Malta, Akdeniz güneşinin ısıttığı nefis denizi, şahane plajları, inanılmaz tarihi yerleri, capcanlı gece hayatı ile Avrupa’da tatile gidebileceğiniz en hoş yerlerden. İtalya çizmesinin biraz açıklarında, Akdeniz’in ortasında, Sicilya ve Kuzey Afrika arasında yer alan Malta, 3 büyük ve 2 küçük adadan oluşan bir Akdeniz ülkesi. Ancak büyüklüğünden beklenmeyen tarihi zenginliğe sahip.

Ağırlıklı olarak İtalyan ve İngiliz etkilerini taşıyan Malta, ada hayatının karakteristik özelliği olarak hayatın yavaş aktığı, zengin tarihi ve kültürel değerleri, nefis doğal güzellikleri, birbirinden hoş kasabaları, dost canlısı insanları ve ruhu besleyen manzaralarıyla pek çok aktiviteyi birlikte yapabileceğiniz şahane bir destinasyon.

Malta, stratejik fırsatlar veren coğrafi konumu nedeniyle yıllar boyu pek çok kültürün etkisinde kaldığı için çok kültürlü bir görünüme sahip. Kendine has kültürü ile rengarenk bir ada. Kendisinden beklenmeyecek zenginlikte, inanılmaz tarihi zenginlikleriyle önce çıkan ülke, ayrıca deniz, kum, güneş tatili de vaadediyor. Hani bir tatilden ne bekliyorsanız hepsini kompakt bir şekilde önünüze serme becerisine sahip.

Karakteristik mimari dokusu ile Orta çağdan kalma havasını korumayı başaran çok güzel bir ülke. Ada ülkesi olduğundan Akdeniz güneşi ve nefis deniziyle özellikle de Avrupalılar için turistik bir çekim merkezi. Yerli halkın ‘görkemli’ olarak adlandırdığı, tüm yapıların adaya özgü sarı taş ile inşa edildiği Malta’nın, doğal limanları, ılıman iklimi ve çok kültürlülüğü Akdeniz turizminin parlayan yıldızı bugünlerde.

Malta

Malta Gezi Rehberi

Malta ya da resmi adıyla Malta Cumhuriyeti, Sicilya’nın güneyinde yer alan, üç büyük ve iki küçük, toplamda 5 adadan oluşan, Akdeniz’in ada devletlerinden biri. Yüzölçümü 316 kilometrekare olmasına rağmen, UNESCO’ya göre insanlık tarihinin dünyada izlerinin en yoğun şekilde bulunduğu bir ada. Kilometrekare başına en çok tarihi ve kültürel miras yer yüzünde bu adalarda yer alıyor.

Malta, 7 bin yıl öncesine uzanan kadim geçmişiyle köklü bir insanlık tarihi hikayesine sahip. İlk insan izlerinin 1. Neolitik Döneme kadar uzandığı ülke, MÖ 870 ile MÖ 800 yılları arasında medeniyetlerin beşiği olmuş. MÖ 8. yüzyılda adaya Fenikelilerin gelmesiyle birlikte ilk yazılı kaynaklardan kendine yer bulmayı başlamış.

Akdeniz üzerindeki stratejik konumu nedeniyle bölgede hakimiyet kurmak isteyen büyük devletlerin öncelikli hedeflerinden biri olmuş. Sırasıyla Kartacalılar, Doğu Roma İmparatorluğu, St. John Şövalyeleri, Fransızlar ve Britanyalıların egemenliğine girmiş. Arap hakimiyetinin 1090’da Normanların istilası ve adayı fethetmesiyle sona ermesine rağmen etkileri 13. yüzyılın sonlarına kadar devam etmiş.

Roma Döneminde yerel halk Hristiyanlığı kabul etmiş. Romalılar’dan sonra kısa bir süre Arap hakimiyetinde kalan Malta, 1530’dan itibaren de öncesinde ‘Rodos Şövalyeleri’, ardından ‘Malta Şövalyeleri’ olarak anılacak St. John Şövalyelerinin evi olmuş.

Akdeniz’de ticaretin ortaya çıkması sonucu konumunun ve limanlarının avantajı nedeniyle ticareti ve sosyal hayatı gelişmiş. Şövalyeler ülkeye farklı bir kültür kazandırmış. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1565’de yaptığı kuşatma sırasında şövalyelerin galip gelmesi onların Avrupa’da güç kazanmasını sağlamış.

Adalar, bu dönemde mimarlık, sanat ve kültür açısından altın devrini yaşamış. Daha sonra önce Fransızlar’ın sonra İngilizler’in hakimiyetine giren Malta, 1964’te bağımsızlığını ilan etmiş. Malta’nın günümüze kadar ulaşan mimari yapısı genel olarak şövalyeler döneminden kalma.

Malta, dünyanın en küçük ve yoğun nüfuslu ülkelerinden biri. Yaklaşık 426 bin kişilik nüfusa sahip olan ülkede yaşayanların yüzde 96’sı Maltalılardan, yüzde ikisi İngilizlerden ve kalan yüzde ikisi farklı milletlere mensup kişilerden oluşuyor. Ülkenin nüfusunun yarısı başkent Valletta şehrinde. Malta’nın ikinci büyük adası olan Gozo, 7 bin kişilik nüfusuyla adanın en kalabalık şehri.

Ülkede resmi dil olarak İtalyanca-Arapça kırması Maltaca ve İngilizce konuşuluyor. Güneşi, yüzmeyi ve yeni insanlarla tanışmayı seviyorsanız, Akdeniz’in göbeğindeki Malta, İngilizce öğrenmek ve mükemmel bir tatil için ideal. Bu eğlenceli güzel ülke, elliden fazla dil okuluyla yabancı dil eğitiminde listenin en üst sıralarında yer alıyor.

Yılın 300 gününün güneşli geçtiği Malta, harika plajlarıyla turistleri cezbediyor. Rüzgâr sörfü yapanlardan güneşlenenlere kadar herkes için çeşitli seçenekler, altın kumlu, kırmızı kumlu plajlar ve mavi lagünler var. Tüm yapılar adaya özgü sarı taş ile inşa edilmiş. Bu korunmuş mimari yapısı, doğal limanları, ılıman iklimi ve çok kültürlülüğü ile tarihi zenginliğe sahip ülke, turizmde de ilgi çekiyor.

Bozulmamış doğası, sakin kıyıları, antik eserleri ve gizemli öyküleriyle Malta, Hollywood yapımları için doğal set ortamı. Game of Thrones’tan Gladyatör’e, Monte Kristo Kontu ve Truva’ya kadar birçok yapım bu şirin ada ülkesinde çekildi. Tarsuslu Aziz Pavlus, ressam Caravaggio, Napolyon gibi ünlüler geçmişte bu adanın misafiri olan isimlerden.

MALTA NEREDE
📍 Malta, İtalya’nın güneyinde Orta Akdeniz’de yer alıyor. Konum olarak Güney Avrupa’da kalıyor. İtalya’ya bağlı Sicilya Adası 93 km kuzeyde; Afrika kıtasındaki Libya ise 497 km uzaklıkta. İstanbul Malta arası ise 1390 km.

MALTA’YA GİTMEK İÇİN NE GEREKİYOR
🛂 Malta, Avrupa Birliğine dahil yani ya Yeşil Pasaport lazım ya da Schengen vizesi almanız gerekiyor. Daha önce hiç Schengen vizesi almadıysanız Schengen Vizesi Nedir ve Schengen Vizesi Nasıl Alınır blog yazılarıma göz atın. Vize Nedir Nasıl Alınır ve Vize Ücretleri Ne Kadar yazılarım da bilgilendirici olabilir. Pasaportunuz henüz yoksa Pasaport Çeşitleri ve Pasaport Başvurusu Nasıl Yapılır yazılarımı okuyun.

Yurt dışına çıkarken havalimanında veya sınır kapılarında yurtdışı çıkış harcı ödemeniz gerekiyor. Ben vizeli ülkelerle uğraşamam diyorsanız detaylıca hazırladığım Vizesiz Ülkeler Listesi yazıma göz atabilirsiniz. Daha uygun ve verimli bir Malta tatili yapmanız için Seyahat Rehberi kategorisindeki uygun otel nasıl bulunur, vize/pasaport, hayat kurtaran akıllı telefon uygulamaları blog yazılarına göz atın.

MALTA’YA NASIL GİDİLİR
Peki Akdeniz’in bu izole adası Malta’ya nasıl gidilir? Başkent Valletta’daki Malta Luqa International Havalimanına Türkiye ve Avrupa’dan çok sayıda bağlantılı veya direkt uçuşlar var. İstanbul’dan Türk Hava Yolları ‎veya Malta’nın ulusal havayolu şirketi Air Malta ile adaya direkt gidilebiliyor. İstanbul Malta uçakla 2 saat 25 dakika sürüyor.

Eğer uçak bileti kampanyalarını takip etmezseniz Malta’ya gitmek hiç de ucuz değil. Bu yazıyı hazırlarken THY uçak biletine baktım en ucuz Malta uçak bileti 3 bin 129 TL’den başlıyordu. Ben harika bir uçak bileti kampanyası yakalamıştım ve vergiler dahil İstanbul-Malta uçak bileti bana 65€’ya mal olmuştu. Uçak biletinizi kampanya dönemlerinde almaya çalışın. Bu konuda blogda yazdığım yazıları dikkatle okuyun.

İstanbul’dan Malta’ya ucuza gitmek için aktarmalı seferleri tercih edebilirsiniz. Avrupa’nın En Ucuz Havayolu Şirketleri listesine göz atın. Avrupa’nın önemli şehirlerinden Malta’ya giden ucuz bilet bulabileceğiniz firmaların listesi var. Ryanair her zaman bakmanız gereken bir havayolu firması. İstanbul’dan en uygun aktarmalı Malta uçak bileti ise Roma ve Atina üzerinden.

İtalya’nın ulusal ve bayrak taşıyıcı havayolu şirketi Alitalia ile Roma Fiumicino Havalimanı aktarması ile gitmek Türkiye’den direk gitmekten daha uygun fiyatlı. Tabi sefere ve aktarma zamanına göre uçuş süresi 10 saati geçebilir. Pegasus Havayolları ile Roma’ya gidip oradan Malta’ya aktarma yapılabilir.

Yunanistan’ın yolcu sayısı, uçak sayısı ve uçuş noktası sayısı bakımından en büyük havayolu şirketi Aegean Airlines ile Atina’ya uçup oradan da aynı şekilde aktarma yapabilirsiniz. İstanbul-Yunanistan uçak bileti genelde çok uygun fiyatlı oluyor. Atina’dan Air Malta Havayolu firması ile Malta’ya uçabilirsiniz. Yolculuk süresi 15 saati bulabilir.

Malta ulaşım konusunda oldukça rahat, ancak otobüsler çok yavaş ve yollar da çok girintili olduğundan mesafelere göre ulaşım süresi çok daha uzun. Malta International Airport, Valletta merkeze 8 km uzaklıkta yer alıyor. Otobüsle St. Julian’s ve Sliema dahil birçok noktaya kolayca ulaşılıyor.

Benim kaldığım St Julians’a (San Giljan) her saat başı kalkan X2 nolu otobüsü ile gidiliyor. Ben bununla ulaşımı sağlamıştım ve yolculuk yaklaşık 1 saat sürüyor. Sefer saatleri otobüs durağında yazıyor.

Valletta’ya gidecekler X4 numaralı otobüsü kullanabilir. Malta toplu taşıma ulaşım bilgileri sunan sitede daha detaylı bilgiler var. Biletler yaz döneminde 2€, gece 3€, kışın ise 1,5€. Otobüste bileti alabiliyorsunuz ve bu biletle 2 saat boyunca istediğiniz kadar aktarma yapmanız mümkün. Malta Havalimanından şehir merkezine taksi ile gitmek 20-25 dakika sürüyor. Taksi ücreti de yaklaşık 15-20 Euro.

İtalya’nın kuzeyinden, Sicilya’dan ya da diğer Akdeniz şehirlerinden feribot seferleri düzenleniyor. Ayrıca büyük cruise gemileri ile de Malta’ya ulaşılabiliyor. İtalya’dan Malta’ya sık sık feribot seferleri de var. Sicilya’ya yolunuz düşerse Katanya’dan Malta’ya ulaşım feribotla 4 saat sürüyor. Sicilya’nın güneyinde yer alan Pozzallo şehrinden hızlı feribotlarla Valletta’ya yaklaşık 90 dakikada ulaşılıyor. Ayrıca Genoa ve Salerno’dan kalkan ve Tunus yakınlarından geçerek Malta’ya giden gemilerle de Malta’ya gidilebilir.

MALTA’DA NEREDE KALINIR
Adaya ayıracağınız vakit 3 günden az ise başkent Valletta’da konaklayın. Eğer bütçeniz düşük ise konaklama tercihi için Valletta yerine Sliema, St. Julians ve Paceville şehirlerini seçin. Bu bölgelerde akşamları daha canlı ve eğlenceli olsa da Valletta’da konaklamayı tercih ederim doğrusu.

Rosselli – AX Privilege, her açıdan mükemmel bir otel! Malta’ya ikinci gidişimde Valletta’nın kalbindeki bu 5 yıldızlı otelde kalmıştım. Bütçeniz uygunsa enfes bir otel. Palazzo Paolina Boutique Hotel, Palazzo Rosaria Boutique Hotel ve Hotel Pjazza Merkanti, Valletta merkezde yer alan şahane oteller.

Sliema, adanın en hareketli ve popüler şehirlerinden biri. Sahil boyunca sıralanan şirin otelleri, hoş ambiyanslara sahip restoran ve kafeleriyle, enerji dolu bir bölge. Şehrin çevresinde onlarca farklı koy ve plaj var. Hotel Verdi, The Londoner Hotel Sliema, Sliema Marina Hotel, Mr Todd Hotel ve Two Pillows Boutique Hostel kalabileceğiniz uygun fiyatlı iyi oteller.

St. Julians, Malta’da gece hayatının kalbi olarak nitelendirilen bir bölge. Restoran ve gece kulüplerince zengin bölgesi Paceville hem eğlence hem de küçük otel, hostel konaklaması için ideal. İlk gidişimde burada kalmıştım. Marco Polo Party Hostel ve Bookarest Hostel, uygun fiyatlı hosteller. Hugo’s Boutique Hotel, Antoniel Suites, V Hotel ve IKYK Hotel fiyat/kalite dengesi iyi olan tavsiyelerim.

Malta Gezilecek Yerler 📌

Malta, küçük ama gezilecek ve görülecek yerleri o kadar çok ki! Kendisine ayırdığınız vakit az ise gezip gördükçe keşke daha çok kalsam demenize neden olacak kadar zengin bir ada. Yerli halkın görkemli olarak adlandırdığı ada, karakteristik mimari dokusunu ve Orta çağdan kalma havasını korumayı başarabilmiş.

Görünüşte küçük bir ada olsa da sahip olduğu zenginlikler, öyle kısa sürede hepsini göreyim türünden dedirtecek yerler değil. Adanın her yanına serpilmiş şehirlerin her birinin kendine münhasır dokusu ve görmeye değer önemli yerleri var. Gezip gördüğünüzde hep bir yerlerinde hala görülecek bir şeyler kaldığını görüp şaşıyorsunuz.

Valletta’nın her köşesini yürüyerek rahatlıkla gezebilirsiniz. Tüm sokakları keyifle gezmeniz 1 gününüzü almaz. Önemli müzeler ve tarihi yapıları da eklerseniz Valletta’nın pek çok noktasını 2 günde görebilirsiniz. Kalan diğer gününüzü de UNESCO Listesinde yer alan, çok iyi korunmuş harika bir Orta çağ şehri olan eski başkent Mdina ve balıkçı kasabası Marsaxlook’a ayırın.

Fazladan 1 gününüz varsa, dünyanın en eski dini yapılarının bulunduğu büyüleyici Ggantija tapınaklarının olduğu Gozo adasına ayırın. Citadel, Ramla Körfezi, Ġgantija Tapınağı ve meşhur Azure Window görmeniz gereken önemli yerler. Gozo için ya bir tura katılın ya da araç kiralayıp gidin.

Malta seyahat planlaması yaparken yine fazladan bir gününüz varsa Blue Grotto ve Hagar Qim-Mnajdra Tapınaklarına ile Tarxien ve Hypogeum tapınaklarına ayırın. Arkeolojik olarak çok değerli nadide yerler. Kimi gezgin sırf bu tarihi anıtları görmeye gidiyor.

Games of Thrones dizisiyle ünlenen ve oldukça fazla turist çeken Malta’da yer alan St. Jean Şövalyelerinin yaptırdığı gösterişli saraylar, surlar, kalelerle süslenmiş gezilecek çok yer var. Valletta’nın tam karşısında olan üç şehir bölgesinden Birgu ve St. Angelo Kalesini gezmekten çok keyif almıştım. Surlarla çevrili eski şehrin sokakları, sahil kesimi ve mekanları çok keyifliydi. Hatta konaklama noktanızdan biri olabilir.

Comino Adasındaki dünyanın en etkileyici plajlarından Blue Lagoon ve Crystal Lagoon da görülecekler listenizde olsun. Malta’nın en uzun kumsalı Mellieha ile Ghajn Tuffiena ve Altın Körfez Malta’nın en popüler plajları. Deniz tatili vazgeçilmeziniz ise Mellieha’da kalın. Malta hakkında çok daha detaylı bilgileri maltatatili.com sitesinde bulabilirsiniz.

Adrenalin sporları seviyorsanız doğru yerdesiniz. Çok sayıda spor aktivitesiyle Malta, ziyaretçilerine hoşça vakit geçirme fırsatı sunuyor. Yamaç paraşütü, dağ bisikleti, kaya tırmanışı, tüplü dalış ve rüzgar sörfü sevenlerdenseniz Malta tam size göre. Ben dalmadım ama Malta Adalarının Akdeniz’in en iyi dalış noktalarından birisi olduğu söyleniyor. Kısaca Malta’da yapılacak şeyler sınırsız gibi.

1. Valletta

Valletta, Malta gezinizde adımınızı atacağınız ilk nokta olmalı. Başkenti Valletta adını kahraman kurtarıcıları şövalye St. Jean Parisot de la Valette‘den alıyor. Ülke nüfusunun yarısı Valletta şehrinde yaşıyor. Osmanlı donanmasının 1565’te gerçekleştirdiği Büyük Kuşatma sonrası inşa edilen başkent Valletta, Geçtiğimiz yıllarda yıl 450’nci yaşını kutladı. 2018’de Avrupa Kültür Başkenti olmuştu.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan şehir, çorak ve kayalık bir yarımada üzerine her detayı planlanarak kurulmuş. Malta gezimde en çok vakit geçirdiğim şehir burası oldu. Yüksek ve kalın duvarlı surları, burçları, kilise ve katedralleri, St. John Şövalyelerinin mirasının sergilediği müzeleriyle Valletta, tam da sokaklarında kaybolunacak bir şehir.

Malta taşından inşa edilmiş, yeşil, mavi ve bordo cumbalı evlerin art arda dizildiği dar sokaklar arasında dolaşmak pek keyifli. Birbirini dikey kesen, inişli çıkışlı dar sokaklar boyunca bitişik nizamda cumbalı eski Malta evleri sıralanıyor. Sarı Malta taşından yapılan binalara 16. yüzyıl mimarisi egemen.

Sokağa taşan rengarenk cumbalı evler, yaşanmışlık hissini misafirlerine sonuna kadar hissettiriyor. Şehir Kapısından başlayarak dairesel bir turla yaklaşık 1 km uzunluğunda olan Valletta’yı baştan başa gezebilirsiniz.



Ortasında Triton Çeşmesinin olduğu meydandan şehre giriyorsunuz. Önünüzde uzayıp giden Republic Street boyunca görülecek enfes mekanlar, onlarca tarihi miras ve müze ve şahane kafeler sıralanıyor. Girişin hemen sağında yer alan kalıntılar, II. Dünya Savaşı zamanında harap olmuş Malta Tiyatrosuna ait. Geriye kalan kalıntılar üstüne konser salonu inşa edilmiş bir açık hava tiyatrosu olarak hizmet veriyor.

Şehir girişindeki İspanyol şövalyelerin hanı olarak kullanılan ve oldukça hoş bir yapı olan Auberge de Castille günümüzde başbakanlık binası olarak hizmet veriyor. Şövalyeler Sarayı (Grandmaster’s Palace) ise dünyanın en büyük zırh koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.

İtalya Aziz Catherine Kilisesi olarak bilinen Azize Catherine Şapeli (St Catherine of Italy), 1576’da St. John Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş. Adada yaşayan Katolik İtalyanları bir araya getiriyor.

Upper Barrakka Gardens, Malta’nın başkenti Valletta’da halka açık en büyük yeşil alanlardan. Büyük Liman bölgesinde yer alan bahçenin tarihi 1560’lı yıllara uzanıyor. Lower Barrakka Gardens ise deniz seviyesinde olan bir başka park ve seyir noktası. Her ikisini de mutlaka görün.

St John’s Co-Cathedral, dünyanın en güzel barok kiliselerinden biri. Değerli taşlar, altın ve gümüş ile süslenmiş sunağı, Malta taşı üzerine yapılmış yağlıboya tabloları, Caravaggio’nun iki önemli tablosu için mutlaka Malta gezilecek yerler listenize ekleyin. St. Paul Shipwreck Kilisesi de aynı şekilde görmeniz gereken değerli bir dini yapı.

Ulusal Savaş Müzesi (Fort St. Elmo ve the National War Museum), Valletta’nın en ucunda, stratejik noktada inşa edilmiş muhteşem St. Elmo Kalesinde yer alıyor. 1565 Büyük Kuşatması sırasında muazzam bir rol oynayan kalede, Malta’nın iki Dünya Savaşı ve Osmanlı kuşatması sırasında neler yaşadığına dair bilgiler paylaşılıyor.

Manoel Tiyatrosu, Avrupa’daki en eski üç tiyatrodan biri. St. John Şövalyeleri’nin Büyük Üstadı António Manoel de Vilhena tarafından 1731’de yaptırılan tarihi tiyatro, Tarikatın genç şövalyelerini beladan uzak tutmak amacıyla yapılmış. Tiyatroda her hafta tiyatro oyunları veya ilginç kültürel etkinlikler gerçekleştiriliyor. Burada muhteşem bir gösteri izlemiştim, atmosferi harikaydı.

2. Aziz John Katedrali

Aziz John Katedrali (St. John’s Co-Cathedral), adanın sembolü ve Malta Şövalyelerinin kilisesi. Avrupa’nın en önemli Barok binalarına sahip bu sıra dışı kilise mimar Gerolamo Cassar’in imzasını taşıyor. Binanın dış cephesi oldukça mütevazı göründüğüne aldanmayın, kilisenin iç dekorasyonu inanılmaz zengin ve rafine. Gördüğünüzde sizi hayrete düşüreceğine eminim.

Yapımına 1572’de başlanılan ve 1577’de tamamlanan katedral adada onlarca Hristiyan ibadethanesinin arasında farklı özellikleriyle öne çıkıyor. Hayatımda gördüğüm en güzel kiliselerden biri. Her şey o kadar mükemmel yapılmış ki burayı neden sadece bir kilise değil de ayı zamanda müze olarak adlandırdıklarını anlaşılabiliyor.

Üç boyutlu mermerleri, oymalı taş duvarları, ünlü İtalyan Barok sanatçısı Mattia Preti tarafından dekore edilmiş nefes kesen tonozlu tavanları inanılmaz etkileyici. Heykeller, duvar ve tavan resimleri, tablolar ve diğer her şey nefes kesici.



İtalyan Barok ressam Caravaggio’nun çalışmalarının geç döneminin bir başyapıtı olan en büyük eseri olan bir tablo bu görkemli kilisede yer alıyor. Roma’da bir cinayet işleyip idama mahkûm edildikten sonra Malta’ya sığınıp Malta Şövalyelerine dahil olan ressamın Vaftizci Yahya’nın idam edilmesini tasvir ettiği ‘Vaftizci Yahya’nın Boynunun Vurulması’ adlı, son derece dramatik ve karanlık tablo 1608 tarihli.

Katedralin geniş bir duvarına yapılmış, şiddet ve ölüm korkusunu yansıtan başyapıt bazı uzmanlar tarafından insanlık tarihinin en önemli ilk on sanat eseri arasında gösteriliyor. Her köşesi altın ve mermerle kaplanmış olan kilisenin içinde yerler bile renkli mermerlerle döşeli.

Böyle ihtişamlı bir yeri görmeden sakın Malta’dan ayrılmayın. Kilise görmek için 12€ harcamaya gerçekten değer. Aziz John Katedrali ziyaret saatleri pazartesiden cumaya 09.30-16.30, cumartesi günleri ise 09.30-12.30. Katedral, pazar günleri ve resmi tatillerde ziyarete kapalı. Kilisenin üst katındaki balkona çıkmayı unutmayın.

3. Upper Barrakka Gardens

Upper Barrakka Gardens

Upper Barrakka Gardens, Valetta’da halka açık en büyük yeşil alanlardan. Büyük Liman bölgesinde yer alan bahçenin tarihi 1560’lı yıllara uzanıyor. Bahçenin teraslı kemerleri 1661’de İtalyan şövalyesi Fra Flaminio Balbiani tarafından inşa edilmiş.

St. John Şövalyelerinin dinlenme alanı olarak planlanan bahçe, 1800’de Malta’da Fransız işgalinin sona ermesinin ardından halka açılmış. Parkta, Gerald Strickland, Sir Thomas Maitland ve Sir Winston Churchill dahil olmak üzere birçok tanınmış kişinin heykelleri bulunuyor.

Maltalı heykeltıraş Antonio Sciortino’nun Les Gavroches (sokak çocukları) heykelinin bir kopyası da bahçede bulunuyor. Bahçe Barrakka asansörü ile sahil kesimiyle birbirine bağlanıyor. Bahçenin deniz manzarası ve peyzaj düzenlemeleri harika.

Her gün saat 16.00’da top atma gösterisi düzenleniyor. Valletta’dan gün batımı manzarası izlemek keyifli. Gün batımı saatlerinde burada olmaya çalışın. Buradan Grand Harbour’ı ve şahane manzarayı izliyorsunuz. Upper Barrakka Gardens ziyaret saatleri 07.00-22.00. Bahçe, haftanın 7 günü ziyarete açık. Upper Barrakka Gardens giriş ücreti alınmıyor.

4. Azize Catherine Şapeli

St. Catherine of Italy

Azize Catherine Şapeli (St. Catherine of Italy), adada yaşayan Katolik Malta İtalyan topluluğunun bölge kilisesi olarak hizmet veren bir kilise. Yaygın olarak İtalya Aziz Catherine Kilisesi olarak bilinen yapı 1576’da St. John Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş. 17. yüzyılda ihtiyaçlar doğrultusunda genişleyen kilise, 2001-2011 yılları arasında büyük bir restorasyon geçirmiş.

İtalyan Sanatçı Mattia Preti’nin Malta’ya geldiği dönemde kiliseye bağışladığı, İskenderiyeli Aziz Catherine’in şehadetini betimleyen ‘Azize Katerina’nın Şehadeti’ adlı tablosu kilisenin en önemli eseri. Kubbedeki freskler de onun eseri. Gri ve altın yaldızlı sıva süslemeleri üslup bakımından dünyada benzersiz.

Aziz Catherine Şapeli, pazar günleri hariç haftanın 6 günü 09.00-17.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebiliyor.



5. Lower Barrakka Gardens

Lower Barrakka Gardens, Valetta’da Upper Barrakka Gardens’ın deniz seviyesinde olan bölümü. Büyük Liman ve dalgakıran manzaralı bahçenin merkezinde yer alan neoklasik tapınak ve Sir Alexander Ball anıtı bahçede görülmesi gereken yapılar arasında.

Peyzaj düzenlemesiyle etkileyici bir güzelliğe sahip olan parkta 1956 Macaristan devrimine, Prag baharına, Giuseppe Garibaldi’ye ve Avrupa Birliğinin 50. yıldönümüne adanmış hatıra plaketleri sergileniyor. Lower Barrakka Gardens’in hemen yakınında ise Siege Bell War Memorial adlı savaş anıtı yer alıyor. Şehrin sokaklarını turlarken buraya da uğrayın.

6. Büyük Liman

Büyük Liman (Grand Harbour), Malta tarihinin kalbi. 1565 kuşatmasının ana merkezi olan liman, II. Dünya Savaşında bölge tarihini ilgilendiren çok önemli olaylara sahne olmuş. II. Dünya Savaşı sırasında yoğun bombardımanlara maruz kalmış olan Malta’nın Büyük Limanında savaş sırasında hasar görmüş gemilerin tamirleri yapılırmış.

1970’li yıllara kadar İngiliz Kraliyet Donanması bu limanda koruyucu olarak görev almış. Müttefik Kuvvetler’in II. Dünya Savaşını kazanmasında önemli rol oynadığından İngiltere Kralı’nın Cesaret Madalyası ile onurlandırdığı Büyük Liman, dünyanın en büyük surlarına sahip. Liman çevresinde yürüyüş ve bisiklet yolları ile enfes Akdeniz manzarası ve mis gibi deniz havası bulunuyor.

7. Mdina

Mdina, Malta gezilecek yerler listenizde mutlaka olması gereken, adanın ilk kale merkezi. Valletta’dan yaklaşık 13 km uzakta bulunan Mdina adeta yaşayan bir müze gibi. Bir zamanlar Romalıların merkezi olan ve Bronz Çağından bu yana askeri savunma merkezi olarak kullanılmış. 1565’teki Osmanlının adayı almaya çalıştığı dönemde burası başkentti.

Sonrasında başkent Vittoriosa’ya taşınınca kent adeta bir hayalet şehre dönmüş. Günümüzde Mdina ‘Sessiz Şehir – The Silent City’ olarak tanımlanıyor. Mdina’nin ana giriş kapısı barok tarzdaki görkemli Mdina Gate kapısından geçerek içeri giriyorsunuz. Malta’nın asil ailelerinin atalarına ait evler, küçük ve labirent gibi sokaklar bana Mardin sokaklarını anımsatmıştı.

Yapmanız gereken şey sokaklarında rastgele yürümek olsun. Görmeniz gereken birkaç önemli yeri de görmeye mutlaka çalışın. 1728’de inşa edilen Fransız Barok sarayı Vilhena Sarayı, 1973’ten bu yana National Museum of Natural History olarak hizmet veriyor (5€). Kent girişinde sol tarafta yer alan etkileyici bina, adaların ekolojik yapısı ve habitatına dair bilgiler sunuyor.

Mdina’da St. Paul Şövalyelerinin merkezi ve ilk kilisesi olan St. Paul’s Cathedral ve Müzesi görülecek en önemli yapı. Katedral, tüm Malta kiliselerinin mecazi anası sayılıyor. Aynı zamanda Malta Başpiskoposunun dini kutlamaları burada yapılıyor. İbadet için giriş ücretsiz, ancak turistik ziyaret için müze girişi ile birlikte 10 € alınıyor.

Ben kiliseye daha önceki ziyaretimde de son ziyaretimde de girdim, ücret isteyen olmadı. St. Paul Katedraline bağlı olan St. Paul Müzesi (Mdina Metropolitan Katedrali Müzesi) ise katedralin sağ tarafında muhteşem bir barok binada yer alıyor. Müze koleksiyonu fantastik tablolardan ve dönem mobilyalarından oluşuyor. Hem dışı hem de içerisi oldukça görkemli.

The Knights Of Malta Müzesi‘nde ise Mdina’nın tarihi hikayesini daha yakından öğrenebilirsiniz. Sadece gündüz saatlerinde gezebileceğiniz Mdina’da Bastion meydanından adanın en güzel manzaralarını görme şansını yakalayabilirsiniz. Akşam saatlerinde aydınlatma olmadığı için fazla bir şey görme şansını yok ancak Mdina’nın çok lezzetli yemekler sunan restoranlarında keyifli bir akşam yemeğinin tadını çıkartabilirsiniz.

Zarif bir Barok cephesinin arkasına gizlenmiş 17. yüzyıl kilisesi Carmelite Priory, Mdina’daki en eski ikinci bina Palazzo Falson Historic House Museum şehirde gezilecek yerler arasında. Mdina’nın Ulusal Doğa Tarihi Müzesi, 18. yüzyıldan kalma etkileyici bir bina içerisinde yer alıyor.

Şehrin tarihi ve yemyeşil parkı Howard Gardens vakit geçirmek için güzel bir yer. Mdina’ya havalimanından X3 ve 201No’lu otobüs hattı, Valletta şehir merkezinden X3 ve Sliema’dan da 203 No’lu otobüslerle gidebilirsiniz.

8. Birgu ve St. Angelo Kalesi

birgu

St. Angelo Kalesi, Valetta Büyük Limanın merkezinde, Birgu semtinde yer alan şehrin sembol yapılarından biri. Orta çağda Castrum Maris adı verilen kalenin üzerine 1530’lu yıllarda St. John Şövalyeleri tarafından yeniden inşa edilen kale, 1565 Malta Kuşatmasında adanın savunmasında önemli bir rol oynamış.

1690’lı yıllarda son kez inşa edilen kale, II. Dünya Savaşı sırasında aldığı ağır darbelerin ardından restore edildi. Kale, 1998’den bu yana UNESCO Dünya Kültürel Mirası Geçici Listesinde yer alıyor. Kale içerisinde 1574’ten 1798’e kadar Malta Engizisyonunun merkezi olan Engizisyon Sarayı (Inquisitor’s Palace), Malta’nın denizcilik tarihinden kesitler sunan Malta Denizcilik Müzesi bulunuyor.

St. Angelo Kalesi ziyaret saatleri pazartesiden pazara 09.00-17.00. Bilet satışı 16.30’da sona eriyor. Kale, 24, 25, 31 Aralık ve 1 Ocak’ta ziyarete kapalı. St. Angelo Kalesi giriş ücreti 8€, 12-17 yaş 5€, 6-11 yaş 3€.

9. Rabat

Malta gezilecek yerler

Rabat, Malta’nın kuzeyinde, antik başkent Mdina’nın yanı başında yer alan tarihi yerleşimlerden biri. Antik Dönemde Roma İmparatorluğunun bölgedeki şehri Melita’nın bir parçası olan Rabat, Roma Döneminde kalma sayısız kalıntı ve tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. Şehir, yüzyıllar boyunca farklı dini tarikatın yerleştiği bir bölge olmuş.

Fransiskenler, Dominikenler ve Agustinciler gibi dini grupların kiliselerinin bulunduğu Rabat, günümüzde adanın ticaret merkezi olmuş. Roma Villası (Domus Romana), sadece Rabat’ta değil, tüm Malta adasında görülmesi gereken en önemli Roma yapısı. İçeride, zeminde güzel mozaikler var.

Rabat’ta görmeniz gereken önemli diğer bir yer olan St. Paul Yeraltı Mezarları (St. Paul’s Catacombs in Rabat), MS 3. yüzyıldan kalma heybetli yeraltı galerileri. İçeride, iki geniş alana bölünmüş 30 kadar yeraltı mezarı var. Aziz Paul’un bir gemi kazası nedeniyle bir süre bu yeraltı mezarlıklarında saklandığını söyleniyor

Rabat Malta’da mutlaka görülmesi gereken bir yer olan Aziz Paul Kilisesi, 17. yüzyıldan kalma etkileyici bir yapı. Kartaca’dan Roma’ya farklı dönemlere ait kalıntıların olduğu Wignacourt Collegiate Museum da ilginizi çekebilir. Etkileyici Saint Paul Kilisesine bakan bar veya restoranlardan birinde bir şeyler içmek için mola verebilirsiniz.

10. Popeye Village

Popeye Village (Temel Reis Köyü), Malta’da masal köyü olarak anılan bir film seti yerleşimi. Mellie köy merkezine 3 km mesafede, Anchor Koyunda yer alıyor. Sweethaven Köyü olarak da bilinen Popeye Village, tam anlamıyla bir masal köy. 1980 yılında Robin Williams’ın başrolde oynadığı Popeye (Temel Reis) müzikal filmi için inşa edilmiş.



Hollanda’dan ahşap malzemeler ve Kanada’dan getirilen özel çatı kaplamaları ile 7 ay gibi bir sürede inşa edilen köydeki evlerin renklendirilmesi için 7 bin 500 litre boya kullanılmış. Filmde yer alan ahşap yapıların tamamının korunduğu köy, film çekimlerinin bitmesinin ardından müze ve eğlence merkezine dönüştürülmüş.

Popeye Village ziyaret saatleri kış dönemi (Kasım – Mart) 09.30-16.30, yaz dönemi (Nisan – Kasım) 09.30-19.00. Köy, haftanın 7 günü ziyarete açık. Popeye Village giriş ücreti 15€, çocuklar 12€.

11. Marsaxlokk

Marsaxlokk, limanı, liman çevresindeki koy boyunca sıralanan balıkçı tekneleri, enfes manzarası, mis gibi deniz havası ve tarihi yapılarıyla Malta’nın görsel anlamda en çok tanınan turistik cazibe merkezlerinden. Valetta’dan otuz dakikalık bir otobüs yolculuğuyla ulaşılan balıkçı kasaba kartpostalı andıran manzarası var.

MÖ 900 yılında Malta’ya yerleşen Fenikeliler, Marsaxlokk’u bir ticaret limanı olarak kullanmış Marsaxlokk’un sahil ve limanı, restoranları ve yüzme alanları ile yerel halk ve turistler arasında popüler bir yer. Turistler Marsaxlokk’a canlı pazar yerinde tur atmak, rengarenk balıkçı teknelerinin kenarında yürüyüş yapmak ve sahilde sakin bir öğle yemeği yemek için geliyor.

Akdeniz kültürünün hakim olduğu ülke yemeklerinde deniz ürünleri, domates, zeytinyağı, zeytin ve patatese çokça rastlanıyor. Tavşan eti yerel lezzetlerden sadece biri. En iyi balık restoranları için Marsaxlokk’a uğrayın, kış aylarında lampuka adı verilen Akdeniz lüferini deneyin.

Doğal yapısını ve görünümünü kaybetmeyen Marsaxlokk’da her gün kurulan pazar ise hediyelik eşya almak isteyen ziyaretçilerin uğrak mekânı. Marsaxlokk’un yanı başında yer alan ve Malta’nın en gözde yüzme alanlarından biri olan St Peter’s Pool, doğal bir yüzme havuzunu andıran muhteşem bir plaj.

12. Blue Grotto

blue grotto

Blue Grotto, Malta’nın güney kıyısında, 7 farklı mağaradan oluşan enfes manzaraya sahip bir doğa oluşumu. 1950’li yıllarda bölgeyi ziyaret eden bir İngiliz askeri ile ünü Avrupa’ya taşınanmış. Yaklaşık 30 m yüksekliğinde devasa bir ana kemerin yanı sıra Balayı Mağarası, Kedi Mağarası ve Yansıma Mağarası’nı bulacağınız 6 adet mağaradan oluşan bir sistem.

Blue Grotto’nun muhteşem görüntüsü Wied iz –Zurrieq adlı izleme noktasından izlenebiliyor. Güneşli bir günde görmeye giderseniz, beyaz kumlu deniz tabanındaki güneş ışığının yansıması nedeniyle mağaraları parlak mavi tonlarda aydınlanıyor bu da hayranlık uyandıran gerçek bir manzara sunuyor.

Yılda yaklaşık 100 bin ziyaretçi tarafından ziyaret edilen Blue Grotto’yu, Comino adasında bulunan Blue Lagoon ile karıştırmayın. 60 dakikalık bir tekne turuna katılabilirsiniz. Ayrıca bölge dalış ve şnorkelli yüzme için oldukça popüler. Blue Grotto Caves’e tekne gezileri Zurrieq köyünden kalkıyor.

Valletta’dan Route 74 otobüsleri ile 30 dakika Panorama durağında oluyorsunuz. Duraktan 10 dakikalık yürüme mesafesinde, tepeden aşağı mavi mağaraya gözleme yerine ulaşıyorsunuz. Blue Grotto bilet fiyatı 8 €. Hagar Qim Tapınakları ile aynı rotaya koyabilrsiniz.



13. Hagar Qim-Mnajdra Tapınakları

Hagar Qim-Mnajdra Tapınakları, 1992’de UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesine dahil edilmiş olan Ġgantija evresine (M.Ö. 3600-3200) tarihlenen megalit tapınak kompleksinden oluşan bir kültürel miras. Kelime anlamı ‘ayakta duran kayalar’ olan Hagar Qim, Malta adasının güneyindeki Qrendi kasabasının yakınında yer alıyor.

Kelime anlamı ‘ayakta duran kayalar’ olan Hagar Qim, Malta adasının güneyindeki Qrendi kasabasının yakınında yer alan bu megalitik yapılar bu alanda dünyanın en zengin arkeolojik miraslarından biri. Adaların zaten ne köşesine baksanız antik dönem öncesi kalıntılarla karşılaşıyorsunuz. Akdeniz’in ortasında yer alan bu kurak ve küçük adada neden bu kadar çok tapınak olduğu hala gizemini koruyor.

Kanıtlar, Hagar Qim’in Scilly’den gelen taş devri insanları tarafından inşa edildiğini gösteriyor. Malta’nın birçok tarihi yapısı gibi kireç taşı kullanılarak inşa edilmiş. MÖ 3600 ile 3200 yılları arasında inşa edilen ana tapınak ile birlikte, sonradan eklenen 3 yapı bulunuyor. Tapınaklar Stonehenge’den daha eski.

Mnajdra Tapınağı ise Hagar Qim’dene 500 metre aşağıda, deniz kıyısında yer alıyor. Malta’nın dördüncü büyük adası olan küçücük Filfla Adasına bakıyor. Çok sayıda odası, yer döşemeleri, devasa kapıları, taş mobilyaları ile Malta’daki en popüler tapınaklardan biri.

Hagar Qim Arkeoloji Parkı’na girmeden önce sizi mekanın atmosferine kaptıracak ve bu sitenin kökenini ve evrimini anlamanızı sağlayacak 4d videoyu izleyin.

Hagar Qim, Valletta’dan arabayla yaklaşık yarım saat uzaklıkta. Toplu taşıma ile ziyaret etmek için, doğrudan Qrendi’ye giden 72 numaralı otobüse binin. Qrendi otobüs durağından Hagar Qim’e yaklaşık 25 dakikalık yürümeniz gerekiyor.

Mnajdra ve Hagar Qim ziyaret saatleri 09.00-17.00. Tapınaklar, haftanın 7 günü ziyarete açık. Bilet satışı kapanış saatinden yarım saat önce sona eriyor. Mnajdra ve Hagar Qim giriş ücreti 10€, 12-17 yaş 7,50€, 6-11 yaş 5€.

14. Tarxien Tapınakları

Tarxien Tapınakları, dört megalitik tapınaktan oluşan dev bir kompleks. 1913’te çiftçilerin keşfettiği tapınaklarda ilk kazılar 1915-1919 tarihleri arasında gerçekleşmiş. İnsan kalıntılarının bulunduğu tapınaklar bölgedeki insanlık tarihine ışık tutuyor. Malta adasındaki en büyük ve en karmaşık tarih öncesi site, UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.

Tarxien köyünün merkezinde yer alan tapınaklar, Malta’nın bir diğer ünlü tarihi yapısı Ħal-Saflieni Katakompu’nun 400 metre doğusunda yer alıyor. MÖ 3800 ile 2200 yılları arasında inşa edilmiş ve MÖ 2400 ile 1500 yılları arasında yeniden kullanılan dört megalitik yapıdan oluşan bir kompleksten oluşuyor. Dört tapınaktan üçü beş apsisli plana göre inşa edilmiş. Merkezi tapınak ise altı apsisi ile tasarımında benzersiz bir özellik taşıyor.

Tapınaklar üzerinde yer alan kabartmalardan yapının hayvan kurban edilen bir dini merkez olduğu düşünülüyor. MÖ 2400 ile 1500 yılları arasında bir Tunç Çağı ölü yakma yeri ve mezarlığı olarak yeniden kullanıldığını gösteriyor. Yine de tapınağın neden yapıldığı ve nasıl kullanıldığına dair pek çok şey gizemini koruyor.



Tarxien Tapınakları ziyaret saatleri pazartesiden pazara 09.00-17.00. Tapınaklar haftanın 7 günü ziyarete açık. Bilet gişesi kapanıştan yarım saat önce kapanıyor. Tarxien Tapınakları giriş ücreti 6€, 12-17 yaş 4,50€, 6-11 yaş 3€.

15. Hal Saflieni Katakompu

Ħal-Saflieni Katakompu (Hypogeum), Malta’nın en sıra dışı tarihi alanlarından biri. Dünyadaki en eski yapılardan biri olan UNESCO Dünya Mirası Listesindeki yeraltı kompleksi Hypogeum, piramitler ve Stonehenge’ten bile daha eski. 1902’de Malta’daki Paola kasabasında, Valletta’nın Büyük Limanının en iç kısmına bakan bir tepede keşfedilmiş.

Mezarlık, üç ayrı seviyeye yerleştirilmiş birbirine bağlı kaya kesimli odalardan oluşan bir kompleks. Tarih öncesi dönemlere ait yer altı mezarlarından oluşan bölgede bin yıllık süreç boyunca 7 bin insanın gömüldüğü tahmin ediliyor. Tarihi MÖ 3,300-3,000 yılları arasına dayanan mezarlıktaki bazı duvarları süsleyen kırmızı aşı boyalı resimler, Malta Adalarında kaydedilen en eski ve tek tarih öncesi resimler.

En yeni kalıntılar ise erken Bronz çağı dönemine (MÖ 1500) ait. Süslenmiş bloklar ve figürinler, Valetta Ulusal Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. Yeraltında olması nedeniyle oldukça iyi korunmuş Hypogeum’a sınırlı sayıda ziyaretçi alınıyor. Dünyada halkın erişimine açık tek tarih öncesi bu mezar alanının gelecek nesillere ulaşabilmesi için günlük 8 saat boyunca, saatte en fazla 10 kişinin ziyaretine izin var.

Ħal-Saflieni Katakompu ziyaret saatleri 09.00-17.00. Katakomp, haftanın 7 günü ziyarete açık. Mezar alanında 09.30, 10.30, 13.30, 14.30 ve 15.30 saatlerinde 20 dakika süren rehberli turlar düzenleniyor. Ħal-Saflieni Katakompu giriş ücreti 35€, 12-17 yaş 20€, 6-11 yaş 15€, rehberli tur 40€.

16. Gozo

Gozo, Malta’nın kuzeyinde yer alan, yarım saatlik bir feribot yolculuğu ile ulaşabileceğiniz ufak ve kırsal bir ada. Malta’nın bu ikinci en büyük adası olan Gozo’da büyük şehirler, trafik sıkışıklığı yok, sadece güzel kilise meydanları, kristal berraklığındaki sularının sarmaladığı kumsallar, doğa ve sakinlik var. 34 bin kişinin yaşadığı ve Malta’nın yakın geçmişteki halinin neye benzediğini gözler önüne seren Gozo’da hayat yavaş ritimli.

Burayı gezmek için en az 1 gününüzü ayırın. Malta için 1 hafta vakit ayırdıysanız eğer 2 gününüzü rahatlıkla Gozo’ya ayırabilirsiniz. Gozo gezinize adanın merkezinde yer alan, Gozo’nun sadece coğrafi merkezi değil, aynı zamanda ticari, sosyal ve kültürel yaşamının ve tarihinin de merkezi başkent Victoria (Malta dilinde Rabat da denir) ile başlayın.

Citadella, Victoria’daki ana cazibe merkezi. Gozo’daki tepelerden birinin üzerine inşa edilmiş bu küçük burç şehri yakın zamanda tamamen yenilenmiş. Kalenin surlarına çıktığınızda çevredeki kırsal alanın, köylerin, denizin 360° harika bir manzarasını izleyebiliyorsunuz. Citadella’ya giriş için ücret alınmıyor. Bu kalenin sokaklarının tadını özgürce çıkarın.

Citadella’nın önemli kiliselerinden Barok Varsayım Katedrali’ni küçük bir ücret karşılığında ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca Citadella’nın içinde yer alan Katedral Müzesi ile Arkeoloji Müzesi ilginizi çekebilir. Yerel yaşam tarzı ve gelenekler hakkında daha fazla bilgi edinmek için Folklor Müzesini ziyaret edebilirsiniz.

Ggantija, 5 bin 500 yıllık tarihi ile Gozo’nun en çok ziyaret edilen noktası. Malta’nın megalitik tapınakların en eskisi olan ve en büyüğü olan Ggantija, Maltaca’da ‘dev’ anlamına geliyor. Gozolular, bazılarının ağırlığının 5 tonu bulduğu bu devasa kayaları ancak devlerin taşıyabileceğine ve bir araya getirebileceğine inanmış. Bugün bile kimse kayaların oraya nasıl geldiğini tam olarak bilmiyor.

Misafirperver halkı, sempatik kasabaları ve geleneksel sanatları ile görülmesi gereken yerler arasında olan bu adada Ta’Pinu Bazilikası ve Dwejra bölgesi görülmesi gereken diğer yerlerden.

Dwejra‘da pek çok filme sahne olan ünlü Azure Penceresi vardı, ama maalesef 2017’de çöktü ama bu, orada görülecek bir şey kalmadığı anlamına gelmiyor! Akdeniz’in kristal berraklığındaki sularının kapladığı tuhaf ve ilginç kaya oluşumlarıyla göz alıcı bir yer burası. Eşsiz özellikleri ile şnorkelli yüzme ve dalış için oldukça popüler.

Ramla Koyu‘nun sağ yamacında yer alan Tal Mixta Mağarası‘nı da ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Oradan plajın ve çevredeki manzaraların harika manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.

Gozo’da kredi kartı yaygın olarak kullanılmıyor. Yanınızda yeterli miktarda nakit bulundurmaya özen gösterin. Gozo’da keçi sütünden üretilen karabiberli peynir, makarna ve Malta ketçabı da deneyebileceğiniz lezzetler arasında.

17. Comino ve Mavi Göl

Comino, diğer ana adalar olan Malta ve Gozo arasında yer alan küçük bir ada. Deniz, kum ve güneş için hem trafik hem de gürültü derdi olmayan Comino, berrak denizi ve güzel kumsallarıyla cennet bir ada. 1 gün gibi kısa bir sürede gezebileceğiniz bu adada ufak bir şapel, iyi korunmuş ve güzel bir kale ile kristal berraklıktaki mavi denizi ile adeta kartpostal görünümündeki Mavi Göl bulunuyor.

Feribotla ulaşılabilen ada, doğal güzellikleriyle etkiliyor. 1980’den bu yana UNESCO Listesinde bulunan Tarxien Tapınakları, Republic Streetteki Malta Milli Kütüphanesi, Arkeoloji Müzesi ve Kraliçe Victoria Heykeli şehirde gezilecek yerler arasında.

1980’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan, Malta’daki en büyük tarih öncesi yerleşim yeri olarak kabul edilen ve tarihi geçmişi MÖ 3 bin 150’ye dek uzanan 4 megalitik tapınaktan oluşan Tarxien Tapınaklarını görmeden adadan ayrılmayın.

Beyaz kumların ve kristal berraklıktaki deniz mavisi ile adeta kartpostal görünümüne büründüğü Blue Lagoon (Mavi Lagün), Comino Adasında yer alıyor. Birbirinden güzel plajlarıyla büyüleyici bir Malta adası olan Comino’ya feribotla geçebilirsiniz.

MALTA’DA NE YENİR; NEREDE YENİR
🥘 Malta, yemekleriyle de bizim damak zevkimize çok yakın. Akdeniz kültürünün hâkim olduğu Malta yemeklerinde deniz ürünleri, domates, zeytinyağı, zeytin ve patatese çokça rastlanıyor. En iyi balık restoranları için Marsaxlokk köyüne uğramalı, kış aylarında lampuka adı verilen Akdeniz lüferini denemelisiniz.

Malta’nın geleneksel mutfağı balık ve sebzelerden oluşuyor. Bunların arasında, lampuki pie (balık böreği), pragioli (zeytinyağlı dana eti), kapunata (vejetaryen yemek çeşidi), gbejniet (atıştırmalık çeşitlerin en önemlisi, keçi ve ya koyun sütünden yapılan peynir), tavşan etini saymak mümkün.

Gozo’da keçi sütünden üretilen karabiberli peynir, makarna ve Malta ketçabı da aklınızda bulunsun. Akdeniz, İtalyan ve Ortadoğu mutfağından lezzetler tadabileceğiniz Malta’da, Peaceville bölgesinde dünya mutfağından her türlü yemek çeşidini ve restoranı bir arada bulabilirsiniz.

Sushi ve noodle bar konseptli Hugo’s Lounge Restoran dingin bir gece geçirmek isteyenlere hitap ediyor. Sessiz, sakin atmosferiyle huşu içerisinde yemeğinizi yiyebilir, içkinizi yudumlayabilir ve keyifle sohbet edebilirsiniz.

Irish pub severler için farklı bir seçenek olan Ryan’s Irish Pub, Salı ila Perşembe günleri 11.30 ile 01.00 saatleri arasında açıkken Cuma ve Cumartesi günleri saat 04:00’a kadar açık kalabiliyor. Ryan’s Irish Pub, maç izleme keyfi eşliğinde Guinness marka bira içmek isteyenlerin uğrak yeri.

Hilton Oteli bünyesinde bulunan Quarterdeck Cocktail & Wine Bar, seçkin bir ortamda Malta’nın dokusunu hissetmek isteyenlere Portomaso Marina’sının manzarasını sunuyor. Lüks severler için hem konaklamayı hem de gece hayatını bir araya getiren bu mekan, şık çizgisiyle ön plana çıkıyor.

MALTA’DA NE ALINIR
🛍 Malta alışveriş turizmiyle de öne çıkan bir ülke. Fiyatlar genel olarak Avrupa ortalamasında olsa da ülke, yerel ve otantik hediyelik eşyalar konusunda sayısız seçenek sunuyor. Malta’nın yerel makarnası, zeytinyağı, şarap çeşitleri, ketçabı, peynir çeşitleri de ülkeye ait bir şeyler satın almak isterseniz alışveriş alternatifleri arasında.

Ülkenin en büyük alışveriş merkezi The Point Shopping Mall başta olmak üzere Gozo’daki Rabat Arkadia ve The Duke alışveriş merkezleri, Sliema – Plaza Alışveriş Merkezi, Tumas Fenech Caddesi, Valley Road ve Bisazza Caddesi’nde çok sayıda yerel ve uluslararası markanın mağazaları bulunuyor.

MALTA GECE HAYATI
🌟 Malta gece hayatı çok canlı ve renkli. Hava karardığında Malta için eğlence başlıyor demektir. Malta’da hemen her kasabanın yaz dönemlerinde düzenlediği kendine özgü bir festivaller, Maltalıların eğlence konusunda ne kadar iddialı olduğunu kanıtlıyor. St. Julians gece hayatıyla adını duyurmuş bir bölge, sabaha kadar açık olan gece kulüplerini, dünyanın dört bir yanından gelen öğrenciler dolduruyor.

Valletta’nın eğlence ve alışveriş durağı sayılan Paceville, Bay Street isimli dev bir açık hava alışveriş merkezi ve 15-20 gece kulübünden oluşuyor. Yan yana sıralanan gece kulübü, striptiz kulübü, bar, kafe ve restoranlarla çevrili bu bölgede genç nüfus ağırlıkta.

Footlose, Hugo’s ve Havana, buranın en iyi gece hayatı klüpleri. Genelde adım atacak yer bulamayacağınız kadar içi içe olduğu aklınızda bulunsun. Haftanın belirli günleri kadınlar için de striptiz şovlar düzenleyen gentlemen club’lar da ilgi çekici olabilir. Bunun dışında adada Hard Rock Cafe da var. Biraz uzak olan Marrekech de görülmeye değer ve şık bir mekan.

Big G’s Snackbar, Paceville’deki diğer eğlence mekanlarından ucuz fiyat anlayışı ve kaliteli kokteyl sunumuyla ayrılıyor. Bu nedenle turistlerin ve yerlilerin gözdesi. Malta gece hayatını keşfetmeden önce keyifle sohbet edip 5 ila 7 euro arasında değişen fiyatlardaki kokteylleri tatmak için uygun bir yer. Atıştırmalık yiyecekleri de tüketebileceğiniz bu snackbar, birçok şeyi aynı anda hizmetinize sunuyor.

Şehrin en havalı havuz partilerine ev sahipliği yapan Cafe Del Mar Malta, Çarşamba ve Cuma günleri düzenledikleri partilerle denize karşı havuz keyfi yapmak isteyen herkese kapılarını açıyor. Paceville’deki barlar sokağının girişindeki Plush, her zevke hitap ederek 3 ayrı bölümden oluşuyor. Günün yorgunluğunu atmak için Plush Bar, daha sofistike bir atmosfer için Plush Lounge ve özel organizasyonlar içinse Purple Room tercih edilebilir.

Malta gece hayatının en popüler gece kulüplerinden bir diğeri ise Havana Club. Hiphop ve r&b geceleriyle ön plana çıkan bu gece kulübü, techno ve elektronik müzik severler için Cabanas ve 80’ler pop ve rock şarkılarını severler içinse Flashback olmak üzere iki ayrı bölümden oluşuyor.

Paceville’de dans etmek için en ideal eğlence mekanlarından biri de Hugo’s Passion. Tuesday Nights ve VIP Fridays gibi organizasyonlar düzenleyen Hugo’s Passion’da direk dansı hünerleri sergilenebilir, en popüler şarkılarla çılgınca eğlenilebilir.

Her güne ayrı bir temada parti düzenleyen Footloose ise Karayipler konseptli Perşembeleriyle ünlü. Latin kıvraklığını mekanın her köşesinde hissedebileceğiniz gibi Perşembe günlerine özel kokteyllerin de tadını çıkarabilirsiniz.

Şehrin bir elin parmağını geçmeyen caz barlarından biri olan Smooth Jazz, farklı müzikal tatları arayanları kendine çekiyor. Yerel ve yabancı caz sanatçılarını ağırlayan bu mekan, sade bahçesi ve canlı müzik alternatifiyle benzer mekanlar arasından sıyrılıyor.

Köklü tarihi, tarih öncesi tapınakları, kireçtaşı falezlerle son bulan kayalık sahil şeridi, berrak denizi ve kırmızı-altın renkteki plajları, farklı kültürleri bir araya getiren etnik yapısı, kendine has mutfağı ile Avrupa’nın en çok ziyaret edilen adalarından Malta keşfedilmeyi bekliyor. Farklı beklentilere karşılayan Malta’da deniz-kum-güneş tatilinin yanı sıra sırt çantalı, lüks ya da balayı tatili gibi seçenekler de değerlendirilebilir.

Malta, yaz tatilinde gidebileceğiniz en iyi yaz rotalardan birisi. Şahane plajları, inanılmaz tarihi yerleri, capcanlı gece hayatı ve eğlencesi ile Malta, Akdeniz’in yükselen bir tatil destinasyonu. İster ailecek tatil için gidin, ister lüks tatil veya balayı tatili, isterseniz de İngilizce dil eğitimi için Malta beklentileri tümünü karşılayan bir tatil rotası.

41 Yorumlar

  1. Ben 30 gün dil kursuna gittim ama kurs nedeniyle gezme fırsatım olmamıştı. Önümüzdeki ay tekrardan gideceğim gezilecek yerler için faydalı ve güzel bir rehber teşekkür ederim.

  2. Tatil için 2 kez gittim. inanılmaz keyif aldık. Herkese göre bir seçenek var Malta’da. Tarihi inanılmaz, tamam bir Barcelona, Viyana değil ama çok da keyifli bir yer.

  3. Malta’nın başkenti Valletta bu sene Avrupa Kültür Başkenti seçildi. 2018 yılı içerisinde toplamda 500’ün üzerinde organizasyon yapılacak. MaltaVista olarak hazırladığımız türkçe etkinlik rehberini çok yakında yayınlıyoruz. Rehberimiz bu konudaki tek türkçe kaynak durumunda, dileyen herkes araştırabilir. 2018 yılı Malta’ya gitmek için olabilecek en iyi yıl gibi görünüyor.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz