Fiji gezisi 15 gün sürdü. 30 Mart-14 Nisan 2011 arasında 2 hafta Fiji’de kaldım. 7 ay kadar zaman geçirdiğim Yeni Zelanda’dan ayrılıp Fiji’ye geçtim. Yeni Zelanda Kuzey Ada’daki en büyük şehri Auckland‘dan, Fiji’nin Nadi şehrine Fiji ulusal hava yolları Air Pacific ile uçtum.
Seyahatimde 4 gün Kuata Adası, 2 gün Waya LaiLai Adası köyü olan Naboro Köyü, 4 gün de Viti Levu (anakara) Adası’nda Viseisei Köyü‘nde kaldım. Şahane manzarası, hindistan cevizi ağaçları, etkileyici günbatımlarına şahit olduğum Coral Coast‘ta ise şahane 5 gün geçirdim. Daha önce sadece word dosyası olarak kendim için tuttuğum notları blog dosyası olarak yayınlayabilmek için ilk çalışmalara burada başladım. özel bir yer sayılır.
Fiji Turu İzlediğim Rota
Auckland (Yeni Zelanda)→ Nadi→ Viseisei Köyü→ Lautoka→ Viseisei Köyü→ Kuata Adası→ Waya LaiLai Adası→ Viseisei Köyü→ Nadi→ The Coral Coast→ Suva→ Lautoka→ Viseisei Köyü→ Nadi→ Sidney (Avustralya)
Day 284: Fiji:16. Viseisei Köyü, 14 Nisan 2011
Merhaba… Adada sağlık hizmetleri ve internetin durumu nedir acaba?
Sadece gidip görmek değil; asıl yolda olmak keyiflidir. Bu nedenle sitenizin ismi tam da anlatmak istediğiniz şeyi iki kelime ile betimliyor. Sitenizi ilgiyle takip ediyorum. Rotalarınız sıra dışı ve çok ilgi çekici. Eminim keyifli yanlarının yanında bize anlatmadığınız çileleri de vardır elbet bu serüvenin. :)) Ama her haliyle hayal edemeyeceğim bir tutku sizinkisi.
Gezi notlarınızın güzelliği dışında gezinizi sade ve gösterişten uzak yapmanız da bizleri çekiyor. En önemlisi bu bence. Yolunuz hep açık ve aydınlık olsun.
Yeni yılı dünyada ilk karşılayan bölgelerden biriydi yanlış hatırlamıyorsam. Tüm dünyanın önünde ilkleri yaşamak için benzer bir rotaya dahil olmak lazım… Tek düşündüren maliyetli seyahat. Ellerine sağlık 🙂
Bu sayfaya yorum yazmak içimi öyle sızlatıyor ki. Bu cesareti nasıl buldunuz, herşeyi geride bırakıp tüm kaygılardan sıyrılıp yollara çıkmayı nasıl göze aldınız?
Bilmediğimiz şeylerden korkarız, bilmediğimiz şeyleri gözümüzde büyütürüz. Bildikçe, bilgilendikçe, deneyim kazandıkça aslında bir zamanlar imkansız veya hayal gibi uzaklarda olan şeylerin aslında ne kadar yakın ve yapmanın ne kadar kolay olduğunu fark edebiliyoruz.
Her şey bir adım atmakla başlıyor. Küçük adımlar bile uzağın yakınlaşabileceğinin özgüvenini veriyor insana. Aslında asıl detay da burada gizli, “cesaret”. Cesaret aslında bu başlangıcı yapmamı sağlayan yegane unsurdu. Bunun için de gerekli olan ise bilgiydi. Bilgi ise emek istiyor.
Nasıl yapabildim? Bunun için de başlamak yetiyordu, arkası kendiliğinden geldi. Ben her şeyi tamamen geride bırakmış, köprüleri yakmış biri değilim, sadece yaşam tarzımı değiştirdim. Hayattan beklentilerim de değişti. Geçmişte değerli olan birçok şey değersizleşti o kadar.
Yol öğretir, yola çıkınca anlıyor insan bunu. Yolda olmak sadece bir yere ulaşmak değil ardındaki o felsefi yükü hissetmeye başlayınca başlıyor değişmek. Bunu fark edemezsen “yolda olmak” sadece bir zaman kaybı. Yolda olmak adım atmak için gerekli cesareti elde etmenin başlangıcıdır. Adım atmak yeterli.