Chiang Mai, serin iklime sahip olan Kuzey Tayland’ın dağlık bölgede yer alan, oldukça çekici, tarihi ve kültürel yönden de etkileyici zenginliğe sahip bir şehir. Ülkenin kültür başkenti olarak geçen ve Chiang Mai Eyaletinin de başkenti olan şehir, 1296–1768 yılları arasında Lanna Krallığına, 1774 yılından 1939 yılına kadar da Chiang Mai Krallığına başkentlik yapmış. 1296’da kurulan Chiang Mai yeni şehir anlamına geliyor.
Himalaya Dağı eteklerinde yer alan şehre, 1920’lere kadar sadece nehirden veya fil sırtından sık ormanlar geçilerek ulaşılabiliyordu. Başkent Bangkok’a 700 km uzaklıkta bulunan şehir, 1 milyona yaklaşan nüfusuyla ülkenin ikinci büyük şehri. Son 10 yıl da popülerleşmeyle birlikte, artan yoğun paket turizm aktiviteleri ile birlikte eski atmosferini de hızla kaybediyor.
Bu kültür şehri, meditasyon derslerinin verildiği üç yüzden fazla eski Budist tapınakları, kendilerine Karen-Padung denen uzun boyunlu kabilesi, zengin Thai mutfağının özel yemeklerini öğreten aşçılık kursları, ünlü alışveriş ve eğlence mekânı gece pazarı ile her yıl 1 milyondan fazla turisti kendine çekiyor.
Doğa ile iç içe yürüyüşleri, orkide ve kelebek bahçeleri, bambu rafting aktiviteleri, fil safarileri ile oldukça zengin aktiviteler sunan 700 yıllık şehir Chiang Mai, ünlü seyahat sitesi TripAdvisor’un, ‘Dünyada Görülmesi Gereken 25 Yer’ listesinde de yer alıyor. Hem yabancılar hem yerliler bu şehri seviyor.
İklimi Bangkok’tan daha ılıman, insanı rahat, arkadaş canlısı. Bazısı Burma ve Shan kökenli yüzden fazla Budist tapınağı yanında camiler, Hindu tapınakları, Sih tapınağı ve kiliseler şehrin hoşgörüsünün yansıması. Şehir, her zevke göre cafe, restoran ve mekanlarla dolu. Tam da yaşanılacak şehir.
Tayland’ın Kültür Başkenti: Chiang Mai Gezi Rehberi
Chiang Mai‘nin hangi yönüne yarım saat giderseniz gidin sizi bekleyen bir aktivite mutlaka karşınıza çıkıyor. Antik kalıntılar, müzeler, ulusal parklar, şelaleler, dağlarda veya vadilerde yürüyüş, kamp rotaları ve diğer eşsiz ve etkileyici atraksiyonlar doğa severler içi baştan çıkarıcı.
Bir de bunların üzerine kültürel zenginlikler, SPA ve lüks tatil seçenekleri eklenince neden dünyada görülmesi gereken 25 yer listesine girdiği anlaşılıyor. Dünyanın birçok yerinden gelip burada yaşayan çok olduğundan şehre Tayland’ın expat şehri tanımı sıklıkla yakıştırılıyor.
Kamboçya seyahatim sonrası döndüğüm Tayland’ta, önce Ko Samet adasına; devamında 1 gece kaldığım Pattaya’ya, sonrasında da başkent Bangkok’a geçmiştim. Rotamda Vietnam vardı. Vietnam vizesi önünde duran engeli, orada yaşayan bir iş adamı vasıtasıyla çözsem de karşımda yüksek bir maliyetten duruyordu. Yakın bir ülke olmasına rağmen uçuş maliyetleri de pek ucuz sayılmazdı.
Sırt çantamı alıp kendimi Bangkok tren garına attım. Bu rotamı tamamen kaybettiğim, neredeyse tamamen plansız seyahat etmeye başladığım yeni bir dönemin başlangıcıydı, artık önemli olan yolda olmaktı. Garın ekranlarında yazan, isimlerini dahi bilmediğim şehirlerin arasından en tanıdık gelene, Chiang Mai’ye tren bileti aldım (380 Baht, 22TL).
Sadece 1 saat sonra, 14.30’da kalkmış trenimin 2. sınıf vagonunda garip bir mutluluk içerisinde, yaşlı bir dede ile sohbet ediyordum. Ne o beni anlıyordu ne de ben onu, öylesine birbirimizle konuşuyorduk. Bir Tren Yolculuğu: Önemli Olan Varmak Değil Yolda Olmak yazımda o anın hikâyesini ve hissettirdiklerini paylaştım.
Camı olmayan ikinci sınıf trenin kompartımanının penceresinden üzerime düşen toz, toprak, yaprak ve böcekler arasında, melankolik bir ruh hali ve garip bir mutluluğun etkisinde, 17 saatlik bir yolculuk sonrasında, isten yüzüm kararmış olarak sabahın erken bir vaktinde Chiang Mai’ye vardım.
Bir şehre erken saate girmeyi seviyorum, taze bir serinlik içerisinde şehrin uyanışına şahit olmak güzel. Otel ve misafir evleri, restoran ve tapınaklar ile eğlence merkezlerinin yer aldığı şehrin tarihi merkezinin etrafı kanallarla çevrili. Ekonomik tatil fırsatları sunan şehrin hostel ücretleri ortalama 150 Baht (9TL) civarında iken, ekonomik otellerde 500 Baht (30TL) ödeyerek banyosu içerisinde, klimalı temiz bir oda bulmak mümkün.
Sokakta yemek 20-50 Baht, lokantalarda 30-100 Baht, Avrupa mutfağı sunan restoranlarda 100 Baht ödeyerek güzel bir yemek yenebilir. Şehir içerisinde ulaşım, songthaew adlı pikaplarla veya motosikletlerle 20 Baht ödenerek sağlanabiliyor. (Day 639: Tayland:6 Chiang Mai, 3 Mayıs 2012).
CHIANG MAI NEREDE
Chiang Mai, Kuzey Tayland’ın en büyük kenti ve Chiang Mai Eyaletinin başkenti. Tayland’ın en önemli kültürel merkezlerinden biri olan şehir başkent Bangkok’un 700 km kuzeyinde yer alıyor. Bangkok ve Isan bölgesinde yer alan Nakhon Ratchasima kentlerinden sonra ülkenin üçüncü en büyük şehri.
Tayland’ın en yüksek dağları bu coğrafyada yer alıyor. Bangkok’tan da geçen Chao Phraya Nehrinin önemli bir kolu olan Ping Nehri üzerinde, deniz seviyesinden 335 m yükseklikte verimli bir havzasının merkezine kurulu.
CHIANG MAI NASIL GİDİLİR
Bangkok’un 700 kilometre kuzeyinde yer alan Bangkok’tan Chiang Mai’ye gitmek biraz planlama yapmanız gerekiyor. En ucuzu ve en güzel trenle gitmek. Sabırsız, konfor düşkünü ve zamanınız azsa uçakla gidin tabi.
Bangkok’tan Chiang Mai’ye özel VIP Tur Otobüsü ile gidiş: Thai Sriram Transport firması bu iki şehir arasında seyahatin en pratik imkanını sunuyor. Özel klimalı VIP otobüs yolculuğuyla 14 saate sizi Chiang Mai’ye ulaştırıyor. Yolun orta kısımlarında bir mola veriyor.
Bangkok’ta sırt çantalı gezginlerin ana merkezi olmasıyla ünlü Khao San Road’dan gece otobüsleri saat 20.00’de ayrılır ve sabahın erken saatlerinde Chiang Mai’ye ulaşılıyor. Buradan da doğrudan otelinize ücretsiz transfer sağlanıyor.
Bangkok’tan Chiang Mai’ye havayoluyla gidiş: Bangkok’tan Chiang Mai’ye uçmak en kolay ulaşım şekli tabi. Tayland’ın yerel budget havayolları Nok Air ve Melazya kökenli çok sık kullandığım AirAsia gibi düşük bütçeli havayolu firmaları ile Chiang Mai’ye ucuza gidilebilir.
Budget uçuşlar için Bangkok’un Don Mueang Havalimanı kullanılıyor, uluslararası Suvarnabhumi Havaalanı (BKK) ile karıştırmayın. Suvarnabhumi’den Bangkok Airways Chiang Mai’ye uçuyor, fiyatları daha yüksek tabi. İki şehir arasındaki uçuş, seçtiğiniz havayoluna bakılmaksızın yaklaşık 1 saat 15 dakika sürüyor.
Bangkok’tan Chiang Mai’ye her hafta 50’den fazla uçuş var. Temmuz’dan Ekim’e kadar olan düşük sezonda uçak bileti fiyatları daha makul. Nisan ortasında 5 gün süren Tayland Yeni Yılı kutlaması Songkran‘da bilet fiyatları uçuyor. Bu dönemde yerinizden kıpırdamasanız daha iyi. Otellerde yer bulmak bile güç.
Chiang Mai’ye vardığınızda, havaalanından sadece birkaç dakika uzaklıktaki Eski Şehir merkezine bir tuk-tukla veya moto taksilerle gidebilirsiniz. Mümkün olduğu kadar taksi kullanmayın, kullandığınızda da önceden fiyat konusunda anlaşın.
Bangkok’tan Chiang Mai’ye Trenle gidiş: 2012’de Bangkok Hua Lamphong İstasyondan Chiang Mai’ye trenle gittim. Tren yolculuğu 12 ila 15 saat arasında bir sürüyor. Yataklı tren tercih ederseniz şehre vardığınızda güne aktif şekilde başlayabilirsiniz. Avrupa veya Türkiye’deki gibi dakik bir seyahat asla beklemeyin. Sürenizi esnek tutun.
Birinci sınıf bir seçerseniz, klimalı, hostesli ve restoranlı vagonda yolculuk yapabilirsiniz. Gündüzün giden 2. sınıf yataksız) klimalı tren nispeten rahat ve temiz ama 15 saat boyunca oturarak gitmeyi göze almanız gerekiyor. İkinci ve üçüncü sınıfta klima yok. Üçüncü sınıf biletlerde ise koltuk numarası ve önceden rezervasyon yok.
Bu trenler inanılmaz sıcak, kalabalık ve gerçekten rahatsız verici genelde. Ama hem çok ucuzlar hem de tam da otantik bir Tayland deneyimi sunuyor. Üçüncü sınıftan aldığım biletle bindiğim vagonun penceresi yoktu, hamam gibiydi ve sürekli dışarıdan böcek suratıma çarpıyordu. Bende ilginç duygular uyandıran bu seyahatti Bir Tren Yolculuğu: Önemli Olan Varmak Değil Yolda Olmak blog yazımda anlattım.
Thai Demiryollarının 18.10’da Chiang Mai’ye giden günlük yataklı treni ‘sadece bayanlar ve çocuklar’ için hizmet veriyor. Yalnız seyahat eden bir kadınsanız, bu tren rahat ve eğlenceli seyahat etmenin bir yolu olabilir kim bilir! Hangi treni seçerseniz seçin muhteşem pirinç tarlaları, zümrüt ormanlar ve kırsal yaşam manzaraları sizi bekliyor. Birinci sınıfta pencereler hep kapalı olduğundan ikinci ve üçüncü sınıfta manzarayı direkt görebiliyorsunuz.
Bangkok’tan Chiang Mai’ye Otobüs ile gidiş: Bangkok’un Mo Chit Otobüs İstasyonundan Chiang Mai’deki Arcade ana otobüs istasyonuna her gün 10-11 saatlik uygun fiyatlı yolculuk hizmeti veren bir çok otobüs şirketi var. Asya’nın en büyük online seyahat acentesi 12Go gibi web sitelerinden bilet alabilirsiniz.
Koltuk mesafesi daha geniş, otobüs içi ikram hizmetleri sunan VIP otobüsleri seçin. Tayland’ın en popüler otobüs taşıma şirketi Bangkok Busline aklınızda bulunsun. Düşük bütçe ile seyahat ediyorsanız en ucuz biletler Express otobüs koltuklarında sunuluyor.
Chiang Mai Gezilecek Yerler 📌
Chiang Mai, belki de tüm Asya şehirleri içerisinde, en kolay erişilebilir sportif imkanlara ve en zengin aktivitelere sahip şehirlerinden birisi. Chiang Mai turları listesi o kadar uzun ki içlerinden hangisini seçeceğinize karar vermek çok zor. Gezilecek yerlerin en önemlilerini kapsayanları seçeyim derseniz en az 3 tam gününüzü hatta 1 haftanızı ayırmanız gerekiyor.
Wat Doi Suthep ve Hmong Dağ Kabilesi Köyü, Doi Inthanon Ulusal Parkı Turu, Chiang Rai ve Altın Üçgene Tam Gün Gezisi, Eski Şehir Yarım Gün Bisiklet Turu ve adını sayamayacağım bir çok tur var. Buraya kadar gelip de bu aktivitelere katılmamak olmaz.
Ping Nehri Akşam Yemeği Turu, Geleneksel Dans Performansı ile Khantoke Yemeği, Gibbon Zipline Turu, 2 Günlük Whitewater Rafting ve Ziplining, Thai Aşçılık Okulu ve Pazar Turu gibi deneyim tabanlı çeşitli Chiang Mai turlarına da katılabilirsiniz. Motor kiralayıp yollara düşmek ise kendinize güveniyorsanız yapmanız gereken en iyi seçenek.
➤ Mae Hong Son Rotası, coğrafyanın dünyaca ünlü motosikletle gezi rotası. Chiang Mai gezilecek yerlerin ve şahane doğa harikalarının çoğu bu rota üzerinde. Çoğu hard gezgin bu rotayı yapmaya geliyor, yollar düzgün. En az 4 gün ayırmanız gerekiyor. Beğendiğiniz yerde daha fazla kalmayı düşünme ihtimalini de göze alınca Mae Hong Son rotasına 1 hafta ayırmak iyi fikir.
➤ Nimmanhaemin Yolu ise şehrin gösterişli merkez üssü. Butikler, el sanatları ve sanat galerileri, antikacılar ve harika yemek seçenekleri sunan kafe ve restoranlarıyla Chiang Mai’nin en modern bölgesi. Konaklama için siz bu sokağın yakınlarını tercih edebilirsiniz.
Chiang Mai Old City içerisinde yer alan Junior Guest House’da 3 gün kaldım. Her otel ve pansiyon tur da sattığından otel çalışanları gezilecek yerler ve yapılacak aktiviteler hakkında oldukça bilgililer. Resepsiyon görevlileriyle uzun muhabbetlere girerek, daha hiçbirini görmeden şehrin ilginç yerleri hakkında derin bilgiler edindim.
Resepsiyondaki görevlinin sunduğu çok çeşitli aktivite seçeneklerinden birini seçtim. Sabah 8.30’da minibüsle gelip otelden aldılar. 8 kişilik bir grupla Chiang Mai aktivitelerimize başladık. Kendiniz motor kiralayıp gezmeyecekseniz mutlaka birkaç tura katılın.
Etkileyici doğası, çeşitli aktivite seçenekleri, kültürel ve tarihi zenginlikleri ile çok sayıda yerli ve yabancı turisti kendisine çeken Chiang Mai’de yapılacak çok fazla şey var. Hala ekleyebileceğim çok şey var, bazı çok değerli yerlerden sadece birkaç cümle ile bahsedip geçmek durumunda kaldım. Oldukça kısa tutmaya çalışsam da çok uzun bir yazı oldu yine.
1. Chiang Mai Old City
Chiang Mai Old City, Eski Lanna Krallığının tarihi başkenti Chiang Mai’nin kültürel mirası açısından zengin en zengin yeri. Chiang Mai gezilecek yerler listesinden o yüzden en üste koydum. Eski Şehir surlarının ve hendeklerin hemen içinde hem de dışında gezeceğiniz birçok tapınak, müze ve görülecek ilginç yerler var. Tapınakları gezmek zamanda yolculuğa çıkmak gibi.
➤ Wat Chedi Luang, 1402’de yapılmış heybetli tapınağın chedisi (pagodası) Chiang Mai siluetinin bir parçası. Bir zamanlar, Tayland’ın en kutsal dini mirası Emerald Buddha’nın eviydi. Orijinali Bangkok Kraliyet Sarayı içerisinde olduğundan burada bir kopyası var. 1545 depreminde hasar gören chedi UNESCO fonlarıyla restore edilse de orijinal büyüklüğünün neredeyse yarısı boyutlarında şimdi. Yanında da Wat Phan Tao tapınağı yer alıyor.
➤ Wat Chiang Man, şehrin en eski tapınağı. 1296 yılında inşa edilmiş tapınak bir süre Chiang Mai’nin kurucusu Kral Mengrai’nin evi olarak hizmet etmiş. Tuğladan yapılmış devasa boyutlarda 15 fil sırtında binanın ikinci katını taşıyor. Kırmızı lak, altın varak ve renkli ayna mozaikleriyle ince bir zevkle dekore edilmiş.
➤ Wat Phra Singh, ünlü Wat Phra That Doi Suthep’den sonra belki de Chiang Mai’deki en çok saygı duyulan ikinci tapınak. Üç ana yapıya ev sahipliği yapıyor ama asıl ilgi göreni zarif bir şekilde dekore edilmiş ışıltılı toplantı salonu.
➤ Lanna Folklife Museum, yöresel gelenekler ve dini inançlar, giyim şekilleri hakkında ilginç bilgiler veren bir etnografya müzesi. Chiang Mai Historical Centre, bölgede yaşayan ve yaşayan insanlar hakkında, balmumu çalışmaları var. Chiang Mai City Arts and Cultural Centre, video sunumları, birebir ölçekli modeller, fotoğraflar içeren modern bir multimedya müzesi ve kültürel eğitim merkezi. Her üçünü tek bir bilet alarak ziyaret edebiliyorsunuz.
➤ Lak Muang, 1940 yılında daha eski bir ahşap bina üzerine inşa edilmiş hoş küçük bir tapınak. Chiang Mai’nin koruyucu ruhu Lak Muang’ın meskeni. Yanıbaşındaki devasa sakız ağacı 700 yıllık. İnanışa göre eğer bu ağaç yıkılırsa, şehri felaketlerin saracağına inanılıyor.
Tüm tapınaklar ücretsiz ziyaret edilebiliyor, akşam saat 20.00’ye kadar açıklar, saygılı kıyafetler giymeyi unutmayın. Chiang Mai Old City çok sayıda tarihi yere sahip ama yeşil alanı pek yok, Buak Hard Parkı ferah, bir nebze bu eksiği gidermiş.
2. Wat Bupparam
Wat Bupparam, Chiang Mai’nin en çok ziyaret edilen tapınaklarından biri. Burma etkisine sahip olan tapınak, Thapae Yolu üzerinde, Chiang Mai şehrinin eski girişi Thapae Kapısına 500 metre mesafede yer alıyor. Thapae Yolu, geçmişte tüccarların şehre girerken izleyecekleri rotaydı. Yolun bu konumundan dolayı üzerinde çok sayıda tapınak inşa edildi.
Wat Bupparam ilk olarak 1497’de inşa edilmiş. Ancak 1958’de Burma tarzında yeniden inşa edilmiş. Tapınak, ana tapınak salonundaki heybetli tik Buda görüntüsüyle tanınıyor. Ana salonun içinde iki kat bulunuyor. Zemin katta, biri ünlü Taylandlı bir sanatçı tarafından üniversite tezi olarak çizilen, modern dini sanatın temsilcisi resimler var. Bahçe alanının dışında tapınağa hediye olarak bağışlanan bazı ilginç Disney heykellerini de mutlaka görün.
🕘 Wat Bupparam ziyaret saatleri 08.00-17.00. Tapınak, haftanın 7 günü ziyarete açık. 💶 Wat Bupparam giriş ücreti 100 Baht.
3. Wat Phra Doi Suthep
Wat Phra Doi Suthep (Doi Suthep Tapınağı), kuzeybatıdan şehre bakan muhteşem dağda kuzey yıldızı gibi parıldayan muhteşem bir tapınak. Doi Suthep–Pui Milli Parkı içerisinde yer alıyor. Kökeni 700 yıl öncesine dayanan Lanna Krallığının ihtişamını görüyorsunuz. Tayland’ın önemli kutsal yerlerinde olduğudan Chiang Mai gezilecek yerler listesinizde mutlaka olmalı.
Dünya ve gökyüzü arasında geçişi simgeleyen, Tayland’daki en uzun naga (su yılanı) korkuluklarıyla çevrili 300 basamaklı bir merdivenden tapınağa çıkılıyor. Merdivenin dibinde, hediyelik eşya, antika ve aperitif satan satıcılar var. Bana zor gelir diyorsanız teleferikle zirveye çıkın (50 baht). İki iblisin heykelleri tapınak bölgesine girişini koruyor.
Hayranlık uyandıran tapınak, 24 metre uzunluğunda ve yukarıdan aşağıya altın kaplı bir chedi (anıt) ile taçlandırılmış. Geçmişi 14. yüzyıla kadar uzanan tapınağın chedisi hava güneşliyse adeta fener gibi parlıyor. Tapınak, Buda’nın birçok temsili, ayrıntılı ejderha heykelleri ve fil oymaları ile süslü.
Wat Phra Doi Suthep ziyaret saatleri 06.00-18.00. Tapınak, haftanın 7 günü ziyarete açık. Giriş ücretsiz. Şort giyiyorsanız, bacaklarınızı örtmek için sarong şart. Tapınağın arkasında muhteşem bir manzara sunan uzun bir trekking rotası var. Tapınağa 5 km’den daha yakın olan Hmong Kabile Köyünü de turunuza dahil edin.
Bhubing Palace (Phu Ping Sarayı), Doi Suthep Tapınağının 6 km kadar arkasında yer alan görkemli bir kraliyet tatil tatil evi. 1961’de inşa edilen sarayın ilk konukları Danimarka Kralı ve Kraliçesi olmuş. Tay tarzı sivri çatılı mimariye sahip Phu Ping Sarayı her gün 8.30 – 16.15 arası ziyarete açık. Şort, mini etek, kolsuz veya asklı kıyafetlerle giriş kabul edilmiyor.
4. Doi Suthep–Pui National Park
Doi Suthep–Pui National Park, Chiang Mai coğrafyasının en göz alıcı yerlerinden Doi Suthep, Doi Pui ve Doi Buakha’yı içine alan muhteşem bir milli park. Tüm yıl boyunca zümrüt renklerini koruyan yoğun ormanları dağların omuzlarında bir pelerin gibi asılı.
Milli Parkın girişi şehir merkezinden yaklaşık 15 km uzaklıkta. Girişten Doi Pui Tapınağına arabayla gitmek 40-50 dakika sürüyor. Tapınak ziyareti sonrası, milli park içerisinde yer alan Phu Ping Sarayını ve yüzlerce yıl içinde çok az değişen yaşam tarzına sahip Hmong kabilelerinin yaşadığı küçük tepe köylerini de ziyaret edebilirsiniz.
➤ Doi Pui Hmong Köyü (Doi Pui Mong Hill Tribe Village), otantik olmaktan daha çok turistik gibi, ancak yine de dağ kabilelerinin geleneksel yaşamı hakkında fikir vermesi açından ziyaret edilebilir. Geleneksel kıyafetler, el yapımı takılar, bambu el sanatları gibi ürünleri satın alabileceğiniz küçük dükkânlar var.
Doi Pui View Point’e çıkıp şahane manzaranın keyfini çıkarın. Küçük lokantalarından birinde öğle yemeği için mola verip, Chiang Mai’nin en ünlü yemeği khao soi’den sıcak bir kâse sipariş edin.
Şehrin en popüler aktivitelerinin yapıldığı Mae Sa Vadisi, Doi Suthep’in eteklerindeki Huay Kaew Şelalelesi milli parkta gezilecek yerler arasında. Dokuz kattan aşağı akan Monthathan Şelalesi parkın en popüler manzaraları arasında. Diğer önemli şelaleler Tat Mauk Şelalesi ve Mae Sa Şelalesi.
5. Wat Phra Doi Kham
Wat Phra Doi Kham (Temple of the Golden Mountain), genellikle Wat Doi Kham veya Altın tapınak olarak adlandırılan, kilometrelerce öteden görülebilen 17 merelik oturan Budha heykelinin olduğu gösterişli bir tapınak. 7. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilen tapınak, şehrin güney batısındaki bir tepenin üstünde yer alıyor. Manzarası enfes.
Bu tapınakta da büyük altın renkli Naga yılanlarının koruduğu 300 basamaklı merdivenle tapınağa çıkılıyor. Bangkok’taki Büyük Saray’a gittiyseniz, orada gördüğünüz devasa boyutlardaki kılıç kuşanmış birkaç Singha ve büyük beyaz aslan figürleri tapınağı koruyor.
Wat Phra Doi Kham ziyaret saatleri 06.00-18.00. Tapınak, haftanın 7 günü ziyarete açık. Giriş ücreti 100 Baht. Diğer tapınaklarda olduğu gibi omuzlarınızı ve dizlerinizi kaplatmanız şart, yoksa tapınak monklardan örtünmek için sarong kiralamanız gerek.
6. Bai Orchid and Butterfly Garden
Bai Orchid and Butterfly Garden (Bai Orkide ve Kelebek Bahçesi), renkleri ve güzellikleriyle gözleri kamaştıran orkideleri görebileceğiniz bir yer. Orkide, Tayland’ın ve Thai Havayolları’nın sembolü. Dünyada 25 binden fazla orkide çeşidi var.
Tayland, 860 çeşit orkide ile dünyanın en zengin orkide zenginliğine sahip ülkelerden biri. Ciang Mai’de ise 473 çeşit orkide cinsi bulunuyor. Bai Orkide ve Kelebek Bahçesi, Chiang Mai’nin hemen dışında yer alıyor. Bahçeden egzotik çiçekler ve fide satın alabiliyorsunuz. Altına batırılarak mücevherler haline getirilmiş taze orkideler dahi var.
🕘 Bai Orkide ve Kelebek Bahçesi ziyaret saatleri 07.30-17.00. Bahçe, haftanın 7 günü ziyarete açık. 💶Bai Orkide ve Kelebek Bahçesi giriş ücreti 60 Baht.
Kelebek Çiftliği orkide çiftliğinin hemen yanında, birbirinden ilginç binlerce kelebeğe ev sahipliği yapıyor. Bai Orchid and Butterfly Garden çiftliğinin kelebek bölümünde 1 yıl önce Fiji’de Couchsurfing evinde tanıştığım Belçikalı Aline’i görmek ise günün sürprizi oldu.
7. Chiang Mai National Museum
Chiang Mai National Museum (Chiang Mai Ulusal Müzesi), Kral ve Kraliçe’nin himayesi altında kuzey Tayland kültürünün ana müzesi. Şehrin tarih öncesi döneminden şimdiki ve gelecekteki seyrine bir yolculuğa çıkaran altı sergi bölümünden oluşuyor. Müze, Kuzey Tayland’ın ekolojisi, coğrafyası, doğal ve kültürel arka planının yanı sıra tarih öncesi yerleşimler hakkında bilgi veriyor.
Paha biçilemez sergiler, eski siyah beyaz fotoğraflar ve hatta bazı çarpıcı mobilyalar, mücevherler, çekmeceler ve diğer sergiler var. Kafe ya da hediyelik eşya dükkanı yok. Chiang Mai Old City’deki 3 müzeyi gezdiyseniz buraya vakit ayırmaya gerek yok. Ziyaret saatleri 09.00-16.00. Müze, çarşambadan pazara haftanın 5 günü ziyarete açık. Giriş ücreti 100 Baht.
8. Doi Inthanon National Park
Doi Inthanon Milli Parkı, gürül gürül akan nehirlerin ve görkemli şelalelerin süslediği muhteşem manzaralar sunan yemyeşil tropikal ormanlarla örtülü bir park. Engebeli dağlık bir araziye sahip bölge Tayland’daki en yüksek dağına sahip. Çoğunlukla granitten oluşan dağın en yüksek noktası 2565 metre.
Doi Inthanon Milli Parkı, Tayland’da kuş gözlemciliği için belki de en iyi yer. Park girişindeki ofisten park hakkında harita, rehber ve bilgi sağlayabiliyorsunuz. Parka ulaşmak için motosiklet veya araç kiralamak şart, turlar ise belkide en iyi seçenek. Buralar serin, hatta soğuk yerler, mevsimine göre giyinin.
The King’s Pagoda Doi Inthanon, park alanı içerisinde, Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej ve Kraliçe Sirikit’i onurlandırmak için inşa edilmiş iki pagodadan biri. Diğeri ise Kral’ın Pagodasına yakınında yer alan nefis peyzaja sahip Pagoda Nabhapolbhumisiri (Kraliçe Pagodası).
Kew Mae Pan doğa parkuru, Doi Inthanon içerisinde yer alan, şahane parkurlardan biri. sahip. Olağanüstü güzel doğa manzarasına sahip. Sık ormanlık alan nedeniyle uzman yerel Hmong dağ kabilesinden bir rehber kiralamak zorunlu. Yağışlı mevsimde, haziran – ekim arası kapalı.
Hmong Khun Ya Noi, Doi Inthanon Milli Parkı içerisinde yer alan, renkli işlemeli kıyafetlerine hayran olacağınız dağ kabilesi köyü.
Mae Yai Şelalesi, Tayland’daki en muhteşem şelalelerin bazılarına ev sahipliği yapan milli parkın en gözde şelalelerinden biri. 100 metre yükseklikten süzülüyor. Park girişinin hemen yakınındaki Mae Klang Şelalesi ulaşım olarak en kolayı. Zirvenin giden yolun ortasında yer alan Wachiratan Şelalesi ise 40 metreden dökülüyor.
9. Karen Long Neck Kabilesi
Karen Long Neck Kabilesi, uzun boyunlu kadınlar veya zürafa kadınlar olarak bildiğimiz Padaung Kabilesi. Tayland’ın bu Kuzey bölgesi çok sayıda etnik gruplara ve kabilelere ev sahipliği yapıyor. Bu bölge Tayland turları düzenleyen şirketlerin odağında önemli bir yere sahip.
Boyunlarına taktıkları halkalardan dolayı tüm dünyanın ilgisini çeken Karen Kabilesi’nin bir alt kolu olan bu kabilenin bu geleneğinin ardındaki hikâye ise çok eskilere gidiyor. Köyler ormanların derinliklerinde gizli halde iken, burada yaşayan kaplanların insanlara saldırdığı zamanlardan kalan bir gelenek olduğu söyleniyor.
Kaplan saldırılarına karşı erkekler silah kuşanırken, kadınlara da boyunlarına dizdikleri bu halkaları takmak kalmış. Diğer bir hikâyede de sadece dolunay zamanı doğan kızlara, bir kutsallık göstergesi olarak halkaların takıldığı söyleniyor. Dünyanın ilgisini çekmeyi başarmış bu kabilenin aslında bulundukları bu ülkede aslında mülteci olduklarını ise kim biliyor?
1980’lerin sonlarında Myanmar’da yaşanılan siyasi kargaşa sırasında yaşadıkları baskıdan dolayı Tayland’a sığınan kabilenin birçoğu hala Tayland devleti tarafından tanınmıyor. Okula gidemiyor, sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor ve resmi olarak çalışamıyorlar. Mülteci sayıldıklarından bulundukları köyden dışarı dahi çıkamıyorlar, aksi halde yakalanıp yeniden ülkelerine iade edilmeleriyle karşı karşıya kalabilirler ki hiçbirinin bunu istemediği biliniyor.
➤ Ban Mae Ab Nai köyü, ilginç etnik dağ kabilesi Karen Long Neck’leri bir köy. Gerçek köyden çok turistlerin bu ilginç kabileyi görmeleri için tasarlanmış bir pazar yeri gibi. Kitlesel turizmin yan etkisi. Sürdürülebilir projelerle bu tür girişimleri destekliyor olsam da çoğunlukla yereli aşan ticari organizasyonlarda kabileler sadece bir dekor olarak kullanılıyor.
Geçen yüzlerce yıllık zamanda yaşam tarzlarının değişmesi gibi, boyunlarına takılan halkaların anlamı da değişti. Boyunlarında ve dizlerinde sıra sıra bronz halkalar dizili çocuklar, kızlar ve kadınlar, turistler için hazırlanmış yapay köylerde ve pazarlarda turistlerden gelir elde etmenin bir aracı oldular.
10. Mae Taeng Vadisi
Mae Taeng Vadisi, Chiang Mai’nin kuzeyinde yer alan, yüksek dağların, jungle içeriside yaşayan vahşi hayatın hayat bulduğu bir yer. Çok sayıda egzotik kabilelerinde yer aldığı bu bölgedeki Mae Taeng Nehri ise rafting meraklılarını kendisine çekiyor. Bulunduğumuz mevsimde oldukça sakin akan nehirde göz alıcı bir doğa içerisinde 1 saatlik keyifli rafting deneyimi yaşadık.
Bir zamanlar lokal kabilelerin yaptığı gibi, geleneksel Tayland kağnı arabaları ile bozuk yollardan geçerek, fil safarisi yapacağımız yere geçtik. Bir açıdan geçmişi günümüzde yaşamaktı bu. Geçmişte köylülerin ihtiyaç için, belki zoraki ve keyifsiz yaptıkları şeyi biz modern dünyanın insanları keyif alıp eğlenmek için yapıyorduk. Buna turizm deniyordu.
➤ Bua Tong Şelaleleri (Yapışkan Şelaleler), galiba görüp görebileceğiniz en ilginç şelalelerinden biri olsa gerek. Chiang Mai’in Eski Kent’inin yaklaşık bir buçuk saat kuzeyinde yer alıyor. Basamaklı yapısından dolayı doğrudan kayalardan tırmanmanıza imkan veren bir yapısı var. Kireçtaşı yapısından dolayı kayma olmadığından rahatlıkla tırmanabiliyorsunuz. Zümrüt yeşili ormanın içerisinde krem rengiyle de güzel bir kontrastı var.
11. Elephant Nature Park
Elephant Nature Park, tur paketlerine dahil olan, grupların uğradığı bir fil çiftliği. Chiang Mai’nin çevresinde çok sayıda fil kampı var, birçoğu hayvanlara kötü muamele edip onları aşırı çalıştırıyor. Fil Tabiat Parkı bu yerlerden biri değil, burada fillere daha nazik ve saygılı davranılıyor.
Fil safarilerinden pek hazzetmesem de yarım saatli bir fil safarisi yapıldı. Bu tür aktivitelerde kullanılan fillerin hem sağlık hem de psikolojik durumlarının pek de iyi olduğu söylenemez. Öğlen yemeği sonrası ise bizi diğer bir popüler aktivite olan bambu rafting bekliyordu. Sakince akan sığ nehir üzerinde bambulardan yapılmış sallar üzerinde yarım saat süren sakin bir yolculuktu.
🕘 Elephant Nature Park ziyaret saatleri 08.30-19.30. Park, haftanın 7 günü ziyarete açık. 💶Elephant Nature Park giriş ücreti (bir günlük tur) 2.500 Baht.
12. Mae Tia Şelalesi
Mae Tia Şelalesi, yaklaşık 80 metre yüksekliğinde iki seviyeli basamaktan aşağı akan, Op Luang Milli Parkındaki en güzel şelale olarak kabul ediliyor. Güzel orman manzarasıyla çevrili kayalıklardan aşağı akıyor.
Trekking parkurlarıyla genellikle yürüyüş severlerin rotasına giren şelale can alıcı doğya ve doğal güzelliklere tanık olmak için rotanızda olmalı. Chiang Mai çevresinde 10’dan fazla şelale bulunuyor.
13. Elephant Jungle Sanctuary Chiang Mai
Elephant Jungle Sanctuary Chiang Mai, etik fil cazibe merkezlerinin öncüleri arasında. Yakındaki Karen tepe kabilelesi ve Chiang Mai halkıyla ortaklaşa yürütülen sorumlu bir turizm projesi. Turizm endüstrisine hizmet eden bu nazik devler çoğu fil safari çiftliğinde pek de iyi bakım altında değiller. Bizdeki faytoncular gelsin aklınıza. Bu çiftlikte kesinlikle fil safarisi yapılmıyor.
Chiang Mai’ye yaklaşık 60 km mesafede çeşitli geniş bir alana sahip Elephant Jungle Sanctuary Chiang Mai, 30’dan fazla fille ev sahipliği yapıyor. Tam günlük veya yarım günlük tur arasında seçim yapabiliyorsunuz. Tam günlük turlarda (2.400 baht) sabah 8’de sizi alıyorlar ve 1.5 saatlik bir yolculuk sonrası çiftliğe varıyorsunuz. Çiftlikte filleri besliyor, nehirde banyo yaptırıp, oynuyorsunuz.
Yarım günlük turlada ise (1.700 baht), tercihinize bağlı olarak sabah 08.00 veya 11.30 gibi sizi alıyorlar. Tam günlük etkinliklerle aynı şeyler var ama süre çok daha kısıtlı. Her birinin tadını çıkarmak için daha az zamanınız olacak. Çok sevdiyseniz çok daha vakit geçirebileceğiniz gecelik tur da mevcut.
14. Chiang Dao Mağarası
Chiang Dao, çoğu zaman gezginlerin radarlarına takılmayan enfes manzaraya sahip, küçük sakin bir kasaba. Chiang Mai’nin yaklaşık 70 km kuzeyinde yer alıyor ve Chiang Mai’den yolculuk arabayla yaklaşık bir buçuk saat sürüyor.
Chiang Dao Mağarası, Chiang Dao Milli Parkı içerisinde yer alan, 10-12 kilometre boyunca uzanan 100’den fazla mağaradan oluşan bir mağara kompleksi. Tham Seua Dao (540 m) ve Tham Phra Nawn (360 m) en çok ziyaret edilenleri. Tayland ve yerel Shan Halkı için kutsal bir yer olduğundan Chiang Mai’de her yerde görebildiğiniz chedi ile çevrili.
Mağaranın gezmesi yaklaşık 30 dakika ila 1 saat süren ana kısmı aydınlatılmış, kendiniz gezebiliyorsunuz. Daha derin karanlık kısımlara gitmek için gaz feneri kiralayıp kendiniz gezebiliyor veya yerel rehberlerden birini bir fenerle birlikte kiralayabiliyorsunuz. Chiang Mai veya Chiang Rai’den günübirlik gezi yapacak kadar yakın olsa da konaklamalı da gidilebilecek sakin bir yer.
15. Wiang Kum Kam
Wiang Kum Kam, Chiang Mai’nin yaklaşık 5 km güneyinde, Ping Nehri boyunca yer alan, tarihi 8 yüzyıl Haripunchai Krallığına kadar uzanan antik bir şehir. Site, hendeklerle çevrili 13. yüzyıldan kalma müstahkem bir kentin kalıntılarını içeriyor.
Wiang Kum Kam, 10 yıl boyunca Lanna imparatorluğunun başkenti olmuş. Kasaba sürekli sular altında kaldığı için, başkent buradan 1296’da yeni kurulan şehri Chiang Mai’ye taşınmış. Zamanla sel baskınlarının getirdiği çamur altına gömülen şehir yavaş terk edilmiş ve unutulmuş.
Kartpostallarda yaygın olarak tasvir edilen Wat Chedi Liam ve Wat Chang Kham da dahil olmak üzere bugün birkaç tapınak hala aktif ibadet yerleri olarak kullanılıyor. Taylandın çok ziyaret edilen Ayutthaya ve Sukhothai gibi yerlerine göre burası daha az biliniyor. Atlı araba veya bisikletle gezilebilir.
16. Bo Sang Handicraft Village
Bo Sang Handicraft Village, Eski Kent’in yaklaşık 9 kilometre doğusunda bulunan orta büyüklükteki zanaat köyü. Meşhur kağıt şemsiye yapımında uzmanlaşmışlar, belki instagramda görmüşsünüzdür. Kaliteli l sanatları ürünleri ve çiçek tasarımları ile de ünlüler. Bor Sang Köyünde cadde tarafındaki dükkanlar sıralanıyor.
Hünerli ellerin şemsiyeleri nasıl yaptıklarını izleyebileceğiniz dükkanlar var, oldukça fotojenik. Hepsi dut ağacının kabuğundan üretilen kağıttan yapılıyor. Denk gelirseniz ocak ayının her üç Cuma günü Bor Sang Şemsiye Festivali düzenleniyor. Tüm köy ve San Kampaeng bölgesinde sergiler açılıyor, yarışmalar düzenleniyor, geçit törenleri yapılıyor.
17. Chiang Mai Night Safari
Chiang Mai Night Safari, Singapur’daki örneği Singapore Night Safari çok tutulunca, onu modelleyen, açık bir tramvayla veya yürüyerek gezebileceğiniz üç hayvan bölgesinden oluşan bir park. Savanna Safari, Predator Prowl, Jaguar Trail bölümleri var. Vahşi hayvanları elle beslemek, kaplan yavrularını lazer ışık şovu ve dans eden çeşmesiyle ilgi çekici.
18. Chiang Mai Pazar Yerleri
Pazar yerleri gezisi Tayland deneyiminin her zaman önemli bir parçası. Bu kültür ne yazık ki bizim memlekette yok. Chiang Mai’deki diğer pazar deneyimlerinin tadını çıkarmak istiyorsanız, günlük geziniz sonrası Saturday Night Walking Street‘e veya Chang Klan Road’daki Night Bazaar‘a halkın arasına karışıp yerel lezzetler tatmak için enfes olur.. Daha az turistik bir şey için Mae Ping Nehri yakınındaki gündüz Warorot Pazarı‘na gidin.
Tha Pae Sunday Walking Street, Chiang Mai’de iyi sokak yemekleri ve alışveriş için uğrayabileceğiniz bir pazar. Chiang Mai Kapısı’nın hemen arkasında yer alıyor. El işi lambalar, bebekler, yastık kılıfları, doğal sabunlar, tütsü ve masaj yağları, giysiler, yerel el sanatları ve hayal edebileceğiniz her türlü hediyelik eşya satan satıcıları var.
Tezgahlar ilgi gördüğünden sokakta ilerlemek biraz zor, sabırlı olun. Dolaşmak, alışveriş yapmak ve yemek yemek için birkaç saat ayırın. Kalabalıklardan sıkılıyorsanız erken gidin.
Sunday Night Walking Street, ucuz ve lezzetli yiyecekleri bolca bulabileceğiniz bir pazar yeri. En sevdiğim Pad Thai, tavuk satay, kızarmış muz ve tatlı roti. Enfes tropikal meyvelerden ne bulduysanız tadın. Eğlenceli kaosun bir parçası olmanın tadını çıkarmaya çalışın.
Chiang Mai Gate Market (Chiang Mai Kapısı Pazarı), şehrin en iyi sokak lezzetlerinin bulunduğu yer. Her gece satıcılar Chiang Mai Gate’de kuruluyor. Pazar yerleri, özellikle de gece kurulanlar çok turist çektiğinden çok da yan kesici çekebilir, ceplerinize, çantanıza ve eşyalarınıza dikkat edin her zaman.
Warorot Pazarı, Ping Nehri’nin hemen yanında yer alan, yerlilerin alışveriş yaptığı yer olmasından dolayı daha uygun fiyatlar sunan bir market. Diğer pazarların çoğu gün batımı sonrası kuruluyor, ancak Warorot sabah erkenden açılıyor ve karanlık çöktüğünde kapanıyor. Pazarın yan sokaklarında Tepe Kabilesi Tay el sanatları ürünlerini daha ucuza bulabiliyorsunuz.
19. Pai
Pai, Tayland’ın kuzeyindeki Mae Hong Son eyaletinde, Myanmar sınırının yakınında, Mae Hong Sona kuzey yolundaki Chiang Mai’nin 146 km kuzeybatısında küçük bir kasaba. Pai Nehrinin çevresinde kurulu kasabaya Chiang Mai’den 3 saatlik bir otobüs yolculuğu ile ulaşılabiliyor. Yolun manzarası ise tam bir efsane. Dağların arasında ormanlık vadilerden giden kıvrım kıvrım yolda 762 viraj olduğu söyleniyor.
Pirinç tarlaları, bungalovlu, havuzlu butik otelleri ve hatırı sayılır hippi nüfusuyla kasaba sadece huzur arayan ve her şeyden uzaklaşmak isteyenlerin buluşma noktası. Şelale ve termal su kaynaklarıyla hem doğa hem de sağlık turizmine de hizmet eden Pai’de güneşin batışını izleyebileceğiniz en iyi yer ise Pai Kanyonu.
Pai şehir merkezindeki Walking Street, havanın kararmasıyla birlikte kabuk değiştiriyor. Cadde boyunca açılan stantlarda takı ve hediyelik eşyaların yanı sıra sokak lezzetleri de satılıyor. Mojo Jazz ve Blues Cafe, hippilerin takıldığı, kasabanın kültürünü deneyimleyebileceğiniz bir mekan.
20. Chiang Rai
Chiang Rai, Tayland’ın en kuzeyinde yer alan şehir. 200 bin kişilik bir nüfusa sahip olan Chiang Rai, MS 1262’de Kral Mangrai döneminde başkent olarak kurulmuş. Chiang Mai’nin 180 km kuzeyinde yer alan şehir tapınakları, sanatı, dili, mutfağı ve müziğiyle Lanna kimliğini yansıtıyor.
Gece hayatı, alışveriş ve alternatif mekanlarla karşılaştırıldığında Chiang Mai’nin yanına yaklaşamayan şehirde yerel halk merkezdeki saat kulesi çevresinde zaman geçirmeyi tercih ediyor. Gece Pazarı, Cumartesi Yürüyüş Yolu ve Caz Festivali ile yıl boyunca farklı etkinliklerin gerçekleştirildiği şehirde Mae Kok Nehrinin manzaralarına tanık olmak için en iyi yöntem ise tekne kiralamak.
Herkese hitap edecek bir şeyleri olan Kuzey Tayland’ın en büyük kentlerinden Chiang Mai‘de yapılcak şeyler ve gezilecek yerlerin tamamını tek seferlik ziyarete sığdırmak mümkün değil. Tekrar tekrar gidilecek kadar baştan çıkarıcı. Benim gözümde tütüyor doğrusu.
Day 640: Tayland:7 Chiang Mai, 4 Mayıs 2012
Birçok kere Tayland’a gitmeme rağmen hiç gitmedim bu şehre. 12 Şubat’ta yine Tayland’a gideceğim ama yine buraya gidemeyeceğim. : (
tayland’da en çok expatın yaşadığı yerlerden birisi. Türkleri de görebilirsiniz burada. yaşanılası yer.
Mart 2015’te Padaung Kabilesinin yaşadığı bölgeye yaptığımız ziyarette rehberimiz Tayland hükümetinin kabile halkına köylerinin dışında da yaşam hakkı tanıdığını, artık çocukların okula gidebildiklerini ancak boyunlarındaki halkalardan dolayı çocukların okula gitmek istemediklerini, yeni neslin de okula gidebilmek için halka takmayı istemediğini anlattı.
Bu arada köyün dışında ilginç bir maymun vardı. Diğer maymunlar gibi beslenme alışkanlığını bırakmış, sadece pirinç ile besleiyor, erkeklere bir zarar vermiyor ama kadınları anında ısırıyordu.
Uzun boyunlu kabileleri çok görmek istiyorum. belgesellerde hep mrakla izliyorumç Çok ilginç geliyorlar bana.
Taylandın kültür başlkenti, bir çok yabancı burada yaşamayı ve yaşlanmayı tercih ediyor. Güzel iklimi, uygun yaşam maliyetleri ve doğası…
Bence seyahat etmek hayal kurmaktır. Yazılarınız hem hayallere ışık tutuyor hem de ulaşılabilir kılıyor. Teşekkürler.
Yola çıkacak olmanın verdiği hazzı bilir misiniz? Peki ya yolda olmanın! Hele bir de ruh eşinle birlikte çıktığın belirsiz rotanın sana göstereceği heyecanların. Geceyi nerede geçireceğini düşünmeden çadırının sana her yeri barınak olarak sunduğu imkanın. Bir süreliğine de olsa düzenden uzaklaştığın konar-göçerliğin tadı bambaşkadır. Tadı özlenilendir, vazgeçilmezdir.
Sizin rotanızda olmanın verdiği hazzı düşünemiyorum bile!
Kesinlikle gidilip görülesi bir yer olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar hiç yurtdışı deneyimim olmadı ama çocukluğumdan beri, özellikle Uzak Doğu ve Mısır kültürüne merakım oldu. Sizin sayenizde de gitmiş kadar oluyorum. Emeğiniz ve paylaşımlarınız için içten teşekkürler.
Çok güzel bir yazı yazmışsınız. Gezeceğim yerler listesine sayenizde burayı da ekledim. 🙂
Öncelikli görmek istediğim yerlerden bir tanesi, umarım şanslılardan olurum…
Bangkok kesin olmakla birlikte, rotaya Chiang Mai mi, yoksa Phuket Adası mı alınmalı. Hangisini tavsiye dersiniz?
Phuket Adası, deniz-güneş-kum üçlüsü yanında oldukça hareketli bir gece hayatı vaadediyor. Bunun yanında Koh Phi Phi tekne turları ve James Bond Adası gibi dünyaca ünlü yerlere ulaşmak için de ana destinasyon.
Chiang Mai ise ülkenin kültürel başkenti. Serin bir iklime sahip, yapılacak çok sayıda aktivite sunuyor. Fil safarileri, kano turları, çiftlik ziyaretleri, Uzun Boyunlu Kabile Karen Köyü…
Tatil odaklı bir gezi düşünüyorsanız Phuket, Farklı bir kültürü, renkleri yakından tanıyayım istiyorsanız Chiang Mai olabilir.
Eğer vaktiniz varsa, belki ikisini bir arada da yapabilirsiniz. Bildiğim kadarıyla Chiang Mai’den Phuket’e direkt uçuşlar bulunuyor.
ÇOK AMA ÇOK GÜZEL YERLERMİŞ BURALAR. KEŞKE GİTMEK NASİP OLSA VE PATTAYA’YI DA ÇOK BEĞENDİM. TAYLAND ÇOOOK AMA ÇOK GÜZEL BİR ÜLKE. KEŞKE SIK SIK GİDEBİLSEM. ÜLKEMİ ÇOK SEVİYORUM AMA DESELERDİKİ HANGİ ÜLKEDE YAŞAMAK İSTERSİNNNNN. KESİNLİKLE TAYLAND’DA YAŞAMAK İSTERDİM DERDİM. ALLAH TÜRKİYE’Yİ DE TAYLAND’I DA KORUSUN. TÜRKİYE’DEN SEVGİLER, SAYGILAR, SELAMLAR TAYLAND.
Eski gelenekleri yaşatan kabileler, bana göre bu dünyada en güzel ve gerçek yaşayan insanlar. Asıl onlar bu dünyanın sahipleri. Biz dünyayı rezalet hale getirdik. Her yer metal ve beton. Binalar arasına sıkışıp kaldık. Hayat hep stres. Bu insanların da problemleri var, ama bizimki gibi sorunlu yaşantıları yoktur.
Sokağa çıksan sorun,trafik sorun, işe gidersin patron sorun, markete gidersin fiyatlar sorun, eve gelirsin faturalar… TV’yi açınca zaten sorundan başka bir şey görünmüyor… Kaçıp gidecem bir gün.
Chiang Mai ile ilgili yazılarda ne kadar otantik olduğunu okudum. Ancak turizm her zaman bu güzelliği satarak, bozulmasına sebep olan bir şey…:( üzücü
“Bir şehre erken saate girmeyi seviyorum, taze bir serinlik içerisinde şehrin uyanışına şahit olmak güzel.” Bir şehrin uyuması da beni çok etkiler. Yavaş yavaş ortalık sakinleşir, birer ikişer çekilir canlılar sokaklardan, teker teker söner lambaları evlerin. Sessizliğin sesini duyar insan, durup hiç dinlemediğmiz ruhumuzun taa derinlerinden.
Şehirleri anlamak için şehrin 24 saatini görmek gerek. Şehrin uyanışını, canlanışını, gün batımını ve hava karardıktan sonraki karakterini görmek gerek. Gündüzün sıradan görünen bir şehir gece çok çekici olabiliyor. Yada gece bir ölü gibi duran bir şehir gün ışıklarıyla birlikte bambaşka bir kimliğe bürünebiliyor.
Şehirler de insanlar gibi, gündüzü ve gecesi farklı, baharı, sonbaharı da farklı.