İspanya’nın başkenti Madrid, sanat, moda, mimari, kültür ve spor zenginlikleri Avrupa’nın en özel şehirlerinden biri. Avrupa Birliği’nin Londra ve Paris’ten sonraki en büyük üçüncü şehri Madrid, İspanya’nın politik merkezi ve İspanyol aristokrasisinin de yaşadığı merkez.

İber Yarımadasının kuzeydoğusunda bulunan kent, tam ortasından geçen ünlü Manzanares Nehrinin manzarasıyla da çok güzel bir şehir siluetine sahip. Alışverişin her daim canlı olduğu caddeleri, tarihin izlerini tüm görkemiyle yansıtan bulvarları, hoş atmosfere sahip kafeleri, leziz tapasları ve Flamenko ruhunun futbol coşkusuyla bütünleştiği Madrid, Avrupa’nın en merak edilen şehirlerinden biri.

madrid gezilecek yerler

İspanya’nın kalbi Madrid, tarihî yapıları, meydanları, sarayları, müzeleri ve yemek kültürü ile tipik bir İspanyol şehrinin bütün özelliklerini yansıtıyor. Diğer Akdenizli kentler gibi deniz kıyısında olmanın yarattığı romantizminden biraz uzak, yüksek bir plato üzerinde kurulu.

Franco zamanında kenti kuşatan banliyölerden yükselen beton bloklar şehrin tarihi dokusunu biraz gölgelemiş. Ancak Madridlilerin yaşama tutkusu ve canlılığı şehrin negatif yönleri anında size unutturyor.

Malta

Bürokratik Avrupa başkentlerinin erken yatan, sabah erken kalkan şehirlerine tezat, gece yarısından sonra daha da kalabalıklaşan bir şehir Madrid.

Madrid Gezilecek Yerler

Yürüyerek zevkle keşfedilebilecek bir kent Madrid. Şehrin hakkını vererek gezmek için en az 3 tam gün ayırmak gerek. 1 haftalık bir Madrid planı ile kentin altını üstüne getirebilirsiniz. Hem de Madrid çevresinde de görülmesi gereken çok değerli tarihi yerlere de vakit ayırmış olursunuz.

Siesta zamanı dükkanlar kapalı ve tabi müzeler de. Öğlen yemeğinizi 14.00’e akşam ise 22.00’ye göre ayarlamaya çalışın. Öğle yemeği için Madrid’in en eski ve renkli yererinden kapalı pazar yeri Mercado de San Miguel’e gidin.

Madrid gece yaşayan bir şehir. Şehri keşfederken kendinizi siz de bu atmosfere göre ayarlayın. Erken uyumayı düşünmeyin. Günlük geziden sonra otelnizde dinlenip gece 9-10 gibi dışarı çıkın. Geceyi doya doya, tutkuyla yaşamak bir Madrid geleneği.

Madrid’in tarihi merkezini Amerikan tarzı modern bir metropole bağlayan Castellana Bulvarı ve Puerta del Sol meydanı bu Madrid yerel canlı hayatın en iyi görülebileceği yerler.

İlham veren bir sanat turu için şehrin en güzel yürüyüş yollarında biri olan tarihi bulvarı Paseo del Prado; alışveriş tutkunlarının, yerel halkın ve turistlerin gözdesi olan Madrid’in Büyük Yol’u, en önemli ve geniş caddesi olan Gran Via bir uçtan diğer uca yürümeniz gereken caddeler.

1. Puerta del Sol

madrid gezisi

Madrid’i gezmeye başlamak için başlangıç noktası olarak seçebileceğiniz, şehrin en hareketli meydanı olan Puerta del Sol, İspanyolcada ‘Güneşin Kapısı’ anlamına geliyor. Puerta del Sol, Madrid’in sembolü haline gelen Ayı ve Kocayemiş Ağacı Heykeli’ne (El Oso y El Madrano) de ev sahipliği yapıyor.

Meydan Ispanya’daki yolların başlangıç noktası sayılıyor, saat kulesinin bulunduğu tarafta bir kaldırım taşı üzerinde, ülkedeki tüm uzaklıkların ölçüldüğü sıfır kilometre (Kilometre Zero) işaretli. Don Kişot ve Sanço Panço’nun heykeli yine bu meydanda. Haftasonları gece yarısından sonra iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık ve canlı.

2. Plaza Mayor

madrid gezilecek yerler blog

Plaza Mayor, Madrid’in ünlü tarihi meydanı. Geçmişte ölüm cezasına çarptırılan suçluların idam edildiği, taç giyme törenleri ve boğa güreşi gösterilerine ev sahipliği yapıyordu. Meydanın dört köşesini çevreleyen barok tarz binalardaki balkon ve pencere bolluğu hemen göze çarpıyor. Meydanın ortasında bulunan heykel ise Plaza Mayor’u inşa ettiren Kral III. Felipe’e ait.

Şehirde sevincin, üzüntünün paylaşıldığı, yerel halkın buluşma yeri olan meydan günümüzde daha çok protesto gösterileri ve kutmalarla öne çıkıyor.B oğa güreşleri, taç giyme törenleri, kraliyet düğünleri, turnuvalar ve hatta yargılama ve infazlar burada yapılmış. Yaklaşık 50 bin kişi buradan aşağıda olup bitenleri rahatça izleyebiliyor.

Plaza Mayor Meydanı, şık ama pahalı kafe ve restoranlarında oturup sangrianızı içip, sokak sanatçılarını izlerken anın tadını çıkarabileceğiniz bir adres.

Meydandan başlayıp Almudela Kilisesine kadar uzanan Calle Mayor ise Ortaçağ Madrid’inin ana caddesi. İspanyol yerel lezzetlerini tadabileceğiniz Mercado de San Miguel‘de bu cadde üzerinde.

3. Almudena Katedrali

madrid nereler gezilir

Madrid Kraliyet Sarayı’nın yanı başında bulunan görkemli Almudena Katedrali gotik mimarisiyle görülmeye değer bir kilise. Adını yerine yapıldığı, Arapça kale anlamına gelen ‘el mudayna’ isimli eski bir camiden almış. Mağribi camii 1083’te Madrid Müslümanlardan geri alınca yıktırılmış.

İnşa süreci 100 yıldan fazla süren (1879-1993) katedral, Prens Felipe’nin düğününe de ev sahipliği yaptığından şehrin anılarında önemli bir yere sahip. Günümüzde Madrid Roma Katolik başpiskoposluk bölgesi’nin kutsal merkezi. Almudena Katedrali’ne giriş ücretsiz. Katedraldeki müzeye giriş ücreti 6€. Katedral her gün 09.00–20:00 arası ziyarete açık. Madrid gezilecek yerler listenizde muhakkak olsun.

4. Madrid Kraliyet Sarayı

madrid görülecek yerler

Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real de Madrid), renkli mimarisiyle şehrin sembollerinden biri. Avrupa’nın en lüks ve en büyük saraylarından biri olan Madrid Kraliyet Sarayı, günümüzde yalnızca resmi törenler sırasında kullanılıyor. 2800 odalı bir ihtişam abidesi. 130 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğindeki çehresi inanılmaz bir yapı olduğunu kanıtlar nitelikte.

Her biri farklı bir tarzda dekore edilmiş odaları, porselen motifleri ve el işçilikleriyle Madrid gezilecek yerler listesine alınması gereken bir yer. Palacio Real’de ortaçağ döneminden kalma silah ve zırhlar sergileniyor. İspanya’nın ilk zamanlarında kullanılan ilaçların da bulunduğu Pharmacia adında ayrı bir odayı da ziyaret edebilirsiniz. Sarayın arka ksımında olan Sabatini Bahçeleri’ni de ziyaret edebilirsiniz.

5. Debod Tapınağı

madrid debod tapınağı

Mısır’ın Aswan şehrinde bulunan bu tarihî tapınak, 1960’larda zarar görmeye başladığında UNESCO’nun yaptığı koruma çağrısına cevap veren İspanya Hükümeti tarafından buraya taşıdı.

MÖ 2. yüzyılda Mısırlılar tarafından inşa edilen Debod Tapınağı, 1968’de Mısır Hükümeti tarafından Madrid’e bağışlanmış bir yapı. Yaşam ve bereket sembolü ‘men’i sembolize eden kabartmalarıyla öne çıkan Debod’un çevresinde Parque del Oeste’nin bahçeleri yer alıyor.

6. Calle Gran Via

madrid sokakları

Gran Via Caddesi, Madrid’in kültür, sanat ve alışveriş dünyasının kalbi. Caddede tiyatro ve sinema salonlarının yanı sıra birçok mağaza ve kafe de yer alıyor. Bu kafelerden birinde oturup önünüzden akan kalabalığı gözlemlemek çok keyifli.

Gran Via Caddesi üzerinde, sizi tarihte gezintiye çıkmış hissi yaşatan binaları izlemenin keyfini sürebilirsiniz. Caddenin sonunda yer alan AZOTEA Teras Bar Madrid’i kuşbakışı seyredebileceğiniz etkileyici bir manzaraya sahip.

Gran Via Caddesinin sonunda yer alan Plaza de Espana, Madrid’in ilk gökdelenleri olan Torre de Madrid ve Edificio de España binalarına ev sahipliği yapıyor. Meydan ortasında ünlü Cervantes Anıtı ile Don Kişot ve Sancho Panza Heykelleri’ni gözden kaçırmayın.

Plaza de España, Madrid şehir merkezinin kuzeybatısında yer alıyor. Plaza Mayor’dan, şehrin ana merkezi Gran Via’a ile Plaza de Cibeles’e doğru yürüyebilirsiniz.

7. Plaza de Cibeles

madrid gezilecek yerleri

Plaza De Cibeles (Kibele Meydanı), aralarında şehrin postanesi olan Banco de Espana’nın da bulunduğu özgün binalarla çevrilmiş muhteşem bir meydan. Adını Roma doğa tanrıçası Kibele’den alan meydan, neoklasik heykelleri ve çeşmesiyle ünlü. Hem Madrid hem de meydan için sembol hâline gelmiş birçok tarihi yapıyla çevrili. Çeşmenin tam ortasında Kibele’nin (Kybele) at arabasında oturduğu muhteşem heykel son yıllarda Madrid’in ikonu kabul ediliyor.

Meydanın güneydoğu tarafında Palacio de Cibeles (Kibele Sarayı) yer alıyor. Açılışı 1919’da yapılan ve uzun yıllar İspanya Posta İdaresi’nin merkezi olan sary, içinde çeşitli etkinliklerin ve sergilerin düzenlendiği bir kültür merkezine dönüştürülmüş. Saraydan başka Banco de España, Palacio de Linares ve Casa de América da meydanda görebileceğiniz önemli tarihi yapılar.

8. El Retiro Park

madrid görülecek noktalar

Retiro Park (Parque Del Retiro), Madrid’in en fazla yeşil alanına sahip 130 hektarlık bir bölgesini kapsıyor. Yaklaşık yüz yıl önce halka açılan, Madridlilerin nefes almak, dinlenmek, zaman geçirmek için toplandığı bri yer. Şehir merkezinin doğusunda bulunan park, sokak müzisyenleri, jonglörleri, ressamları ve falcılarıyla çok renkli.

Parque Del Retiro’ya adımınızı attığınız anda sokak müzisyenlerinin tınıları ve huzurlu görüntüsü sizi içine alıyor. Parkın içinde bulunan El Estanque Gölü’nde tekne gezisi yapabilir, şeffaf saray Palacio de Cristal’i ziyaret edebilir, Palacio de Velazquez’de sergilenen koleksiyonları görebilirsiniz.



El Retiro Park’a çok yakın olan Puerta de Alcala, Madrid’in sembollerinden. Şehrin göbeğindeki Plaza de la Independencia’nın ortasında bulunan granitten yapılma bir geçiş özelliği gösteren Alcala, Carlos III tarafından şehri güzelleştirme reformların bir parçası olarak 1778’de Sabatini tarafından yaptırılmış. Şehrin temsili kapısı, yapıldığı dönemde Avrupa’nın en büyük kapısı olarak bir hayli ün kazanmış.

El Retiro parkının karşısında kalan bölgede Madrid’in ünlü kültür üçgenini oluşturan Reina Sofia, Prado ve Thyssen müzeleri var. Müzeleri gezdikten sonra gelip parkta dinlenmek iyi fikir olabilir.

9. Thyssen-Bornemisza Müzesi

Thyssen Bornemisza muzesi-madrid

Thyssen-Bornemisza Müzesi (Museo Thyssen-Bornemisza), Madrid’de görülmesi gereken önemli müzelerden. Sanat meraklısı iş adamı Baron Hans Heinrich Thyssen-Bornemisza’nın özel resim koleksiyonunu barındırıyor. İçerisinde Rubens, Picasso, Lichtenstein, Van Gogh, Pollocak, Bacon gibi birçok sanatçının özel koleksiyonlarını görebilirsiniz.

Klasik ve çağdaş batı sanatının birçok örneğine sahip zengin koleksiyonuyla, dünyanın en önemli sanat koleksiyonu müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. Müzenin mağaza bölümünde birbirinden ilginç ürünler bulabilirsiniz.

Thyssen’den sonra, Himalaya sedirleri, akçaağaçlar ve selvilerin sıralandığı bulvarın sol kanadından ilerlediğinizde, dünyanın en prestijli müzelerinden Prado’ya ulaşıyorsunuz.

10. Prado Müzesi

prado müzesi madrid

Prado Müzesi (Museo Nacional Del Prado), Madrid’de en çok ziyaret edilen müze unvanına sahip. Dönemin İspanyol kraliçesinin Paris Louvre Müzesi’ni ziyaret ederek çok etkilenmesi üzerine yapılmaya başlanan müze 18. yüzyılda Neo-Klasik üslupta inşa edilmiş.

İçerisinde Valezquez’in meşhur Las Meninas’sı ve Goya’nın La Maja Desnuda gibi eserlerinin bulunduğu yapı, yılda yaklaşık üç milyon ziyaretçi ağırlıyor. Madrid’in en prestijli müzesi 8 binden fazla tabloya, 5 bin çizime, bin para/madalyaya ve birçok heykel koleksiyonuna sahip.

Goya’nın duygusal gücüyle savaşın dehşetini yansıtan, geleneksel tasvirlerden uzaklaşarak resim sanatında çığır açan eserlerin dışında, Velázquez’in 1656’da tamamladığı başyapıtı Nedimeler görülmeli

2019’da 200’üncü yaşını kutlayan müzeye Goya Kapısı’ndan girmeyi tercih ederseniz müzenin tam karşında yer alan Goya Heykelini de görebilirsiniz. Paseo del Prado’dan bulvarı yürümeye devam ettiğinizde Reina Sofia Müzesine ulaşıyorsunuz.

11. Reina Sofia Müzesi

madrid gezilecek müzeler

Reina Sofia Müzesi (Museo Reina Sofía), Madrid’in ikinci büyük müzesi. Çağdaş sanatın önemli örneklerini sergileyen Reina Sofia’nın bulunduğu yapı, 1983’e kadar hastane olarak kullanılmış. Yirminci yüzyıla ait en önemli eserleri görebileceğiniz müzede, Picasso, Miro, Henry Moore ve Francis Bacon gibi büyük sanatçıların eserleri bulunuyor.



Modern sanat müzesinde Picasso, Miro ve Dali’nin eserlerin sergilendiği ayrı salonlar var. Savaş trajedilerini ve savaşın bireyler üzerindeki acı etkisini görselleştiren Picasso’nun Guernica adlı eserini görülmeli. Ayrıca müzenin birinci ve üçüncü katlarında geçici sergilere de yer veriliyor. Eğer sanat meraklısıysanız Reina Sofía Müzesi yakınlarındaki Dr. Fourquet Sokağını mutlaka gezin.

12. Rastro Market

Rastro Market (El Rastro), Calle Embajadores ve Ronna de Toledo arasında kurulan Madrid’in en ünlü bitpazarı. On dokuzuncu yüzyıldan bu yana aynı yerde kurulmaya devam eden pazarda, ikinci el giysilerden, antikalara, askeri eşyalardan, ev dekorasyonunda kullanılan objelere dek pek çok şey var.

Puerta de Europe ikiz kuleleri, Madrid ve İspanya’nın, Avrupa’ya karşı ekonomik gücünü simgeliyor. 1990’ların sonlarında yapılan kuleler Chamartin Tren İstasyonu’nun hemen yanında bulunuyor.

CaixaForum, Madrid’in en modern simgesi. Yalnızca modern sanat sergileri ile değil aynı zamanda dış görüntüsünde de dikey olarak tasarlanmış 15 binden fazla bitki bulunan bahçesiyle de modern bir görüntü çiziyor.

1850’de açılan dünyaca ünlü Madrid Operası, Ortaçağ’ın ilk yıllarında Müslümanlar tarafından yaptırılan ve merkezde bulunan Arap Duvarı (Muralla Arabe), La Latina’daki San Miguel Bazilikası görülecek diğer önemli yerlerden.

Efsane futbol kulübü Real Madrid Stadyumu spor meraklılarının ilgisini çekebilir. Stadyumdaki müzede kupalar sergileniyor, futbolun efsane isimlerinin hikâyelerini anlatılıyor. Ben gitmedim ama siz Madrid gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz belki.

Las Ventas Arenası (Plaza de Toros de Las Ventas), 1931’de yapıldığı günden bu yana 25 binlik izleyici kapasitesiyle boğa güreşinin doğduğu yerlerden. En az Madrdi kadar ünlü olan arena, Madrid’in doğusundaki Salamanca Bölgesi’nde yer alıyor. Fas ve Arap mimari tarzının baskın olduğu, dünyanın en ünlü, İspanya’nın da en büyük arenası olan Las Ventas’da Eylül ve Mart ayları arasında konserler, Mart-Ekim aylarında ise boğa güreşi gösterileri düzenleniyor.

Chueca bölgesinde ise takılabileceğiniz her tarzda bar ve mağazalar var. Biraz vitrin dolaştıktan sonra Salamanca’nın zarif sokaklarına doğru devam edebilir ve en lüks markaların bulunduğu Calle Serrano’yu gezebilirsiniz.

1 Yorum

  1. Çok sevdim bu şehri. Gittim, 3 gün kaldım bayıldım. Sokakalr canlı, güvenli, insanlar çok güler yüzlü, herkes rahat, yemekler güzel…💕💕💕

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz