Kapadokya’nın Zirvesi: Uçhisar

Toprak ananın Anadolu’ya sihirli dokunuşuyla var ettiği Kapadokya, dünyada bir eşi daha bulunmayan çok özel bir coğrafya. Her fırsatta bu benzersiz coğrafyaya gitmekten inanılmaz keyif alıyorum. Ülkemiz kültür turizminin kalbi Kapadokya bölgesinin ne köşesine gidersem gideyim, gördüğüm olağanüstü peribacaları, edindiğim yeni bilgiler, zengin kültür, coğrafi güzellikleri beni büyülüyor.

Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Uçhisar ise, Kapadokya coğrafyasında antik yerleşim yeri ve turizm merkezi olarak en yüksek noktada yer alıyor. İnsanlığın tarihine tanıklık eden milyonlarca yılda oluşmuş peribacalarıyla Kapadokya’nın kapısı aynı zamanda burası. Geçtiğimiz yıllarda da bir çok defa Kapadokya’ya gelmiştim, hatta Uçhisar’da kalmıştım, ancak ilk defa sokaklarında dolaşma fırsatı buldum, Uçhisar Kalesi’ne çıktım.

Nevşehir merkeze 5 km mesafedeki Uçhisar, tüm bölgenin en güzel panoramik seyrinin yapıldığı tepe üzerine kurulu. Kapadokya’nın kapısı olarak bilinen ilçe tarih boyunca Perslerin Kral Yolu ve Selçukluların İpek Yolu üzerine kurulmuş, bölgenin en stratejik noktası. Günümüzde ise Uçhisar ilçesi, Kapadokya bölgesinin en nezih konaklama merkezi olarak adı sıkça adından söz ettiriyor.

Uçhisar Kalesi

Zeminden gökyüzüne neredeyse 100 metre kadar yükselen kaya kütlesi, Roma döneminden bu yana, yöre halkı tarafından oyularak çok sayıda oda, ev, sığınak, depo, sarnıç, mezar, mahzen, yapılmış. Zirveden vadiye kadar yedi kat yerleşimiyle ilginç bir yer altı şehri aslında burası. Arap akınlarına karşı önemli bir savunma noktası olan kale, Selçuklu ve Beylikler döneminde de önemini korumuş.

Uçhisar Kalesi’ne çıkmak için onlarca basamağı göze almanız gerekiyor. Uçhisar Kalesine Müze kart veya İş Bankası kartınızla ücretsiz olarak giriş yapabiliyorsunuz. Soluklanarak veya fotoğraf molası vererek zirveye çıktığınızda ise önünüze üç yüz altmış derece nefis Kapadokya coğrafyası sizi karşılıyor.

Uçhisar Kalesi, aslında birbirine yakın iki dev peribacasından oluşuyor. Yöre halkı büyüğünü “Ağanın Kalesi”, kü­çüğünü ise “Çavuşun Kalesi” olarak isimlendiriyor.

Günbatımında koyu kırmızı renk alan Kızılçukur, bölgenin diğer güzel bir köşesi Ortahisar, en kalabalık merkezlerden Ürgüp, diğer ilçeler veya mahalleler olan İbrahimpaşa, Mustafapaşa ve Gömede Vadileri ile enfes bir manzaraya bakakalıyorsunuz. Göreme, Avanos, Çavuşin, Nevşehir, Çat ve İç Anadolu’nun en yüksek dağı zirvesi karlı Erciyes’e kadar tüm bölgeyi izlemek pek bir keyifli.

Kalenin eteklerinde ise bir başka güzellik sizi bekliyor. Yokuş aşağı inerken sağ ve sol taraflarda kurulan tezgâhlarda birbirinden lezzetli yöresel ürünlerin kurutulmuşunu satan güler yüzlü esnafıyla karşılaşıyorsunuz Uçhisar’ın. “Almanız şart değil, tadına bakın” diyor hepsi…

Elma, dut, domates, yaban mersini, pestil ve üzümden yapılan çok özel bir lezzet olan köfter bulunan bu tezgâhların renkleri öyle cezbedici ki, hiç aklınızda yokken bir bakıyorsunuz hepsinin olduğu karışık yemiş poşetiyle inivermişsiniz yokuşu.

Yokuşu inmenizle birlikte sıra sıra dizili yöresel hediyelik eşya dükkânlarının önündeki renk cümbüşü ise ikinci durağınız. Dışarıdan bakıldığında küçücük olan bu mekânlar içine girmenizle birlikte devasa alışveriş merkezlerine dönüşüyor sanki. Doğal mağaralara oyulmuş bu dükkânlardan biri ise meydanda yer alan Galeri Faruk.

Çoğunluğu Türkiye’den olmak üzere, Afganistan, İran, Pakistan, Türkmenistan ve dünyanın diğer dört bir yanından getirtilmiş el dokuması halı ve kilimlerle dolu. Dolar üzerinden satış yapılan Galeri Faruk’da kilimlerin dışında kilimden yapılmış ürünler de birer sanat eseri niteliğinde. Alışveriş yapmasanız da bu şahane dükkânı gezebiliyor, fotoğraf çekip ince belli bardakta tavşankanı çay ikramının keyfini çıkarın.

Onun hemen yanındaki A La Turca Collection’da ise ne yok ki! Uçhisar’da görülmesi gereken yerler arasında yer alan galeride, her biri el yapımı olan aksesuarlar, oniks biblo ve ev dekorları, yüzükler, kolyeler, küpeler; çanaklar, bu bölgenin meşhur Hitit testileri, kilimler, şallar satılıyor. İçerisi adeta bir müze gibi sanki ve en ilginç olanı ise sahibi Taner Bey’in özel ilgi alanı olan koleksiyonlar. Taner Bey, doğma büyüme Uçhisarlı bir esnaf; aslında esnaftan çok daha fazlası, bir sanatçı, gerçek bir zanaatkâr.

Eskiden çoğunluğunu Hristiyanların oluşturduğu Uçhisar tebaanın kullandığı evlerden kullanılmayan eşyaları toplayarak Kapadokya’ya ve Anadolu’nun kültürel değerlerine en büyük katkıyı yapmış genç bir insan. Asya ve Orta Asya’dan Türkmen kıyafet ve aksesuarlarını topladığı bölümü de ziyaret edin. Bu çok özel kıyafetleri giyip, aksesuarları takıp fotoğraf çektirin.

Uçhisar Gezilecek Yerler

Uçhisar gezilecek yerler oldukça çok, ancak asıl gezilmesi gereken yerler elbette Kapadokya coğrafyasına dağılmış. Göreme Milli Parkı, Güllüdere Vadisi, Paşabağı, Derinkuyu Yeraltı Şehri, Güvercinlik Vadisi, Kaymaklı Yeraltı Şehri ve Çavuşin Köyü bunlardan sadece bazıları.

Uçhisar’da Kermil (Gemil), Güvercinlik, Karankemer ve Bağlıdere olmak üzere dört vadi bulunuyor. Bunların içerisinde Güvercinlik Vadisi en ünlüsü. Uçhisar’dan başlayan vadi Görme’ye kadar uzanıyor. Vadilerde yer alan peribacaları, kaya oluşumları büyüleyici. Güvercinlik Tepesinden enfes manzarayı izleyin.

Uçhisar Kalesi’nin arkasında, eteğinde yer alan vadi Cevizli, Uçhisar’da görülecek yerlerin başında geliyor. Kalenin arkasında yer alan ve şapkası hala yerinde duran peribacası ise fotoğraflanması gereken en güzel peribacalarından birisi.

Uçhisar’a nasıl gidilir

Uçhisar, Nevşehir-Göreme Yolu üzerinde 7. km’de yer alıyor. Eğer otobüsle Nevşehir’e gelirseniz oradan servisler sizi Uçhisar’a aktarıyor. Kayseri’de havalimanından shuttle servislerle Uçhisar’a gitmek mümkün (20 TL). Kalacağınız oteli arayarak transfer isteyebilirsiniz.

Bölgeyi keşfetmenin en güzel yolu benim yaptığım gibi kiralık araç kullanmak. Bu yüzden Kayseri havalimanından araç kiralama yapabilirsiniz. Günlüğü 100-150 arasına göre değişiyor. Kayseri – Uçhisar arası yaklaşık 75 kilometre ve 1 saat 10 dakika kadar sürüyor.

Uçhisar-Nevşehir otobüs seferleri sabah 07:00’da başlıyor ve her yarım saatte bir akşam 18:30’a kadar hizmet veriyor. Nevşehir’den Uçhisar’a ise ilk otobüs 07:30’da ve son otobüs 19:00’da.

Uçhisar restoranları

Uçhisar’da yeme içme, Kapadokya’nın diğer bölgelerine göre biraz pahalı fakat lezzetinden sual olunmaz. Balkon Restaurant’ın Çeltik Kebabı çok leziz. Terası ve bahçesi bulunan Balkon’da yemeğinize eşlik etmesi için açtıracağınız Kapadokya’nın ünlü Turasan ve Kocabağ şaraplarının kırmızısı olsun beyazı olsun enfes.

Le Mouton Rouge Restaurant’ın ise Saç Kebabı ve şahane atmosferi tavsiye olunur. İsterseniz içeride oturun kahvenizi içip gazetenizi okuyun, isterseniz bahçesinde şarabınızı içip manzarayı izleyin, bırakın zaman Uçhisar’da yavaşlasın, gün batmaya başlasın. Yazın restoranın arka kısmında yer alan avlusu oldukça kalabalık oluyor.

Uçhisar otel

Uçhisar Kapadokya’nın butik otelleriyle ünlü ilçesi. Burada birbirinden farklı konseptte ve her zevke uygun butik oteller bulunuyor. Günü batırmak için pek çok güzel yeri bulunan Uçhisar’da en iyi seçeneklerden biri olan, otele dönüp günün yorgunluğunun ve günbatımın keyfini çıkarmak.

Kaldığım Anatelein Butik Hotel, peri bacalarına karşı, isterseniz terasta isterseniz bahçede ayaklarınız uzatıp, bir doğa mucizesinin keyfini sindire sindire yaşayabileceğiniz bir yer.

Butik otel, bir yandan Uçhisar Kalesi manzarasına sahipken diğer yandan Cevizli’den Avanos’a geniş panoramik bir manzaraya sahip. Keyfini çıkarın.