Safranbolu, Batı Karadeniz Bölgesinde, Karabük’e bağlı, yıllardır değişmeyen yüzüyle bir müze kent. Bu yüzden hep ‘zamanın durduğu kent’ olarak anılıyor. Osmanlı mimarisinin en iyi korunduğu yerlerden biri. Coğrafyanın insan ile bütünleştiği, mimarinin yaşama biçimi ile şekillendiği, birer sanat şaheseri sayılabilecek ahşap mimarinin ortaya çıkardığı en güzel kasabalarımızdan biri.

Safranbolu denince aklımıza ilk gelen şey özgün mimariye sahip etkileyici evleri, oysa Safranbolu evlerinden çok daha fazlasını gözler önüne seriyor. Tarihi değerleri, kent kültürü, yaşam tarzı, gelenek ve görenekleri, yöresel lezzetleri, doğal güzellikleri ile Safranbolu, turizm açısından ülkemizin gözde kentlerinden birisi.

safranbolu gezilecek yerler

Safranbolu Gezi Rehberi

UNESCO dünya kültür mirası listesine 1994’te giren Safranbolu, Roma İmparatorluğunda Paflagonya olarak adlandırılan bir bölgede bulunan Safranbolu toprakları tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış.

Kentin tarihi geçmişinde en üstün ekonomik ve kültürel düzeyine Osmanlı döneminde ulaşmış. 17. yüzyılda İstanbul-Sinop Karayolu üzerinde yer alması nedeniyle büyük gelişim göstermiş. Büyük kervanların konakladığı, binden fazla konağa sahip bir yerleşim yeri haline gelmiş.

Malta

Osmanlı’nın çökmesi ve Cumhurtiyetin kurulması sonrasında yeni kurulan Karabük şehrine ülkenin en büyük demir çelik fabrikasının açılmasıyla birlikte, tarım ve ticaret ile uğraşan hemen hemen herkes bu işletmede çalışmaya başlamış. Safranbolu’nın yavaş yavaş eski parlak günleri geride kalmış.

Kaderine terk edilen, yavaş yavaş görkemli değerlerini kaybetmeye başlayan kentin kaderini bir belgesel değiştirmeye yetti. Türk belgesel tarihinin önemli isimlerinden Süha Arın’ın 1976 yılında çektiği ‘Safranbolu’da Zaman’ filmi sonrası Safranbolu adeta yaşama tekrar döndü.

Safranbolu asıl ününü tabi sahip olduğu kültürel mirası ve mimarisi ile kazanmış bir kent. Sadece konakları değil kentin kendisi çok başarılı şehir mimarisi örnekleri ile dolu. Her sokağı gezmeye değer güzellikte.

Günübirlik ziyaretin ötesinde, bir hafta sonunu veya kısa bir yaz tatilinizi bu şirin ilçemize ayrın. Dört mevsim ziyaret edebilirsiniz. Sonbaharın bin bir rengi bu kente apayrı bir hava veriyor.

Safranbolu Gezilecek Yerler 📌

Gözalıcı Safranbolu evleri, kışlık olarak bilinen ‘şehir’ ve ‘bağlar’ olarak bilinen yazlık kesimde gruplanmış. Safranbolu gezilecek yerlerin çoğu bu bölgede yer alıyor. Ancak arazi engebeli ve bol yokuşlu. Taş döşeli yolları, buralarda topuklularla gezinmeye niyetlenenleri üzecek cinsten.

Safranbolu’nun Arnavut kaldırımlı sokaklarını keşfetmenin bir yolu da bisiklet. Birçok noktada kiralayabileceğiniz bisikletlerle tarihi dokunun içine pedal çevirebilirsiniz. Yine Safranbolu merkezinde yer alan tarihi mekanları meydandan kalkan golf arabalarıyla da gezebilirsiniz. Bu turda rehberlik hizmeti de sağlanıyor.

Safranbolu’ya 20 kilometre uzaklıktaki Yörük köyü, eski evleri ile ünlü. Safranbolu’nun en eski evi olarak bilinen ve 450 yıldır ayakta olan Odabaşı Evi’ni mutlaka görmelisiniz. Köye giden yolda bulunan Hıdırlık Tepesinde durup Safranbolu’yu tepeden izleyin.

Arasta Çarşısı olarak bilinen Safranbolu Yemeniciler Çarşısı, her sokağını dikkat keserek gezmeniz gereken yerlerden. Tarihi çarşıda eskiden yemeni ustalarının dükkanları varmış, ancak geriye sadece Erhan Usta’nın dükkanı kalmış. Uğrayıp birer yemeni edinebilirsiniz.

Sadece çarşı merkeziyle sınırlı kalmayın. Safranbolu’nun yüksek rakımlı kuzeybatısında yer alan Bağlar bölgesinde, tarihi konaklar ve yazlık evler sıralanıyor. Şahane bir doğaya sahip olan Safranbolu’da Şeker Kanyonu ve Yenice Ormanları’nda yürüyüşe çıkıp, Safranbolu’nun bambaşka bir yüzü ile tanışın.

1. Safranbolu Evleri

Safranbolu evleri

Safranbolu evleri, ilçeyi ziyaret eden birçok kişinin zihninde canlanan ilk şey. Safranbolu’da, geçmişi 18-20. yüzyıl arasına tarihlenen, her biri ince bir sanat zevkinin ürünü 2 binden fazla geleneksel ev yer alıyor. Payandalarla desteklenmiş, zarif çıkmaları olan 2 bine yakın güzeller güzeli ev var.

Arazinin engebelerine uyum sağlayarak birbirlerinin önünü kapatmamış evler, zamanın yıpratıcı etkisine ve değişime direniyor. Yaklaşık 800 adeti koruma altın alınmış. Karşılıklı iki yamaca, birbirinin manzarasını ve güneşini kapatmadan, birer inci tanesi gibi dizilmiş bu eşsiz şaheserleri yakından görün.

Evlerin içlerindeki detayları, tavanlarındaki ahşap işlemeleri, duvarlardaki kalem işlerini, dolap çeşitlerini anlatmaya sayfalar yetmez. Bazı evlerde havuzlu salonlar dahi var. Merkezde yer alan Kaymakamlar, Kilerciler, Mümtazlar, Karaüzümler, Kavsalar ve Sipahioğlu konakları Safranbolu ev mimarisinin en güzel örnekleri arasında.

Kentin sadece merkezinde kalmayın, çıkın birbirinden ilginç sokaklarında, payandalarlarla desteklenmiş çıkmalara ve cumbalara sahip Safranbolu evleri arasında dolaşın. Yürümeyi pek sevmiyorsanız eğer, özel işletmeye ait olan golf arabalarının yaptığı turlara katılın ve konakların, sokakların, çeşmelerin, Safranbolu’nun ruhunun hikayelerine kulak verin.

2. Cinci Hanı ve Hamamı

cinci han safranbolu

Cinci Han, Safranbolu gezimde konakladığım, başlıbaşına bir belgeseli hakedecek hikayelere sahip. Safranbolu’nun en değerli yapısı. Eski çarşının içinde yer alan kervansaray, zamanın en büyük ve en görkemli kervansaraylarından biriydi. 300 metrelik yer altı tüneliyle kentin atık suları ile kanalizasyonların disipline edildiği büyük bir kanyonun üzerinde yer alıyor. Altından dere yatağı geçiyor.

Cinci Hoca veya bilinen adıyla Hüseyin Efendi, Sultan I. İbrahim zamanında sarayda önemli mevkilerde bulunmuş gizemli bir şahsiyet. Kösem Sultan’ın deli ve eşcinsel olduğundan şüphelenilen oğlu İbrahim’in hem iyileşmesinde hem de şehzade sahibi olmasında faydası olmuş.

Padişaha şifa veren Hüseyin Hoca Cinci Hoca olarak anılmaya başlanmış. Cinci Hoca’ya bu hanın yapılması için gereken maddi destek Kösem Sultan tarafından sağlanmış. Son olarak da Anadolu Kazaskerliğine kadar yükselen Cinci Hoca, bir süre sonra gözden düşmüş ve en nihayetinde idam edilmiş.

Cinci Han, günümüzde otel, kafe ve etkinlik merkezi olarak hizmet veriyor. 3 ton ağırlığındaki giriş kapısı, kilit ve anahtarını görün. Türk mutfağının çeşitli lezzetlerini ve yöresel yemekleri de tadabileceğiniz bir yer. Safranbolu gezimin birisinde burada konakladım. En üst katına çıkı ve Safranbolu’yu yakından seyre dalın. Rezervasyon için tıklayın.

3. Safranbolu Kent Tarihi Müzesi

Safranbolu Kent Tarihi Müzesi
Safranbolu-Hukumet-Konagi

Safranbolu Kent Tarihi Müzesi, geçmişte hükümet konağı olarak kullanılan binada 2006’da hizmete açılmış. Kale olarak adlandırılan tepede yer alan Müzede, Safranbolu’ya dair her türlü tarihi bilgi ve belgeler ile eşyalar sergileniyor. Safranbolu’nun günümüze kadar geçirdiği evreleri kronolojik olarak izlenebildiği müzenin zemin katında, Safranbolu ticari yaşamı ve geleneksel el sanatlarına dair sunumlar yer alıyor.

Esnaf Ve Zanaatkarlar Çarşısı’nda Eczanecilik Müzesi, Lokumculuk Müzesi, yok olmaya yüz tutmuş bir zanaat olan yemenicilik, demirci, kunduracı, semerci, baharatçı, kalaycı, bakırcı ve esnaf kahvesi gibi Safranbolu’daki zanaatların eski çalışma ortamları özgün canlandırmalarla misafirlere sunuluyor.

Hükümet konağının bahçesinde ise Anadolu’nun ilk saat kulesi yer alıyor. 1797’de yaptırılmış, 12 metre yüksekliğindeki kulenin saati İngiltere’den getirilmiş. ⏰ Safranbolu Kent Tarihi Müzesi ziyaret saatleri 09.00-17.30. Müze, pazartesi hariç haftanın 6 günü ziyarete açık. 🔐 Safranbolu Kent Tarihi Müzesi giriş ücreti 5TL. Müze Kart geçerli değil.

4. Kaymakamlar Gezi Evi

Kaymakamlar Gezi Evi
Kaymakamlar Gezi Evi

Kaymakamlar Gezi Evi, Kültür Bakanlığı tarafından 1976 yılında ‘Kentsel Sit’ olarak koruma altına alınan Safranbolu’da birbirinden güzel ve tarihi karaktere sahip evlerden biri. Birer sanat şaheseri sayılabilecek ahşap mimariye sahip Safranbolu Kaymakamlar Gezi Evi, coğrafyanın insan ile bütünleştiği, mimarinin yaşama biçimi ile şekillendiği örnek bir ev.

Kaymakamlar Gezi Evi, 3 kata dağılmış 7 odası ve bahçesiyle görülmesi gereken bir yapı. Konağın her köşesi ince ahşap işçiliğinin bir eseri. Kapılar, pencere pervazları ve kapakları, tavanlar, yani duvarlar dışındaki neredeyse her yeri ahşaptan ibaret.

Haremlik ve selamlık uygulamasına göre tasarlanan evde kadınların çok rahat hareket edebilmeleri sağlanmış. Sofadan, odaların içini doğrudan görünmüyor. Misafire yapılacak ikramlar ilginç ve zekice düşünülmüş dönme dolapla iletiliyor. Gezilecek yerler listenize ekleyin.

⏰ Safranbolu Kaymakamlar Gezi Evi ziyaret saatleri 09.00-17.30. Müze, pazartesi hariç haftanın 6 günü ziyarete açık. 🔐 Safranbolu Kaymakamlar Gezi Evi giriş ücreti 5TL. Müze Kart geçerli değil.

5. Hıdırlık Tepesi

Hidirlik-Safranbolu
Hidirlik Tepesi

Hıdırlık Tepesi, şehirleri benim gibi yüksekten görmeyi ve fotoğraflamayı seviyorsanız; kasabaya ilk girişte veya Safranbolu gezilecek yerleri bitirdikten sonra uğrayacağınız adres olsun. Hıdırlık Tepesi, Safranbolu’ya Kastamonu tarafından geliyorsanız, şehrin girişindeki tepede yer alıyor. Burası en güzel Safranbolu fotoğraflarını çekeceğiniz bir yer.

Bir yanda çayınızı veya kahvenizi yudumlarken, diğer yandan kenti panoramik olarak görün, en güzel fotoğraflarınızı çekin. Önünüzde hiç bir engel olmadan kuş bakışı tüm kasabayı en güzel buradan izleyebiliyorsunuz.



6. Yörük Köyü

Safranbolu Yörük Köyü
Safranboluda Gezilecek Yerler
Yörük Köyü, Safranbolu

Safranbolu Yörük Köyü, Karabük-Safranbolu yolu yakınlarında yer alan küçük bir Safranbolu aslında. Sokaklar boyunca sıralanan, bir çoğu yıkılmaya yüz tutmuş tarihi evler, konaklar ve tarihiyle, kültürüyle görülesi bir yer.

Safranbolu merkeze 20 km uzaklıktaki, açık hava müzesi görünümünde olan Yörük Köyü, 1996’da koruma altına alınmış olsa da evler zamanın yıpratıcı etkisine yenik düşüyor. Geçmişi 15. yüzyıla uzayan köyde, 300 yıllık bir geçmişe sahip, 8 nesildir aynı ailenin yaşadığı Sipahioğlu Konağı’na gidin Filiz Teyzenin hikayelerini dinleyin. Yörük Sofrası’nda çayınızı için, gözleme yiyin.

7. Tokatlı Kanyonu

Tokatlı Kanyonu, Safranbolu’nun tarihi yüzünün dışında doğal güzelliğini keşfedebileceğiniz bir yer. Kanyonun bir ucu Tokatlı Köyü’nde, diğer ucu ise Eski Çarşı’nın Gümüş Mahallesi’e kadar uzanıyor. Kanyon girişinde sizi, nehir boyunca yapacağınız şahane bir yürüyüş yolu bekliyor. Şelaleler, kuş cıvıltıları, insanı ferahlatan tertemiz hava ve dahası. Eğer Eski Çarşı yönünden giderseniz giriş için ücret ödemiyorsunuz.

⏰ Tokatlı Kanyonu ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 10.00-20.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.30-17.30. Kanyon, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Tokatlı Kanyonu giriş ücreti 3TL. Müze Kart geçerli değil.

8. Kristal Teras

Kristal Teras, Tokatlı Kanyonunu en iyi izlenebileceği noktada, yerden 80 metre yükseklikte yapılmış. Kristal Teras, Türkiye’de de bir ilki temsil ediyor. Tabanı çok dayanıklı kırılmaz camdan yapılmış, 75 ton ağırlığı taşıyabilen Kristal Teras, üzerinde gezinenleri heyecanlandırıyor.

Tam da uçurumda yapıldığından ve bastığınız yerin, ne kadar yüksekte olduğunu görebildiğinizden, heyecan verici bir deneyimin içinde buluyorsunuz kendisi. Safranbolu İncekaya’da yer alan, 11 metre genişliğindeki Kristal Teras’tan Tokatlı kanyonuna dair nefis fotoğrafları çekebiliyorusunuz.

⏰ Kristal Teras ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 10.00-20.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.30-17.30. Teras, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Kristal Teras giriş ücreti 7TL. Müze Kart geçerli değil. Otopark için de 5TL ücret ödemek gerekiyor. Ücretli otopark alanının arkasında aracınızı ücretsiz park edebileceğiniz bir yer daha bulunuyor.

9. İncekaya Su Kemeri

incekaya su kemeri

İncekaya Su Kemeri, 116 metre uzunluğunda, 6 kemerli oldukça görkemli bir yapı. Kristal Teras’tan Tokatlı Kanyonu’na indiğinizde hemen solda kalıyor. 110-220 cm değişen genişlikteki kemerin altından Tokatlı deresi akıyor. Dere boyunca uzanan yürüyüş parkuru ise Tokatlı Kanyonu’nun en güzel rotası. Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından, Safranbolu’ya su getirmek için yaptırılmış.

10. Bulak Mencilis Mağarası

safranbolu magara

Bulak Mencilis Mağarası, Karabük’e bağlı Bulak Köyü’nün Safranbolu ile komşu olduğu yerde bulunuyor. Safranbolu merkeze 8 km, Bağlar Değirmenbaşı’na ise 5 km uzaklıkta. Bir vadide yer alan Bulak Mencilis Mağarasına girmek için 150 basamaklı merdiveni çıkmanız gerekiyor.

O kadar da zor değil, gözünüzde büyüteyim demeyin. İçeri girince sizi 65-200 milyon yıl öncesine kadar uzanan, etkileyici renklerdeki şahane damlataş, sarkıt, dikit ve sütunlar karşılıyor. ⏰ Bulak Mencilis Mağarası ziyaret saatleri 09.00-17.30. Mağara, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Bulak Mencilis Mağarası giriş ücreti 5TL. Müze Kart geçerli değil.



Tabakhane Müzesi (Sarıtunç Gezi), Safranbolu’nun 800 yıllık dericilik geçmişinin mirası. Osmanlı ordusuna deri sağlayan 300 den fazla deri dabakhanesinden sadece burası günümüze kadar gelmiş. Müze olarak ziyarete açık.

Davutbaşı köyü, Safranbolu’nun 20 km batısında safran üretiminin yapıldığı bir köy. Ağustos-Eylül arasında safran dikimi, ekim ayında da hasatı yapılıyor. Safranbolu, adını dünyanın en değerli çiçeklerinden biri olan ‘Safran’ çiçeğinden alıyor. Çiçeğin ucunda bulunan tepeciğinin 1 kilosu 15-20 bin TL arası değişiyor. Bu kadar pahalı bir baharat Safranbolu’da gram ile satılıyor. 1 gramı ise 20 TL.

Safranbolu’nun lokumu oldukça meşhur, bunu hak edecek kadar da lezzetli tabi. Safranbolu lokumunu en iyi yapan en eski imalathanelerinden İmren Lokumları’na uğrayın. Cinci Han’ın hemen karşısında bulunan İmren Lokumları binası, Safranbolu taş yapı mimarisine uygun yapılmış en güzel örneklerden biri.

Safranbolu’da nerede kalınır

Safranbolu otelleri birbirinden güzel. Buram buram tarih kokan, sanki geçmişe yolculuğa çıkıyormuşsunuz hissi veren konaklarda ve meşhur Safranbolu Evlerinde kalın.

Özellikle son yıllarda yapılan başarılı restorasyonlarla çok keyifli butik otellere sahip. Cinci Han, İmren Konakları, Gülevi son yıllarda birçok turisti ağırlıyor. Nefis butik otellere dönüştürülmüş konaklar, dekorasyonu ve hizmet kalitesiyle oldukça iyiler.

Safranbolu’ya nasıl gidilir

Safranbolu, Anadolu’daki en güzel kentlerden biri. Safranbolu, Ankara’ya 220 km, İstanbul’a 380 km, İzmir’e 763 km uzaklıkta. Ulaşımı oldukça kolay. İstanbul-Ankara karayolu üzerinde Gerede kavşağından ayrılarak Karabük’e gelen 82 kilometrelik yol, buradan devam ederek 8 kilometre sonra Safranbolu’ya varılıyor.

Ankara-Safranbolu otobüs yolculuğu 3 saat sürüyor ve 50 TL. Metro Turizm ve Efe Tur’un düzenli seferleri var. Ben Ankara’dan otobüsle geçmiştim. Havayolu ile gidecekler Ankara veya Kastamonu’ya uçabilirler. Kastamonu-Safranbolu ise otobüsle 2 saatten az sürüyor. Safranbolu’ya nasıl gidilir blog yazımda daha detaylı ulaşım bilgilerine yer verdim.

Safranbolu’da gezilecek yerler listesine bir 20 madde daha ekleyebilirim. Şimdilik siz gidin buraları görün, nasılsa bir daha gitmeyi isteyeceksiniz eminim. Anadolu’nun, UNESCO Dünya Mirası Listesindeki bu nadide yerine gidin, Safranbolu’da insan eliyle doğanın nadide uyumunu görün.

125 Yorumlar

  1. Bir yere turizm girdimi orası kirlenir.Bu kirlenme kültürel olarak da olur.Bu kirlenmeden en çok nasibini alan yerlerin başını Safranbolu çekmektedir.Safranbolu ile ilgili olan her şey cahil insanların elinde karanlığa gömülmüştür.Safranbolu da iki kent vardır.MS V. yüzyılda kurulan,şimdi Kıran köy diye adlandırılan eski Roma vatandaşlarının yaşadığı yer.Türklerin bu bölgeye gelişleri XIII.yüzyılda olmuştu.Öncelikle şimdi Yörük köyü denilen yerde yerleşme olmuştur.Bugünkü Şehir (Safranbolu) Candaroğuları tarafından bölgenin fethinden sonra kurulmuştur.Halkın kale dediği yerin güney kısmında askerlere ait birkaç evlik yerleşmenin dışında yerleşim yoktu.Bu bölgedeki şimdi Eski camii denilen yer kaledeki askerlere ait bir kilise idi.Fetihten sonra camiiye çevrildi.Öncelikle yerleşme kalenin güney yamaçlarında oldu.Şehrin iskeleti ki, bugüne kadarda değişmemiştir, Cinci Hoca’nın imar faaliyetleri ile oluşmuştur.XVIII.yüzyıl itibarıyla kent Akçesu tarafına doğru yayılmıştır.Kısacası katıksız bir Türk kentidir.Halkı Kırım üzerinden göçen ve Osmanlı devletinin kurucu unsuru olan Türklerden oluşmaktadır.Kentin belediye teşkilatı kuruluncaya kadar bir adı yoktur,Osmanlı kayıtlarında köylerden bahsedilir ama buradan bahsedilmez.Kentin adını söylendiği gibi safranla ilgisi yoktu.Bu bir yakıştırmadan ibarettir.Kente tüm yaşayanları (Türk ve Rum) şehir adı verilmiştir..Her kes şehre gitmekten bahseder.Bugün bile Safranbolu’nun yerlileri şehirdeki ev.bağlardaki ev diye konuşur.Onlar için hala Safranbolu yoktur.Safranbolu ismi şehre gitmek kelimesinin rumcası olan stenpoli kelimesinde gelmektedir.Aynı şey İstanbul içinde geçerlidir.Safranbolulu niçin safran tarımı yapsın?.Bura da dokuma sanayii mi var?.Kayıtlarda bu bölgeden bir gram safran satıldığına dair kayıt yok.Kirlenme dedik ya.Safranbolu da konak yoktur.Bunlar Safranbolu Türk evleridir.Zenginliğin ve fakirliğin saklandığı bir kentte konak yapsınlar.Büyük evler vardır.Bu evlerde öyle çok yaşlı değildir.Günlerce söndürülemeyen yangınlarla kent defalarca yanmış ve yeniden kurulmuştur.Safranbolu evlerinde gördüğümüz acele ile yapılmış hissini veren uygulamalar,yangınlar sonrası barınma ihtiyacından kaynaklanmaktadır.Ev isimlerine gelince öyle asmalı , yosmalı konak yoktur.Her ailenin bir ismi vardır,evler o isimle anılır.Kara üzümler,urgancılar,antepliler..bakırcılar……..gibi.Kirlenmenin bir başka türü.Hele kadın ismiyle ev olsun haşa.Çifte tokmak filan yoktur,her evde tek tokmak vardır.Bu konuda ilk ve gerçek çalışma Uğuol Barlas tarafından yapılmıştır.Şimdi kapılar ve tokmakları değiştirilmekte,süslü olsun diye haç motifli tokmaklar çakılmakta Safranbolu mimarisinde olmayan yavrulu kapılar yapılmaktadır.Şehirde yemek yenecek doğru dürüst bir yer yoktur.Eskiden aşçılar vardı.Safranbolu yemekleri unutulmuştur.Eski yemekleri yapabilecek ve gelenekleri bilen kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez.Bunun asıl nedeni gelinleri Safranbolu dışından olması ve onlarında kendi ev düzenlerini oturtmaları.Safranbolular alınmasın bu böyle evin sahibi kadındır ve annesinden gördüklerini evinde uygular.Geleneksel bir şey yemeği aklınızdan çıkarın.Şehirde gördüğünüz esnafın %99 u Safranbolu’lu değildir.Safranboluyu bilmezler ,sakın bir şey sormayın.Ayakkabıcılar arastası içinde eski bir Safranbolulu olan ismet Saraçoğlu vardır,ondan bazı konularda bilgi alabilirsiniz.Safranbolu da rehbere ihtiyaç yoktur.Hıdırlığa çıkarsınız bir bakarsınız,kaleye çıkarsınız bir yönlere göre her tarafı görürsünüz.Ayakkabıçılar arastası demişken bir arkadaşın hatası yüzünden ayakkabıcılar arastası fabrika olmuş.Bir usta bir çıraktan oluşan kaç yemenici ustası varki aylık 60 bin ayakkabı üretsin.Bunlar ya sayı saymasını bilmiyor ya da sopa yemesini.Safranbolu yemeniciler arastasında kurtuluş savaşı başlangıcın da üretim yapılmış fakat ayakkabılar sathiyandan yapıldığı için çabuk dağılmış ve bu nedenle vaz geçilmiştir.Bir efsanede böyle bitti.Dersinizi iyi çalışın iki saatte gezersiniz ve dünya güzeli Amasra’ya uzanacak zamanınız kalır.Yörük köyüne filan fazlaca takılmayın.

    • Zafer Bey yazdıklarınızı okudum, içinde değerleri bilgiler de var, fakat yazdıklarınızdan sanki biraz Safranboluya bir sebeple serzeniş içinde olduğunuzu görüyorum.Safranbolu bir renktir, yer yer kendi kimliğinden farklı sunulmaya çalışılsa da bir geleneği, kültürü yansıtıyor ve sunumu biraz gerçeklikten sapsa da emin olun şehir hayatının tekdüzeliğine ve avm kültürüne esir edilmiş gençlik için alternatif bir dokudur, Yörük köyü gibiTürk motifidir, bunu kaybetmeyelim.Son olarak Amasra muhteşem bir doğal güzellik ama bu kültürü Safranboluyla karıştırmayınız ikisi farklı şeyler.Buranın değerini bilen için burası anlatılmaz yaşanır.Selamlar

      • Serzeniş yok.Benimki bir kaç kuruş için yok edilen bir güzelliğin ardından ağıttır.Safranbolu gibi bir çok yerimiz turizmden elde edilecek tuvalet parasına yok edilmektedir.Safranbolu da kim kazanıyor? safranbolulu mu yoksa bir kaç kişi mi?.Bunların Safranbolulukla ilgisi nedir.Bu otelciler biri,ki Safranboluya bu işi sokan kişilerden biridir.Tabahnaya (Safranbolu da böyle denir hiç inmediğini belirtti.). Safranbolu bir kültürü temsil eder.Yok edilen bu kültürdür.O kültür yaşanarak öğrenilir.Sen benim kültürümü tuvalet parası için yok edemezsin.Şu anda Safranbolu da bir eczane yoktur.Burada yaşamak zorunda olanların çoğunluğu yaşlıdır.Sağlık ocağından yazdırdığı ilacını nereden alacak.Bankalar kapanmıştır.Hiç bir resmi daire yoktur.Son bir kaç yolda nüfusu turizm yüzünden azalmıştır.Turistler ve otelciler yerli halkı yemektedir.Evinizden çıkmak istediğinizde kapınızın bir otomobil tarafından kapatıldığını görürseniz ne yaparsınız.Otomobilin sahibi köylüler arabamı nereye koyayım derse.Ben beş yüz yıldır kentliyim.Bu kişinin çarıkları hala kapısının önünde duruyor. Evlerin eğlence merkezine,üfürükçülük,imam nikahı kıyma merkezlerine dönüştürülmesine ,vatandaş para kazansın anlayışı ile izin veren zihniyet sokak aralarında ki bu rezalete neden ilgisiz.Bu evlerde içki verilmesinin yasak olması lazım.Bakın pazar akşamları çöp kutularına bırakılan çöplere.Ben içmedim,komşum içmedi.Safranbolu da evlerin restore edildiği söyleniyor.Külliyen yalan.Hepsi köküne kadar yıkılıp yeniden inşa ediliyor.Bu evler en iyi restore edilmiş ev statüsü bile kazanıyor.Restore örneğini bir tek Gül evi denilen mekanın sahibinin Gümüş sokakta tamir ettiği dış kapıda gördüm.Gerisi hikaye.Çoğunluğu müşteri avlamaya çıkmış köşe başında bekleyen sokak kadınları gibi boyanmışlar.Üç kuruş para kazanmak için buna hakları var mı?.Olmayan evler ve kapılar…benzeri şeyler yapılıyor.Bir evin şekil olarak benzemesi yetmez.Orada yaşanmışlık önemlidir.O yaşanmışlığın kokusudur eski ahşaba sinen.Kapı Tokmakları değiştiriliyor.Haç biçiminde tokmaklar konuyor.Yanlış olarak bir kaç kişi bir kaç tokamaktan bahsetme çılgınlığını bile gösteriyor.İyi ki Uğurol Barlaş bunları yazıya geçirmiş.Evler sözde restore edilir iken evlerin çatılarındaki kızgınlıklar kapatılıyor.Bunlar evlerin havalanmasını,ahşabın çürümesini önleyen sistemlerdir,Hayattan giren hava akımı çatıdan çıkarak bütün binayı kurutur,yazın serinletir.Safranbolu evlerinde yapılan önemli değişikliklerden biride binanın dışına sarkan çatı genişliklerinin düşürülmesidir.Safranbolu evlerinin saçak genişlikleri 130 cm civarındadır.Bu evlere bir cesamet,dördüncü boyut kazandırır.Evler daha görkemli gözükür,Şimdi saçaklar 80 cm’ye düşürüldü.Unutmadan yazayım bu geniş saçaklar yağmurlu havalarda ıslanmadan evlerine gitmelerini sağlardı.Bilmeden her şeyi yok ederseniz ne olacak.Safranbolu ile ilgilenmemi üniversite yıllarında,askerliğini Safranboluda yapmış olan hocam prof Dr Ahmet Cevat Emre’dir.Kendime gelince akademik kariyere sahip bir kişiyim.Bir yerlere yazı filan yazmam.Çünkü soyu sopu belli olmayan gövlezlerle muhatap olamak istemiyorum.Bu bilgisayar herkesi profesör yaptı.Safranbolu’yu birde benim yazdıklarım ve yazmadıklarım açısından bakarak gezin.

  2. Safranbolu da konaklamak isteyen ailelere yildiz sarı konak otelde misafir ediyoruz. (Sadece aileler kalabilr) .bulak magrasi. Kristal teras .Yörük köyü gezilerimiz vardır. Kisi basi 3 yer sadece 33 lira. Tel..:05070894040

  3. Cam Teras, kanyon ve kemer hepsi bağlar semti, İncekaya ile yanyanalar. Arabayı park edip sırasıyla Cam Teras ve Kanyona geçiyorsunuz. Mencinis Mağarası da cam terastan 3-4 km kadar. 2-3 saatte hepsini gezmiş olursunuz.

  4. Haftasonu Safranbolu’daydık. Tavsiye ettiğiniz tüm yerlere gittik. Hepsi birbirinden büyüleyici. Hele Mencilis mağarası mutlaka görülmeli. Çok teşekkürler tavsiyeleriniz için.

    • Her iki kenttende birbirlerine geçilebilir.Bartın ırmağı kenarındaki çay bahçalerinde oturup bir çay için,ırmağın yeşil rengini seyredin diyeceğim ama bozulmuş olabilir. Irmak kenarında hala ayakta olan Türk evleri var. Onları görebilirsiniz.Eğer günü ise kadınlar pazarını gezebilir siniz.Bartın’ın manda yoğurdu meşhurdur deneyin Bartın da Türkiye’de ki üç tane katıksız Türk kentinden biridir.Safranbolu da nasıl Kıran köy de Rumlar ,Türkler şehirde oturmuşsa Bartın da Türkler,Amasra da Rumlar oturmuştur.Eğer geziniz iki günlükse sabahtan Safranbolu gezi işini bitirin,BARTIN ‘a dönün göreceğiniz pek fazla bir yer yok.akşama Amasra da canlı balıkta bir yer ayırtıp rakı,balık ve salatanın eşliğinde gün batımını seyredin.’gün batımları güzeldir.Ertesi gün Amasra’yı gezdikten sonra Çaycuma_Devrek üzerinden İstanbul Ankara karayoluna çıkarsınız.Zamanınız kalmışsa yolunuzun üerindeki Devrek’e uğrayarak Baston ustalarını görebilirsiniz.İyi tatilller (Safranbolu evlerini görmek isterseniz,bozulmamış evleri bulun)

      • Bu şarapcıya inanmayın safranbolu bir sabahtan gezilecek kadar küçük değil.bu sarapcının aklı rakı balıkta olduğu için hemen Amasra denen sarapcıların sokaklarda gezdiği sidik kokusundan sokakları gezilemeyecek kadar pis kokan sözde özgür ve layık 🙂 Kesimin son Karadeniz’deki kalesi olan Amasra’ya yönlendiriyor. Bu sarapcıya uyup tatil pilanı yapmayın derim.

  5. Çok teşekkürler Kemal bey yazılarınız ordaymışız hissi veriyo☺️Şuan Safranboluya gidiyorum önbilgi almak çok iyi oldu benim için.İnşallah güzel bir gezim olur.

  6. Safranbolu’da YÖRÜK KÖYÜ’ne gidip FİLİZ TEYZE’nin (Allah uzun ömür versin) eşsiz tanıtımına şahit olmadiysanız çok şey kaçırdınız demektir. Saygılar.

    • Iki hafta önce Yörük Köyü’nü ve Filiz teyzenin evini ziyaret ettim, etmez olaydim. Filiz teyzenin evini tanitirken bir erkek ziyaretciye temsili banyo yaptirdi. Filiz teyzenin agzindan dökülen ahlak dışı espirilerle yerin dibine gectim. En kotu yani da yanimizda cocuklarimizin olmasiydi. Kiniyorum, şiddetle kınıyorum.

  7. Safranbolu Sarı Konak Hotel
    25o yıllık tarihi konagımızda safranboluyu gezmeye gelen aileleri misafir ediyoruz.
    safranboluda sadece aileleri misafir kabul eden tek otel işletmesidir.misafirlerimizi otogardan alıp otagara bırakıyoruz (ücretsiz).araba ile gelen misafirlerimize otoparkımız var.
    gün ici çevre turlarımız mevcut isteyen misafirlerimiz katılabilir.( bulak magrası ,su kemeri cam teras tokatlı kanyonu ve yörük köyü turu)kişi bası 33 tl.
    amasra ya gitmek isteyenlere de kahvaltı sonrası cıkışlı tüm günlük turumuz vardır.
    konaklamadan ve turdan memnun kalmadık diyenden hic bir ücret alınmaz .:)
    Sarı konak otelde konaklama yada safranbolu hakkında bilgi almak icin iletişim tel: 05070894040

  8. Eşim ve çocuklarım ile birlikte gittik. Beyzade konak otel de kaldık. Çarşısı güzel ve hediyelik eşyaların fiyatları da uygun. Şahsi aracınız ile gitmenizi tavsiye ederim. Farklı ve görülmesi gereken bir mekan. Trafik problemi var. Otelde klima yoktu ama havası da, insanı da sıcak.

  9. Kurtuluş Savaşında ordumuzun ihtiyacı olan yemeniler, ayakkabılar Safranbolu’da arastada yapılmıştır. O dönemde burada 48 dükkan olduğu, 3 vardiya çalışmayla bir haftada 11.000 çift ayakkabı yapıldığı söylenmektedir. Tabakhanede de atlar için süvari birlikleri için deri işlenmiştir.

    Safranbolu’da Atatürkçü, aydın, vatansever insanlar çoğunluktadır. Ancak şimdi aynı şeyi söylemek mümkün değil.

  10. Safranbolu’da Çamlıca Konağı Mencilis Mağarası yolu üzeri. Özlem hanım ve ailesi gerçek aile sıcaklığı kalınacak güzel yerlerden biri. Doğa ile başbaşa kaldığınız sakin bir mekan. Şiddetle tavsiye ediyorum.

  11. Merhaba biz ıkı arkadaş Ankara’dan otobüsle Safranbolu’ya gideceğiz. Kanyon ve Kristal Terasa nasıl gidebiriz? Yardımcı olursanız sevınırım?

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz