El değmemiş doğal güzellikleri ve bölgedeki vahşi yaşamı gözler önüne seren safari turlarıyla, macera peşinde koşan gezginlerin gözde destinasyonlarından olan Afrika, birbirinden etkileyici ülkelere ev sahipliği yapıyor.
Doğal güzellikleri ve zengin yeraltı kaynaklarıyla bilinmesine rağmen sömürge yaşamının etkisiyle ekonomik açıdan zor zamanlardan geçen bu coğrafya, keşfedilmeyi bekleyen şahane noktalarıyla, tüm zorluklara ve acılara direniyor. İşte kara kıta Afrika’nın görülmeye değer o enfes ülkelerinden bazıları.
Dünyayı tanımak için hep denizlere, göllere değil zaman zaman zorlu coğrafyalara gitmek, bilindik hayatları değil, saklı hayatları keşfetmek istiyorsanız eğer maceracı yapınız sizleri yakında yollara düşürecek demektir.
Kendine has kültürü, etnik kabilelerin halihazırda sürdürmekte oldukları yaşam şekilleri, büyük şehirlerdeki kolonizasyon döneminden geriye kalan mimarisi, yerel mutfağı, her ülkenin kendine endemik muhteşem fauna ve florası ve binlerce yıllık tarihçesiyle 54 ülkeyi barındıran, gezginleri kendine hayran bırakan Afrika Kıtası sizler için biçilmiş kaftan.
Bu değişik coğrafyaların bazılarına ulaşmak ekstra çaba gerektirse de gösterilen çabanın sonucunda karşınıza çıkacak olan eşsiz doğa, deneyimleyeceğiniz değişik yaşam şekilleri ve tatil anılarınızı sığdırdığınız fotoğraf kareleri sizler için bir ödüle dönüşecek.
Afrika’da Gezilecek Ülkeler
1. Kenya – Dünyanın safari cenneti
Dünyanın en büyük doğa göçüne ev sahipliği yapan Masai Mara Rezerve Bölgesi sayesinde milyonlarca turist çeken Kenya, doğal yaşama tanıklık etmek isteyenlerin gözdesi. Masai Mara’nın yanı sıra David Sheldrick Fil Yetimhanesi, Nairobi Müzesi ve ülke kültürünü yansıtan kabileler de Kenya’nın popülerliğinde büyük rol oynuyor.
Kendine has sürprizleri, zıtlıkları barındıran, Afrika’nın Paris’i, başşehir Nairobi’ye mutlaka iki gününüzü ayırın. Zürafa Merkezi’nde zürafaları besleyin, David Sheldrick Fil Yetimhanesi’ndeki yavru fillerin sabah gösterisini kaçırmayın. Nairobi Demiryolu Müzesi’nde Mombasa ile Uganda’yı birleştiren tren yolu tarihçesi ilginizi çekecek. Ulusal Nairobi Müzesi Kenya’nın zengin kültür mirasını objelerle ve doğasını bu topraklara endemik padalyalarla gözler önüne seriyor.
Ulusal Nairobi Parkı kısıtlı vakitte rahatlıkla “Ben de safari yaptım!” diyebileceğiniz nitelikte. Dünyanın safari cenneti Kenya’da vahşi hayvanları gözlemleyebileceğiniz parkların en ünlüsü Ulusal Masai Mara Rezervi. Öküzbaşlı antilop ve zebraların senede iki kere Masai Mara ile Serengeti arasındaki göç şöleni bu rezervi ünlü kılıyor. Geleneksel yaşamlarını sürdürmekte olan ünlü Masai Kabilesi’nin köylerinden birini ziyaret edin
Müslüman nüfusun yaşadığı, Hint Okyanusu kıyısında yer alan Mombasa, bir zamanlar buralarda hakimiyet sürmüş olan Umman Krallığının, hatta bir dönem buralara kadar uzanmış olan Osmanlı’nın izlerini taşıyor. Safari yorgunluğunuzu atmanız için Mombasa civarındaki uçsuz bucaksız kumsallar sizi bekliyor.
Daha fazla bilgi: Yaşamımdan Süzülen Afrika / Siyah İnci Yayınları
2. Tanzanya – Big Five ve tarihe açılan kapı – Zanzibar
UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan Serengeti Milli Parkı, Afrika’nın en yüksek noktası olan Kilimanjaro Dağı ve flamingolarıyla ünlü Magadi Krater gibi birbirinden harika doğa alanlarının bulunduğu Tanzanya, özellikle balayı çiftlerinin akın ettiği bir tatil cenneti olan Zanzibar’la da hayranlık uyandırıyor.
Ekvator’un güneyinde yer alan, yıl boyu ılık bir havanın hâkim olduğu tropikal iklimli Tanzanya keşif için sınırsız seçenekler sunuyor. Afrika’nın en yüksek noktası olan Kilimanjaro Dağı’nın erimeye yüz tutmuş karlarını görmek için elinizi çabuk tutmalısınız.
UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan parklarından Serengeti Milli Parkı’nda öküzbaşlı antilop ve zebraların Masai Mara’ya göç şölenine tanıklık edin, ya da flamingoların diyarı Magadi Krater Gölü’yle ünlü Ngorongoro Milli Parkı veya Manyara Gölü Parkı’nda Afrika’nın ünlü Big Five’ının peşine düşün.
Deniz tatili müptelaları Zanzibar Adası’nı rotanıza mutlaka ekleyin. Gezinize süslü kapılarıyla ünlü başşehir Stone Town ile başlayabilirsiniz. Yerel yelkenli bir dhow’a atlayıp yunusların peşine düşün. Mnemba Adası‘nda şnorkel ya da tüplü dalış yapın. Adaya özgü baharatların özelliklerini katılacağınız baharat turunda öğrenebilirsiniz. Zanzibar’ın minik Hapishane Adası’nda yaşam süren dev kara kaplumbağalarını beslemek hayli keyifli. Jozani Ormanı Milli Parkı’nın sakinleri Kırmızı Colombus‘ları hareketsiz yakalayıp fotoğraflamak ayrı bir maharet gerektiriyor. Tanzanya’dan eşsiz anılarla döneceksiniz.
3. Güney Afrika – Afrika Kıtası’nın Modern Yüzü
Kış aylarının soğuk havasından kaçmak isteyenlerin uğrak adreslerinden olan ve Cape Town, Sun City, Pilanesberg ve Johannesburg gibi yerleriyle büyüleyen Güney Afrika Cumhuriyeti; görkemli manzarasıyla ünlü Masa Dağı, Kruger Milli Parkı ve Ümit Burnu’nun batı kesiminde yaşayan sevimli penguenleriyle sizi bekliyor.
Afrika Kıtası’nın modern yüzü, varsıl ile yoksulun keskin bir çizgi ile ayrıldığına şahit olacağınız Johannesburg, muhteşem doğası ve kozmopolit şehir hayatıyla Güney Afrika’da parıldıyor. 19. yüzyılda topraklarında altın madenlerinin bulunmasıyla büyük bir göç dalgası yaşayan diğer adı Joburg olan şehirde maden işçileri için kurulan, Afrika’nın en büyük gecekondu mahallesi olan Soweto’ya turlar düzenleniyor.
Bu bölgede Nelson Mandela ve Desmond Tutu’nun özgürlük hareketlerinin izlerini süreceksiniz. Güney Afrika’nın vahşi doğasını gözlemlemek için Kruger Milli Parkı veya başkent Pretoria yakınına kurulu olan Sun City’deki safari parklar ideal.
Yeryüzündeki iki okyanusa birden kıyısı olan tek kent Cape Town’u rotanıza eklemelisiniz. Mandela’nın 18 yıl hapis yattığı Robben Adası mutlaka görülmeli. Masa Dağı’nın zirvesinden şehre panoramik bir göz atabilirsiniz.
Ümit Burnu‘nun batısındaki koylarda yaşayan minik penguenlerin ve kürklü fok balıklarının çıkarttıkları seslere fotoğraf makinanızın “klik”, “klik” sesleri karışacak. Sıcak güneş ve verimli toprakların ürünü leziz Güney Afrika şaraplarından birini yudumlarken yoğun geçen keyifli tatilinizden geriye sadece güzel anılarınız kalacak.
4. Etiyopya – İnsanlığın Beşiğine Yolculuk
Etiyopya, 102 milyonu aşkın nüfusuyla Afrika’nın en kalabalık ikinci ülkesi konumunda. Bu kalabalığın içinde göze çarpan farklı etnik gruplar, dinler ve diller ise Etiyopya coğrafyasına renk ve güzellik katan en önemli unsurlardan. Etiyopya, zengin kültürel dokusunun yanı sıra insanoğluna ait bilinen en eski fosilin sergilendiği Ulusal Müzesiyle de biliniyor.
Etnik gruplar, diller, dinler, coğrafya, iklim ve toprak örtüsündeki şaşırtıcı farklılıktan dolayı Etiyopya’yı en iyi tanımlayan sözcük “çeşitlilik”.
3200 metre rakımlı Entoto Tepesi’ne tırmanıp başşehir Addis Ababa’ya bir göz atın. Addis Ababa Ulusal Müzesi ile Etnografya Müzesi’nde Etiyopya’nın eşsiz tarihine şahit olacaksınız. Charles Darwin’in hayatın Afrika’da başladığı görüşünün somut kanıtı hominid Lucy’nin replika iskeleti de Ulusal Müzesi’nde.
Tarihin bir grup insan tarafından hâlâ yaşanmakta olduğunu deneyimleyeceğiniz, İnsanlığın Beşiğine yapacağınız yolculukta listenize, dikilitaş mezar başlarıyla ünlü Aksum’u, on iki monolitik kilisesiyle bilinen, Afrika’nın Kudüs’ü Lalibela’yı, Mavi Nil Şelalesi‘ni, Tana Gölü’ndeki manastır Ura Kidane Mihret’i ve İmparator Fasilidas’ın şehri Gondar’ı mutlaka ekleyin.
Etiyopya’nın güneyinde yer alan Omo Vadisi’nde kadınların güzellik simgesi olarak taktıkları kil dudak tabaklarında, uzun değneklerle dövüşülen mevsimsel düellolarında, kadınların kırbaçlanma ritüellerinde, erkek çocukların “boğadan atlama” seremonilerinde Afrika’nın izlerini hâlâ sürülmekte. Omo Vadisi bugün işte tam da bu ritüellere tanık olabilmek, “Batı’nın hayalinde yaşayan Afrika”yı iliklerinde hissetmek isteyen turistlerin tercihi.
Daha fazla bilgi: İnsanlığın Beşiğine Yolculuk / Oğlak Yayınları
5. Cibuti – Okyanusların Sakin Devleri, Balina Köpekbalıkları
Aden Körfezi‘nin Kızıl Deniz‘le buluştuğu yerde, Afrika Boynuzu’nun kuzeydoğusunda yer alan Cibuti’ye balina köpekbalıklarının kıyılarında durakladığı Kasım ile Şubat ayları arasında gitmelisiniz. Sadece planktonlarla beslenen bu sakin dev balıklarla yüzerken aynı zamanda Kızıl Deniz’in mercan resiflerini kendilerine yuva bellemiş olan rengarenk balık çeşitlerini de fotoğraflama şansına erişirsiniz.
Vahşi doğası maviden zümrüt yeşile eklenen Goubet kıyıları yılda 300 gün aralıksız 15 ila 30 knot arası esen rüzgârıyla uçurtma sörfü meraklılarını kendine çekiyor. Keşfedilecekler listenize Abbe ve Assal Krater Gölleri’ni mutlaka ekleyin.
Kireçtaşı oluşumlu dikit şömineleriyle ünlü Abbe Gölü’nün yüzyıllar önce kurumuş olan topraklarında yürürken kendinizi başka bir gezegende gibi hissedeceksiniz. Tadjourah Körfezi’nin batısındaki, deniz seviyesinin 155 metre altında bulunan, Afrika Kıtası’nın en alçak noktası olan Assal Gölü kıyısında duraklayıp tuz ticareti yapan yerel halkı deve kervanlarıyla birlikte fotoğraflayabilir, hatta tuz yoğunluğu hayli yüksek olan gölde yüzebilirsiniz.
6. Ruanda – Sisteki Goriller
1994’te yaşanan katliamla tanıdığımız, geçmişinden ders almış olan Ruanda geleceğe güvenle bakıyor. Ruanda tarihini öğrenmek için başşehir Kigali’deki Gisozi Soykırım Müzesi’ni, İkinci Cumhuriyet Müzesi’ni, Nyamata Memorial Sitesi ile Ntarama Memorial Sitesi’ni gezmenizi öneririz. Kigali’deki rengarenk Kimironko Pazarı ilginizi çekecek.
Uganda, Kongo ve Ruanda sınırları arasında bulunan Kinigi Ulusal Volkanik Park’ında 2500 – 4000 metre rakımda, sisler içinde vahşi doğada yaşayan gorillerle aynı ortamda bir saat geçirmek hayli keyifli. Üç ayrı zorluk seviyesinden birini seçip goril safari yapılabilirsiniz.
Dik eğimli kaygan zeminde yürümek hayli zorlu da olsa gümüşsırt ve ailesi ile geçireceğiniz dakikalar size yorgunluğunuzu unutturacak. Eğer kurallara uyar ve ani hareketler yapmaz, sesli konuşmazsanız goriller sükunetlerini bozmadan günlük hayatlarına devam edeceklerdir. Bu değerli anları ölümsüzleştirdiğiniz fotoğraflarınız ömür boyu hatıralarınızı canlandırmanıza yardım edecek.
7. Madagaskar Adası – Lemüryenlerin memleketi
Sokaklarında insanların sel olup aktığı; herdem sıkışık trafikte satıcıların aracınızın camını tıklattığı başşehir Antananarivo capcanlı bir şehir. Shakespeare’in “Dünyada her yer sahne” deyişi gibi Tana da rengarenk, adeta canlı bir tiyatro sahnesi. Tananarive Zoma Pazarı’nda adaya özgü vanilya satın alabilirsiniz.
Koyu renk tenli, çekik gözlü, Asya ile Afrika ırkının güzel bir karışımı olan ada halkı size Paul Gauguin‘ın, Tahitili Kadınlar tablosunu anımsatacak. Afrika Kıtası’ndan milyonlarca yıl önce ayrılan Madagaskar hâlâ zengin fauna ve floraya sahip. Yağmur ormanlarıyla kaplı Masoala Ulusal Parkı’nda adaya endemik hayvanlar yaşam sürüyor.
Bunlara en güzel örnek 33 değişik türüyle lemüryenler. 500 yıl boyunca yöneticilere ve soylulara ev sahipliği yapmış Ambohimanga’nın Kraliyet Tepesi ilginizi çekecek.
Adanın güneyinde yer alan Ifaty sahilleri ile İle Sainte Marie dalış için ideal. 800 yıllık baobab ağaçlarının gölge yaptığı Baobab Yolu boyunca bir yürüyüşe ne dersiniz? Deniz ve güneş tatili için Madagaskar’a bağlı küçük bir ada olan Nosy Be’yi tercih edebilirsiniz. Doğada sakin bir tatil için Isalo Ulusal Parkı ideal.
8. Angola – Kara Afrika’ya Dair Her Şey
Eski Portekiz sömürgesi, 2002 senesine kadar iç savaşla boğuşan ülke, yaralarını sarmış olarak kapılarını turizme açtı. Angola’yı keşfetmek için Mayıs – Ekim ayları ideal sezon. Başşehir Luanda’nın dışına çıktığınızda, derme çatma kulübelerin ve rengarenk sandalların yer aldığı şirin balıkçı köylerini göreceksiniz.
Yoksul halkın huzurlu yaşamı yüz ifadelerindeki dinginlikten okunuyor. Pazar ayinlerinden birine mutlaka katılın. Rengarenk bubularına bürünmüş hanımlar ayin sırasında şarkı söyleyip, canlı müzik eşliğinde dans ediyorlar. Ulusal Esaret Müzesi köleliğin tarihçesini gözler önüne seriyor.
ortekizliler tarafından kurulmuş olan, bir dönem şehri savunan Saint Miguel Kalesi gezilebiliyor. Rio Karnavalı’nın minik bir kopyası olan Angola Karnavalı da hayli ilgi çekici. 14 Kilometre Pazarı’ndaki buralara özgü hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.
Angola doğal parklarıyla, Luanda’ya karadan bağlantılı tropik Mussulo Adası’yla, sahil şeridi Ilha, Luanda’nın güneyinde dalga sörfü ile ünlü Cabo Ledo ve Santiago plajlarıyla, bungalovlarında doğanın sesini dinleyerek konaklayabileceğiniz Ria Longa ile, değişik bitki örtüsüyle ve yaşam koşullarını kabullenmiş, herdem mütebessim halkıyla sizleri kendine bağlayacak.
9. Fildişi Sahili – Güler Yüzlü İnsanların Ülkesi
Batı Afrika’nın gözde şehirlerinden biri olan, ülkenin ekonomik başşehri Abidjan, Vridi Kanalı’nın da açılmasıyla önemli bir deniz limanına dönüşmüş. Geleneksel el sanatlarının sergilendiği Ulusal Müze’yi mutlaka gezin. CAVA Pazarı’nda Afrika’ya özgü objeler bulabilirsiniz.
Treshville’den kalkan tekne Charles de Gaule Köprüsü’nün altından geçerek şehrin en elit bölgesi Cocody’ye doğru yol alırken lagünün kenarındaki gökdelenler sizi Manhatten’da gibi hissettirecek. St. Paul Roma Katolik Katedrali’nin rengarenk vitrayları ve ilginç mimarisi dikkat çekici. Gün batımında parıldayan gökdelenleriyle ünlü Le Plateau’daki Fransız tarzı kafeler günün yorgunluğunu atmak için ideal.
Banco Milli Parkı Afrika’nın yağmur ormanlarına güzel bir örnek. Banco Nehri kıyısındaki açık hava çamaşırhanesinde çamaşır çitileyen erkekler alışık olmadığınız bir manzara.
Abidjan’ın doğusundaki, Fransız kolonizasyon döneminin ilk başşehri Grand Bassam’ın sokaklarında dolaşırken büyük verandalı, ahşap kepenkli, metruk evleri fotoğraflayın. Kabile yaşamı ve yerel giysilerin sergilendiği Ulusal Kıyafet Müzesi de hayli ilginç. Günün yorgunluğunu uçsuz bucaksız plajda yapacağınız yürüyüş akabinde Atlas Okyanusu’nda yüzerek giderebilirsiniz.
10. Zambiya – Adrenalin Merkezi
Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesinde de yer alan Viktorya Şelaleleri, Zambiya’ya gitmek için başlı başına bir sebep olabilir. Muhteşem bir doğayla karşılaşacağınız bu ülkede, bungee jumping ve yamaç paraşütü gibi adrenalin dolu etkinliklere de katılabilirsiniz.
Başşehir Lusaka’da sokakların temizliği ve insanların güler yüzlülüğü dikkat çekiyor. Ulusal Lusaka Müzesi’nde Zambiyalı çağdaş sanatçıların eserleri, fotoğraf ve dokümanlar ülkenin tarihine ışık tutuyor. Zambiya’nın ilk Cumhurbaşkanı Kaunda’nın bağımsızlık hareketini başlattığı, müze evini mutlaka ziyaret edin. Köy Pazarı’nda Afrika’ya dair hediyelik objeler bulacaksınız.
Dünyanın yedi harikasından biri olan, yerel dilde Gürleyen Duman diye anılan Viktorya Şelaleleri’ne en az iki gününüzü ayırın. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne dahil olan şelaleler, Zambiya ve Zimbabve sınırındaki Zambezi Nehri üzerinde yer alıyor. Şelaleler adrenalin tutkunları için biçilmiş kaftan. Bungee jumping, ULM, helikopter veya motorlu yamaç paraşütü ile şelaleleri kuş bakışı fotoğraflayabilirsiniz.
Livingstone’daki Maramba Yerel Pazarı ve Livingstone Müzesi’ni de gezilecekler listenize ekleyin. Günbatımında Zambezi Nehri’nde yapacağınız tekne gezisi esnasında suaygırlarını, uyuklayan timsahları, karabatakları gözlemlerken gökyüzünü maviden kızıla, kızıldan mora boyan güneşin büyüsüne kapılacaksınız. Vahşi hayvan popülasyonu açısından hayli zengin olan komşu ülke Botsvana’ya günü birlik geçebilir, ünlü Big Five’ı görebileceğiniz bir safari yapabilirsiniz.
11. Namibya
Afrika’nın güneybatısında yer alan Namibya, kusursuz güzelliğiyle büyüleyen 50 bin kilometrekare genişliğindeki Namib Çölü, ilginç gelenekleri ve yaşam biçimleriyle şaşkınlık uyandıran kabileleri, devasa kum tepeleriyle ünlü Sesriem-Sossusvlei ve ürkütücü görüntüsüyle fotoğraf sanatçılarını cezbeden Dead Vlei gibi yerleriyle göz kamaştırıyor.
12. Botsvana
Afrika’da safari denildiğinde ilk akla gelen yerlerden biri olan Botsvana, izlerken soluksuz bırakan vahşi yaşamı, enfes doğal güzellikleri keşfetme imkanı sunan kamp alanları ve saatler boyu süren geziler yapılabilen yürüyüş noktalarıyla, doğa aşığı turistlerin en sevdiği ziyaret noktalarından biri.
Kara kıtanın gizemli ve büyüleyici dünyasını görüp, dünyanın bambaşka bir yüzüyle tanışmaya hazırsanız, Afrika yolculuğuna çıkma vakti gelmiş demektir. Bu ülkelere gitmeden önce almanız gereken bazı sağlık önlemlerini TC. Sağlık Bakanlığı internet sitesinden öğrenebilirsiniz. Vizesiz Afrika ülkeleri için ilgili linkte bilgi alabilirsiniz.
Afrika, doğal güzellikleri, zengin kültürü ve yaban hayatı ile gezginler için büyüleyici bir seyahat noktasıdır. Afrika’da gezmek istediğim birçok yer var. Bunlardan bazıları
Kruger Ulusal Parkı, Güney Afrika
Masai Mara Milli Parkı, Kenya
Piramitler ve Antik Mısır Tarihi, Mısır
Victoria Şelalesi, Zambiya/Zimbabve
Cape Town, Güney Afrika
Serengeti Milli Parkı, Tanzanya
Marrakech, Fas
Zanzibar Adası, Tanzanya
Kalahari Çölü, Namibya
Okavango Delta, Botsvana
Mükemmel bir blog okudum.Emeğinize sağlı.