Dresden, Almanya’nın Saksonya eyaletinin merkezi olarak zengin tarihi bir mirasa sahip bir şehir. II. Dünya Savaşı sırasında bombalama nedeniyle ağır hasar görse de geçtiğimiz birkaç on yıl içinde özenle restore edildi. Sachsen özgür eyaletinin başkenti olan Dresden, ziyaretçilerini gelenek ve modernin muhteşem karışımı ile büyülüyor.

Elbe Nehri‘nin iki yakasında Saksonyalı elektörlerin ve kralların rezidanslarının bulunduğu şehir merkezinde yapılacak bir gezide şehre neden Elbe’nin Floransa’sı denildiğini anlayabiliyorsunuz. Eğer gri ve yağmurlu bir havada ziyaret ediyor olsanız dahi bu, şehrin görkemini farketmenizi engellemiyor. Tarihi görkemli binalarıyla Dresden eşsiz çekiciliğini gözler önüne seriyor.

Zwinger
Zwinger, Dresden

Zwinger başlı başına görülmesi gereken harika bir yer, her yanı sarmış çiçekler, barok süslemeleri ve heykellerle dolu. Şehirde ancak bir gece kalabilmiş olsam da, yaptığım hızlıca gezide aklımda kalan en önemli yerlerden biri Zwinger oldu.

DRESDEN’DE NEREDE KALINIR
Dresden’de her bütçeye uygun konaklama seçenekleri mevcut. Ben şehir merkezindeki ibis Dresden Zentrum‘da kaldım. Steigenberger Hotel de Saxe, Star G Hotel Premium Dresden Altmarkt, Premier Inn Dresden City Zentrum ve Hilton Dresden beğendiğim, kalabileceğiniz, iyi konumda diğer oteller. a&o Dresden Hauptbahnhof ve Hostel Mondpalast ise tercih edebileceğiniz uygun fiyatlı hosteller.

Malta

Ünlü Barok Başyapıtı Zwinger

Dresden’in olağanüstü barok başyapıtı Zwinger’e (Kale Avlusu) inşaatına 1707’de başlanmış ve çalışma 1728’de ancak bitmiş. Devasa avlu içerisinde bahçeler, havuzlar, çeşmeler ve birbirine bağlı 5 köşk yer alıyor. Avluya görkemli bir giriş olan Kronentor adlı kapıdan giriliyor.

Gemaldegalerie Alte Meister; Bu müze kompleksin kuzeybatı köşesinde bulunuyor ve kraliyet sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor. Paha biçilemeyen tablolar arasında Dürer, Holbein, Jan van Eyck, Rembrandt, Rubens, can Dyck, Hals, Vermeer, Raphael, Tiian, Giorgione, Veronese, Velazquez, Murillo, Canaletto ve Watteau gibi sanatçılar bulunuyor.

Tam girişte duvarda II. Dünya Savaşından kalma Rusça bir yazı yer alıyor ve anlamı: “Müze kontrol edildi. Mayın yok. Chanutin tarafından kontrol edildi.” Muhtemelen Chanutin, bu galeride Rubens’in eserlerinden daha patlayıcı bir bomba var mı diye kontrol eden bir Rus askeriydi. Buradaki koleksiyonun en nadide parçası Raphael’in üzgün duran Sistine Madonna’sı.

Porzellansammlung; Bu galerinin en büyük özelliği Glockenspielpavillon’dan doğu yakasındaki galeriler arasında ve daha da önemlisi dünya çapında kendi türünün en iyi örneği olması. Genellikle tüm odak Dresden ve Meissen China üzerine ancak Japon, Çin ve Kore porselenlerinin de olağanüstü örnekleri burada bulunuyor.

Rüstkammer; Semperbau ve Türckische Cammer olarak iki farklı bölüme sahip olan sergide Orta çağ ve rönesans döneminin zırhları ve savaş silahları sergileniyor.

Zwinger bir zamanlar nehir görüntüsüne de sahipti ancak Opera binası yapıldıktan sonra bunu kaybetti. Bu sessiz vahanın tam ortasında durun ve kendinizi bir zamanlar devasa festivallerin yapıldığı yeri hayal edin.

Bu sessiz vahanın tam ortasında durun ve kendinizi bir zamanlar devasa festivallerin yapıldığı yeri hayal edin. İçinde pek çok sanat eserini bulunduran Dresden Zwinger Sarayı müze olarak kullanılıyor.

Zwinger Avlusu ve çevresini gezmek ücretsiz. Kişi başı 10€ vererek ustalar galerisine giriyorsunuz. Erken Rönesans ve Barok dönem İtalyan ressamları Raphael ve Correggio, Giorgione ve Tizian gibi sanatçıların eserleri ve Rembrant, Vermeer, Rubens, Van Dyck gibi önemli ressamların resimleri yer alıyor. Pazartesi hariç her gün 10 ile 18 arasında açık.

Elbe Nehrinin kıyısına kurulu Dresden, Leipzig’in yaklaşık 100 kilometre güneydoğusunda. Türk Hava Yolları, Leipzig’e aktarmasız uçuyor. Leipzig Havaalanı’ndan Dresden’e trenle kolayca ulaşabilirsiniz.

1 Yorum

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz