Avustralya’nın Victoria eyaletinin Torquay şehrinden başlayıp Warranmbool şehrine kadar uzanan bu 243 km uzunluğundaki Great Ocean Road, I. Dünya Savaşında ölen askerlerin anısına, yine II.Dünya Savaşından dönen askerler tarafından 1919-1932 yılları arasında yapılmış. Twelve Apostles gibi kireç ve kum taşı oluşumlarının muhteşem güzelliği nedeniyle turistler için çok tercih edilen bir güzergah.

2004 yılında açılan 104 km uzunluğundaki “Great Ocean Walk” yürüyüş yolu ise şirin kasaba Apollo Bay’dan Twelve Apostles’e kadar uzanıyor. Kıyılarında 700’den fazla batık gemi barındıran bu deniz oldukça rüzgarlı ve tehlikeli.

Karavanda uzunca bir uyku sonrası yapılan güzel bir kahvaltıdan sonra dinlenmiş bir bedenle, artık yaşanılası güzel şehir Melbourne’den ayrılıp batıya doğru, Great Ocean yoluna düşme vakti. Her ne kadar yola erken çıkmayı planlasam da, herhangi bir zorunluluğun olmayışının dayanılmaz rehaveti nedeniyle ancak dokuzda yola çıktım.

Yağmurlu hava ve güneşin aynı anda olmasından dolayı yolda gök kuşaklarını saya saya gidiyorum. Sayısı onu geçince artık saymayı bıraktım. Bazı yerlerde çift gök kuşağını aynı anda görmek mümkün.

Malta

Torquay kasabasından yağmur eşliğinde Anglesea’yı geçtikten sonra Great Otway National Park içerisinde olan Urquhart Bluff plajında kahve molasından sonra Airey’s Inlet’deki Split Point Lighthouse ulaştım. Görkemli Eagle Kayası yanında 1891 yılında yapılmış olan bu deniz fenerinin ışık kaynağını sağlayan lensin değeri 1 milyon Avustralya dolarının üzerindeymiş.

Lorne kasabasında şarjı olmayan laptopu ve şarjı azalmış olan telefonumu şarj etmek için kahve molası verdim. Belki bir buçuk saat kaldığım bu cafede kahve alım sırası hiç ama hiç bitmedi.

Bu küçücük kasabada hafta sonunun da olmasıyla herkes kendini dışarı atmış, kahvelerini aldıktan sonra hem içip hem yürümeye devam ediyorlar. Aslında karavanla ilk gece konaklama olarak Lorne kasabasını düşünmüştüm, yorgunluğum zaten hep esnek olan planlarımı değiştirmişti.

Great Ocean Road’ın diğer popüler kasabası Apollo Bay’ı geçtikten sonra Great Otway National Park içerisinden Cape Otway’e yöneldim. Buruna giden yol yağmur ormanlarının içerisinden geçiyor. Yer yer sis, yağmur, güneşin eşlik ettiği daracık yolla o enfes orman ve toprak kokusunu içime çekerek buruna ulaştım. Yüksek ağaçlardan dolayı karanlık olan yolda bir kanguru ağaçların arasına karışırken son anda gördüm. Bu yollardaki en büyük endişem bir kanguruya çarpmak. 150 yıllık Cape Otway Lighthouse maalesef kapalıydı.

Cape Otway Lighthouse

Hava da artık iyice kararmıştı, önce geceyi burada geçirmeyi düşündüm, ancak rüzgarın şiddeti ve ıssızlıktan uzaklaşma arzusuyla fikrimi değiştirip tekrar yola çıktım.

Port Campbell kasabasının girişindeki meşhur 12 Apostles Information Centre otoparkında park ettim. Yarın sabah yine erken kalkma niyetim var, bakalım ne kadar erken kalkacağım.

Day 312: Avustralya:57, Great Ocean Road, 11 Haziran 201

2 Yorumlar

    • Karavanlarda pirizler var, ancak Karavan park alanlarında 220 V kabloyu karavana bağladığınızda çalışıyorlar. Karavan içerisinde TV çalışıyor, ama kullanım için elektrik prizleri devre dışıydı…

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz