Hürriyet’in blog yazarlarını bir araya getirdiği topluluk Bumerang, benim de üyesi olduğum bir oluşum. Bumerang, sisteme üye blogerlarla hem tanışmak, hem de birlikte keyifli vakit geçirmek için eğitici Bumerang Deneyim Günleri etkinlikleri düzenliyor.
Üye siteleri trafik, gelir ve bilinirlik olarak destekleyen Bumerang, bu defa Ege Bölgesi’ndeki bloggerlar için Bodrum’da eğlence dolu bir safari turu hazırladı. Bodrum’un keşif adresi bodrumfirsati.com ile birlikte gerçekleşen #BumerangDeneyimGunleri‘ne Ege Bölgesi’ndeki 10 bloggerla birlikte katıldım. Yer aldığım ilk #BumerangDeneyimGunleri etkinliği için 29 Eylül Pazar günü Bodrum’da buluştuk.

Sarnıç
Kocasarnıç mevki’nde önce sarnıçların olduğu yerde buluştuk. Sarnıç, içinde su biriktirmek için inşa edilen yapılara deniyor. Yağmur suyu biriktirilen bu sarnıçlar, geçmişte yörenin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılmış.
Genişliği 15-10 metreyi bulan, kubbeli yapısıyla sarnıçlar Ege kıyılarında ve dağ köylerinde sık görülüyor. Yağmur suları kanallar yardımıyla, derinliği 3-10 metreyi bulan sarnıcın içerisinde toplanıyor. Dar ve oldukça alçak bir kapıdan sarnıca girilip, kovayla su çekiliyor. Ege bölgesinde bu sarnıçlar günümüzde sadece hayvanlar için kullanılıyor.

Çamlık Köyü
Sarnıç sonrası Çamlık Köyü’nde çay ve kahve molası verdik. Bodrum’a 15 km uzaklıkta yer alan Çamlık Köyü, 1600 yıllarda göçebe halkların buraya yerleşmesiyle kurulmuş. Eski adı Irmene olan bu eski köyün geçmişi ise Karya dönemine kadar gidiyor. Çam ormanlarıyla çevrili köy 1970 yılından bu yana Çamlık olarak anılıyor.
Torba kavşağını ve Rixos ve Kervansaray otellerini geçer geçmez sağa sapılan bir yoldan 5 km uzaklıkta olan köyün hane sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Köy halkı hayvancılık, halı dokuma, zeytincilik ve tütün tarımı ile geçiniyor. Kahvaltı mekanı olarak da uygun olan köy, aynı zamanda güreş develeri yetiştiriciliği ile de ünlü. Bodrum’da olsaydım hafta sonları kaçabileceğim kahvaltılık mekânlarım arasına gireceği kesin. Kahvaltısını tatmamış olsam da doğası ve köy atmosferi bana çekici geldi.

Kaplumbağa Gölü, Sazköy
Bodrum’a 35 km uzaklıktaki Sazköy ise bir sonraki durağımız oldu. Çamların arasından kıvrıla kıvrıla uzayan bir yol sonrası ulaştığımız köyün halk, halı kilim ve hayvancılıkla geçiniyor.
Köydeki küçük bir gölde bulunan Kuzey Amerika su kaplumbağası Terrapine ise ilgi odağımız oldu. Suyun yüzeyine doğru uzattıkları burunları ile diklemesine durmaya meraklı bu kaplumbağaların, kış aylarında, çamurların altında uykuya yattıklarını öğrenmek ise ilginç!

Öğlen yemeği için ise 500 nüfuslu Tepecik Köyü’ne geçtik. Bulgur pilavı, tavuk ızgara, patates kızartması, salata, karpuzdan oluşan yemeğimiz oldukça lezizdi.
Etrim Köyü
Mumcular mevki üzerinden Etrim Köyü’ne gidip, tarihi bir çeşmede mola verdik. Bodrum’un henüz doğallığını ve bakirliğini koruyabilmiş bir bölgesinde yer alan Etrim Köyü, Bodrum’a 24 km uzaklıkta yer alıyor. Bu göçebe köyünün ilk yerlileri 500 yıl önce gelip buraya yerleşmiş. 45-50 haneye sahip köy 300 kişilik nüfusa sahip. Bu köyün de ana geçim kaynakları hayvancılık, çiftçilik, halı ve kilim dokumacılığı ve kış dönemlerinde de zeytin yağı ve sabun üretimi.


Mola verdiğimiz çeşmede su savaşı yaptık. Jeep Safari’de gün boyu bizimle olan diğer 2 jeepteki yerli ve yabancı turistlerle acımasız, eğlenceli ve ıslak bir savaş yaptık.
Yalıciftlik zeytinyağı fabrikasında çay molası sonrasında ise keyifli aktivitemizi, Yalıçiftlik Barbaros Koyu’nunu nefis denizinde yüzme molası ile sonlandırdık. Bodrum Jeep Safari, 4 yıldır bu aktiviteyi düzenliyormuş. Kişi başı 80 TL olan aktivitede, 9.30-17.00 arasında, 110 km yol yapılıyor.


Kusursuz bir organizasyon düzenleyen Bumerang ekibi Hilal Meriç ve Ahmet Erten ile etkinlik sponsoru Bodrum Fırsatı’nın kurucusu Yücel Niego’ya çok teşekkür ederim.
Alanlarında ünlü blog ustasıyla birlikte olmak gerçekten heyecan vericiydi. Keyifli, bol aktiviteli bir gün yaşandı ve bolca fotoğraflalar ve yeni arkadaşlıklarla eve dönüldü.
Bodrum da gezilecek yerlerden biridir. Tavsiye ediyorum.
Bodrum harika bi yer. Ne ararsan var, huzur, macera, ask, deniz, eglence, tutku… her sey. Mesela Torba huzur; Gumusluk dinginlik; Turkbuku eglence demek. Daha ne olsun! 🙂
Yazınızı keyifle okudum, gezdiğimiz yerleri çok güzel anlatmışsınız.
Bodrum’da yaşıyorum gezmeyenler için Bodrum’a geldiğinde mutlaka gezsinler.
Aynen Gül Hanım. Bloglarda ve sitelerde boş boş gezmek yerine hiç olmassa bloggerden bi blog açıp tecrübe edinebiliriz. Benim ilk sitem tr.gg uzantılıydı.Onda html bilgisi edindim. Blogger ile imlemeyi ve toplistleri öğrendim. WordPress e atılınca SEO vb. şeyler gelmeye başladı. İlerde VBulletin e kadar gidebilir. Bütün bunlar acemi bir deneme ile oldu.
Yazınızı keyifle okudum, gezdiğimiz yerleri çok güzel anlatmışsınız. Ayrıca fotoğraflarınızı da çok beğendim. Bir başka etkinlikte tekrar görüşmek üzere 🙂
Bir etkinlik olsa da yine görüşsek Müberra 🙂 Keyifliydi.
Demek ki neymiş, sadece blog okumamak okumamak, blog açmak da lazımmış. Aktiviteyi çok beğendim, Köy ve ormanlık doğal güzellikleri olan yerleri ben de severim. Takibe devam…
Bodrum’un bilmediğim yüzünü keşfetmiş oldum ve bana bu yüzü daha da çekici geliyor. Doğa, dağlar, ormanlar ve köyler…