevrilmiş bir mutfak da dahil olmak üzere, deprem anından yeniden inşa edilen ev sahnesi, yıkımın güçlü bir hatırlatıcısı.
8. Vodno ve Milenyum Haçı
Millennium Cross, Makedonya’da Hıristiyanlığın 2000. yılına atıfta bulunmak için yaptırılmış devasa bir haç. Vodno Dağının tepesine dikili haç tam 66 metre. Şehirden bu tepeye çıkan teleferiğe araçla ulaşım var.
Şehir merkezindeki otobüs terminalinden Millennium Cross otobüsleri her 30 minutes dakikada bir sabah 8.20 ile 3.20 arası çalışıyor. Dünyanın en büyük haçını barındıran tepeye çıkmak için teleferiğe binmeniz gerekiyor (100 Denar). Sizi enfes bir manzara bekliyor.
Vodno Dağı, şehir merkezinden sadece 10 dakika sürüş uzaklığında ve biraz macera arayan hemen herkes için bir şeyler sunabilen harika bir yer. İster tecrübeli bir dağcı olun ister dağ eteklerinde sıradan bir yürüyüş yapmak isteyin, her türlü aktivite için çok güzel yollar var.
Adrenalin tutkunlarını ise tepeden aşağıya doğru inen bisiklet yolları ve paraşütle atlama noktaları bekliyor. Geri kalanlar ise sadece muhteşem manzaranın tadını çıkartmak için arkalarına yaslanıp mis gibi havayı ciğerlerine çekip en güzel kafelerde içeceğini yudumlayabilirler.
9. Makedonya Köyü
Makedonya Köyü (Makedonsko Selo), 19. ve 20. yüzyıllardan kalma Makedon mimarisinin geleneksel ruhuna sadık kalınarak yapılmış bir yeni köy. Sırtı ormanlarla kaplı bir dağın yamacında; bizim Safranbolu evleri mimarisine yakın 16 adet otantik ev inşa edilmiş. Aynı zamanda konaklama ve restoran hizmetleri de veriliyor. Şehir merkezine çok yakın, mutlaka uğrayın, tavsiye ederim.
10. Matka Kanyonu
Matka Kanyonu, Üsküp’ün en popüler günübirlik gezisi. Makedonya’da gezilecek en önemli doğal güzellik burası bana göre. UNESCO Dünya Mirası listesindeki Matka Kanyonu için en az bir gününüzü ayırın. Üsküp’e sadece 15 km uzaklıktaki Matka Kanyonuna giriş ücretsiz.
Treska Nehri, boyunca uzayan Kanyonda tekne turu yapın, kanoya binin, trekking rotalarında veya birbirine bakan dik dağlar arasında yapılmış yolda yürüyün. Çevre oldukça güzel ve bakımlı. Matka’ya Üsküp’ten 60 numaralı yerel otobüsle ulaşmak kolay.
Matka Kanyonu kayıkla mağara gezisi kişi başı 440 MKD, gezi 1 saat sürüyor. Sadece Kanyon gezisi ise 200 MKD yaklaşık yarım saat sürüyor. Çift kişi olarak kayık kiralamanın 1 saati ise 500 MKD.
Vrelo Mağarası, kanyonda büyüklükleri birbirinden farklı 10 mağaradan biri. Dünyanın en derin yeraltı su mağarası olarak geçen Vrelo dışında kanyonda Orta çağdan kalma kilise ve manastırlar gibi tarihi yapıları gezebilirsiniz. Matka Manastırı, Aziz Nikola Manastırı, Aziz Andrew Manastırı bunlardan bazıları.
Üsküp’ten pazar hariç her gün çok sayıda otobüs seferleri var. Doğanın içerisinde olayım diyorsanız kalacak otel de var. Toplu taşıma konusunda kendinize güvenmiyorsanız, şehirden günübirlik bir tura katılabilirsiniz. Vodno Dağı’nı da içeren bu yarım günlük güzergahı tavsiye ederim.
11. Stobi Antik Kenti
Stobi Antik Kenti, MÖ 7. yüzyıla kadar uzayan geçmişiyle yeni yeni ortaya çıkarılan antik bir Roma kenti. Fransız bir arkeolog tarafından 1861’de ortaya çıkarılmış ve kentin %70’i hala kazılmayı bekliyor. Crna ve Vardar nehirlerinin birbirine karıştığı noktada yer alan Stobi, Roma ve Erken Bizans İmparatorluklarının askeri, idari, ticari ve dini merkeziydi.
Son derece gelişmiş bir şehir toplumu, mimari yapılar, hayat düzeni ve kültürel gelişim düzeyi olduğu ortaya çıkarılan eserlerden anlaşılıyor. Tapınaklar, ortaya çıkarılan mozaik zeminli evler, hamam ve tiyatro görmeye değer. Antik kent yakınındaki Bovin Winery uğrayabileceğiniz bir bağ.
ÜSKÜP’TE NE YENİR – NEREDE YENİR
🥘 Makedon mutfağı, Türk damak tadına çok yakın. Üsküp’te en lezzetli yemekleri bulmanız kolay. İnegöl köftesine benzeyen ve kebap denilen köfte, ıspanaklı börek, kaymakçına tatlısı, Makedon yahnisi, güveçte kuru fasulye, kuru et, işkembe çorbası ve yöresel şaraplar tadılacaklar listesinde. Şehrin en kaliteli ve keyifli restoranı Vodenica Mulino’da bir akşam yemeği yiyin.
Coffee Factory, Krug, RadioBar, Bruklinski, Friends Caffe ve Staro Skupi takılabileceğiniz mekanlar olarak not edebilirsiniz. Üsküp Eski Çarşıda lezzetli trilece için Mado Prom, en iyi boza ve tüm tatlılar için House Ice Gelato ve mükemmel baklava için Baklava Naxho tercih edilebilir. Üsküp Eski Çarşının en iyi manzarası için Hotel Arka Bar‘a gidin.
ÜSKÜP’TE NE ALINIR
🛍 Üsküp alışveriş noktası için Türk Çarşısını seçin. Zaten Eski çarşıyı gezmenin en güzel yanlarından biri alışveriş yapmak. Geleneksel zanaatkarların çoğu gitmiş olsa da eski çarşı hala çok çeşitli otantik el sanatları, hediyelik eşyalar, giysiler, müzik aletleri, antikalar vb. şeyler bulabiliyorsunuz.
Gümüş telkari, kil seramiği, deri ürünler, geleneksel Makedon ayakkabıları, bal, antikalar, geleneksel Makedon etnik kıyafetleri, Sosyalist dönem hatıraları gibi şeyler ilginizi çekebilir.
Balkanlarda en sevdiğim şehir Ohrid ile Osmanlı’da Manastır olarak bilinen Bitola şehirleri de Makedonya’da gezilecek yerler listenize alabilirsiniz. Ayrıca Tetova, Gostivar, Mavrovo vakti olanların görebilecekleri diğer şehirler. Makedonya turuna çıktıysanız en fazla zamanı favorim Ohrid’e ayırın.
Diğer Balkan ülkeleri Bosna Hersek, Sırbistan, Karadağ, Hırvatistan, Arnavutluk ve Kosova da rotanızda olsun. Balkan turu başlangıç rotası Selanik veya Üsküp olabilir.
Kuzey Makedonya’ya gittiniz mi? Üsküp’te yapmayı sevdiğiniz şeyler neler? Kaçırdığım bir şeyler varsa aşağıdaki yorum bölümüne yazarak bana bildirin!
Agirbasli Uskup cesit cesit heykeller yuzunden kokos bir sehre dönüşmüş.
Üsküp’ten havaalanından arabanızı kiralayın. Mavrovo-Rostusha, Ohrid, Bitola, Üsküp buraları gezin. Muhteşem dağ yolları var. Çok güzel bir doğası var, memleketimin atalarımın doğduğu toprakların.
Matka Kanyonu, Vodno Tepesi, kale ve tabii ki eski şehrin her sokağı.
Eylül ayında kalabalık bir arkadaş grubuyla çıktığımız Balkanlar gezisi sırasında Üsküp’ü görmek nasip oldu. Osmanlı mimarisinin sadeliği, samimiyeti, sıcaklığı yanında yeni mimarinin yapaylığı ve ihtişamı çok şaşırtıcıydı. Çok üzüldüğümü söylemeliyim. Osmanlıdan kalan mirasın gölgede bırakılmak istendiği hissine kapıldım.
Şehir sanki bir köprüyle ikiye bölünmüş, iki ayrı kültür, iki ayrı ülke gibi. Daha önce Üsküp’te devlet televizyonunda çalışan ve bize orada rehberlik yapan bayan arkadaşımızın verdiği bilgiye göre proje İtalya ve Yunanistan tarafından destekleniyormuş. Umuyorum bu çalışmalar kapsamında ecdadımızdan kalan miras zarar görmez.
Yugoslavya bölündükten sonra Üsküp eski güzel şehir yapısı bozuldu. Diden arkadaşlara Matka Kanyonu ve Vodno Tepesi’ni görmelerini tavsiye ederim.
2 kere gitmis biri olarak sunlari soyleyebilirim. Üsküp 2’ye ayrılmış bir şehir. Muslüman ve gayrimüslim bölge. Gayrimuslim bölge gözü yoracak kadar heykellere bogulmus. Yetmemiş gibi Osmanlı’dan kalan Müslüman Mahallesi’ne de kilise yapma derdindeler!
Yerel halk da bu heykellerden şikayetçi. Tanıdığım bir mühendis arkadaşımız 400 avro aldığını, heykellere bol para akıtıldığını bu nedenle çalışanlara az ücret verildiğini söylüyor. Ben de beğendim, ama eski çarşıyı ve kaşarlı köftesi.
Evet son derece abartılı ve estetikten yoksun heykellerle süslemişler Üsküp’ü. 2 sene önce gitmiştim.
Biz 2012 yazında gittik Üsküp’e, o dönemde de bir ıssızlık özellikle nehrin öte yakasında Osmanlı’dan kalan bölgelerde dikkat çekiyordu, hem gündüz, hem gece üstelik! Fakat bu projenin yapıldığı kısımlar gene epey kalabalık sayılabilirdi, bana ise çok yapay geldi. Olmayan bir şeyi zorluyorlar gibi. Henüz bitmemişti çalışmalar, ama mevcut haliyle bile bana “fazla” geldi yapılanlar, sevemedim.
Üsküp eskisine göre çok değişti, her yanda heykeller var artık, biraz abarttılar sanki bana göre.
Anne tarafım Makedon göçmeni ama bir türlü ziyaret etme fırsatım olmadı, sizin yazılarınızdan tad alıyoruz az da olsa. 🙂
Merhaba,
Üsküp denilince ilk aklıma gelenler; ıhlamur ağaçları, gelincik çiçekleri, trileçe tatlısı, hoş muhabbet insanlar…
Üsküp’ün modern tarafında bulunan heykeller beni de rahatsız etmişti. Gerçi heykellerden Makedonyalıların da memnun oldukları söylenemez. Karşımıza çıkan zorlama sanat eserlerinden sıkıldığımızda biz, eski şehrin sokaklarını arşınlayıp ıhlamur kokuları eşliğinde Mustafa Paşa Camii’ne doğru çıkmıştık.
Ihlamur ağaçlarından bahsedecek olursak, ağaçların çiçekli dalları yerlere kadar uzamasına rağmen kimse ıhlamurları toplamamıştı. Bu sebepten biz de Makedonya’da ıhlamur çayı içilmediğine kanaat getirdik. Tabi, canım ıhlamurlardan toplayıp akşam kaldığımız evde çayını afiyetle içtik.
Kokular, insanın hatıralarını oluşturmada ve hatıraları gün yüzüne çıkarmakta ne kadar etkili. Herkesin kokulu hatıralar biriktirmesi dileğiyle…
Yıllarca izin dahi alamadan çalıştığım iş hayatım bitip de, emekli olduğumda fark ettim ki gezme tozma amaçlı seyahat yapabilme, planlayabilme yeteneğimi kaybetmişim. Şimdi sizin blogunuz bana rehber oluyor, samimiyetle yazılmış yazılarınızdan çok yararlanıyorum. Makedonya bir çoğumuzun atalarının memleketi, yurt dışı seyahatleri için de çok iyi bir başlangıç olur diye düşünüyorum.
‘Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.’Y.Kemal
Üsküp, beni en çok etkileyen şehirlerden biridir. Geçmişteki bağlardan, Yahya Kemal’den, sıcak insanlarından ötürü olsa gerek. Bu meydanda dolaştığımız oldukça sıcak bir yaz gününde aniden çıkan fırtına ve yağmur sonrası bir alışveriş merkezine sığınmak zorunda kalmıştık, birdenbire boşalıvermişti de yalnız kendisini görmeye imkan vermişti koca meydan, unutamam. Bir de neşeli paralarını unutmamak lazım, harcamaya kıyamadığım bazılarını hala saklarım.
Üsküp’e en son gittiğimde çalışmalar daha yeni başlamıştı. Dört bir yanda hummalı bir koşturmacayla köprüler yenileniyor, heykeller yerleştiriliyor ve koca meydan yeniden şekilleniyordu.
Üsküp merkezine yapılan hummalı çalışmalar ve heykellerden yerli halkın çoğu memnun değil. Gereğinden fazla paranın gereksiz yere harcandığını düşünüyor olsalar da Üsküp’ün tanıtımı ve turizmi açısından ilgi çekeceğine eminim.
Yakında tekrar Üsküp’e gideceğim bakalım yapılan çalışmalar sonucu şehir nasıl bir görünüme bürünmüş.
Şehir sanki heykellere boğulmuş gibi ve biraz da eğreti duruyor. Sanayisi emekleyen ülkenin paralarının böylesi prjelere akıtılmasından Üsküplüler şikayetçi. Kaldığım hostelin sahibi de benzer şikayetleri anlatmıştı bana. Diğer yandan belki de bu hali beğeniliri de şehrin turistik cazibesi artar. Görelim bakalım.