Röportaj vermekten pek hazzettiğim söylenemez. Özellikle de yüz yüze olmayan röportajları çoğunlukla ret ediyorum. Ancak www.yenimedya.co sitesinden arkadaşım Behice Sayat bir röportaj yapmak isteyince kendisini kıramadım. Neredeyse 1,5 yıllık bir gecikmeyle, taslaklarda duran röportajı yayına ancak girebildim.

1. Kendinizden biraz bahseder misiniz?

Seyahati soluk almak, yemek içmek gibi bir ihtiyaç olarak ifade eden ve kendini hep bir gezgin olarak kabul eden biriyim. Dünyayı dolaşmayı, farklı kültürlerin renklerini tanıyarak fotoğraflamayı ve yazmayı kendime yaşam tarzı olarak belirledim.

Herhalde işimi kaybetmeseydim bunu kolay kolay yapamazdım. Çok klişe bir hayat yaşıyordum. Sabah 8, akşam 6 iş, kariyer yapayım derdiyle geçen bir yaşam…

Kemal Kaya Roportaj

İngilizce öğrenmek ve seyahat etmek en büyük tutkularımdı. 14 yıllık profesyonel bir iş dünyasından kriz ile birlikte işten çıkarılmakla, hayallerimi gerçekleştirmek için hayatımın fırsatını yakaladım. Bu amaçla önce Tayland’a gidip 1 ay tatil yapıp, oradan Yeni Zelanda’ya geçip 6 ay kadar dil eğitimi aldım.

Malta

O arada okula bir süre ara verip yeni Zelanda’da yaptığım 1 aylık gezi tüm hayatımı değiştirdi. Sırt çantasıyla yaptığım gezim sonrasında, dönmemeye ve imkânlarımın el verdiği müddetçe de seyahat etmeye karar verdim.

2010 Ağustos ayında memleketten ayrılmıştım, 685 gün sonra Haziran 2012’de, neredeyse 2 yıl sonra memlekete döndüm.

Seyahat etmek bana özgür olduğumu hissettiriyor. İstediğim ve ihtiyaç duyduğum zaman seyahat edebiliyorsam özgürüm diye düşünüyorum.

2. Gezi bloggeri olmanız nasıl gelişti.

Öncesinde profesyonel iş dünyasında kariyer yapan ve hayatının sonuna kadar bu dünyanın içerisinde kalmayı planlayan biriyken, şimdi tek amacı gezmek, keşfetmek, yazmak ve paylaşmak olan biriyim. Satış-pazarlama uzmanı olarak başladığım seyahatimden bir gezi yazarı ve blogger olarak geri döndüm.

Seyahatimin başında sadece kendim için notlar alıyordum, sonra bu günlük tutmaya dönüştü. Arkadaşlarımın önerisiyle bu günlükleri blog açarak paylaşmaya başladım. Şimdiyse, deneyimlerimi ve edindiğim bilgileri bir rehber olacak şekilde aktarmaya çalışıyorum.

Gezdiklerim ve gördüklerime okuyucuların beklentisi de eşlik ediyor. Gezdiğim yerleri biraz da okuyucunun gözleriyle görmeye gayret ediyorum.

Kemal-Kaya-Fotograf

İnsanın kendi kültürünü iyi bilmesi gerekiyor. Sadece bununla kalmayıp diğer kültürleri de derinden öğrenmeye ve önyargısız bakmaya çalışmalı diye düşünüyorum. Bu gerçekten çok heyecan verici.

Profesyonel iş dünyasında çalışırken sık sık seyahatlere çıkardım, ancak o tarz seyahatler daha çok tatil kavramıyla eşdeğerdi. Şimdilerde tamamen özgür bir ruh haliyle gezme imkân ve fırsatım var. Bu ruh halimle global düşünüp yerel yaşamak anlayışıyla yolda olmayı seviyorum.

3. Bloglarınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

yoldaolmak.com, gezgindunyası.com ve gezievreni.com adlı web sitelerim ile bunların dışında, ara ara ilgilendiğim, 5-6 web sitem daha bulunuyor.

yoldaolmak.com web sitesi ile gezdiğim ülkeleri internete taşıyorum. Burada seyahat etmek isteyenler yol gösterici yazılar ve destinasyonlar hakkında gezi rehberleri yazıyorum, ipuçları veriyorum. Sadece kendi yazılarıma yer veriyorum, kendi fotoğraf ve videolarımı kullanıyorum.

gezgintech.com ise benim için biraz deneysel alan gibi bir yer. Burada ismimi ön plana çıkarmadan, dünyadaki ilginç ve güzel yerler, seyahat rotaları, sağlık ve yaşam için pratik bilgiler, pasaport ve vizesiz ükeler bilgileri hakkında yol gösterici yazılar yayınladığım bir portal.

Bloggerlik

Hava yolu şirketleri, ülkelerin turizm tanıtım ofisleri ile destinasyon tanıtımları konusunda işbirliği yapıyorum. Bunun yanında turizm şirketleri ve seyahat sektöründe hizmet veren bazı kurumlarla çalışmalarım var. Deneyime dayalı bilgilerimi okuyucularımla paylaşıyorum.

Bazı web sitelerine ve gezi bloglarına teknik konularda danışmanlık yapıyor, editörlük yapıyorum. Yürüttüğüm projeleri, ticari endişeden uzak, her iki tarafın da kazandığı bir platformda yürütmeyi seviyorum.

4. Dünyanın hangi ülkelerine seyahat ettiniz, en sevdiğiniz lokasyon hangisiydi?

Sırt çantalı seyahatim öncesi, daha çok turist olarak Danimarka, İsveç, Dubai, Mısır, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Macaristan, İngiltere, Fransa, Almanya, Ukrayna ve Tayland’ı gezmiştim. 685 gün süren sırt çantalı seyahatimde ise sırasıyla; Tayland, Yeni Zelanda, Fiji, Avustralya, Endonezya, Malezya, Singapur, Borneo, Filipinler, Laos, Kamboçya ve İran’da bulundum.

Bu liste aslında çok uzun. Bu süreçte gördüklerim ve deneyimlediklerim bir ömre bedel. Yeni Zelanda’nın olağanüstü doğasına şahit olmak, Avustralya’nın çöllerinde Aborjinlerin 40 bin yıllık duvar yazılarına görmek, Filipinler’deki UNESCO Dünya Mirası olan 2000 yıllık pirinç tarlalarının seyrine dalmak, Borneo’nun yağmur ormanlarında yürümek; elektriğin, televizyon ve telefonun olmadığı Laos’un dağ köylerinde kalmak; Bali ve Fiji’de köpekbalıklarıyla dalış yapmak ve yüzmek, Tazmanya’da karavanla seyahat etmek…

Karavanla Gezi

Bu uzun süreli dünya turu gezimden döndükten sonra 2 defa tekrar Asya’ya gittim. Balkanları bir uçtan bir uca gezdim. Önceki hafta Akdeniz’i kapsayan bir gemi turundan döndüm. Akdeniz kıyısında yer alan tüm şehirler ve köyler beni etkiliyor. Bu yüzden İtalya, Fransa ve İspanya’yı; Asya ve Okyanusya’da olduğu gibi karış karış gezmek istiyorum.

Bir gezgin ve fotoğraf çekmeyi seven biri olarak renkli bir kültüre sahip ülkelere gitmeyi seviyorum. Bu ülkelerde kokular, renkler, tatlar ve sesler arasında ülkeyi ve kültürü keşfetmek heyecan verici.

5. Başınıza gelen ilginç olaylar nelerdi.

Kendimi şu anda böyle bir röportaj ortamında bulmaktan daha ilginç ne olabilir ki! Klasik bir hayattan, hiç öngörmediğiniz veya hayallerinizde bile yer vermediğiniz bir boyutun tam ortasındayım şimdi. O nedenle yaşadığım her an artık ilginç geliyor bana.

Seyahatte başıma gelen ilginç olaylar ise sanırım kitaplara sığacak kadar uzun ve detaylı. Seyahat ederken başınıza ilginç olay gelmiyorsa bir yerde bir şeyleri eksik yapıyorsunuz demektir.

Sumatra Ormanları
Sumatra Ormanları

6. Türkiye’de gezi bloggerliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gezi bloggeri olmak kolay bir şey değil. Ciddi zaman ve emek harcamanız gerekiyor. Malum modern dünya insanında olmayan bir şey bu. Bir çok blogger, zaman bulup da seyahate çıktığında dönüp, sonrasında vakit buldukça deneyimlerini aktarmaya çalışıyor. Bazen bir yazıyı hazırlamak günleri bulabiliyor.

Karşılaştırmaları genelde pek sevmem ama bu yüzden, Türkiye’de sürekli içerik üreten seyahat bloglarının sayısı bir elin parmaklarından fazlasını pek geçmez. Kolay iş değil çünkü.

Bloglar, deneyimlere dayanan bilgileri okuyuculara sunar ve bu açıdan benim için her zaman değerli ve güvenilirdir. Ben bir bilgiye ihtiyacım olduğunda baktığım ilk adres bloglardır. Yabancı dil biliyorsanız eğer ve okumaya meraklıysanız, binlerce İngilizce seyahat bloğunda kaybolurken bulursunuz kendinizi. Bana kalırsa herkesin bir bloğu olmalı ve orada kendini ifade etmeli ve üretmeli.

Söyleşilerimden
Söyleşilerimden

7. Dünyayı gezmek isteyenlere hangi dijital araçları tavsiye edersiniz, internette nereye baksınlar?

İnsanın gerçekten yaşıyor olduğunu ve dünyanın ne kadar güzel ve heyecan verici olduğunu fark etmenin en güzel yollarından birisi seyahat etmek. Vaat ettikleri karşısında ödediğiniz her bedelin hakkını size geri veriyor, ancak seyahat etmek için de en önemli şeylerden biri esnek olmak, önyargıları geride bırakıp farklılıklara saygı duymak.

Seyahat etmek pahalı bir eylem. En azından yeterli deneyime ve bilgiye sahip değilseniz pahalı olabilir. Bu nedenle öncesinde iyi araştırmalar yapmak, ucuz uçak bileti kampanyalarını yakalamak, indirimli konaklama seçeneklerini değerlendirmek gerekiyor.

İyi bir tatil veya seyahat deneyimi için de, gezi blogları iyi bir kaynak. Bir seyahatte ihtiyaç duyulacak bilgileri bir araya topladığım Kaynaklar sayfasını önerebilirim.

2 Yorumlar

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz