Londra, kendine özgü mimarisi, müzeleri ve tarihi geçmişi ile günümüzde 8 milyonu aşkın insanın yaşadığı dünyanın en önemli başkentlerinden biri. Thames Nehri kıyısında Romalılar tarafından yaklaşık iki bin yıl önce kurulan bu kozmopolit kent, tarih boyunca dünyanın politik, kültürel, sosyolojik ve sanatsal buluşmalara tanıklık etmiş, hemen her bakımdan dünyanın en büyük şehri.
Çok uluslu, çok dilli, çok kültürlü ve çok renkli bir kent olan Londra’da Uzak Doğulu, Hintli, Balkanlı, kısaca dünyanın her yerinden insan bir arada yaşıyor. Bu birlikteliğin yansımaları için barlar, gece kulüpleri ve restoranların bulunduğu Soho’yu hem gece hem gündüz görmek, Carnaby Street’ten Çin Mahallesi’ne kadar yürümek ve Oxford Street’in ihtişamına göz atmanız gerekiyor.
Londra dünyanın en iyi manzaralarına ve gezilecek yerlerinden bazılarına sahip, değişken ve heyecan verici bir şehir. London Eye’a çıkıp Londra’yı yukarıdan görebilirsiniz, Madame Tussauds’da ünlülerle tanışabilirsiniz, British Museum’da dünya tarihine yolculuğa çıkabilirsiniz veya Doğa Tarihi Müzesi’nde dinozorlarla karşı karşıya gelebilirsiniz.
Londra Gezi Rehberi
Londra, Avrupa’da beyaz ırk harici en fazla insanın yaşadığı şehir, tam bir etnik harmandan oluşuyor. Nüfusu 8 buçuk milyona ulaşan Londra’da yaşayanların %50’si İngiltere dışında doğmuş. Şehrin neredeyse yarısına yakını yeşil alan. 43 üniversitesiyle Avrupa’nın en yoğun eğitim şehrinde gençler ve turistler yeşil alanları dolduruyor. Şehirde 143 adet park ve bahçe var.
Mimar Giles Gilbert Scott tarafından 1935’te Kral V. George’un tahttaki 25. yılı anısına tasarladığı ve İngiltere’nin simgesi olan kırmızı telefon kulübeleri kentin dört bir yanına 70 bin tane yerleştirilmiş. Günümüzde birer nostalji nesnesi olan bu kulübelerde poz verip akıllı telefonunuzla sosyal medya hesaplarınızda paylaşın. Nostaljiyi ve teknoloji birleştirin.
Müzeleri, yemyeşil parkları, festivalleri, gece hayatı ve hareketli alışveriş merkezleri ile Londra’da hayat bir an bile durmuyor. Söz konusu gece hayatı olduğunda Londra ile boy ölçüşebilen çok az şehir vardır sanırım.
Şehirde yüzlerce restoran, pub, sinema, tiyatro, gece kulübü, canlı müzik ve komedi programları misafirlerini bekliyor. Hava şartları ne olursa olsun günün her saati Londra’da yapılacak özel bir şeyler mutlaka vardır.
Londra’nın her yanı farklı zevklere hitap eden mekanlardan oluşuyor. Dünya mutfağından lezzetler sunan çok sayıda restorana her köşede rastlamak mümkün. Çin, Hint, Japonya, Güney Amerika, Türkiye, Afrika ve daha birçok mutfaktan en güzel tatlar sizleri bekliyor.
İngiltere denince akla gelen menülerden biri de balık ve patates cipsi. İngiltere’de sıkça karşınıza çıkacak restoran ya da büfelerde bulabileceğiniz bu yiyecek hem ekonomik ve hem de sağlıklı.
Londra Gezilecek Yerler 📌
Londra’da fazla vaktiniz yoksa görmeniz gereken klasik yerler Knights Bridge, Natural History Müzesi, Thames Nehri, Buckingham Palace, Palace of Westminster, Big Ben, Trafalgar Meydanı, Amiral Nelson Anıtı, National Galery ve Picadilly Circus olsun.
Vaktiniz varsa London Eye dolabına binip şehrin manzarasını yukarıdan izleyin, Madame Tussauds müzesinde tarihi ve ünlü kişilerin neredeyse canlı birer kopyası gibi yapılmış balmumu heykellerini görün, Thames Cruise Turuna katılarak nehirden şehri görün. Kraliyet Parkları’nın en büyüğü olan Hyde Park’ı ziyaret etmeyi unutmayın. Londra gezilecek yerler blog yazımda görülecek yerleri daha detaylı anlattım.
1. Big Ben Saat Kulesi ve Westminster Sarayı
Westminster Sarayı (Palace of Westminster), Avam Kamarası ve Lordlar Kamarasından oluşan İngiliz Parlamentosuna ev sahipliği yapıyor. Thames Nehri boyunca uzanan görkemli Parlamento Binasının köşesinde de Londra’nın en meşhur simgesi Big Ben Saat Kulesi yer alıyor.
Big Ben Saat Kulesi ve Parlamento Binası’na Birleşik Krallık vatandaşları dışında ziyaretçi kabul edilmiyor.
2. British Museum
British Museum, Londra’daki ilk durağınız olmalı. Kentte yalnızca tek bir müze gezecek kadar vaktiniz varsa bu hakkınızı İngiltere’nin en önemli müzelerinden biri olan İngiliz Müzesi’nden yana kullanın.
Antik Yunan ve Roma dönemine dair olağanüstü tarihi eserler, Doğu kültürünün en önemli parçaları, tarih öncesi dönemlerden kalan antik eserler burada sergileniyor. Dünyanın 7 harikasından biri olan Halikarnas Mozolesinin bazı bölümleri ile Fethiye-Kaş arasında kalan UNESCO listesindeki antik kentimiz Ksanthos’tan çıkartılan Nereid Anıtı da dâhil olmak üzere dünyanın dört bir tarafından toplanan arkeolojik buluntuları görmek mümkün.
Müze, cuma hariç haftanın 6 günü 10.00-17.30, cuma günleri ise 10.00-20.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Müze 1 Ocak ve 24-26 Aralık tarihlerinde ziyarete kapalı. British Museum ziyaretçilerinden giriş ücreti alınmıyor.
3. The London Eye
London Eye, açıldığı 2000 yılından beri her yıl milyonlarca turistin ilgisini çekmeyi başaran teknolojik bir başyapıt. Dev çark içinde bulunan 32 kapsül ve her kapsülde 25 kişi taşıyabilme kapasitesiyle muhteşem bir şehir manzarası sunuyor.
London Eye, cuma, cumartesi ve pazar günleri 10.00-20.30, haftanın diğer günlerinde ise 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. London Eye giriş ücreti 30£, öğrenci bileti ise 27£, internetten alımlarda ise tam bilet 27£, öğrenci bileti ise 16£.
4. Westminster Abbey
Westminster Manastırı, İngiliz kral ve kraliçelerinin taç törenlerinin yapıldığı, Londra’nın en eski kilise. Şehrin asıl katedrali St. Paul olmasına rağmen Westminster Katedrali’nin Bizans’ı andıran görüntüsü ve renkli mozaikleri mutlaka görülmeli. Avrupa’nın en büyük kubbesine ve en geniş ikinci kubbesine sahip olan yapı gökyüzüne hakim bir görüntü sergiliyor.
Gotik mimarideki kilise aynı zamanda İngiliz kraliyetinin ebedi istirahat yeri olduğundan etkileyici mezarlar da bulunuyor. Katedral haftanın 7 günü 09.30-15.00 saatleri arasında ziyarete açık. Westminster Manastırı giriş ücreti 21£, öğrenci bileti ise 20£.
5. Buckingham Sarayı
Buckingham Sarayı, Londra’nın Westminster bölgesinde yer alan, 1702’de Buckingham Dükü’nün Londra’daki malikânesi olması için inşa edilen bir saray. Günümüzde İngiliz Monarşinin evi ve ofisi olarak devlet işlerinde ve kraliyet ailesinin yabancı konuklarını ağırlamasında kullanılıyor. Buckingham Sarayı, halkın ziyaretine açıldığı 1993’ten bu yana ziyaretçi akınına uğruyor.
Sarayın en ilgi çekici tarafı olan muhafız değişim törenini kaçırmayın! Saray, 25 Temmuz – 31 Ağustos döneminde 09.30-19.30, 1 Eylül – 31 Ağustos döneminde ise 09.30-18.30 (bilet satışı 16.15’te bitiyor) ziyarete açık. Buckingham Sarayı giriş ücreti 26,50£, öğrenci bileti ise 24£.
6. Hyde Park
Hyde Park, Tam 350 hektarlık bir alan kaplayan Londra’nın en meşhur parkı. İngiltere’deki 8 kraliyet parkından biri olan park, 1536’da Kral 8. Henry ve kraliyet üyelerinin beraber avcılığa çıktıkları bir bölgeydi. Kral ve 1. James tarafından dışarıdan gelen ziyaretçilere açılana kadar halkın bu güzelliklerle dolu parka girmesi yasaktı.
Şimdilerde Hyde Park Londra’nın en popüler yerlerinden biri. Herkesin kendisine göre bir şey bulduğu parkta eğlence mekanları, etkinlikler, gölde yüzme, botla gezinti, bisiklet turları, paten, eğitici gösteriler, restoranlar, her daim hazır bulunan ulaşım araçları gibi pek çok şey bulunuyor.
Kendine özgü nefes kesici güzelliğinin yanı sıra, birçok turistik bölgesi de bulunuyor. Barclaycard tarafından sunulan British Summer Time gibi konserler düzenli olarak yapılıyor. Parktaki kafe ve fastfood büfelerde dondurmadan sıcak yemeklere kadar birçok çeşit bulunuyor.
7. Victoria ve Albert Müzesi
Victoria ve Albert Müzesi (Victoria and Albert Museum) de dekoratif sanatlar açısından dünyanın en büyük müzesi olarak öne çıkıyor. En gözde sergileri 17. yüzyıldan günümüze kadar uzanan giysi koleksiyonlar. Odalar Victoria dönemindeki gibi dekore edilmiş. Aynı zamanda Hindistan dışında yapılan en muhteşem Hint eserlerini de burada görmek mümkün.
Müze, yılın her dönemi cuma günleri hariç 10.00-17.45, cuma günleri ise 10.00-22.00 saatleri arasında ziyarete açık. Victoria ve Albert Müzesi’ne giriş ücreti alınmıyor.
8. London Tower
Londra Kulesi (Tower of London) Londra’da en çok ziyaret edilen yer. Ortaçağ’dan kalma bir kale olan yapı yine aynı döneme ait taç, mücevher ve zırh koleksiyonunu barındırıyor. 900 yıllık geçmişi ile Thames Nehri kenarında bulunan Londra Kulesi, şehrin en eski ve korku salan yapılarından biri. Tarihi boyunca Kraliyet Ailesi’nin mücevherlerinin saklandığı bu kule, hapishane ve cephanelik olarak da kullanılmış. Monarşiye karşı gelenler ise buraya kapatılıp idam edilirmiş.
Kule, yaz döneminde (1 Mart – 31 Ekim) salıdan cumartesiye 09.00-17.30, pazar ve pazartesi günleri ise 10.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Bilet satışı kapanış saatinden yarım saat önce sona eriyor. Londra Kulesi giriş ücreti 24,70£, öğrenci bileti ise 19,30£.
9. Tower Bridge
19. yüzyıldan kalan ve şehrin simgelerinden biri olan Tower Bridge üzerinden şehrin birçok diğer simgelerini de görebilirsiniz. 1894’te inşa edilen Kule Köprüsü, aynı zamanda Victoria Dönemi’nin süslü bir örneği. Köprü, yıl boyunca 09.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açık. 1 Ocak’ta 10.00’da açılan köprü, 24-26 Aralık tarihlerinde ziyarete kapalı. Tower Bridge giriş ücreti 9,80£, öğrenci bileti ise 6,80£.
10. National Gallery
Londra Ulusal Galeri‘nin zengin koleksiyonlarının tadını çıkarın. Sürekli sergilenen 2200’den fazla tablosu ile Londra’nın en önemli müzesi olan galeri, erken Italyan Rönesansı ve 17. yüzyıl İspanyol tabloları ile ön plana çıkıyor. Leonardo’nun ‘Kara kalem’ ve Francesca’nın ‘Hz. İsa’nın Vaftizi’ tabloları müzenin en değerli eserlerinden.
Galeri, cuma günleri dışında 10.00-18.00, cuma günleri ise 10.00-21.00 saatleri arasında ziyarete açık. Galeri, 1 Ocak, 24-26 Aralık tarihlerinde ziyarete kapalı. Ulusal Galeri’ye girişte ücret alınmıyor.
11. Londra Madame Tussauds Müzesi
Londra Madame Tussauds Müzesi, Heykeltıraş Marie Tussauds tarafından bir bal mumu heykel müzesi. Çok sevilen simaların balmumu heykellerini sergileyen Madame Tussauds Müzesinde Freddie Mercury, David Beckham, Audrey Hepburn, Angelina Jolie & Brad Pitt, Kim Kardashian, Adolf Hitler, Lewis Hamilton, Dalai Lama, Kate Winslet ve kraliyet ailesinin ünlü isimlerin heykelleri yer alıyor.
Sürekli olarak kendini güncellediğinden balmumu heykeller de değişebiliyor. Dünyanın en ünlü suçlularının da heykellerini müzede görmek mümkün. Londra gezilecek yerler arasında yer alan Madame Tussauds’ın kapılarını açtığı 200 yıl öncesinden bu yana, dünyanın hemen hemen her önemli şehrinde şubesi var.
Gelen ziyaretçilere heykellere dokunabilecek kadar yakın bir ortam sağlayan müze, Michael Jackson ve Kate Moss gibi modern ünlülerle yan yana fotoğraf çekmek isteyen her yaştan ziyaretçiyi kendisine çekiyor.
Londra yeme ve içme
Londra’nın kozmopolit yapısı nedeniyle her türlü etnik mutfağın hakim olduğu kentte aradığınız her ne ise bulacağınızdan emin olabilirsiniz. Londralılar her zaman yeni bir şeyler tatma peşinde meşhur şeflerinin hazırladığı en son tarifleri heyecanla bekliyorlar.
Fish & chips (kızarmış balık ve patates), üzerinde hardal, yumurta, chedar peyniri, ıspanak ve bira sosu bulunan fırınlanmış ekmekten oluşan ünlü atıştırmalık Welsh Rarebit bir Londra seyahatinde mutlaka tadına bakılması gereken lezzetler. Ayrıca sebze eşliğinde sunulan mükemmel bir biftek spesiyali Beef Wellington ve sebzeli rostodan oluşan Sunday roast with Yorkshire puding spesiyali da denenmeli.
Çilek, beze ve krema karışımından oluşan hafif ve lezzetli tatlı eton mess, çay saatlerinin olmazsa olmaz tatlı scone ve reçelli bademli turta Bakewell tart da şehre özgü lezzetli tatlılar arasında. Londra’ya özgü içecekler arasında ise çay, kahve, zencefilli gazoz, bira, cin tonik, şarap ve elma şırası bulunuyor.
10 Greek Caddesi’nde yer alan 10 Greek Street, Berners Sokağı’ndaki Berners Tavern, Aldwych semtinde yer alan The Delaunay ve Shaftesbury Meydanı’nda bulunan Jamie Oliver’s Diner, İngiliz mutfağını deneyimlemek isteyenler için en popüler mekanlar.
O kadar çok rekabet var ki, restoranlar birbirlerinin önüne geçebilmek için iç dekorasyonlarını yenileyip menülerini güncelliyorlar. Sonuç ise doğal olarak dünyanın en üst düzey restoranları, yüksek fiyatlar ve çok önceden ayırtmanız gereken bir masa olarak karşınıza çıkıyor.
Londra’da alışveriş
Avrupa’nın en önemli moda ve alışveriş merkezlerinden biri olan Londra, Chelsea semtindeki King’s Road, Notting Hill ve Shoreditch semtleri ile W1, Kensington High, Oxford, Tottenham Court, Carnaby, Old Bond, New Bond, Conduit ve Regent Caddeleri, şehrin en lüks ve ışıltılı mağazalarına ev sahipliği yapıyor.
Londra’dan satın alınabilecek şehre ve ülkeye özgü ürünler arasında Big Ben, Oxford, Buckingham Sarayı ve kraliyet ailesi temalı hediyelik eşyalar, şemsiye, ikinci el kitaplar, antika eşyalar, özellikle Twining’s marka çay çeşitleri, ünlü Liberty mağazasından envai çeşit desen ve renkte kumaşlar bulunuyor.
Westfield London, Harrods, Fortnum & Mason, Marks & Spencer, The Brunswick ve Selfridges şehrin en popüler ve prestijli alışveriş merkezleri arasında yer alıyor. Daha otantik bir alışveriş deneyimi için ise şehrin kuzeyindeki Camden Pazarı’nı, ünlü Portobello Antika Fuarı’nı, Londra Köprüsü Borough Pazarı’nı ve Broadway Pazarı’nı ziyaret edebilirsiniz.
Markalar burada her yerden daha pahalı olabilir ama pazarlık payının her zaman mümkün olduğunu unutmayın. Londra aynı zamanda genç kesimin de oldukça ilgisini çekiyor. Funky sokak tarzı giyim için burası adeta bir cennet. Özellikle Camden gençlerin en çok ilgisini çeken yerlerden biri.
Burada yaşayan hemen hemen herkesin cumartesi günü programı, moda, antika, taze sebze ve meyvelerin bulunduğu Nothing Hill’de ki Portobello Marketi. Taze ürünleri Covent Garden’da da bulabilirsiniz ayrıca bir sürü yiyecek ve hediyeler de yine burada bulunuyor. Antika için yine Alfies ve aradığınız her türlü şeyi bulabileceğiniz Brick Lane’de görülecek yerler arasında.
Oxford Street: Sokak modasına yön veren bir yer arıyorsanız, 500’den fazla mağazanın bulunduğu Oxford Street sizin için harika bir adres olabilir. Londra’da alışveriş denildiğinde ilk akla gelen yerlerden biri olan Oxford Street’te eşsiz parçaların satıldığı tasarım butikleri ve lüks mağazaların son moda kıyafetler ve ayakkabılarla süslü vitrinlerini izlerken, Euro’nun hızlı yükselişini hesaba katmayı da unutmayın.
Bond Street: Gucci, Armani ve Christian Dior gibi dünyaca ünlü markalara ait dev mağazalarının yer aldığı Bond Street, marka tutkusundan vazgeçemeyenlerin uğrak adreslerinden. Bu lüks markaların en son tasarımlarının sergilendiği ışıl ışıl vitrinlerini gördükten sonra kendinizi cennete düşmüş gibi hissedebilirsiniz.
Portobello Road: Eğer antika parçalara ve ikinci el eşyalara merakınız varsa Portobello Road’u gördüğünüzde kalp atışlarınız oldukça hızlanabilir. ‘Yarım saatte bakıp, çıkarım’ diyemeyeceğiniz kadar etkileyici ürünlerin yer aldığı tezgâhlarıyla, büyüleyici bir ikinci el pazarı olan Portobello Road, pazar günleri kapalı oluyor. Antika pazarı ise cumartesi günleri açıldığı için burayı gezmek isteyen antika severlerin planlarını bu doğrultuda yapması daha uygun.
Brick Lane Market: Son dönemlerin yükselen moda trendi olan vintage giysilerin satıldığı Brick Lane Market, pazar gününü değerlendirmek için çok cazip bir pazar yeri ama burayı görmek istiyorsanız, güzellik uykunuzdan feragat edip, biraz erken uyanmanız gerekiyor. Zira Brick Lane Market, sabah 08.00’de açılıp 14.00’da kapanıyor.
Old Spitalfields Market: Hem alışveriş yaparım hem de tarihi bir yer görürüm diyorsanız da Londra’nın en eski pazarı olarak ünlenen Old Spitalfields Market’a gidebilirsiniz. Üzeri kapalı olduğu için yağmurlu günlerde güzel bir kaçış noktası olan bu pazarda, ikinci el eşyalar, el yapımı takılar, plaklar ve gıda ürünlerinin satıldığı tezgâhlar da var.
Harrods Department Store: Charles Henry Harrod tarafından 1834 yılında tasarlanan bir binada yer alan Harrods Department Store, lüks alışveriş denildiğinde ilk akla gelen yerlerden. Dünyanın en pahalı ve ünlü markalarına ait görkemli mağazaların hizmet verdiği bu alışveriş merkezi, her bütçeye uygun bir yer olmasa da sadece modayı takip etmek için bile görülebilir.
Camden Market: Camden Town’da bulunan oldukça eski ve popüler bir pazar olan Camden Market’a gittiğinizde vücutlarını dövme ve piercinglerle kaplı çok sayıda insanla karşılaşabilirsiniz. Eğer heavy metal, rock ve punk müziğe gönül verenlerdenseniz, bu pazarda birbirinden değerli plaklar ve bu tarzlara uygun giysiler bulabilirsiniz.
Londra konaklama
Londra’da lüks bir konaklama deneyimi için Park Lane, Strand ve Picadilly semtleri uygun. Diğer yandan daha uygun fiyatlı otelleri tercih ediyorsanız, Sussex Gardens semti ile Kemplay Road ve Westminster Bridge Road Caddeleri civarına göz atabilirsiniz.
Londra gece hayatı
Londra, renkli ve dinamik bir gece hayatı atmosferine sahip. Şehirde gece hayatının hareketli olduğu bölgeler Soho, Notting Hill, Old Street, Shoreditch, Camden, Angel, Brixton ve Clapham. Uğranabilecek en prestijli ve popüler eğlence mekanları arasında George Inn, Cargo, Fabric, The O2 ve Barbican bulunuyor.
Londra dünyanın en muhteşem alışveriş şehirlerinden biri ve eğer alışveriş yapmayı planlamıyorsanız bile en azından sokaklarında dolaşmalısınız. Knightsbridge’de vitrinlere bakın ve Covent Garden’s Piazza’da Camden Market’e gitmeden önce biraz yürüyün. Covent Garden’a gittiğiniz zaman mutlaka trafiğin bulunmadığı Neal Caddesi’ne ve Neal’s Yard’a uğrayın. Camden’da eski antikalardan son modele kadar her türlü şeyin satıldığını görebilirsiniz.
Piccadilly Circus’a akşam gidin ve neon ışıklandırmalarıyla meşhur Soho Meydanı’nı mutlaka görün. Oradan Trafalgar Meydanı’na yürüyebilir, yarışların yapıldığı ve insanların buluşmak için seçtiği bu mekanın meşhur çeşmelerini ve aslan heykellerini görebilirsiniz.
Londra’ya nasıl gidilir
İngiltere yılın her dönemi ılıman ve yağışlı bir iklime sahip. Dört mevsim de turizm açısından oldukça hareketli geçen Londra’da güneşin yüzünü göstermesini isterseniz, kenti ilkbahar ve yaz aylarında ziyaret edebilirsiniz. Yılın hangi dönemi şehri ziyaret ederseniz edin, ama asla yanınıza şemsiyenizi ve yağmurluğunuzu almayı unutmayın.
Londra gezi rehberi yazımda klasik Londra turu hakkında genel bilgiler vermeye çalıştım. Londra’ya her yolunuz düştüğünde sizi heyecanlandıracak daha pek çok yeri keşfedeceğinize eminim.
Türkiye’den Londra’ya, Türk Hava Yolları, Pegasus Havayolları, Atlasjet, Norwegian veya British Airways aracılığı ile aktarmasız olarak 4 saatlik bir uçuş sonunda ulaşım mümkün. Londra şehir merkezinin 27 km batısında yer alan Heathrow Havalimanı, aynı zamanda yalnızca şehrin değil dünyanın da en büyük hava ulaşım merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Londra’da sekiz havalimanı bulunuyor ancak siz bunların beşinden birine ineceksiniz – Heathrow, Gatwick, Stansted, Luton ve London City. Dünyanın en işlek havalimanı olan Heathrow, British Airways’in ana kalkış noktası. Gatwick, Avrupa ve uluslararası hava trafiği için daha çok kullanılıyor. Standsted ve Luton ise düşük bütçeli ve kısa süreli uçuşlar için. En küçükleri olan London City, yalnızca iş seyahatleri için gidip gelen çoğunlukla özel jetlere hizmet sunuyor.
Heathrow’dan kent merkezine ulaşım için Paddington İstasyonu’ndan Heathrow Express trenini kullanabilir (Yaklaşık 15 dakikada ulaşım mümkün) ya da metroyla 40-50 dakikada Londra’da olabilirsiniz.
Havalimanı içerisinde terminal çıkışlarında şehir merkezine ulaşmayı sağlayan tren, metro ve otobüs duraklar ve bağlantı noktaları yer alıyor. Londra’da hangi bölgelere gittiklerine ve hızlarına göre trenler ayrı ayrı isimlendiriliyor. Gideceğiniz semte göre Heathrow Express, Heathrow Connect, SouthWest Trains vey The Tube (The Picadilly Line) olarak isimlendirilen hatlardan birini tercih edebilir ve ortalama 30 dakikada şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
Ayrıca havalimanından şehre ulaşımı sağlayan ücretli havalimanı otobüsleri National Express Coach ve gece geç saatlere özgü N9 No’lu halk otobüsü de diğer ulaşım seçenekleri arasında. Londra metro haritasına buradan göz atabilirsiniz.
Gatwick’den demir yolunu kullanarak Victoria İstasyonu’na, Standsted’den ise trenle Liverpool Street İstasyonu’na ulaşabilirsiniz. Eğer Luton’a iniyorsanız havalimanının Parkway istasyonuna servis aracıyla 10 dakikada ulaşıp trenle şehir merkezine gidebilirsiniz.
Şehirde en hızlı ulaşım aracı kuşkusuz metro. Pazarları 10.30’a, diğer günler ise 12.30’a kadar çalışan metrodan sonraki tek alternatif ise ne yazık ki taksi, onlar da oldukça pahalı.
Londra’ya hiç gitmedim. Ama Londra ile ilgili çekilmiş filmleri çok izledim. Notting Hill’i çok merak ediyorum.
British Museum en merak ettiğim yeri. Sırf müzeleri için gidilir.
Hep gitmek istediğim bir şehir Londra.