Leipzig, zengin tarihi ve muhteşem mimari geleneğiyle öne çıkan bir şehir. Eski çağlardan bu yana Almanya‘nın bilim, kültür ve sanat merkezi olan şehir, Goethe’nin Faust’unda ‘Küçük Paris’ olarak tanımlanıyor. Bugün tamamen modern ve dışa dönük bir şehir olsa da Arnavut kaldırımlı meydanları, rönesans binaları ve kıvrımlı pasajları ile geçmişine de sıkı sıkıya bağlı bir şehir.

Küçüklüğüne rağmen dünyaca ünlü Bach, Schubert, Mendelssohn, Martin Luther, Goether, Schiller sanat akımlarıyla yoğrulmuş olduğu her yanından anlaşılıyor. Şiirin, sanatın ve müziğin şehri Leipzig’i ben çok sevdim. Sadece 100 km uzaklıkta olan Dresden ile birlikte Leipzig harika bir hafta sonu destinasyonu olabilir.

leipzig gezi rehberi
Leipzig Markt ve Altes Rathaus

Avrupa‘da kültür, eğitim ve sanatla anılan Leipzig şehrinde, genç üniversitelilerin dinamizm kattığı sokaklar, farklı tasarımlı kafeler, gotik mimari izleri taşıyan kiliseler ve müzik dünyasının önemli isimlerinin hayatlarına tanıklık etme imkanı var.

Leipzig Gezi Rehberi

Leipzig, Almanya’nın Saksonya eyaletinin en büyük şehri. Slavların 7. yüzyılda Elster, Pleisse ve Parthe nehirlerinin buluştuğu bölgedeki ıhlamur korusunun yanına kurduğu, ismi ‘ıhlamur ağaçlarının olduğu yer’ anlamına gelen Lipsk Köyü, zamanla Leipzig’e dönüştü.

Malta

Saksonya eyaletinin kuzey batısında, fuar, üniversite, kitap, kültür ve sanatla anılan şehir, müzik ve barış devriminin de kahramanı olarak anılıyor. Geçmişte Slav kökenlilerin ‘Lipsk’ ismiyle çağırdıkları bu yer ‘ıhlamur ağaçlarının bulunduğu yer’ anlamına geliyor.

Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu döneminden bu yana Almanya’nın en önemli ticaret şehirlerinden biri olmuş. Kültürel ve sanat yaşamının hareketliliği, alışveriş, eğlence, yeme-içme gibi olanakların çeşitliliği ile Eski Doğu Almanya’nın üç büyük şehrinden biri.

Ticaret potansiyeli ile gelişmiş olan şehir, 16. yüzyıldan itibaren kültürel aktivitelerin yoğunlaşmasıyla edebiyat şehri kimliği kazanmaya başlıyor. Bunda Goethe’nin katkısı oldukça büyük. Dünyaca ünlü müzik bestecileriyle tanınan Leipzig, Almanya’nın kültür başkentlerinden biri. Avrupa’da matbaa ve kitap evleriyle tanınan şehirde, eğitimli nüfusun varlığı hissediliyor.

Saksonya Eyaletinin en büyük yerleşim merkezi Leipzig’in merkez nüfusu 500 bini, metropol nüfusu ise 3,5 milyonu aşıyor. 1933’te 713.470 nüfusa erişmiş olan Leipzig, yaşanan tarihsel gelişim süreçlerinden etkilenerek ve II. Dünya Savaşı sonrasında sürekli nüfus kaybetmiş.

Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinin ardından özellikle genç nüfusun batıya göçmesiyle şehrin nüfusu 437 binlere kadar düşmüş. Alman hükümeti ve yerel yönetimlerin aldıkları önlemler ile bunun önüne geçmekte başarılı olunmuş.

Ünlü piyanist ve koro direktörü Richard Wagner’in de doğum yeri olan bu kent, köklü müzik geçmişi, tiyatro ve operalarıyla, sanatın kalbinin attığı bir yer. Avrupa’da başka hiçbir şehrin bu kadar büyük müzik geleneği yok. 1723 ile 1750 yılları arasında müzik direktörü olarak çalışan Johann Sebastian Bach ve Felix Mendelssohn Leipzig’in sembolleri arasında.

Yalnızca Almanya’nın değil tüm Avrupa için büyük önem taşıyan Leipzig hakkında bilinmeyen çok sayıda ‘ilk’ bulunuyor.

Leipzig Üniversitesi’nde 1879’da Alman Bilimadamı Wunt tarafından kurulan, dünyanın ilk ruh bilim laboratuvarı alanında önemli çalışmalara imza attı. Ruh bilim alanındaki gelişmeler 1889’da Fransa’da ikinci laboratuvarın açılmasını sağladı.

Arap Kahve Ağacı ismiyle Almanya’da açılan ilk kahvehane, dünyanın ilk tıp dergisi yayını, Almanya’da lisans düzeyindeki ilk kütüphanecilik eğitimi, Almanya’daki ilk kitap koruma merkezi bunlardan yalnızca birkaçı.

Banka teminat mektubu niteliğinde kullanılan ilk seyahat çeki, Robert Herries tarafından bulundu. Ancak tüm alışveriş ve hizmetlerde kullanılabilen modern anlamdaki seyahat çeki 1891’de, Leipzig’deki Hotel Hauffe’de William Fargo tarafından imzalandı.

Modern anlamda dünyada yayınlanan ilk günlük gazetesi 1650 yılının Temmuz ve Eylül ayları arasında Leipzig’de basıldı. Üzerinde tarih yerine sıra numarası bulunan Einkommende Zeitungen gazetesinin ilk sayısının 1 Temmuz gününe ait olduğu düşünülüyor. Gazetelerden 68 tanesi İsveç’te Uppsala Üniversitesi’nde saklanıyor.

Leipzig
Altes Rathaus, Leipzig

Basım yayın ve matbaa alanında Avrupa’nın öncü şehri olan Leipzig, 500 yılı aşkın süredir bu alanda teknolojik gelişmelerin yaşandığı bir yer. Yarım milyonu aşan nüfusuyla eski Doğu Almanya’nın en büyük ikinci şehri Leipzig’de Dünyanın ilk ders kitabı 1507’de basıldı.

Leipzig Savaşı’nın anısına 1813’te basılan ve dünyadaki ilk çift başlı oyun kartı serisi olarak bilinen kartlar, beklenen ilgiyi görmedi. Oyun kartlarındaki papazlar müttefiklerin krallarını, valeler orduları yöneten mareşalleri, damlar kralların eşlerini temsil ediyordu.

Dünyada bilinen ilk kitap dizisi, ‘İngiliz Yazarları Dizisi’ adıyla, 1841’de Leipzig’de Christian Bernhard Tauchnitz tarafından yayınlandı. Dizinin ilk kitabı ise Edward Bulwer-Lytton‘un Pelham adlı kitabıydı. Kitaplar İngiliz ve Amerikalı turistlere satılmak amacıyla İngilizce yayınlanmıştı.

Konusunda uzman isimlerin katkılarıyla 1731-1750 arasında çıkarılan 64 ciltlik Universal-Lexicon, Johann Zelder yönetiminde hazırlandı. Geliri iyi olmayan bir kitap satıcı olan Zelder, kendisine ek gelir sağlamak üzere ansiklopedi işine girdi.

Alman Posta Bakanı Freiherr von Eltz Rübenach tarafından Leipzig Ticaret Fuarı’nın açılış günü olan 1 Mart 1936’da halkın hizmetine sokulan ilk televizyonlu telefonun, yalnızca ari ırktan olanların kullanılmasına izin verildi. Bu telefon kulübelerinin karşılıkları Berlin ve Nürnberg’teydi.

Dünyada esnafların bir araya gelerek oluşturduğu ilk orkestra 1743’te Leipzig Gewandhaus adıyla kuruldu. Klasik müzik dinleyicileri için bir cennete dönüşen şehir, dünyaca ünlü müzisyen, besteci Johann Sebastian Bach’ın da memleketi.

Doğu ve Batı olmak üzere iki parçaya ayrılan Almanya’nın birleşmesine giden süreçte, barış sinyalleri ilk olarak Leipzig’te atıldı. 1982 ile 1989 arasında her pazartesi günü toplanan insanlar St. Nicholas Kilisesi’nde dua etti, siyasi baskılara karşı demokrasi ve barış talebinde bulundu.

Arap Kahve Ağacı ismiyle Almanya’da açılan ilk kahvehane, dünyanın ilk tıp dergisi yayını, Almanya’da lisans düzeyindeki ilk kütüphanecilik eğitimi, Almanya’daki ilk kitap koruma merkezi Leipzig’in diğer ilklerden yalnızca birkaçı.

Avrupa ve dünyayı etkileyen birçok gelişmeye öncülük eden Leipzig, ilginç özellikleriyle görülesi bir destinasyon. Berlin’den Leipzig’e trenle bir saatte geliniyor. Dresden’den ulaşım ise biraz daha uzun sürüyor. Ama Leipzig’e uğramak harcanan zamana değer, kendisi başlıbaşına birkaç gün ayrılması bir destinasyon.

Leipzig Gezilecek Yerler 📌

Leipzig’in art-nouveau havasını en iyi hissetmenin yolu tüm sokaklarında dolaşmak ve ara sokaklara göz atmak. Kek ve kahve kokusunun duyulduğu Leipzig sokaklarında vakit geçirerek şehrin tadını çıkarmak mümkün. şehri keşfetmek için 2 gününüzü ayırın.

Leipzig Almanya’nın en geniş tramvay ağlarından birine sahip. 15 farklı rotada işleyen bu hizmet dışında, üç yer altı metrosu ve 30 kadar da otobüs hattı şehrin her bir yanına kolay ulaşım sağlıyor. Ayrıca haftalık Leipzig Card ile yada aile biletleri ile yolculuk etmek daha ekonomik ve kolay.

Günlük geçerli Leipzig Card 2015 fiyatı 10.90€; 3 günlük olanı 21.90€; 3 günlük geçerli 2 erişkin ve 14 yaş altı 3 çocuğa kadar geçerli kart ise 37,90€. İlk kullanıldığında validasyon yapılması ve imzalanması şart.

Alman kültürünün en önemli merkezlerinden Leipzig, köklü üniversiteleri, kültür ve sanat izleri taşıyan meydanları, tarihi yapıları ve çok sayıda gezilecek yerleri ile zengin seçenekler sunuyor. Konaklama için benim de kaldığım Best Western ve Seaside Park Hotel iyi tercih olabilir.

1. Leipzig Markt

Stadtgeschichtliches
Altes Rathaus’ta yer alan Stadtgeschichtliches Müzesi

Leipzig Markt, şehrin en güzel ve en gösterişli yerlerinden olan eski pazar meydanı. Bir kısmı tamamen Rönesans dönemindeki belediye binası olan Altes Rathaus ile kapanmış. Kentte yaşayanların olduğu kadar ziyaretçilerin de buluşma noktası olan meydan ve çevresindeki hareketlilik gün boyu sürüyor.

Altes Rathaus’un içinde bulunan Stadtgeschichtliches Müzesi, Leipzig’in geçmişine ait eşsiz eserlerin ve dökümanlar bulunuyor. Giriş Rathaus’un arkasında bulunuyor (6€). Müze sergi alanını genişletmek için sürekli olarak çalışmalar yapılıyor. Çatıda yer alan salında çeşitli aktiviteler yapılıyor. Bunun için geleneksel kıyafetler, trampetler eşliğinde duyurular yapılıyor.

2. Hauptbahnhof Leipzig

Leipzig tren istasyonu
Leipzig Tren İstasyonu

Hauptbahnhof Leipzig, Avrupa’nın en büyük tren istasyonu unvanını taşıyor. Dresden’den trenle geldiğimde indiğim bu istasyondan ayrılmak istememiştim. 1915’te yapılan ve içerisinde 26 yolcu platformu bulunduran tren istasyonunda bolca mağaza, dükkan ve restoranlar var.

günümüzde ise korunma altında alınmış istasyon 1915’te yapılmış. Pazar günleri de dahil olmak üzere, dükkan ve restoranların çoğu akşam saat 10’a kadar açık. Ludwig Cafe Leipzig Hauptbahnhof en nefis yerlerinden biri. Bir kahve içmeye zamanınız varsa gidin.

3. Auerbachs Keller

Auerbachs Keller
Goethe’nin müdavimi olduğu Auerbachs Keller Restoranı
Madler Pasajı
Madler Pasajı

Auerbachs Keller, hem Almanya’nın hem de Avrupa’nın en meşhur restoranlarından biri. 1525’te açılan restoranın iki farklı bölümü var. Sağlıklı Sakson yemeklerini bulabileceğiniz Grosser Keller ve masalarında oturmanın çok daha pahalı olduğu Historische Weinstuben’ın 4 tarihi odası.

Buradaki ‘Goethe Odası’ meşhur şairin sayısız anısını barındırıyor. Faust’un bölümlerinden biri de Auerbachs Keller restoranında geçiyor. Günümüzde hem Goethe’nin hem de diğer meşhur ziyaretçilerin resimleri restoranın duvarlarını süslüyor. Mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.

Restoranın olduğu pasaj Mädler Passage da oldukça ünlü. Neumarkt bölgesinde bulunan Auerbachs Keller’in hemen girişindeki iki bronz figür, Mathieu Molitor tarafından Goethe’nin Faust’taki sahnelerinden esinlenerek yapılmış. Heykellerin ayaklarına dokunmanın iyi şans getirdiği söyleniyor. Bir kaç blok ileride ise muhteşem art nouveau dekoruyla Mephisto Bar bulunuyor.

4. Leipzig Üniversitesi Kulesi

Leipzig Universitesi Kulesi
Leipzig Universitesi Kulesi

Leipzig Üniversitesi Kulesi (Leipziger Universitatstrum), şehrin merkezi Markt’a yakın olan Augustus meydanının yanında yer alıyor. 143 metre uzunluğundaki yapı şehrin en yüksek binası. Ne yandan bakılsa görülebiliyor. Eski ismi Karl Marx olan üniversitede yer alan kule uzay kampüsünü andırıyor. Üniversiteli gençler kuleye ‘sivri diş’ diyor.

Açık bir kitabı anımsatan mimarisiyle şehrin kitaplarla olan ilişkisine göndermede bulunuyor. Tüm şehri panoramik görmek için 31. katına çıkın. Hava açık olduğunda Leipzig’in doğusundaki Völkerschlachtdenkmal Anıtı bile görülebiliyor. Restoran ve kafesi pek bir romantik. Buradan harika Leipzig fotoğrafları çekebilirsiniz.

5. Uluslar Muharebesi Anıtı

Leipzig görülecek yerler

Leipzig Savaşı Anıtı (Völkerschlachtdenkmal), Napolyon’un askerleri ile Leipzig’in sırtlarında karşılaşan Prusyalı, Avusturyalı, Rus ve İsveçli askerlerden hayatlarını kaybedenlerin anısına 1913’te dikilmiş. Anıt, 1813 savaşlarında Napolyon’un aldığı büyük yenilgiyi anmak için yapılmış.

Şehrin hikayesinde oldukça fazla öneme sahip olan anıt Avrupa tarihi için önemli bir mesaj taşıyor. Şehrin sırtlarında yer alan 150 metre uzunluktaki anıt, yüksekliğiyle Avrupa’nın en büyük anıtı unvanına sahip. 500 basamak ile 91 metresine kadar çıkılabiliyor.

6. St. Nicholas Kilisesi

Nikolaikirche, Leipzig

St. Nicholas Kilisesi (Nikolaikirche), Gotik mimarinin hakim olduğu bir kilise. Alışılagelmedik tavanı palmiye ağacı gibi açmış sütunlarla desteklenmiş. Komünist rejimin bastırılması sırasında örgütlenen halkın gizli buluşma noktası olmuş.

Hükümet çökmeden önce her pazartesi günü bir çok Doğu Almanya vatandaşı burada toplanıp, ‘Wir sind das Volk’ (bizler halkız) şarkısını söylermiş. 1989’daki devrimi başlatan barış vaazları, her pazartesi saat beşte verilmeye devam ediyor.

7. St. Thomas Kilisesi

Thomaskirche, Leipzig
Thomaskirche, Leipzig

St. Thomas Kilisesi (Thomaskirche), Gotik mimarinin iyi bir örneği kabul edilen bir kilise. Büyük reformcu Martin Luther’in 1539’da Protestanlığın gelişini haber verdiği meşhur konuşmasını burada yapmış. Kısa oratoryolarının çoğunu bu kilisede yazan Bach, 27 yıl boyunca kilise korosunu yönetmiş.

Bach uzun yıllar aranan mezarının bulunmasının ardından bu kiliseye nakledilmiş. 1943’te bombalamada yerle bir olsa da yeniden ayağa kaldırılan kilisenin önünde ünlü Alman Müzisyen Felix Mendelssohn Anıtı yer alıyor.

8. Bach House

Bach House Leipzig

Bosehaus (Bach-Archiv Leipzig), Bach’ın bir zamanlar yaşadığı aile evi. Ünlü Lüteryen Kilisesi Thomaskirche’de koro şefliği görevinde bulunan müzisyen Bach, kentin sanat alanındaki en önemli temsilcisi. 1685-1750 yılları arasında yaşayan Johann Sebastian Bach’ın ismi her platformda kentle yan yana.

Thomaskirche’nin tam karşısında yer alan müzede, Bach’in nasıl çalıştığı, yaşamı ve eserleri interaktif şekilde sunulmuş. Bestecinin kariyerine adanan müze evde sanatçının özel eşyalarının yanı sıra interaktif sergiler de bulunuyor. Bach’ın müziğini anlamak ve daha yakından tanımak isteyenlerin seveceğine eminim.

9. Zum Arabischen Coffe Baum

Zum Arabischen Coffe Baum

Zum Arabischen Coffe Baum, ‘Arap Kahve Ağacı Müzesi’ anlamına gelen, dünyanın en eski kahve evi. 1694’te açılan cafe, aralarında Gotthold Lessing, Schumann, Goethe ve Liszt gibi ünlülere de servis yapmış. Aynı zamanda bir müze olan cafede Saksonya başta olmak üzere Avrupa kahve kültürü ile ilgili bilgi edinebilirsiniz.

Müze’de bir çok tablo, Arap kahve gemileri ve kafe oyunları bulunuyor. Kahve kavrulması temellerininde öğretildiği mekanda Viyana, Fransız ve Arap kafeleri şeklinde bölümler bulunuyor. Ancak Arap kısmında kahve servisi bulunmuyor, sadece sergi olarak kullanılıyor. Kekleri çok iyi.

10. Gewandhaus Leipzig

Gewandhaus

Neues Gewandhaus (Yeni Orkestra Binası) Leipzig’de sanat tutkunlarının buluşma noktası. Leipzig Filarmoni Orkestrasına ev sahipliği yapıyor. Leipziger Universitatstrum’un gölgesindeki cam ve beton işçiliğinin etkileyici eseri bina, tek bir notanın tam iki saniye boyunca yankılandığı dünyaca ünlü bir akustiğe sahip.

11. Grassimuseum

Grassimuseum, Leipzig

Grassimuseum, şehirde müzeler kompleksi olarak bilinen ve Alman Art Deco mimarisinin en güzel örneklerinden. 1929’da açılan, 2005’te restore edildikten sonra yeniden hizmet vermeye başlayan binada üç müze birden yer alıyor.

Museum für Angewandte Kunst: Müzede Leipzig’in ve doğu Almanya’nın gurur kaynağı olan geleneksel el sanatları olan porselen, kilim ve modern ev tasarımlarıyla ilgili iki bin yıllık dev bir arşive sahip. 5€, Salı-Pazar 10–6.

Museum für Völkerkunde: Tüm kıtalardan ve bir çok çağa ait sanat eserlerine sahip olan bu müzede özellikle Güneydoğu Asya’ya ait olan antik eserler oldukça ilgi çekiyor. Dünyanın tek Kurile Ainu tüy kostümü de kuzeydoğu Asya koleksiyonu bölümünde bulunuyor. 6€. Salı-Pazar 10–6.

Museum für Musikinstrumente: Bir müzik enstrümanları müzesi. Çoğunlukla Rönesans devrine ait çibalo, flüt ve ud gibi müzik aletleri sergileniyor. 1543’te İtalya’da yapılan, piyanonun atası kabul edilen, dünyanın en eski klavsenine de sahip. Enstrümanların seslerini de sergilerde duyabilmek mümkün. 5€, Salı–Pazar 10–6.

12. Museum der bildenden Künste

Museum der bildenden Künste

Museum der bildenden Künste (Güzel Sanatlar Müzesi), Sachsenplatz Meydanının ortasında yeşil bir cam kübün içinde bulunan, şehrin önde gelen sanat galerilerinden biri. Alman Orta çağ zamanından modern Neue Leipziger Schule zamanına kadar, şehrin sanat geçmişini yansıtan müze içinde 2 bin 700 den fazla tablo ve heykel bulunuyor.

Alman Rönesans ressamı Lucas Cranach ile özellikle peyzaj cinsinden resimleri ile bilinen Caspar David Friedrich’in eserlerini gözden kaçırmayın. Sembolist ressam ve heykeltıraş Max Klinger’in, gelmiş geçmiş en ünlü ve en etkileyici bestecilerden Beethoven’ı Zeus heykeli gibi tasvir ettiği eseri görün.

Leipzig’de ayrıca çok sayıda sanat galerileri var. Gallery for Contemporary Art, Spinnerei, German Photography Museum, The Rundling, Museum of the Printing Arts ve The White Lady sanat meraklıların Leipzig gezilecek yerler listesine ekleyebileceği diğer yerler.

13. Diğer Leipzig Müzeleri

leipzig müzeleri
Mendelssohn Evi, Mendelssohn Haus

Eski bir balıkçı köyü olan Leipzig, bugün müze ve galerilerle dolu modern bir kent. Tüm şehirde elliden fazla müze var. Almanya’nın yerel ve etnografik ürünlerinin sergilendiği Museum für Angewandte Kunst, geleneksel el sanatları, porselen, kilim ve modern ev tasarımlarının olduğu 2 bin yıllık bir arşivi kapsıyor.

Zeitgeschichtliches Forum Leipzig ise Almanya’nın II. Dünya Savaşı sonrası bölünmesi ve tekrar birleşmesi ile ilgili olağanüstü bilgiler sunan muhteşem tarih müzesi.

Doğu Almanya’nın komünist çağına ışık tutan müzenin asıl adı Museum in der Runden Ecke olan Stasi Müzesi, bir zamanlar eski gizli polisin (Stasi) karargahıydı ve şimdi Doğu Almanya dönemine ait tüyler ürperten bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. www.runde-ecke-leipzig.de.

Deutsches Buch- und Schriftmuseum (Alman Kitap ve Yazı Müzesi), 1884’ten bu yana hizmetini sürdürüyor. Almanya Ulusal Kütüphanesine bağlı Deutsche Bücherei’da hizmet veren bu tarihi kültür kurumu, kendi alanında dünyanın en eskiki müzesi. Dünyanın en büyük filigranlı kâğıt koleksiyonuna sahip.

Besteci Felix Mendelssohn-Bartholdy’ye adanan Mendelssohn Haus (Mendelssohn Evi) sanatçının son günlerini yaşadığı ve yitirdiği ev olarak tanınıyor. 19. yüzyıldaki özelliklerine sadık kalınarak yapılan restorasyonun ardından orijinalliği korunan yapıda her pazar saat 11’de konser düzenleniyor.

14. Colditz

leipzig olditz

Colditz, Film ve dizilere konu olan, II. Dünya Savaşında sırasında adı sıkça geçen bir kale. Leipzig’e 50 km mesafedeki bu kasaba, savaş döneminde Almanya’nın en büyük kalelerinden birine dönüşmüş. En tehlikeli suçluların ve savaş esirlerinin tutulduğu kasaba, kaçması imkansız bir hapishane özelliğindeymiş. Günümüzde yaşlı rehabilitasyon merkezi olarak kullanılıyor.

Savaş zamanında Almanlar bu kasabayı dev bir kaleye dönüştürmüş ve kaçması imkansız bir hapishane olarak en tehlikeli gördükleri suçluları içeri tıkmışlar. Kale şu anda yaşlıların bakımının yapıldığı bir yer ancak bahçeleri, avluları savaş döneminde yapılan bir takım yerler ziyarete açık durumda. Kasabanın kendisi de ziyaret etmeye değer ve Leipzig’den kolayca ulaşabileceğiniz ilginç bir yer.

15. Leipzig Hayvanat Bahçesi

Leipzig Zoo

Leipzig Hayvanat Bahçesi (Zoo Gondwanaland), Avrupa’nın en iyi hayvanat bahçelerinden birisi. 500’den fazla bitki, 850’den fazla hayvan çeşidi ile nefis bir yer burası. 1878’de açılmış ve 225 bin metre kare alanı kapsayan devasa bahçede hayvanlara daha iyi şartlarda bakıldığı söyleniyor. Afrika, Asya ve Güney Amerika’nın tropikal bahçelerini Avrupa’nın göbeğinde görmek için ziyaret edilebilir.

Leipzig nerede 📍

Leipzig şehri, Kuzey Alman Ovası’nın güney ucunda yer alıyor. Weisse Elster, Pleisse ile Parthe nehirlerinin kavşağında kurulmuş. Orta Saksonya eyaletine bağlı olan Leipzig, Aşağı Saksonya sınırında Halle şehri ile komşu.

Orta çağdan bu yana bölgenin önemli ticaret merkezlerinden biri olan Leipzig, Dresden’e 114 km, Berlin‘e 190km, Prag‘a 260 km ve Münih’e 431 km uzaklıkta bulunuyor.

Leipzig’e nasıl gidilir 📌

Leipzig/Halle Havalimanı, Leipzig’in 18 km kuzey doğusunda yer alıyor. Havalimanı Doğu Almanya’da yer alan en büyük ikinci yoğun havalimanı. Havalimanı ile şehir merkezi arasında her 30 dakikada bir tren çalışıyor (4.20€) ve şehre ulaşmak ortalama 15 dakika sürüyor. Havalimanındaki tren istasyonundan yakındaki veya uzaktaki yerlere bağlantılar veriliyor.

Fahrkarten olarak adlandırılan bilet makinelerinden Leipzig Hbf seçeneğini tıklayarak nakit veya kredi kartlı ile biletinizi alın. Dil seçenekleri arasında Türkçe de var. Sorun olursa Deutsche Bahn info deske uğrayın. Aceleniz varsa direk trene gidip binin, kondüktöre açıklarsınız. Ama tren biletleri kontrol edildiğinde biletiniz yoksa daha pahalıya gideceğinizi bilin.

Biletinizi onaylatmayı da sakın ihmal etmeyin (validation). Bilet makinesinin yakınındaki cihazda biletinizi valide ettikten sonra bilet 2 saat boyunca geçerli.

Havalimanından şehre taksi ile ulaşmak isteyenlerin Terminal B/Geliş tarafına geçmeleri gerekiyor. Leipzig şehir merkezine taksi ile ulaşım yaklaşık 20 dakika sürüyor.

Leipzig’s merkez tren istasyonunu çok sevdim. Avrupanın en büyük ve en güzel istasyonlarından. Yeme içme için de tercih edilebilecek yerlerden. Bu şahane istasyondan Berlin, Dresden, Munich, Frankfurt ve Hamburg’a gidilebilir. Diğer Avrupa şehirlerinden Paris, Prag, Milan, Viyana ve Zürih’e de direk seferler var.

Deutsche Bahn tren şirketi Leipzig’den diğer bir çok şehre ulaşım sağlıyor. Halle (9€, 25 dakika), Magdeburg (20€, 75 dakika), Erfurt (28€, 60 dakika), Dessau (11€, 50 dakika), Potsdam (€47, 2 saat) ve Berlin (43€, 80 dakika).

Yüksek hızlı trenlerle de Leipzig’den diğer şehirlere ulaşmak mümkün; Frankfurt (72€, 3.5 saat), Münih (89€, 4.5 saat), Hamburg (93€, 3 saat), Dresden (20€, 90 dakika), Berlin (43€, 80 dakika). Prag’a (€50, 4.5 saat) Dresden’den ulaşım mümkün.

Kültürel ve ticari yaşamın hareketliliği, alışveriş, eğlence, yeme-içme gibi olanakların çeşitliliği Leipzig’i Almanya’nın en çok tercih edilen yerlerinden birine dönüştürmüş. Eski çağlardan bu yana ülkenin bilim, kültür ve sanat merkezi şehirlerinden biri olan Leipzig görülmeye değer.

Malta

35 Yorumlar

  1. Bence her köşesi sanat ve kūltūr kokan bir şehir. Ben Dortmund çevresinde yaşamış olmama rağmen beğenmiştim.Ikinci vatanımı arada özlūyorum. 🙂

  2. Otantik ile modernin karışımı bir şehir. Ulaşımının rahatlığı da ayrı bir güzellik katıyor. Leibniz’in doğduğu yer. Sizi fazlasıyla tatmin edebilecek imkanlara da sahip. Küçük olmasına rağmen…

  3. Nazım Hikmet geçmişti yaşamının son yıllarında ve şiirlerini benim göremediğim ama bildiğim o güzel şehirden armağan etmişti.

  4. Bence her köşesi sanat ve kūltūr kokan bir şehir.Ben Dortmund çevresinde yaşamış olmama rağmen beyenmiştim.Ikinci vatanımı arada özlūyorum. 🙂

  5. Bence her köşesi sanat ve kūltūr kokan bir şehir. Ben Dortmund çevresinde yaşamış olmama rağmen beğenmiştim. Ikinci vatanımı arada özlūyorum. 🙂

  6. Leipzig, cafeleri, muzeleri,anıtlari, parklari ve Bach ezgileriyle; temizliği, tarihi ve planli bir şehir oluşuyla, kültürlü, güler yüzlü ve yardımsever insanların bolluguyla tam yaşanılacak bir yer. Ben de Leipzig’le birlikte Dresden ‘ i de öneriyorum. Orası da muhteşem bir şehir.

  7. 2002 Yılında Leipzig’te Honky Tonk Fest’e (festival) katılmıştım.. Her köşe başında ayrı ayrı müzik gruplarının canlı performanslarını izlemek ve müziğe kendini bırakmak çok keyifliydi. Harika bir sokak festivali. Hatırladığım kadarıyla Avrupa’nın ikinci en büyük tren garına sahip.

  8. Harika bir şehir. Buram buram sanat kokuyordu. Nazım Hikmetin bir şiirinde yer verdiği bir kentmiş. Bunu gittikten sonra öğrendim yanlış hatırlamıyorsam buraya sürülmüş. Eski rus mimarisinin etkisi altında kalmış. Kaldıgım site eski rus askeri kışlasıydı. Hayvanat bahçesi harika. Temiz, şirin, entellektüel bir kent. Ancak Türkleri ve müslümanları sevdiklerini pek söyleyemeyeceğim.

  9. Bu yaz Berlin’den trenle gittim. Trenden inince önce İstasyon’a hayran hayran baktım. Avrupa’nın en büyük istasyonuymuş. Özellikle içindeki Starbucks’da kahve içmeseniz bile girin bir gezin. Toplu taşıma kullanmadan yürüyerek şehre inmek çok kolay.

    Eski Nikolai kilisesi ve meydanı görülmeli. Kafe Kandler de Bach kahvesi Bach müzesini gezdikten sonra içilmeli. Leipziger Lärche diye bir acıbademli kurabiyeleri var. Avusturya’nın Mozart Kugel’i varsa Leipzig’inde Bach Taler’i var. Kahve müzesi ve eczane müzesi de var.

    Günübirlik gittiğim için Mendelson’un müzik notalı banklı parkını gezmeye vaktim yetmedi. Neonazi bölgesi olduğundan dönerci kebapcı aramayın bulamazsınız varsa da ben görmedim. Yemek yiyecekseniz Zilli’s Tunel iyi bir seçim olur.

  10. Bana çok karanlık ve boş bir şehir gelmişti 2013 yazında gittiğimde. Ama çok detaylı gezme imkanım olmamıştı. Yaşı 60dan küçük insan görünce yolda sevinmiştim

    • Buram buram tarih var Leipzig’de. Doğu ve batının tekrar birleşmesinde Leipzig’de başlayan ayaklanma ile Berlin duvarı yıkılmıştır. Boş’dan kasıt nedir bilemedim tabii?

    • İnsan yoktu etrafta nedense hiç. Şehrin dışındaki 3m migros kıvamındaki yerde topu topu 10 kişi ya vardı ya yoktu onlar da hep yaşlıydı 😀

      Muhtemelen okulun olmadığı döneme denk gelmişim ben 🙂

  11. Leipzig saksonya bölgesinde kalan 2. büyük kent. Üniversitesini kütüphanesini çok beğenmiştim. Dresden kadar tarih kokmasa da Alman kültürünü barındırıyor. Çok fazla sergi olduğunuda duymuştum. Sanata değer veren bir kent.

  12. 2008 de oradaydım. İş için gittiğim için sadece belirli yerlerini görebildim ancak resmi çok net hatırlıyorum. Keyifli bir şehirdi. Hayvanat bahçesini gezmiştik, öğrenci grubuyla gittiğimiz için.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz