Adada Hasta Oldum!

Fiji Adaları‘nda tatil keyfi biraz kaçtı. Kaldığım Kuata Adası‘nda gece uyumak pek kolay olmuyor. Gece birkaç defa uyandım, uyumaya çalıştım. Sinekler ve böcekler, cibinliğin içerisine nasıl girebilmişler! Dışarı çıkıp vücuduma yine sprey sıktım, aslında uyuyamamamın nedeni, uykuya ihtiyacımın olmamasıydı, gündüzün bolca kestirmiştim. Olsun, Fiji burası, uyuyan, tembel güler yüzlü insanların ülkesi, uymayıp da ne yapacaktım!

Sabah her zamanki gibi daha telefonumun alarmı çalmadan uyandım. Kendimi kötü hissediyorum. Ağrılarım var kaslarda, bağırsaklarım ve midem iyi değil gibi görünüyor, ha keza baş ağrısı. Yaklaşık 3-4 yıldır hastalıksız geçen zamandan sonra galiba hastalanıyorum ama neden? Kendi anamnezimi aldığımda, semptomlara da bakınca birkaç şey geliyor aklıma. Geldiğimden bu yana banyo olarak kullanılan yerdeki musluktan içme suyumu alıyordum ve dün şişenin içerisinde ağaç kabuğu kalıntıları yanında bulanık rengi görmeme rağmen pek umursamamıştım. Muhtemelen suyla aldığım bakteriler beni hasta etti.

İkinci sebep vücudumda kullandığım sprey olabilir diye aklıma geldi, çokca kullandığımdan deri bunu emince hastalığıma yol açmış olabilir. Diğer bir sebepse böcek ısırıkları. Bilmediğim bir böcek veya bildik böceklerde bolca ısırılmak diğer bir şüpheli sebep. Son olarak da yemeklerden kaynaklı bir problem olabilir diye listeye ekliyorum. Son iki aydır neredeyse her gün House M.D. dizini izlememden sonra her şeyden şüphelenen doktor mu kesildim ne! 🙂

Kahvaltı sonrası aceleyle eşyalarımı toplayıp boş hamağa kuruluyorum, hava serin, hastalığımdan dolayı bana soğuk hatta. Arada güneşleniyorum ancak çok yakıcı, plajın sonuna kadar yürüdüm bugün. Kayalıklardan diğer taraf baktım, sonsuz mavilik, kaçışan irili ufaklı yengeçler, dalgalar güçlü rüzgarın etkisiyle volkanik kayalara çarpıyorlar. Tamamen erimiş gibi, kararmış ve siyah kayalar.

Öğle yemeği sonrası yine hamağıma kuruldum, ancak bulutlar yağmurun habercisi. Hamakta uyumuştum, yağmurla uyandım, herkes kaçıştı odasına. Bunu anlamak güç, ıslanmak için denize girilir de neden bu havada ıslanarak plaj kumlarında uzanıp yağmurun keyfi çıkarılmaz ki? Ben kitaplarımı ve telefonumu korumaya alıp üzerime havluyu çekerek kalmaya karar verdim. Yağdıkça yağmur ağaçtan sızan damlalar üzerime düşüyor, üşüdüm biraz ama sabırlıyım. Kimsecikler kalmadı.

Hasta olmasam yapacağım ilk iş kendimi denize atmak olacaktı. Serin havada, yağmur altında ılık denizin keyfini çıkarmak bence daha güzel. Geçen Ağustos’ta (2010), Tayland gece hayatının ünlü şehri Pattaya’da bu keyfi havuzda yaşamıştım, bence gayet güzel.

Yarım saatlik yağmur sonrasında çay borusu çalınca ben de dorm odasına geçtim, yağmur dinmişti ve dormda bu defa çoğunluğu yine kız olan Amerikalılar gelmişti. Tanışma sonrası yemek mekanına geçip, kamelyanın altında hafif yağmur eşliğinde içtiğim iki fincan çay çok iyi geldi. Öğle yemeğinde aldığım ağrı kesici ve mide haplarının da etkisiyle kendimi daha iyi hissediyordum.

Dinen yağmurdan sonra laptopumı alıp bir ağacın altına kurulup günün notlarını yazdım. Ağrılar yine başlıyor, gece için endişeliyim, zira durumum kötüleşirse yapacak bir şey neredeyse yok gibi, resepsiyona antibiyotik olup olmadığını sordum, yokmuş ve acil durumda 10 dakika tekneyle diğer adaya geçip doktora ulaşabileceğimizi söyledi.

Day 273, Fiji:5. Kuata Natural Resort 3.Gün, 3 Nisan 2011 Pazar